Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Nevus Depigmentozus


abazz

Öne çıkan mesajlar

Tabıki gelip buraya yazmıycak bizden yorummu alıcak yanı.

"pek kötü bi hastalıktır beyaz beyaz hiç sevmem" falanmı diyicez, bizim arıyıp google'dan bulup link koymamızıda beklemiyorsun herhalde bunu sende yapabilirsin.

Sadece bilgi için ki oldukca teknik bi konuda bilgi istiyorsun acıp kitap göstermekten başka bişey yapılmaz üzgünüm ama gelip bvurda sorman bencede yanlış.[signature][hline]Beş Hececiler
64K RAM SYSTEM 38911 BASIC BYTES FREE
Eskiden herzaman boş yer olurdu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bizim tanidigimiz olmustu, herhangi yasamsal bi sorun teskil etmiyo. sadece elleri bi miktar damali oldu o kadar :). olayi nasi gordugun onemli biz baya sevmistik ve hastalikmis gibi degilde eglenceli bi ozellikmis gibi yaklasirsan cok daha yasamasi kolay oluyo. size tavsiyem de boyle olmasi. durmasi gereken noktayi degistiremiyosunuz, yani nereye kadar yayilacaksa devam ediyo her sekilde. merhem falan herhangi bi etki gostermedi benim tanidimda. ama sans eseri ellerinde oldu sadece. size verebilecegim tek tavsiye olaya kotu yaklasmamaniz gerektigidir. cunku her hastalikta oldugu gibi moral bozarsaniz bedeli daha kotu olur. olumlu yaklasirsaniz hem ruh sagligi acisindan hem de hastaligin durmasi acisindan daha iyi olur. bi de psikologa da goturun (kardesinin kucuk oldugunu varsayiyorum).

ancak, ben de bazi arkadaslara katilarak bunun yerinin burasi olmadigini soyluyorum. cunku arastirma icin sanirim en yanlis yer burasi olur. gazeteden iki okudugu yaziyla yorum yaparak anlatan bir suru kisi dolu normal olarak. bunlarin hangisinden nasi yardim alirsin, aldigin gercekten yardim midir buna emin olamazsin.[signature][hline]Tulahr

[Bu mesaj riglous tarafından 14 Eylül 2005 06:23 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Site girişi üyelik istediği için url vermedim umarım işini görür.

[spo1=Nevus Depigmentozus]Vitiligo, sık rastlanılan, melanosit kaybı ile giden depigmente maküllerle karakterize bir deri hastalığıdır. Vitiligo makülleri melanosit yıkımı sonucu oluşmaktadır. Hastalığın nedeni bilinmemekle birlikte otoimmunite, otositotoksisite ve nöral teoriler ileri sürülmektedir. Bu makalede vitiligo hastalığının klinik özellikleri, melanosit yıkımına neden olabilecek teorilerin mekanizmaları ve tedavi uygulamalarındaki temel bilgilerle birlikte yenilikler aktarılmaktadır.

Anahtar Kelimeler: Vitiligo, Etiyopatogenez, Tedavi

Turkiye Klinikleri J Med Sci 2001, 21:200-209


--------------------------------------------------------------------------------


Vitiligo, nispeten sık rastlanan, melanosit kaybı ile giden lokal veya yaygın depigmente maküllerle karakterize, akkiz bir deri hastalığıdır. Vitiligo kelimesi muhtemelen Latince olan "vitium" (kusur veya leke) veya "vitellus" (derinin beyaz lekesi) kelimelerinden köken almaktadır (1),(5),(5)). Roma doktorlarından Celsus vitiligo kelimesinin kullanıldığı ilk belgeyi Milattan Sonra birinci yüzyılda yazmıştır. Milattan Önce 1500 ile 1000 yıllarında Hint literatürlerinde "kilas" ("kil" beyaz, "as" atmak, yayılmak) ve "palita" ("pal" gri, eski ve yaşlı) derinin beyaz makülleri için kullanılan kelimelerdir (4).
İnsidans ve Epidemiyoloji
Vitiligo tüm dünyada lökodermanın göreceli olarak en yaygın nedenidir. Muhtemel sıklığı %1-2 arasında olmakla birlikte, yapılan çalışmalarda %0.14 ile %8.8 gibi farklı rakamlar da bildirilmiştir (1),(4),(7),(8).
Vitiligo genellikle çocukluk veya genç erişkin yaşta başlamakla birlikte, yaklaşık yarısında 20 yaşından önce başlar ve insidansı yaşla birlikte azalır (1),(4),(7). Her iki cinste de yaklaşık olarak eşit sıklıkta görülür. Birkaç çalışmada kadınlarda vitiligonun daha sık görüldüğü belirtilmesine rağmen, bunun kadınların hastalığı kozmetik olarak daha çok sorun yapmalarından kaynaklandığı belirtilmiştir (1),(4). Vitiligolu yakını bulunanlarda hastalığın ortaya çıkışı erken yaşlarda olmaktadır. Olguların %25-30'unda aile hikayesi mevcuttur. Genetik geçiş şekli tam olarak aydınlatılamamıştır (1),(9).
Tüm ırklarda görülür. Tropikal bölgelerde ve koyu derili insanlarda vitiligo prevalansı daha yüksek bulunmuştur. Hastaların %85-89'unun güneşlenme ile yanık oluşmadan esmerleştiği saptanmış ve vitiligo hastalarının sıklıkla tip IV deri pigmentasyon derecesine sahip olduğu gösterilmiştir (1).

Etiyoloji
Vitiligonun etiyolojisi bilinmemekle beraber, multifaktöryel olduğu ileri sürülmektedir. Genetik predispozisyonun varlığı ve bir çok tetikleyici faktörler hastalığın nedeni olarak görünmektedir (1),(4).
Herediter faktörlerin vitiligo gelişiminde kısmen etkili olduğu gösterilmiştir. Epidemiyolojik çalışmalar vitiligolu hastaların akrabalarının dörtte biri ile üçte birinde hastalığın olduğunu göstermiştir (4),(9). Vitiligo hastalarında ve ailelerinde genetik geçişin otozomal dominant veya otozomal resesif olmadığı gösterilmiştir. Ancak bu hastalarda eritrositler üzerinde kromozom 1 üzerindeki RH, kromozom 2 üzerindeki ACP1 ve kromozom 4 üzerindeki MN bölgeleri gibi çok sayıda otozomal alan tespit edilmiştir. Bu da multifaktöriyel genetik geçişi desteklemektedir ,(10). Vitiligonun genetik aktarımının tek lokuslu basit mendelyen geçişe uymayan, en az dört veya daha çok sayıda resesif bağımsız allelik yapıda olabileceği bildirilmiştir. Ailesinde vitiligo hastalığı olan bireylerin hastalığa yakalanma olasılığı kontrol gruplarına göre dört kez daha artmıştır (4),(9),(10).
İnsan lökosit antijenleriyle (HLA: Human Leucocyte Antigen) ilgili birçok etnik gruba ait çalışmalar yapılmıştır. Ancak bu çalışmaların sonuçları birbirleriyle tutarlı değildir. Çalışmalarda B 13, DR 4, BW 35, BW 60, A 2 antijen mevcudiyeti ile vitiligo arasında belirgin ilgi olduğu bildirilmiştir (10)-(16). Ailesel vitiligolu olgularda HLA BW 46 ve erişkin vitiligo olgularında ise BW 60 antijeni sık olarak bulunmuştur (12),(13). HLA antijen tiplerinin bölgesel ve etnik farklılık gösterebileceği vurgulanmaktadır. Sonuç olarak vitiligoda hereditenin rolü kabul edilmekte, fakat multifaktöryel genetik geçiş üzerinde durulmaktadır (10),(12).

Patogenez
Vitiligo etiyopatogenezi ile ilgili çeşitli teoriler ileri sürülmüştür. En çok üzerinde durulan üç teori hala güncelliğini korumaktadır. Bunlar, humoral veya hücresel immünolojik olayların sonucunda melanositlerin tahrip olduğu görüşünü ortaya koyan otoimmun teori, nöral mediatörlerin melanositlerin üzerine tahrip edici etkilerine dayanan nöral teori ve melanin sentezindeki ara maddelerin ve metabolitlerin toksik etki göstererek melanositlerin tahrip olmalarına yol açtığı otositotoksik teoridir (1),(4),(9),(17).
a) Otoimmun teori: Vitiligo ve otoimmun hastalıkların birlikte görülmesi ve derideki inflamatuar değişiklikler otoimmun teorinin temelini oluşturmaktadır. Vitiligolu hastalarda multipl glandüler yetersizli
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tam olarak aynısımı bılemıyorum am bendede var heralde ondan cenemde oluyo genelde bendekı nokta seklınde beyazlasıyo doktor renk hucerelı orada olmus falan dedı yapıcak bırsey yokmus suratımda nokta seklınde duruyo ummarım sızınkı oyle bırsey degıldır
gecmıs lsun bu arada[signature][hline]Kaptan Fistan ve Tayfaları
msn:[email protected]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...