Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Paticampaign v5.0 Campaign Journal


Grudge

Öne çıkan mesajlar

bi kontrol ediver abi
sadece 1. cd mi?

bi de şu gridi getir. belki lazım olur...
[signature][hline]o si usque edita victus sapientia et lingua deus no praetendiese
beatus vır quı suffert tentatıonem
quoniam cum probatus fuerit accipiet coranam vitae
kyrie ignis divine eleison
o quam sancta,quam serena,quam benigna,quam amoena
o castitatis lilium


[Bu mesaj Grudge tarafından 18 Aralık 2004 12:59 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ömm..
grudge naruto getirirsen bana bikaç tane
genjuro sen de pdfleri getirirsen şaane olur.
pek hazırlıklı değilim çok yoğun bi hafta geçirdim. sıkıntı vermem inşallah.[signature][hline] Ne sen, Ne ben, Ne de hüsnünde toplanan bu mesa,
Ne de alam-fikre bir mersa, Olan bu mai deniz
Melali anlamayan nesle aşina değiliz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

naruto getirsem de senin izlediğin bölümlerin devamı magicte. bi 5 cd falan (15-20 bölüm civarı ediyo...) pek bi anlamı olmaz heralde? mecük nerde bu arada? gelirim haftaya dediydi...[signature][hline]o si usque edita victus sapientia et lingua deus no praetendiese
beatus vır quı suffert tentatıonem
quoniam cum probatus fuerit accipiet coranam vitae
kyrie ignis divine eleison
o quam sancta,quam serena,quam benigna,quam amoena
o castitatis lilium
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bi aksilik yok.
sadece uyku konusunda bi miktar endişe taşıyorum. plotline bi miktar dallanıp budaklandı da (20 küsür sayfa kadar :-p) ve daha işim bitmedi...

neyse sabah görüşürüz...[signature][hline]o si usque edita victus sapientia et lingua deus no praetendiese
beatus vır quı suffert tentatıonem
quoniam cum probatus fuerit accipiet coranam vitae
kyrie ignis divine eleison
o quam sancta,quam serena,quam benigna,quam amoena
o castitatis lilium
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sessionda kişi başına düşen xp 1275

The Bleak Cabal'ın (Bleakers) felsefesi

There is no purpose to this thing we call a Multiverse. It all seems like insanity because it all is insanity. There is no sense trying to make sense of it all, just accept it and get on with it!

The Bleak Cabal believe that since there is no meaning on the outside, then all they can do is try to find meaning on the inside. See, the multiverse is cruel and merciless, all madness and noise. However, being used to that, a Bleaker tends to be more understanding of such a condition, and more willing to dole out the mercy that is not inherently in the multiverse. They figure if there isn't any mercy in the multiverse, then mercy comes from within, and if mercy comes from within, then maybe, just maybe, they can find their own meaning through it. Even the evil among the Cabal try to do charitable acts, not because they care one way or the other, but because the act helps battle the insanity of having no purpose.
[signature][hline]o si usque edita victus sapientia et lingua deus no praetendiese
beatus vır quı suffert tentatıonem
quoniam cum probatus fuerit accipiet coranam vitae
kyrie ignis divine eleison
o quam sancta,quam serena,quam benigna,quam amoena
o castitatis lilium


[Bu mesaj Grudge tarafından 19 Aralık 2004 20:50 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Parcalanmis bi vucut dusunki o beden uzerinde her turlu manyak ruhlu insan
cesitli siddet arzularini gidermis bir tanesi kesmeyen ve pasli bi bicakla yuzlerce
cizik acmis birisi kendi inandigi tanrinin digeri ise tapindigi Demon Lord un sembol
lerini kazimis o vucuda kendi dualarini kabul etsin de ne olursa olsun...
gunlerini aylarini yillarini gecirmis o cocuk bu acilarla kirik bi kol her defasinda karnina
inen bi sopa veya daha guzeli neredeyse eti kopucakmiscasina uzamasinin saglandigi
korkunc cengeller tavana asilmis halde duran...
sen ne yapardin? olmeyimi dilerdin yoksa zihnini mi korumaya calisirdin?
hangi tanri duydu o cocugun sesini hangi sovalye geldi o cocuga bunu yapanlari durdurmak
icin...
Hicbiri.....
Peki bunu yapanlar kotu insanlardi ya iyi insanlar neredeydi? kim iyi kim kotuyduki buna
birisi karar versin? tanrilarmi??
Cigliklar..... her gun her gece duyuyorum bunlar gercektende benim cigliklarimmi?

Gelmeyin artik ustume alin artik icimdeki gucude bitsin bularin hepsi yeter artik
alinda sizin olsun lanet olasi Buyu Tanrilari nin lanet olasi SpellFire i !!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!

dakikalar saatler sonra....

patlayan yildirimlar alev toplari meteorlar....

Kanli ve aci icinde gecen 3 yilin sonu

Ariel the Warlock" who has an insane mind and wicked soul but free will"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sigile geldiğimizden beri 6 gün oldu,

Ev sahibi olmuştuk ama evin tam oalrak sahibi olabilmemiz için sigilin bürokrasisine karşı savaşmamız gerekiyordu. Savaştım savaştım ve de savaştım...

Bir ara Moraad geldi bria nin beni ve ariel i akşam bir toplantıya çağırdığını söyledi. Eğer işler bu hızıyla giderse bürokrasiyle savaşım toplantının önüne geçcekti. Ama sonra kurtarıcım Ealon geldi ve oradaki izbandut mercykiller ı kafaladı.

Ariel ile birlikte bria ya gittik. Toplantı felan yokmuş. Galiba Moraad olayları yanlış anlamış. Bria bize sigilden geldiğini iddia eden biri olduğunu söyledi. Bu kişi Eliath isimli kızıl saçlı uzun ince yaşlı bir insanmış.Söylediğine göre hive daymış.Haa bir de deliymiş. Sigli hakkında öğrendiklerimize göre hive da öyle birinin ölme ihtimali çok yüksekti.
Eve döndük. Hive a gitmeyi düşünüoyrduk ki Ealon civicfesthall da bir konsere dört kişilik bilet ladığını ve mutlaka gitmemiz gerektiğini söyledi. Aslıdna akşam olmuştu ve hive gitmek için hiç de tekin bir saat değildi. Bizde bari biletler boşa gitmesin diye konsere gittik. Anladığımız kadarıyla Ealon da sensate lere katılmıştı.

Civicfesthall u bildiğim kelimelerle tanımlamak çok zor. Devasa bir panayır desem belki yaklaşmış olurum. Sigil gibi bir şehrin eğlence merkezi de bu büyüklükte olması normal. DEvasa bir konser salonuna girdik Ealon nasıl başarmışsa çok güzel yerlerden de bilet mış. Söylediğine göre salona 10 bin kişiden fazla izleyici gelmiş. Ayrıca konser verecek orkestra da bin kişiden fazla elemana sahipmiş. İlk başta bböyle bir kalabalık nasıl birbirlerine uyum sağlayabilir diye düşünüyordum. Ama konser başlayınca bütün bu düşüncelerim uçtu gitti. 1500 kişilik orkestra innanılmaz bir uyum içerisinde muhteşem bir performans sergilediler. Sanırım planelerde herşey böle uç noktalarda oluyor.
Sonradan öğrendiğime göre meğersem orkestradaki her eleman farklı (hatta alakasız) bir beste çalmaktaymış ama nasıl oluyorsa bu besteler birleşince inanılmaz bir şey ortaya çıkmaktaydı.

Sabah hive a doğru yol koyulduk. Önce lowerward a girdik. Girmemizle ciğerlerimizin tıkanması bir oldu. Hava o kadar pisti ki ciğerlerimiz yanıyordu. Sanki binlerce garip kimyasal maddeyi yan yana yakıp dumanını belli bir ortama aktarıyorlamış gibiydi. Etrafta bir çok devasa bacaları olan bina vardı. Ve her bacadan buranın berbat kokusuna katkıda bulunana gazlar çıkıyordu.
Lowerward dan hive girişimizle O kimyasal konunun doğal çürüme kokusuna dönüşünü hissettik. Hangisi daha kötüydü karar veremiyorum.
Hive sanki sigil in çöplüğü gibi bir yerdi. Heryerde dilenciler ve sefalet içinde yaşayan insanlar vardı. Bizde oraya gitmeden önce pek dikkat çekmeyelim gibi kıyafetlerimi oranın şartlarına göre değiştirmiştik. Gene de oaya ait olamdığımız belli oluyordu.
Moraad orada olup bitenleri gördükçe içten içe yanıyordu sanki. Ariel onu bu konuda halka yardımcı olamayacağına ikna etti.
Tek yapmamız gerekn eliath ı bulmaktı. Tabi hive da birini bulmak o kdar kolay olmayacaktı.
Önce bir grup serseri ile tartıştık ariel onları iyice korkuttu. Hepimizin fakrlı fikirleri ve görüşleri olduğu için sürekli biribirlerimizin harketlerine karşı çıkıyorduk. Orada bir anlşama yaptık ve birbirimizin kararlarını sorgulamyacağımza dair söz verdik. Sonra bara benzeyen bir kuübeye girip sorduk.Gene bir şey çıkmadı. Tek öğrenebildiğimiz delileri gatehouse dolaylarıdna olduğuydu. Bizde oraya bakmak için yolumuza devam ettik.
Gatehouse delilerin yaşadığı bir yerdi. Aradğımız adam da bir deliydi. Sorun şu ki bir deliden o adam ahkkıdna nasıl bilgi alabilirdik?
Ariel bir kaç deli de şansını denedi. Bize delilerin gözlerine bakamamızı söyledi. Sanırım bu delilik bulaşıcı birşeymiş.
Daha sonra en azından ne dedğini anlayabildiğim deli bir kadınla karşılaştık. Ariel kadından bilgi alabilmek için delinin halinden başka bir deli anlar taktiğini denedi.
Tabi bu sırada moraad ve ben cidden dlirecektik. Aralarında bir çok anlamsızca muhabbet oldu ve sonuçta kadın eliath ı araştıracağını ve bu işlin en erken ertesi gün belli olacağını söyledi. Hava da kararmak üzereydi. Eve dönmeye karar verdik.
Hala hive da ilerlerken yan sokağın birinden bir çığlık sesi geldi. Sokağa girdiğimizde 4 tane serseri bir deliyi tutmuş hırpalıyorlardı ve delinin başında siyah giyinimli bir büyücü deliye bir büyü yapmakla meşguldü. büyücü işini bitirdiğinde deli öldü. Sonra bizi farkeidp saldırmaya çalıştlar. 4 adamı haklamk koaly oldu ama büyücü tek bşaına kalınca görünmez olup kaçtı.
Hakladıklarımızdan 2 tnaesi daha ölmemişti moraad onları biraz iyileştirdi. Ve ariel de sorguladı. O büyücünün isminin Shadowknave olduğunu ve Butchersblock adlı hivedaki bir barda takıldığını öğrendik. Serseri eleman bizim iyi niyetimizi sitsimar edip kaçmaya çalıştı. Elemanı biraz kovaladım ilk başta öldürmeye niyetim yoktu ama neresinden çıakrdıysa bıçakla bana saldırdı bende onu öldürdüm. Diğer serseriyi de Ealon öldürdü.
Moraad onları öldürmemize çok kızmıştı. Tabi bu bir şeyi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ealon'ın Ariele okuduğu şiiir:

Herşey olmak istiyorum
Herşey
Herkesin gittiği yollardan geçmek
Ve hiç kimsenin geçmediği.
Yolağızlarına ve
Çıkmaz sokaklara girmek istiyorum.

Şey olarak doğdum
Ve her olmak istiyorum
Her ve şey
Herşey

Bütünün bir parçasıyken
Eriyip bütüne karışmak, hiçbirşey olmak istiyorum!
Çünkü
Herşey olmak istiyorum.

Kor ateşlere dokunduktan sonra
Bir güzelin yanağına
Dokunmak istiyorum
Bütün menfezlerimi açıp
Kainatı buyur etmek,
Nefes alırcasına içime çekmek istiyorum.

Paslanıp çürümektense
İşlemek istiyorum
Sınırları zorlamak..
Geceden sebep,
Gündüzü sevmek istiyorum

Bilmek istiyorum
Filin bacağına dokunup sütun
Kulağına dokunup yelken
Burnuna dokunup hortum diyen
Cahillerden
Olmamak için
Fili görmek istiyorum

Varlığın her yüzünü görmek
Hatta yokluğu da tatmak istiyorum
Olabileceğim
Herşey olmak istiyorum

Geri gidemedikçe hayatta
Geri gitmeyi istememek istiyorum
Her dakikayı takdir edebilmek
Ve tüm zamana sahip olmak belki de
Herşey
Heryer
Her

Olmak istiyorum.
Olduğum için. Buna değmek istiyorum.[signature][hline] Ne sen, Ne ben, Ne de hüsnünde toplanan bu mesa,
Ne de alam-fikre bir mersa, Olan bu mai deniz
Melali anlamayan nesle aşina değiliz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ölmez de sağ kalırsak...[signature][hline]o si usque edita victus sapientia et lingua deus no praetendiese
beatus vır quı suffert tentatıonem
quoniam cum probatus fuerit accipiet coranam vitae
kyrie ignis divine eleison
o quam sancta,quam serena,quam benigna,quam amoena
o castitatis lilium
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tarih sigile gelişimzden itibaren 8. gün

Para insanın en büyük düşmanıdır...

PAra için insanların ne hale düşebildiklerini gördükten sonra moraad a hak vermeye başladım. Belkide hiç elimizi sürmesek daha salıklı olacak.

En son Ariel sabaha kadar içip sızmıştı. sabha uynadığımızda moraad eve geldi ve ealon un yardımımıza ihtiyacı olduğunu söyledi (en azından ben öyle anladım) Yarı ayık olan ariel i de kaldırıp ealon un yanına gitti.
Ealon sensate lerden bir görev almnıştı. 450 sene önce maze e atılan eski bir faction un lideri vartus timlin'in büyülü kılıcını alıp getirmesi gerekiyordu. Hatta başka factionlarda bu kılıcın peşindelermiş.

Maze e giriş ve çıkış hakkıdna bütün bilgiler verilmişti. Maze e gireceğimiz portal lowerward da friendly fiend adlı bir dükkanın yanındaki ufak bir kapıydı. İşin komik yanı dükkan sahibiyle biraz muhabbete girdikten sonra dükkan sahibinin ealon u tanımasydı. Söyeldiğine göre ealon un ailesini tanıyormuş. dükyan sahibi bize bir pusula hediye etti. İşin güzel yanı pusula her plane de çalışıyormuş. Tabi heryerde kuzeyi göstermiyor ama en azından sabit oalrak bir yönü gösteriyormuş.
Zaten maze e gireceğimiz için yanımıza tedbir olarak büyülü bir tebeşir aldık daha doğrusu tebeşirin çizgilerini görmmek için büyüsel yolalra başvurmak gerekiyordu. Ariel de de bu yetenk mevcut olduğu için işimize yarayan bir şey oldu.

Dükkandaki muhabbetimiz bittiğinde bu portaldan bizim geçtiğimizi kimseye sölmeiyeceğine dair söz aldıktan sonra portaldan girdik. Girdik ama işin garip yani sigil pek değişmemişti.
Değişmemişti derken ilk anbda göze o kadar farklı gelmiyordu ama o kalabalı kşehrin bir anda bomboş olması gözden kaçmıyordu. Hala lowerward fabrikalarının gürültüsü uzaktan geliyordu ama nereye gidersek gidelim sabit bir mesafeden geliyordu.
Sokaklar daha dar ve şekilleri değişmişti. Evlerin hepsi kapalıydı. Hatta bir tanesinin çatısına çıkıp bakmayı denedim. Sanki orayı yapan (ismini vermesem daha sağlıklı olur) o kadar salaktı da böyle bir şeyi düşünmeyecekti.
Çatıda görebildiğim tek şey bitişik binaların çatılarından oluşan sonsuza doğru uzanan bir boşluktu. Böyle bir hile de çalışmıyordu.
Artık pusulaya ve şansımıza inanıp yolumuza koyulduk. Gerçekten de şaslıydık. 1-2 saat dolandıktan sonra Artus un yaşadığı mekanı bulduk. Artus evde değildi ama en azından çıkış yolunun anahtarı olan tabaklar oradaydı. Biraz incelediğimizde daha bu sabah orada yemek tyemiş odluğunu fark ettik. Demek akşam buraya geri dönecekti.
Ben dışarda çatıda sokağı gözetlemeye koyuldum. akşama doğru bir anda kafamın arkasına aldığım bir darbeyle gözlerim karardı.
Uyandığıdma iri yyarı saçı sakalı birbirine karışmış üzerinde paçavralar olan bir adam benden özür diliyordu. sanırım artus buydu. Belinde de şu ünlü kılıcı bulunmaktaydı. Artus bu gün bir kaçt tane harmonyumun kılıcı için geldiğini söyleid. Tabi başarı olamamışlar belliydi.
Bizim de kılıcın ğeşinde olduğumuzu anladı. Önce çıkış kapısını söylemzsek hepimizi öldüreceğini söyledi ama bu durumda çıkışı öğrenemeeyeceğini fakr etti.
Bu arada kılıcı bize gösterdi. ELima ladım ama hiç büyülü gibi gelmedi normal bir kılıç gibiydi. İlk başta büyülü kısmı kılıcın kını zannettim.
Bu arada moraad ve ealon türlü türlü hinlik yaprak adamı kandırmayı deniyorlardı ama adamın kılıcı vermeye niyeti yoktu. Bir ara üzerine o kadar gititm ki. Kılıcı bıraktı bana yumruk yumruğa dövüşmeyi teklif etti. Bu kılıcı alıp kaçamk için iyi bir fırsattı ama adam iyi dövüşüyüordu. (iyi bir dayak yedim kısaca)
Tabi bu sırada kılıcı ve kınını alma fırsatımız olmuştu ama olay kın da da değilmiş meğersem. Hayır adam baştan izah etseydi de o kadar dayak yemeseydim.
Biz de farklı bir anlaşma yaptık. Artus u oradan çıkartacaktık oda bizimle civicfesthall a gelip kılıçla berbaer kendi de sensatelere gidecekti. (bölece kılıç sensate lere ulaşmış oalcaktı) Hatta bize borçlu bile oalcaktı (tabi nasıl ödeyeceğini konuşmadık)
Yanımıza tabak alıp dışarı çıktık. Maze in meydanında havada duran lady nin heykeline ulaşmamız gerekiyordu. Ama orada birde bir grup fatedla karşılaştık. Onlarda kılıç için buraya gelmişlerdi.
İlk başta savaşmak için pozisyona alsakta. Ealon onalrın ldierini biraz kafaladı. Ama gerizekalılar direkt dönüş yoluna yöneldiler. Tabi artus ta peşlerinden. Anahtarı da öğrenmişti. Böyle bir durum bizim lehimize değildi.
Tabi fatedlrın şu alıp verme kurallarını avernustan bildiğim için onlara karşılıksız bir şekilde artus a dönüş yolunu gösterdiklerini hatırlattım. Fatedlar da durumu fark ettiler. Kılıcı da alamamışlardı. Önce bizim çıkmamızı bekleyecekelrini söylediler. Tabi artus bayağı sinirlenmişti ama oraya kadar geldikten sorna da onu bırakamzdık.
Çıktığımız gibi Sensatelere gittik. Kılıçla berbaer artus u da gören sensate ler değişik bir duygu daha tatmış oldular (sanırım şaşkınlık)
Ealon a da yaptığı görev için genişçene bir kese verdiler. Ariel bana elaon dan parayı 3 e bölmesi hakkında bir istekte bulun
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Jaan, 26 Aralık 2004 23:09 tarihinde demiş ki:
ÜĞstak atta odayı kısıp giridik.
bu ne abi??? bonepartı aştın yani şu dizeyle. tebrik ediyorum :)

niyse efenim
xp tablomuz:
ealon: 3175
Ariel, Esad: 3500 + esad'ın 35 xpsi var şu anda geleneksel olarak...
Moraad: 3850

beğenirseniz...[signature][hline]o si usque edita victus sapientia et lingua deus no praetendiese
beatus vır quı suffert tentatıonem
quoniam cum probatus fuerit accipiet coranam vitae
kyrie ignis divine eleison
o quam sancta,quam serena,quam benigna,quam amoena
o castitatis lilium


[Bu mesaj Grudge tarafından 26 Aralık 2004 23:47 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi yok. bakıp bakıp gülüyorum. sinirlerim bozuldu resmen. ya da zaten bozuktu bununla patladım. bi süre imza yapmam lazım benim bunu. kusura bakmican. zaten bura dışında pek mesaj da atmıyom... :-p[signature][hline]Jaan, 26 Aralık 2004 23:09 tarihinde demiş ki:
ÜĞstak atta odayı kısıp giridik.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

moraad'ın, eve döndükten sonraki ilk sabah ayininde mystra'ya ettiği dua:

yüce mystra,

sana, kirlere bulanmış olarak geldiğim de oldu...
cehennemin, yüreğimi kavuran alevlerinin arasındayken nefsimi esir alan karanlık fısıltılara kulak vererek battığım çamurlara bulanmış olarak... beni yüzüstü bırakmadın. yine senin, yolumu aydınlatan ışığınla arındım üzerimdeki kahredici lekeden.


yüce rehberim,

sana, hiç umudum kalmamış bir halde çaresizlik içindeyken geldiğim de oldu...
bana, yanan tek bir ışığın bile kalmadığı bir zamanın asla gelmeyeceğini gösterdin, umudumu yeniden yeşerttin.


sevgili ilahım,

sana, servete ve zevke gömülmüş olarak geldiğim de oldu...
bana, yapma çiçeklerin asla topraktan bitenler gibi kokmayacağını öğrettin. bana, erdemlere sarılarak gerçek huzura, büyüne ve sana gidecek yola açılan kapının anahtarını verdin.


biricik dostum,

bugün bambaşka bir hal içinde geldim huzuruna...

bir yürek nasıl parçalara ayrılırmış bugün onu gördüm. ve her bir parçasının bir ayrı tarafa giderken verdiği dayanılmaz ıstırabı tattım. bahşetmiş olduğun sabır olmasa buna katlanabilir miydim bilmiyorum. lütfen bu acıyı bana bir daha tattırma. senin yolunda giden hiçkimseye tattırma...

paranın sürükleyip getirdiği nifak fırtınası; canımın bir parçası saydığım ariel'i bir yana, içinde taşıdığı coşkuyla en hüzne bulanmış anlarımı bile sevinç kıvılcımlarına gark eden sevgili dostum ealon'u diğer yana amansızca sürüklerken; dünya zenginliğin gerçek yüzünü bana anlatmış ve beni servetin doğuracağı nifaktan arındırmış olduğun için sana defalarca şükrettim.

senden bir an için bile şüphem olmadı ey sevgilim. sana duyduğum güvenle iki elimde iki ayrı yöne kayıp giden incecik kalmış pamuk ipliklerini tutmaya devam ettim. tutmaya çalıştığım ipler avuçlarımın içini keskin bir bıçak gibi yırtarak kayıp giderken avuçlarımdan akan kanların gözlerimden süzülen yaşlardan daha az kızıl olduğu anda bile biliyordum senin inayetinin, sozsuza dek kopmak üzere olan bağları yeniden sıkı düğümlere çevireceğini... sana sonsuz şükranlarımı sunuyorum ey gönlümün sahibi.


uğruna varlığımı sunduğum,

senin huzurundan yüreğimdeki sızı hafiflemiş bir halde ayrılırken senden; benim, yol arkadaşlarımın, tüm inananlarının ve özellikle de bu kirlenmiş diyardaki tek ışık pınarı olan bu küçük gönül yerinin tek ve sadık hizmetçisinin üzerinden koruyuculuğunu esirgememeni diliyorum.
[signature][hline]Her hakkı mahfuzdur. ©2004
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

I was born in ashes of molten hatered
Raised by demons in abodes of the end
The Reaper's scythe I fall upon to light my path
Wrecked by mangled wounds of life
I have become become the resurrection of the Evil one
'Y know that I don't fucking care if I live or die

I don't need a bishop preaching fire to get away with my sins
I despise everything I see so I don't give a fuck if ya hate me

Ain't got respect for humanity
Never lived or wanted immortality
The Reaper's shadow I fall upon to obscure my path
Every day I'm being battered up until I bleed
You motherfuckas just leave me be
Ya could never give me cure for the pain I feel inside

Led by the Reaper I walk in the night
Show me the way to yer kingdom come

I believe in Armageddon, I've been baptised in alcohol
I'm enbodyment of Antichrist
I'm living for my own demise

Ariel The Warlock who has insane mind and wicked soul but free will

[signature][hline]Hani karilar yapio ya pijamali parti bizde donlu anime partisi yapalim...

[Bu mesaj GenjuroXXX tarafından 27 Aralık 2004 04:47 tarihinde değiştirilmiştir]

[Bu mesaj GenjuroXXX tarafından 27 Aralık 2004 04:48 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Neden beni oldugum gibi birakmiyorsun neden bana karisiyorsun
sen kimsinki benim kaderimi benim yolumu elinde tuttuguna inaniyorsun
kim oldugunu saniyosun ki bana ögut veriyorsun sence ben senin bos sozlerine
ihtiyaci olucak kadar aciz zavalli bi insanmiyim; ölumlu?

hangi iblis sana ismimi bagsetti ki beni biliyormus gibi konusuyorsun?
Ölumden bahsediyorsun sen olmek hakkinda ne biliyorsun ki?

Ben mi ne biliyorum?
yasadigimi ve senin az sonra ölucegini!!!!!!!!!

Gunler ayler yillar sonra......

Ben mi toyum Ealon solediklerimin anlamini anlayamayacak kadar?
Sana birsey soyliyim o zaman....

....ben senin yasadigin acilarin 10 katini yasadim.....

Hickimsenin yasamini bana baglamasini istemiyorum
hickimsenin hayatinin sorumlulugunu elimde tutmak istemiyorum
hickimsenin benim yasamini elinde tutmasini istemiyorum
Eger benim arkadasim olucaksan birgun oluceksin sen olmezsen
yolumun biticegi yerde ben seni oldurucem....

Eger benim arkadasim olucaksan birgun olumun benim elimden olucak!!!




Ekstra:::::::!!!!!!!!
Sufi oyun icinde 98698276978 kere soledim sana para benim umrumda degildi diye ben sadece
Ealon u denemek ve hirsimi cikarmak icin bu yaptim diye sen buraya yazdigin yazida inatla Ealonla
benim aramin para yuzunden acildigini yazmissin (amnezik misin abi?)
alakasi yok teesuf ederim...(lutfen ustteki postumuda okumayi unutmayiniz!!!!!!)[signature][hline]Hani karilar yapio ya pijamali parti bizde donlu anime partisi yapalim...

[Bu mesaj GenjuroXXX tarafından 27 Aralık 2004 05:14 tarihinde değiştirilmiştir]

[Bu mesaj GenjuroXXX tarafından 27 Aralık 2004 05:15 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi oyun icinde 98698276978 kere söyledim diyorsun da ben ne sufi olarak ne de moraad olarak ne senin ne ealon'ın ne de esad'In paraya çok önem verdiğini söylemiş değilim ki. moraad'ın davası paranın kendisi ile. bu olayda sizden birinin paraya nasıl yaklaştığını umursamıyor bile. zaten bugüne kadarki olaylarda gruptaki 3 kişinin de paraya değer vermeyen tavırları onu çok memnun etmişti. bir ev ve içinden çıkan paralar... hiçbiri tartışma konusu bile olmamıştı. ama moraad'ın aile çevresinde de defalarca tanık olduğu olay burada da tekrarlandı. paraya hiç önem vermeyen en canciğer kardeşlerin bile paranın ortaya saçtığı nifak tohumları yüzünden biribirlerini öldürdüklerini biliyordu. onun gözüyle burada da aynı olay olmuştu. paraya önem vermeyen ariel'İn paraya önem vermeyen ealon'ı parayla deniyor oluşu yeterli moraad için.[signature][hline]Her hakkı mahfuzdur. ©2004
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...