Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

insanlarin gözlerinin içine bakmak


BeIlow

Öne çıkan mesajlar

HAŞR 21. Eğer biz bu Kur’an’ı bir dağa indirseydik, muhakkak ki onu, Allah korkusundan baş eğerek, parça parça olmuş görürdün. Bu misalleri insanlara düşünsünler diye veriyoruz.

Kardeşim buraya dün üye olmuş, forum kurallarına aykırı bir davranış yapmadığı halde hem mesajları hemde kendi frumdan atılmış.

Allahtan mejası kopyalamıştık, silen neden silmiş onu anlmak mümkün değil!!!

İlk olarak, ergenlik dönemlerimde fark ettiğim bir sorun:

Bir hekime başvurmaktan hep kaçındım ve SADECE BENDE VAR OLDUĞUNU ZANNETTİĞİM, APTALCA BİR RAHATSIZLIK olduğunu düşündüğümden olsa gerek, bir terapiste danışmaktan hep çekindim. Çaresizce kendi kendime, bir çözüm arayışı içindeyken, bir gün Tv seyrederken Professör Abdulaziz Bayındır hocayı tanıdım, bu hastalığıma terapi olmaya vesile başlangıcı oldu. İşin İslami boyutuna giripte konuyu dağıtmak istemem ama, bu güzel insandan Allah cc razı olsun, bana çok güzel bir örnektir. Ruhsal olsun, fiziki olsun, sayın kardeşlerim ve büyüklerim; Allahın mesajı olan Kur'anın manasına hiç müracaat ettinizmi? Benim yıllarca okumadığım kitap kalmadı, ama BASİRET NURU olan Kur'an mealini hiç okumamıştım ve yaklaşık bir yıldır okuyorum, ama MANASINI ANLAMAK kaydıyla, arapça yada lafızdan anlamadan okursanız Kur'an'ın hiç bir terapisini göremezsiniz!!! Emin olun bu cümleleri bu anahtar kelimeleri kurmamda bana yardımcı olan, Allahın konuşmalarıdır, internet ortamına baktımki çoğu insanda bu göz teması kuramama problemi, farklı şekilleriyle mevcutmuş, artık bu işin uzmanınada sizlerin vesilesiyle muayene olacağım, rahatsızlığımın ruhuma verdiği tahribatı Kur'anla tamir ettim, vahiy ile inşa oldum, problemim iyileşmedi ama verdiği kaygıyı emin olun Kur'an azalttı!!!!!! Allah Teala, herkezin ruhsal-fiziksel tüm zaaflarını iyi bilir, inançlı bir insan olarak hep düşünürüm; imtihan sorularını biz belirleyemediğimize göre, neden ayıplanalımki, bizim elimizde değilki, bu tanımlayamadığımız rahatsızlıklar her neyse, insanların yanında yanlış anlaşılmak istemeyiz, yani bir standart var ve herkez birbiriyle konuşuyor ben bu standartın dışına çıkıp karşımdakinin gözüne bakamadan, kontak kurmaya çalışırsam bu bir tür yanlış anlaşılmaya yada karşındakini kale almıyormuşsun gibi bir izlenime sebep olur, kaygısı var.

Tekrar rahatsızlığıma gelince daha detaylıca anlatayım; Ben 1980 doğumlu bir erkeğim, çocukluğumdan bu yana pek çekingen sayılmam, aksine çenem çok düşük, elbette kaygı gibi, güvensizlik gibi eşlik eden sorunlarda var, tarifini yapamadığım bir rahatsızlık.
Örneğin bir akrabamla, yada ailemle konuşurken, göz teması kuramamak, gözlerimi kaçırmak, veyahut insanların gözlerine bakamamak, nasıl adlandırırsanız öyle: İnsanın fıtratında bu var galiba, insanların gözünün içine bakmak yaradılış unsuru, saygı simgesi gibi birşey, böyle bir düşüncem-kodlanma bilinç altımda var, ama ne derece doğru bilemem, yani karşındakiyle konuşurken yada karşılıklı otururken gözlerine bakmamak o kişiye belkide saygısızlık olabilir, gibi bir düşünce bende hep hakim oldu, bir kitapta görgü kuralları diye bir ibare altında okumuştum, tokalaşırken insanların gözüne bakmak olmazsa olmazmış, ama bu bu yazıyı okumadan öncede benim bilinç altımda gözün içine bakmak şarttır düşüncesi vardı. bu düşünce cümlenin başındada ifade ettiğim gibi; benim bilinç altımda hep vardı, yani bir yazı, yada birinden duymadım. Çevremdeki insanlar birbirleriyle konuşurken rahatsızlık duymadan, konsantre olarak iletişimi rahatlıkla kurabiliyorda, ben neden bunu başaramıyorum diye hep bu muammanın analizinin peşindeyim. Küçük çocuklarda bile bir deneme yanılma yapmak isterken yine başarısız oluyorum. Enteresan farklı bir deneyimim oldu, aşık olduğum kız arkadaşımda aynı problemi nedense hiç yaşamadım, aksine onda hiç kimsede olmadığı gibi mükemmel bir kontak yaşadım! Ona aşık olmuştum, ama yürümedi, daha sonra, hoşuma giden güzel bir bayan olduğu zaman, artık bende tik olduğundanmıdır nedir, odaklanıp kontak kuramıyorum ve karşımdaki bayan bakışlarımın garipliğini gördüğü zaman o kişide gözlerini, gözümden kaçırıyor. Çok karmaşık bir durum, hasatalık. zor, çok zor bir durum.

İnsanlarla konuşurken gözlerine baktığımda konsantre olamıyorum, kendimi zorladığım zamanda sinirlerim bozuluyor ve kontrolü kaybediyorum, sebepsiz saçma bir şey ama, karşımdaki kişiye kendimi tutamayıp sebepsizce gülüyorum :( durum iyice berbat hale geleliveriyor, aptalca bir paniklemeyle, aptalca bir gülümseme. Karşımdaki kişiye her şeye rağmen izah etmem gereken bir şey olursada, aklımdakileri izah etmemde pek sorun olmuyor, eğer kendimi çok kasarsam bu sefer karşımdakinin söylediklerini anlıyor rolünü yaparmışcasına kafamı sallıyorum, ama söylediklerine hiç konsantire olamıyorum, sorun söylenenlere KONSANTRASYON olamama, REZİL olmadan bu işi yapabilmek, her zaman olmasada GÜLME problemi nadiren olabiliyor. Asıl sorun bunlar.

''Fakat göz teması kurmadan ve çoğunlukla insanların gözlerine bakmadan göz kaçırarak yaptığım konuşmaların performansı daha rahat oluyor'' buna ailemde dahil.

Bazı arkadaşların bu hastalıktan habersiz oldukları çok açık, sanal alemde olsa farkında olmadan insanların hastalıklarıyla eğlenmeyelim, zira ateş düştüğü yeri yakar, hiç birimizin ne olacağının garantiside yok..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ

İYİLİĞİ SONSUZ İKRAMI BOL ALLAH'IN ADIYLA..

TEVBE 32. Allah’ın nûrunu ağızlarıyla (üfleyip) söndürmek istiyorlar. Halbuki kâfirler hoşlanmasalar da Allah nûrunu tamamlamaktan asla vazgeçmez.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu üçüncü üye oluşum, birisi forumdan beni atıyor acaba neden çözemedim.. İlk olarak, ergenlik dönemlerimde fark ettiğim bir sorun:

Bir hekime başvurmaktan hep kaçındım ve SADECE BENDE VAR OLDUĞUNU ZANNETTİĞİM, APTALCA BİR RAHATSIZLIK olduğunu düşündüğümden olsa gerek, bir terapiste danışmaktan hep çekindim. Çaresizce kendi kendime, bir çözüm arayışı içindeyken, bir gün Tv seyrederken Professör Abdulaziz Bayındır hocayı tanıdım, bu hastalığıma terapi olmaya vesile başlangıcı oldu. İşin İslami boyutuna giripte konuyu dağıtmak istemem ama, bu güzel insandan Allah cc razı olsun, bana çok güzel bir örnektir. Ruhsal olsun, fiziki olsun, sayın kardeşlerim ve büyüklerim; Allahın mesajı olan Kur'anın manasına hiç müracaat ettinizmi? Benim yıllarca okumadığım kitap kalmadı, ama BASİRET NURU olan Kur'an mealini hiç okumamıştım ve yaklaşık bir yıldır okuyorum, ama MANASINI ANLAMAK kaydıyla, arapça yada lafızdan anlamadan okursanız Kur'an'ın hiç bir terapisini göremezsiniz!!! Emin olun bu cümleleri bu anahtar kelimeleri kurmamda bana yardımcı olan, Allahın konuşmalarıdır, internet ortamına baktımki çoğu insanda bu göz teması kuramama problemi, farklı şekilleriyle mevcutmuş, artık bu işin uzmanınada sizlerin vesilesiyle muayene olacağım, rahatsızlığımın ruhuma verdiği tahribatı Kur'anla tamir ettim, vahiy ile inşa oldum, problemim iyileşmedi ama verdiği kaygıyı emin olun Kur'an azalttı!!!!!! Allah Teala, herkezin ruhsal-fiziksel tüm zaaflarını iyi bilir, inançlı bir insan olarak hep düşünürüm; imtihan sorularını biz belirleyemediğimize göre, neden ayıplanalımki, bizim elimizde değilki, bu tanımlayamadığımız rahatsızlıklar her neyse, insanların yanında yanlış anlaşılmak istemeyiz, yani bir standart var ve herkez birbiriyle konuşuyor ben bu standartın dışına çıkıp karşımdakinin gözüne bakamadan, kontak kurmaya çalışırsam bu bir tür yanlış anlaşılmaya yada karşındakini kale almıyormuşsun gibi bir izlenime sebep olur, kaygısı var.

Tekrar rahatsızlığıma gelince daha detaylıca anlatayım; Ben 1980 doğumlu bir erkeğim, çocukluğumdan bu yana pek çekingen sayılmam, aksine çenem çok düşük, elbette kaygı gibi, güvensizlik gibi eşlik eden sorunlarda var, tarifini yapamadığım bir rahatsızlık.
Örneğin bir akrabamla, yada ailemle konuşurken, göz teması kuramamak, gözlerimi kaçırmak, veyahut insanların gözlerine bakamamak, nasıl adlandırırsanız öyle: İnsanın fıtratında bu var galiba, insanların gözünün içine bakmak yaradılış unsuru, saygı simgesi gibi birşey, böyle bir düşüncem-kodlanma bilinç altımda var, ama ne derece doğru bilemem, yani karşındakiyle konuşurken yada karşılıklı otururken gözlerine bakmamak o kişiye belkide saygısızlık olabilir, gibi bir düşünce bende hep hakim oldu, bir kitapta görgü kuralları diye bir ibare altında okumuştum, tokalaşırken insanların gözüne bakmak olmazsa olmazmış, ama bu bu yazıyı okumadan öncede benim bilinç altımda gözün içine bakmak şarttır düşüncesi vardı. bu düşünce cümlenin başındada ifade ettiğim gibi; benim bilinç altımda hep vardı, yani bir yazı, yada birinden duymadım. Çevremdeki insanlar birbirleriyle konuşurken rahatsızlık duymadan, konsantre olarak iletişimi rahatlıkla kurabiliyorda, ben neden bunu başaramıyorum diye hep bu muammanın analizinin peşindeyim. Küçük çocuklarda bile bir deneme yanılma yapmak isterken yine başarısız oluyorum. Enteresan farklı bir deneyimim oldu, aşık olduğum kız arkadaşımda aynı problemi nedense hiç yaşamadım, aksine onda hiç kimsede olmadığı gibi mükemmel bir kontak yaşadım! Ona aşık olmuştum, ama yürümedi, daha sonra, hoşuma giden güzel bir bayan olduğu zaman, artık bende tik olduğundanmıdır nedir, odaklanıp kontak kuramıyorum ve karşımdaki bayan bakışlarımın garipliğini gördüğü zaman o kişide gözlerini, gözümden kaçırıyor. Çok karmaşık bir durum, hasatalık. zor, çok zor bir durum.

İnsanlarla konuşurken gözlerine baktığımda konsantre olamıyorum, kendimi zorladığım zamanda sinirlerim bozuluyor ve kontrolü kaybediyorum, sebepsiz saçma bir şey ama, karşımdaki kişiye kendimi tutamayıp sebepsizce gülüyorum :( durum iyice berbat hale geleliveriyor, aptalca bir paniklemeyle, aptalca bir gülümseme. Karşımdaki kişiye her şeye rağmen izah etmem gereken bir şey olursada, aklımdakileri izah etmemde pek sorun olmuyor, eğer kendimi çok kasarsam bu sefer karşımdakinin söylediklerini anlıyor rolünü yaparmışcasına kafamı sallıyorum, ama söylediklerine hiç konsantire olamıyorum, sorun söylenenlere KONSANTRASYON olamama, REZİL olmadan bu işi yapabilmek, her zaman olmasada GÜLME problemi nadiren olabiliyor. Asıl sorun bunlar.

''Fakat göz teması kurmadan ve çoğunlukla insanların gözlerine bakmadan göz kaçırarak yaptığım konuşmaların performansı daha rahat oluyor'' buna ailemde dahil.

Bazı arkadaşların bu hastalıktan habersiz oldukları çok açık, sanal alemde olsa farkında olmadan insanların hastalıklarıyla eğlenmeyelim, zira ateş düştüğü yeri yakar, hiç birimizin ne olacağının garantiside yok..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DARWİN VE ATEİZİMCİLERE ÖRNEKLER;

İnsanda nefis-akıl-vücut ergonomisi (vücut dili, vücut kullanabilirliği) birbirini tamamlar, meleklerde ise akıl vardır fakat nefis yoktur. Hayvanlarda sadece nefis vardır, akıl yoktur. Hayvanlarda bazı iç güdüsel standart yüklü akıla benzeyen ama akıl olmayan sınırlı bir beceri vardır bu her hayvanın farklı karakteristik yapısıyla farklılık gösterir, örneğin su kaplumbasının yumurtadan çıkarak hızlıca suya koşması gibi. Hayvanda akıl yokturun delili şudur; Örneğin bir balıkta akıl olsa beden dili aklını kullanmaya müsade edemez sudan çıkamaz ve tekonolji v.b üretemez. Darvincilerede bu örnek cuk oturur. Küçücük bir çocuk kocaman 2 tonluk bir boğayı elinle sopayla sürebilir ama akılı olmuş olsa bu mümkün olamaz! Cinlerde nefis ve akıla sahiptir, göreceli olarak onların bir vucut yapısı hakkında malumat olup olmadığı muammadır, Cinlerinde aynen insanlar gibi Şeytanı (Vesveseci kafir) , Müslümanı, vs her tanıma uyanı olabilmektedir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

KAFİR:

İnanmayan değildir! Kafir; inancını gizlemeye çalışan, kasıtlı ve menfaati uğruna inancını örtendir. Gerçekleri yok sayan kuralları kabul etmeyendir. İnanmak yada gerçeği bilmek yetmiyor, Kafir (örtmek, gizlemek, kamufle etmek, saygı duymamak, aşağılamak, küfür v.b iman kurallarına aykırı düşen herşeydir) tamamını kapsar. İNANMAK VE GERÇEĞİ BİLMEK YETMEZ!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...