Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kitaplardan alıntılar...


Feamer

Öne çıkan mesajlar

şöyle bir konu olsun diye düşündüm, düşünmek yeterli geldiği zaman konusu açayım dedim, ve işte konu :)

içerik olarak düşündüğüm, her hangi bir yazılı eserden, hoşunuza giden pasaj, paragraf, diyalog vs. kısımların referans vererek alıntı yapılması, eğer fiziki yayından alıntı yapılıyorsa, baskı yılı, çeviri ve yayın evi gibi detayların verilmesi belki faydalı olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gelelim paylaşıma, Trevanian - shibumi ile ilgili arama yaparken ekşide denk geldim, hayal meyal hatırlıyorum böyle bir diyalog, ekşiden alıntı

said:
bask diyarinda bir dag koyunda cesme basinda testi dolduran iki kadinin yanina sehirli, bakimli bir kadin gelir, koyun disinda oturan bilmem kimi sorar. kadinlar yolu tarif eder, sehirli bayanimiz uzaklasir. arkasindan iki kadin bir senaryo yazarlar ki evlere senlik, bir o tas koyar bir oburu:

-bunun gibileri bilirim, onunla bununla yatarlar
-sonra evde kalirlar
-ablalarinin evlerinde yasamaya baslar bunlar
-ablasi cocuk doguramayacak duruma gelince enistesinin koynuna girer
-piciyle beraber evden kovulur
-evet evet, sonra da bayonnede orospu olurlar.

cesmeye ucuncu bir koylu kadin gelir:
-o giden kim?
-kim olacak bayonneli bir orospu


https://eksisozluk.com/entry/3767095
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"How can you still count yourself a knight, when you have forsaken every vow you ever swore?

Jaime reached for the flagon to refill his cup. "So many vows... they make you swear and swear. Defend the king. Obey the king. Keep his secrets. Do his bidding. Your life for his. But obey your father. Love your sister. Protect the innocent. Defend the weak. Respect the gods. Obey the laws. It's too much. No matter what you do, you're forsaking one vow or the other." He took a healthy swallow of wine and closed his eyes for an instant, leaning his head back against the patch of nitre on the wall. "I was the youngest man ever to wear the white cloak."

"And the youngest to betray all it stood for, Kingslayer."

"Kingslayer," he pronounced carefully. "And such a king he was!" He lifted his cup. "To Aerys Targaryen, the Second of His Name, Lord of the Seven Kingdoms and Protector of the Realm. And to the sword that opened his throat. A golden sword, don't you know. Until his blood ran red down the blade. Those are the Lannister colors, red and gold."

As he laughed, she realized the wine had done its work; Jaime had drained most of the flagon, and he was drunk. "Only a man like you would be proud of such an act."

"I told you, there are no men like me."
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 9 ay sonra ...
  • 2 hafta sonra ...
kitap değil ama filmden bir diyalog,


"Sevmek Zamanı" said:


halil: resminle benim aramdaki bir durum, seni ilgilendirmez. ben senin resmine âşığım.
meral: iyi ama âşık olduğun resim benim resmim. işte ben de buradayım, söyleyeceklerini dinlemeye geldim.
halil: resmin sen değilsin ki? resmin benim dünyama ait bir şey. ben seni değil resmini tanıyorum. belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.
meral: bu davranışların bir korkudan ileri geliyor.
halil: evet. bu korku sevdiğim bir şeye ebediyyen sahip olmak için çekilen bir korku. ben senin resmine değil de, sana âşık olsaydım ne olacaktı? belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. belki de alay edecektin sevgimle. halbuki resmin bana dostça bakıyor.


- aylardan beri gelip neden benim resmime bakıyorsun? cevap vermeyecek misin bana? yoksa gerçeği söylemekten korkuyor musun?
- öğrenmek istediğini mustafa söylemiştir sana.
- ben senin söylemeni istiyorum. herhalde bana ait olan bir şeyi öğrenmek hakkımdır.
- hayır! sana ait bir mesele değil bu. resminle benim aramdaki bir durum seni ilgilendirmez. ben senin resmine aşığım.
- iyi ama aşık olduğun resim benim resmim. işte ben de burdayım, söyleyeceklerini dinlemeye geldim.
- resmin sen değilsin ki! resmin benim dünyama ait bir şey. ben seni değil resmini tanıyorum. belki sen benim bütün güzel düşüncelerimi yıkarsın.
- bu davranışların bir korkudan ileri geliyor.
- evet bir korkudan ileri geliyor. bu korku sevdiğim şeye ebediyen sahip olabilmek için çekilen bir korku. ben senin resmine değil de sana aşık olsaydım o zaman ne olacaktı? belki bir kere bile bakmayacaktın yüzüme. belki de alay edecektin sevgimle. halbuki resmin bana dostça bakıyor. iyilikle bakıyor ve ebediyen bakacak.
- ben de sana bakmak istiyorum.
- hayır. benimle resminin arasına girme istemiyorum seni. ben senin yalnız resmine aşığım.
.
.
.
resminle aramda ne kadar uzun zaman geçti. ilk karşılaşmamızı dün gibi hatırlarım. birden bana iyilikle, sevgiyle bakan bir yüz gördüm. elbiselerim eskiydi, kirliydim, sakallarım uzamıştı. inanamadım. o insanca bakışı bir daha göremem diye bir daha resme bakmaktan korkuyordum. ikinci kere zorlukla baktım resmine. gene iyilik gene sevgi vardı gözlerinde...
- resmimin yerine ben seveceğim seni. artık ben varım.
.
.
.
- hayır hayır. istemiyorum seni.benim dünyama girmeye kalkma.merhametsizce yıkarsın onu.resmin benim kendimden bir parça. bırak ben onu seveyim. sen sevmek isteme beni senin ellerini tutmak istemiyorum.sonra çekersin o ellerini benden. ben resmine aşığım, ölünceye kadar da onu seveceğim.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 ay sonra ...
×
×
  • Yeni Oluştur...