DoruK Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Osman Bey sabah saat 7'de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi. WC'ye uğradıktan sonra banyoya geçti. Clear şampuanı ve Protex sabunuyla duşunu aldı. Colgate ile dişlerini fırçaladı. Rowenta saç kurutucuyla saçlarını kuruttu. Bill's gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi. Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya özetlerini ve flash haberleri izledi. Citizen kol saatine baktı. Geç kalıyorum diye düşünerek aile fertlerine çav deyip Hyundai otomobiline bindi. Otobana çıkınca Blaupunkt radyosunu açarak rock müziğe istasyonu ayarladı. Ağzına bir Polo şeker attı. Mega centerdeki ofisine varınca Casper bilgisayarını çalıştırdı. Microsoft Excel'e girdi. Ofisboydan Nescafesini istedi. Saat 10'a doğru açlığını yatıştırmak için Grissini yedi. Öğlen Wimpy's fast food kafeteryaya gitti. Ayak üzeri Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi. Akşam üzeri iş çıkışı Image Bar'a uğrayıp cips ile içkisini içip köşedeki Shopping Center'e uğradı. Eşinin sipariş ettiği Persil Supra Deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan, Gala tuvalet kağıdı, Sprite gazoz ve Johnson kolonyayı alarak kasaya yanaştı. Bonus kartıyla faturayı ödedi. Akşam evde bir gazetenin verdiği TV Guide'a göz atan Osman Bey kanallar arasında zapping yaparak First Class, Top Secret, Paparazzi gibi programları izledi. Uykusu kaçınca bir paneli izlemeye başladı. Programın ortalarına doğru söz alan Saint Benoit Lisesi çıkışlı Harvard mezunu, Rolex kol saatli bir entelektüel "Dilimiz Türkçe her geçen gün biraz daha dejenere oluyor. Bu realiteyi ele almanın zamanı geçmek üzere. Dogmatik, statükocu yaklaşımlara kapılmadan problemi irdeleyip çözmeliyiz" diye konuştu. Bunun üzerine Osman Bey kendi kendine "çok doğru bir analiz" diye söylendi. ALİ ÖZDEMİR [hline] Belki bu tip konular daha önce birçok kez açıldı, ya da farklı yerlerde bin kez tartışıldı ama Refik Durbaş adlı Sabah gazetesi yazarının bu yazısını sizinle paylaşmak istedim. Ne Ali Özdemir'i ne bu yazarı tanıyorum yazım yanlışları/hatalı vurgulamalar konmuş olabilir gazeteden aynı şekilde buraya yazdım. Bu konuyla ilgili, paticik üyelerinin birçok noksanını herhangi bir konuda görmek mümkün. Eminim hepinizin rahatsız olduğu konu. Daha önce Türk malı kullanımı ile ilgili pati topluluğunun seviyeli insanlarıyla seviyeli ama hararetli bir tartışmaya girmiştim. Bundan çıkardığım sonuç; insanların kendileriyle aynı düzeyde gördüğü kişilerin, birşeyleri iyi veya kötü yönde değiştirme çabasına muhalefet etme içgüdüleri var. Ancak bir liderin etkili konuşmasıyla yenilikleri onaylıyorlar. Peki benim bu konudaki uygulamalarım nasıl? Tabii ki ben de arada Türkçe kökenli olmayan kelimeleri kullanıyorum, Coca Cola, Nestle ürünlerini tüketiyorum. Doğru değil elbet, fakat özellikle günlük hayatta konuşurken, yazılar yazarken Türkçe'ye bağlı kalmaya özen gösteriyorum. Aynı özveriyi patilerden istiyorum. Ayrı bir konuyla da, Türk insanının bu konuya verdiği önemin üzerinde duracağım. Bugün, hala varlığını sürdürmekte olan, Yunan kaynaklı, Türkiye'yi kötüleyen sayısız site var. Kimi Kürt konusunu, kimi Kıbrıs konusunu, kimi sözde Ermeni soykırımı konusunu, kimi başka mevzuyu, kimi hepsini konu alan onlarca, belki yüzlerce site. Bu tip Türkiye karşıtı site, dergi ve benzeri şeyler birçok ülkede var, ancak benim burada gösterdiğim Yunan örnekleri. Geçmişimizdeki başarılarımızla her milletin korktuğu, çekindiği bir ülkeyiz, dolayısıyla bu tip tepkileri doğal karşılıyorum. Hatta Yunanistan'a giden arkadaşımın da bizzat şahit olduğu, daha önceden anlatıldığında inanmadığım bir konu var ki (Yunanistan'da çocukların süt içerken kullandıkları bardakların altında 'Bir gün Türkler yok edilecek, Konstantinopolis bizim olacak' benzeri yazıları her sabah gören çocukların içine işletilen Türk düşmanlığı konusu) onu bile doğal karşılıyorum. Lakin tek kuşkum, Türkiye'nin yarın öbürgün başına birşey gelse, bu tip serzenişlerin ülkenin önemli bölgelerinden, çoğu insanın "yobaz bunlar", "komünist bunlar", "faşit bunlar" tipi tepkilerini alacağını düşünüyorum. Bu yüzden bir lider olmadan insanımızın üstü kapalı bir şekilde de olsa milliyetçi düşünemeyeceği kanısındayım. Örneği bunun için verdim. Biraz uzun olmuş olabilir, yeri başka yer de olabilir, tekrar belirtiyorum daha önce birçok kez de tartışılmış olabilir fakat yeni bir yaklaşımla sizlerin önünüze getirmek istedim. Bunları bir lider söylemediği için elbet olumsuz eleştiriler çoğunlukta olacaktır. Belki fazla milliyetçi bir kafayla yazdım tüm bunları. Ama başımıza gelebilecek tehlikelerin farkında olan insanların çoğunlukta olduğunu da d Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horrible Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Bence haklı sayılırsın günümüzde milliyetöilik kavramı neredeyse 0'a iniyor.mesela şimdi bir savaş çıksa ülkedeki durumu iyi olanlar (zengin kesim) savaşmayı fln bırak olduğu gibi yutdışına kaçarlar.elinden geldiğince herkez kaçar.Millet kendi ülkesi için vergisini bile vermiyor ki...Herkezin hayali günümzüzde yutdışına kapağı nasıl atarım.bende yutdışında okumayı isterim elbette ama insanın milliyetçilik duygusunun gitmemesi lasım.Bu nedenle hep askere gitmek istemişimdir...[signature][hline]Sleepwalker, 15 Ocak 2005 21:02 tarihinde demiş ki: dikkat ederseniz hayvanın midesine bakıyor ve ne kadar çok gaz var böyle diyor içinden ------------------------------------------- En ateşli ve içli ağlamalar, en sönük ve anlamsız gülüşlerde gizlidir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
demirbilek2 Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 A'dan Z'ye katiliyorum yorumlarina DoruK. Bu kadar dis ticaret acigi varken yabanci mali tuketimimizi mumkun oldugunca dusurmemiz lazim, bunun artik milliyetcilikle ilgisi yok, herkesin birseyler yapmasi lazim. Ayni dilimizin korunmasi, ve Turkiye'de dogal hayatin, ormanlarin, hayvanlarin korunmasi da ayni onemdedir. Cok gec olmadan bunlari korumasi altina alan bir hareket dogmak zorunda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
EomerMcEwan Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: Horrible, 04 Şubat 2005 16:58 tarihinde demiş ki: Bence haklı sayılırsın günümüzde milliyetöilik kavramı neredeyse 0'a iniyor.mesela şimdi bir savaş çıksa ülkedeki durumu iyi olanlar (zengin kesim) savaşmayı fln bırak olduğu gibi yutdışına kaçarlar.elinden geldiğince herkez kaçar.Millet kendi ülkesi için vergisini bile vermiyor ki...Herkezin hayali günümzüzde yutdışına kapağı nasıl atarım.bende yutdışında okumayı isterim elbette ama insanın milliyetçilik duygusunun gitmemesi lasım.Bu nedenle hep askere gitmek istemişimdir... Asker ne alaka :) insanın Milliyetcilk duygusu askerde gelir diye bişi yok :) Kadınlar ne yapıcak peki? Milliyetcilik duygusu şudur: Vatanını milletini sevmek onu korumak(her açıdan sadece , asker olup değil :)) Vs. vs. gider bu böle... Ama biraz bana hak verinki. Bizim milletin içine edilmiş arkadaş. Ne sevilecek memleket kalmış. Ne de insanlar. Etrafıma baktıkca içim kalkıyor. Bu Memleketin nesini seveyim ben? Ülke toptan satılmış. Ben satılmış bi ülke için savaşmam. Bi Türklüğümüz yanımıza kar kalan.[signature][hline]3 diyolar, 5 diyolar, hopluyolar zıplıyolar, bişiyler oluyo kafalarına göre... [Bu mesaj EomerMcEwan tarafından 04 Şubat 2005 17:10 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SmoLaFein Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Her seyı ıle haklı BYE BYE Turkce...[signature][hline]Onen-i Estel Edain ü Chebin Estel Anim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cyan_Bloodbane Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 EomerMcEwan çok haklısın çok doğru söylüyorsun ama bide şöyle düşün kimsenin boyunduruğu altında yaşamıyorsun istediğini yapmakta özgürsün istediklerini konuşsbiliyorsun en azından(tartışılır ama)bağımsız bir ülkedesin üstünde yaşadığın bu topraklar için sevdiklerin için değer verdiğin şeyler için ''VATAN'' için savaşılır.[signature][hline]For the Dark Gods;Kill,Kill,Kill... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
December_Flower Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 batının milliyetçiliği coşarken bizim enteller daha ne olduğunu bilmeden yobaz derler,milliyetçilik görecelidir ama ben atatürk milliyetçiliğini hep desteklemişimdir,bu ülke anca yumurta at the gates durumunda anlıyor bazı şeyleri,yine öyle olacak galiba[signature][hline]You´ll never be alone again You´ll never die again You´ll never be born again You´ll forever be, stuck here in eternity... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sailor Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Milliyetçilik konusunda haklısınız fakat yazıdaki kelimelerin çoğu özel isim yani zaten Türkçeleştirilemez. Onun için öyle bir örnek paragraf bana göre yanlış olmuş.[signature][hline]oasisoyun.net | Mancınık'ı Yükle | Oasis Forum Mail/MSN: [email protected] , ICQ:6254196 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
EomerMcEwan Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: Cyan_Bloodbane, 04 Şubat 2005 17:14 tarihinde demiş ki: EomerMcEwan çok haklısın çok doğru söylüyorsun ama bide şöyle düşün kimsenin boyunduruğu altında yaşamıyorsun istediğini yapmakta özgürsün istediklerini konuşsbiliyorsun en azından(tartışılır ama)bağımsız bir ülkedesin üstünde yaşadığın bu topraklar için sevdiklerin için değer verdiğin şeyler için ''VATAN'' için savaşılır. +1 (Evet haklısın, sydıkların için değer. bian fazla karamsarlığa kapıldım bi an sadece :)) içim kalktı birden daha demin onları kustum :)[signature][hline]3 diyolar, 5 diyolar, hopluyolar zıplıyolar, bişiyler oluyo kafalarına göre... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
demirbilek2 Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: EomerMcEwan, 04 Şubat 2005 17:08 tarihinde demiş ki: [Ama biraz bana hak verinki. Bizim milletin içine edilmiş arkadaş. Ne sevilecek memleket kalmış. Ne de insanlar. Etrafıma baktıkca içim kalkıyor. Bu Memleketin nesini seveyim ben? Ülke toptan satılmış. Ben satılmış bi ülke için savaşmam. Bi Türklüğümüz yanımıza kar kalan. Ben bu kadar karamsar degilim, ama herkes farkli seyler yasiyor tabii, gene de bir cok olumsuzluk oldugu dogru ama bir cok yapilan is de var etrafta, onlara bakalim. Etrafimiza bakinca icimiz kalkiyorsa: o 'etrafa' bakmayalim o zaman, kendi dogru bildiklerimizi yapalim, bir hedef belirleyip o yonde gidelim, kendi 'etrafimizi' olusturalim... Ornegin bu forumlara bakinca, memleketin ve insanlarimizin ne kadar degerli oldugunu goruyorum ben. Buradaki insanlar Turkiye vatandasi degil mi? [Bu mesaj demirbilek2 tarafından 04 Şubat 2005 17:24 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-007- Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 yazıya katılıyorum not: otobanı unutmayalım :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
EomerMcEwan Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Doruk sende haklısın ama, İngilizcenin içimize kadar,iş başvurularında bile öz geçmişlerimizi ingilizce hazırladığımız bir zamandayız. Kendimizi ingilizce anlatmak durumunda kalıyoruz çoğu yerde. İş görüşmelerinde seninle ingilizce konuşuluyor. Yani toparlayamadım yazımı belki çoğunuz beni anlamadı ama sadede geleyim. İngilizcenin bukadar içimize girmesine izin verdikten sonra. Türkçe konuşalım türkçemize dikkat edelim demek boş geliyo bana. Tarihde bunun bir çok örneklerini görüyoruz. Şu anda türkiye hem ekonmik yönden hemde dil yönünden yarı yarıya batıya bağlı. Benim gene midem kalkıyo :([signature][hline]3 diyolar, 5 diyolar, hopluyolar zıplıyolar, bişiyler oluyo kafalarına göre... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BabacumMostors Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 hey adamım siz ne diyorsunuz yaa dejenere sosyal komünitimizde bunları konuşmak çok lüzumsuz onun yerine iki quest yapalım mooda girelim derim ben *!ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar*[signature][hline]Türkler Orta-Asya'dayken günlük ihtiyaçları için savaşırlarmış; "-Ulan kaşık düşmanı, baltamı getir. Ekmek almaya gidiyorum" Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
demirbilek2 Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: Sailor, 04 Şubat 2005 17:15 tarihinde demiş ki: Milliyetçilik konusunda haklısınız fakat yazıdaki kelimelerin çoğu özel isim yani zaten Türkçeleştirilemez. Onun için öyle bir örnek paragraf bana göre yanlış olmuş. Onlari ne kadar cok yabanci mali kullandigimizi vurgulamak icin yazmis benim anladigim... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
b1vRiP Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 ii de abi yazdıklarının çoğu marka yane tmm gözlem doru dilimizi kaybedioz da o metin biraz yannış gibi geldi bana..[signature][hline]There the road begins where another one will end Here the four winds know who will break and who will bend All to be the master of the wind Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
demirbilek2 Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: Bivrip, 04 Şubat 2005 17:27 tarihinde demiş ki: ii de abi yazdıklarının çoğu marka yane tmm gözlem doru dilimizi kaybedioz da o metin biraz yannış gibi geldi bana.. Onlari ne kadar cok yabanci mali kullandigimizi vurgulamak icin yazmis benim anladigim... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
MagicGladiator Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 levent kırca bunun skeçini çok iyi yapmıştı :) istanbulda bir mekan tarif ederken adamın aklı karışıyordu falan :))[signature][hline]I took their smiles and I made them mine I sold my soul just to hide the light and now I see what I realy am a their a whore and a liar BonePART, 03 Şubat 2005 02:49 tarihinde demiş ki: ORTADA ACMAMA ISTEGI BENCE NORMAL BENDE MASA ALTINDA CIKARIRIM Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-007- Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: Horrible, 04 Şubat 2005 16:58 tarihinde demiş ki: Bence haklı sayılırsın günümüzde milliyetöilik kavramı neredeyse 0'a iniyor.mesela şimdi bir savaş çıksa ülkedeki durumu iyi olanlar (zengin kesim) savaşmayı fln bırak olduğu gibi yutdışına kaçarlar.elinden geldiğince herkez kaçar.Millet kendi ülkesi için vergisini bile vermiyor ki...Herkezin hayali günümzüzde yutdışına kapağı nasıl atarım.bende yutdışında okumayı isterim elbette ama insanın milliyetçilik duygusunun gitmemesi lasım.Bu nedenle hep askere gitmek istemişimdir... +1 en acısı da ilkelerimizden biri olan Milliyetçiliği yanlış kabul eden Türkler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cyan_Bloodbane Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: EomerMcEwan, 04 Şubat 2005 17:24 tarihinde demiş ki: Doruk sende haklısın ama, İngilizcenin içimize kadar,iş başvurularında bile öz geçmişlerimizi ingilizce hazırladığımız bir zamandayız. Kendimizi ingilizce anlatmak durumunda kalıyoruz çoğu yerde. İş görüşmelerinde seninle ingilizce konuşuluyor. Yani toparlayamadım yazımı belki çoğunuz beni anlamadı ama sadede geleyim. İngilizcenin bukadar içimize girmesine izin verdikten sonra. Türkçe konuşalım türkçemize dikkat edelim demek boş geliyo bana. Tarihde bunun bir çok örneklerini görüyoruz. Şu anda türkiye hem ekonmik yönden hemde dil yönünden yarı yarıya batıya bağlı. Benim gene midem kalkıyo :( Seni yanlış anlamıyoruz kardeş doğrusun şöyle bir etrafıma bakıyorum bir sürü ipe sapa gelmez sap saman olmayacak adam var memleket ilkokul mezunu(meclisin büyük çoğunluğu)adamların elinde.Maliye bakanımız bile vergi kaçakçılığı ve rüşvetten bilmem kaç kere hapis cezası yemiş bir adam:(tabi aynen millet vekili ol kimse sana bulaşmasın).Türkçeye gelince yinede herşey bizim elimizde bu memleketin insanlarının elinde biraz daha duyarlılıkla,güvenle aslında dil sorununun üstesinden gelinebilir.Özetle sonuna kadar haklısın insanın midesi kalkıyor.[signature][hline]For the Dark Gods;Kill,Kill,Kill... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-007- Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: EomerMcEwan, 04 Şubat 2005 17:08 tarihinde demiş ki: said: Horrible, 04 Şubat 2005 16:58 tarihinde demiş ki: Bence haklı sayılırsın günümüzde milliyetöilik kavramı neredeyse 0'a iniyor.mesela şimdi bir savaş çıksa ülkedeki durumu iyi olanlar (zengin kesim) savaşmayı fln bırak olduğu gibi yutdışına kaçarlar.elinden geldiğince herkez kaçar.Millet kendi ülkesi için vergisini bile vermiyor ki...Herkezin hayali günümzüzde yutdışına kapağı nasıl atarım.bende yutdışında okumayı isterim elbette ama insanın milliyetçilik duygusunun gitmemesi lasım.Bu nedenle hep askere gitmek istemişimdir... Asker ne alaka :) insanın Milliyetcilk duygusu askerde gelir diye bişi yok :) daha ötesi var mı kardeşim adam canını veriyo milletine. Devamındaki yorumların ne yazık ki doğru ama Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Trasher Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: -DoruK-, 04 Şubat 2005 16:43 tarihinde demiş ki: Osman Bey sabah saat 7'de Casio masa saatinin alarmıyla gözlerini açtı. Puffy yorganını kaldırdı. Hugo Boss pijamalarını çıkarıp Adidas terliklerini giydi. WC'ye uğradıktan sonra banyoya geçti. Clear şampuanı ve Protex sabunuyla duşunu aldı. Colgate ile dişlerini fırçaladı. Rowenta saç kurutucuyla saçlarını kuruttu. Bill's gömleğini ve Pierre Cardin takımını giydi. Lipton çayını içti. Sony televizyonda medya özetlerini ve flash haberleri izledi. Citizen kol saatine baktı. Geç kalıyorum diye düşünerek aile fertlerine çav deyip Hyundai otomobiline bindi. Otobana çıkınca Blaupunkt radyosunu açarak rock müziğe istasyonu ayarladı. Ağzına bir Polo şeker attı. Mega centerdeki ofisine varınca Casper bilgisayarını çalıştırdı. Microsoft Excel'e girdi. Ofisboydan Nescafesini istedi. Saat 10'a doğru açlığını yatıştırmak için Grissini yedi. Öğlen Wimpy's fast food kafeteryaya gitti. Ayak üzeri Coca Cola ve hamburgeri mideye indirdi. Akşam üzeri iş çıkışı Image Bar'a uğrayıp cips ile içkisini içip köşedeki Shopping Center'e uğradı. Eşinin sipariş ettiği Persil Supra Deterjan, Ace çamaşır suyu, Palmolive şampuan, Gala tuvalet kağıdı, Sprite gazoz ve Johnson kolonyayı alarak kasaya yanaştı. Bonus kartıyla faturayı ödedi. Akşam evde bir gazetenin verdiği TV Guide'a göz atan Osman Bey kanallar arasında zapping yaparak First Class, Top Secret, Paparazzi gibi programları izledi. said: SONRA DA OSMAN BEYİN ALIŞVERİŞ SEPETİNE Bİ KIZ TANSAŞTA GELİP ORKİD ATTI AZUHAHHAHAHAHAHAHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHA[signature][hline]-DoruK-, 03 Şubat 2005 21:16 tarihinde demiş ki: ahah bunun şeyle bi benzerliği olabilir mi aliağada tansaçtan bikaç şey alıyodum kızın biri geldi benim sepete orkid attı aynı şey mi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… demirbilek2 Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Eh... Mide kaldiran olaylar dunyanin heryerinde var, ve her zaman olacak, nereye giderseniz gidin kurtulus kacis yok bundan. Onemli olan, bu olaylari gorup cozulmemek, korkup dagilmamak, iyilerin bir araya gelerek bir guc olusturabilmesidir. Zamaninda Kuvay-i Milliye'nin yaptigi da budur. O donemki kosullarin cok daha mide kaldirici olduguna kimsenin itiraz edecegini zannetmiyorum... :) Dedigim gibi, cevreye bakip cok da etkilenmeden, kendi dogrularini yapabilmek, gercek vatanseverlik budur. Gidip 2 tane agac dikebilmek, baskasi gelip o agaci kesiyorsa, gidip 20 tane agac dikmek, gene gelip kesiyorsa 200 tane agac dikmek, benim anladigim vatanseverlik, budur, baska hic bi yol olduguna da inanmiyorum... :) Cok basit bi sey aslinda, eziklesmeden sonuna kadar mucadele etmek, kisaca. Bu mucadele icin asker olmaya gerek yok, issiz bile olsak yapabilecegimiz cok sey var. Tek puf noktasi geri adim atmamak. [Bu mesaj demirbilek2 tarafından 04 Şubat 2005 17:44 tarihinde değiştirilmiştir] [Bu mesaj demirbilek2 tarafından 04 Şubat 2005 17:46 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… Horrible Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: EomerMcEwan, 04 Şubat 2005 17:08 tarihinde demiş ki: Asker ne alaka :) insanın Milliyetcilk duygusu askerde gelir diye bişi yok :) Kadınlar ne yapıcak peki? Milliyetcilik duygusu şudur: Vatanını milletini sevmek onu korumak(her açıdan sadece , asker olup değil :)) Bende bir bayan olduğum için askere gitmek isterdim...Bilmem anlatabildim mi?Bir savaşta bende askere çağırılıp,yurdum için vatanım için kurtuluş savaşında ölüp bu vatanı kurtaran milyonlarca genç için canımı feda ederek savaşmayı isterdim.VAtanını sevmek vatanını korumak bir yere kdr.Birşey için canını vermeyi göze aldıysan ztn o şeyi kendinden çok seviyorsun demektir...[signature][hline]Sleepwalker, 15 Ocak 2005 21:02 tarihinde demiş ki: dikkat ederseniz hayvanın midesine bakıyor ve ne kadar çok gaz var böyle diyor içinden ------------------------------------------- En ateşli ve içli ağlamalar, en sönük ve anlamsız gülüşlerde gizlidir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… Alexi_Septimus Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Eee yeterin be.[signature][hline]G3nk... Bana stunla gelmeyin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… Bone Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Konu tam olarak nedir burda? "Dilimiz elden gidiyor" mu yoksa "Türk malları kullanın" mı? Başlıkla konu çok alakasız olmuş içiçe geçmiş. Hemen yorumumu yapayım. -Bu tip konular geleneksel bir biçimde her ay açılıyor. Hepsi de 3 aşşağı 5 yukarı aynı şeyleri yazıyor, kullandığımız yabancı ürünleri, ayrıca kullandığımız yabancı adları örnekler. Ben de her defasında 3 aşşağı 5 yukarı aynı şeyi söylerim. Gına geldi aynı şeyleri tekrarlamaktan :-) -Dilimiz elden gidiyor konusunda, nedense "genelde" "Bye Bye Türkçe" diyenler, sadece isimlere takıntılı oluyor, Türkçe dilbilgisini hiç önemsemiyor. Sadece o yabancı kelimelerden kurtulduğumuzda "Türkçemiz" kurtulcak ve gelişçekmiş gibi düşünülür. "iyi içecek" yerine "ıyı ıcecek" yazarlar, "ben de gelicem" yerine "bende gelıcem" yazarlar, "masamda saatimi kırıcağım bir gün" yerine de "msaamda saatmi krçam bi gn" yazarlar. Türkçemizi kurtarmak istiyorsak önce düzgün yazmalı ve düzgün kullanmalıyız. "Bye bye Türkçe" derken yanında da dilbilgisine önem vermeliyiz. Yoksa yaptığımız akıntıya karşı kürek çekmek olacaktır. (bunu sen yapıyorsun demiyorum doruk, sadece bir genelleme) -Kullanılmış kelimeler genelde Colgate, Rowenta, Palmolive gibi ürün adları olmuş. Burda yabancı ürün mallarını ne kadar çok kullandığımızı gösteriyor. Yalnız dikkat etmemiz gereken nokta şurası: Bunlar tek bir bölgenin malı değil, global şirketler. Yani birisi Almanyadan, birisi İngiltereden, birisi Rusyadan çıkan ve becerisini tüm dünyaya kanıtlamış firmalar. Örneğin Sony Ericsson veya Nokia kadar iyi cep telefonu üreten kaç Türk şirketi var? Ya da Pioneer veya Sony kadar iyi televizyon üreten şirket? Ati veya Nvidia kadar iyi ekran kartı üreten bir Türk firması var mı peki? Çoğu şeyimiz yabancı, doğru. Ama bu bizim Türkçemizin elden gitmesiyle alakalı birşey değil, ya da yozlaşmakla alakalı da değil. Türkler Sony gibi kaliteli ve sağlam ürünler yapmak yerine, işçilikten ve zamandan çalıp daha basit ürünler yapmayı tercih ediyor. Daha basit ürünler daha hızlı üretim ve daha az masraf demek. Daha hızlı üretim ise daha fazla satış demek. Daha fazla satış da daha fazla kar demek. Mavi gibi Eti gibi kaliteli firmalar da var, yok değil. Ama her gün Eti yemek istemiyorum ben. Nestle de yiyebilmek istiyorum, Avrupada satılan diğer yabancı çikolatalardan yemek istiyorum? Damak çikolatası ne kadar güzel olsa da, bir insan her gün aynı şeyi yiyebilir mi? Komünizm'e karşı olup, Komünizm'i isteyen millet bizizdir herhalde. İsterseniz devlet hangi Türk firmasını kullanıp kullanmıyacağımıza da karar versin. Dediğim gibi yabancı malları kullanmamızın nedeni kendilerini dünya çapında kanıtlamış firmalar olması. Kaç tane Türk firması dünyada bu kadar kendini kanıtladı, dünyaya bu kadar yayıldı? Milliyetçilik yapıcaz diye 2 gün sonra bozulcak ürün alamam (örneğin Tofaş - Türk arabası). Rekabet yapsınlar onlar, ürünlerini geliştirsinler. -Ayrıca şu var, Türk ürünü diye aldığımız birşeyin çoğu yabancı işçilik olabilir. Ancak yabancı bir firmadan aldığımız ürünün çoğu veya %100'ü Türk işçiliği olabilir. Önemli olan ürünün adı değil bence, o üründeki Türk işçiliği, Türk üretimi. Adlara fazla takılmasak, kalifiyeli eleman eğitsek, üretimi arttırsak, kaliteyi arttırsak çok daha efektif olacaktır. Ha Şahin olmuş ha Eagle... -Deterjan, hamburger, sandviç, rock gibi terimler gene yabancı kökenli. Ancak bunlar halkın diline yerleşmiş terimler. Aynen televizyon, radyo, otomobil, telefon gibi terimlerin de yabancı kökenli olması gibi. Evet en basitinden telefon yabancı kökenli. Telefon yerine ne kullancaz peki? Hani bu aralar milliyetçilik duygumuz kabardı forumlarda felan, birisi de önersin telefon yerine "öz"Türkçe ne kullanabiliriz? "Ağzımıza dayayıp uzaktaki birisiyle konuştuğumuz düğmeli aygıt" ? Peki ya sandviç? Sandwich soyadındaki bir adamın poker masasında atıştırmak için iki ekmek arasına ne var ne yoksa doldurması üzerine bu adı vermişler. Ne diyebiliriz yani? Stalin'e Stalin dışında veya İnönü'ye İnönü dışında ne diyebiliriz? Doğru, computer yerine bilgisayar, speaker yerine höparlör diyebiliriz. Bulan güzel bulmuş ve dilimize yerleştirmiş. Ancak hamburgerle ne alıp veremediğiniz var? E-mail'e E-Posta dediğimiz dönemlerde TDK'nın "elmek (elektronik mektup) diyceksiniz, Türkçesi bu" demesinin ardından insanların bu sefer "meyil" demeye başlaması gibi, siz de Türkçemizi düzeltçeğiz diye abuk sabuk şeyler üretmeyin :) -Yalnız bazı konularda ben de dertliyim. "Bu iş çok top secret" "ya ben shopping centre'a gittim tamam mı, ordan çok güzel bir button aldım, kapımdaki eskimiş buttonla change ettim, artık eskisinden daha smooth çalıyor ringimin sesi" tarzında konuşmalara kılım. Telefon yerine birşey diyemiyoruz ama change eşşeğin kulağına su kaçırmak oluyor. Change yerine Türkçe'de kullanabileceğimiz çok bariz kelimeler var. Bence "Bye Bye Türkçe" "Türkçemizi koruyalım" diyenlerin "kahrolsun hamburger, kahrolsun Casio, kahrolsun rock müzik" demesi yerine, Türkçe'de çok bariz karşılığı olan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… Önceki 1 2 3 4 Sonraki 1.sayfa (Toplam 4 sayfa) Paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği… Takipçiler 0 Konu listesine dön
demirbilek2 Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Eh... Mide kaldiran olaylar dunyanin heryerinde var, ve her zaman olacak, nereye giderseniz gidin kurtulus kacis yok bundan. Onemli olan, bu olaylari gorup cozulmemek, korkup dagilmamak, iyilerin bir araya gelerek bir guc olusturabilmesidir. Zamaninda Kuvay-i Milliye'nin yaptigi da budur. O donemki kosullarin cok daha mide kaldirici olduguna kimsenin itiraz edecegini zannetmiyorum... :) Dedigim gibi, cevreye bakip cok da etkilenmeden, kendi dogrularini yapabilmek, gercek vatanseverlik budur. Gidip 2 tane agac dikebilmek, baskasi gelip o agaci kesiyorsa, gidip 20 tane agac dikmek, gene gelip kesiyorsa 200 tane agac dikmek, benim anladigim vatanseverlik, budur, baska hic bi yol olduguna da inanmiyorum... :) Cok basit bi sey aslinda, eziklesmeden sonuna kadar mucadele etmek, kisaca. Bu mucadele icin asker olmaya gerek yok, issiz bile olsak yapabilecegimiz cok sey var. Tek puf noktasi geri adim atmamak. [Bu mesaj demirbilek2 tarafından 04 Şubat 2005 17:44 tarihinde değiştirilmiştir] [Bu mesaj demirbilek2 tarafından 04 Şubat 2005 17:46 tarihinde değiştirilmiştir] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horrible Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 said: EomerMcEwan, 04 Şubat 2005 17:08 tarihinde demiş ki: Asker ne alaka :) insanın Milliyetcilk duygusu askerde gelir diye bişi yok :) Kadınlar ne yapıcak peki? Milliyetcilik duygusu şudur: Vatanını milletini sevmek onu korumak(her açıdan sadece , asker olup değil :)) Bende bir bayan olduğum için askere gitmek isterdim...Bilmem anlatabildim mi?Bir savaşta bende askere çağırılıp,yurdum için vatanım için kurtuluş savaşında ölüp bu vatanı kurtaran milyonlarca genç için canımı feda ederek savaşmayı isterdim.VAtanını sevmek vatanını korumak bir yere kdr.Birşey için canını vermeyi göze aldıysan ztn o şeyi kendinden çok seviyorsun demektir...[signature][hline]Sleepwalker, 15 Ocak 2005 21:02 tarihinde demiş ki: dikkat ederseniz hayvanın midesine bakıyor ve ne kadar çok gaz var böyle diyor içinden ------------------------------------------- En ateşli ve içli ağlamalar, en sönük ve anlamsız gülüşlerde gizlidir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Alexi_Septimus Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Eee yeterin be.[signature][hline]G3nk... Bana stunla gelmeyin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 4, 2005 Konu tam olarak nedir burda? "Dilimiz elden gidiyor" mu yoksa "Türk malları kullanın" mı? Başlıkla konu çok alakasız olmuş içiçe geçmiş. Hemen yorumumu yapayım. -Bu tip konular geleneksel bir biçimde her ay açılıyor. Hepsi de 3 aşşağı 5 yukarı aynı şeyleri yazıyor, kullandığımız yabancı ürünleri, ayrıca kullandığımız yabancı adları örnekler. Ben de her defasında 3 aşşağı 5 yukarı aynı şeyi söylerim. Gına geldi aynı şeyleri tekrarlamaktan :-) -Dilimiz elden gidiyor konusunda, nedense "genelde" "Bye Bye Türkçe" diyenler, sadece isimlere takıntılı oluyor, Türkçe dilbilgisini hiç önemsemiyor. Sadece o yabancı kelimelerden kurtulduğumuzda "Türkçemiz" kurtulcak ve gelişçekmiş gibi düşünülür. "iyi içecek" yerine "ıyı ıcecek" yazarlar, "ben de gelicem" yerine "bende gelıcem" yazarlar, "masamda saatimi kırıcağım bir gün" yerine de "msaamda saatmi krçam bi gn" yazarlar. Türkçemizi kurtarmak istiyorsak önce düzgün yazmalı ve düzgün kullanmalıyız. "Bye bye Türkçe" derken yanında da dilbilgisine önem vermeliyiz. Yoksa yaptığımız akıntıya karşı kürek çekmek olacaktır. (bunu sen yapıyorsun demiyorum doruk, sadece bir genelleme) -Kullanılmış kelimeler genelde Colgate, Rowenta, Palmolive gibi ürün adları olmuş. Burda yabancı ürün mallarını ne kadar çok kullandığımızı gösteriyor. Yalnız dikkat etmemiz gereken nokta şurası: Bunlar tek bir bölgenin malı değil, global şirketler. Yani birisi Almanyadan, birisi İngiltereden, birisi Rusyadan çıkan ve becerisini tüm dünyaya kanıtlamış firmalar. Örneğin Sony Ericsson veya Nokia kadar iyi cep telefonu üreten kaç Türk şirketi var? Ya da Pioneer veya Sony kadar iyi televizyon üreten şirket? Ati veya Nvidia kadar iyi ekran kartı üreten bir Türk firması var mı peki? Çoğu şeyimiz yabancı, doğru. Ama bu bizim Türkçemizin elden gitmesiyle alakalı birşey değil, ya da yozlaşmakla alakalı da değil. Türkler Sony gibi kaliteli ve sağlam ürünler yapmak yerine, işçilikten ve zamandan çalıp daha basit ürünler yapmayı tercih ediyor. Daha basit ürünler daha hızlı üretim ve daha az masraf demek. Daha hızlı üretim ise daha fazla satış demek. Daha fazla satış da daha fazla kar demek. Mavi gibi Eti gibi kaliteli firmalar da var, yok değil. Ama her gün Eti yemek istemiyorum ben. Nestle de yiyebilmek istiyorum, Avrupada satılan diğer yabancı çikolatalardan yemek istiyorum? Damak çikolatası ne kadar güzel olsa da, bir insan her gün aynı şeyi yiyebilir mi? Komünizm'e karşı olup, Komünizm'i isteyen millet bizizdir herhalde. İsterseniz devlet hangi Türk firmasını kullanıp kullanmıyacağımıza da karar versin. Dediğim gibi yabancı malları kullanmamızın nedeni kendilerini dünya çapında kanıtlamış firmalar olması. Kaç tane Türk firması dünyada bu kadar kendini kanıtladı, dünyaya bu kadar yayıldı? Milliyetçilik yapıcaz diye 2 gün sonra bozulcak ürün alamam (örneğin Tofaş - Türk arabası). Rekabet yapsınlar onlar, ürünlerini geliştirsinler. -Ayrıca şu var, Türk ürünü diye aldığımız birşeyin çoğu yabancı işçilik olabilir. Ancak yabancı bir firmadan aldığımız ürünün çoğu veya %100'ü Türk işçiliği olabilir. Önemli olan ürünün adı değil bence, o üründeki Türk işçiliği, Türk üretimi. Adlara fazla takılmasak, kalifiyeli eleman eğitsek, üretimi arttırsak, kaliteyi arttırsak çok daha efektif olacaktır. Ha Şahin olmuş ha Eagle... -Deterjan, hamburger, sandviç, rock gibi terimler gene yabancı kökenli. Ancak bunlar halkın diline yerleşmiş terimler. Aynen televizyon, radyo, otomobil, telefon gibi terimlerin de yabancı kökenli olması gibi. Evet en basitinden telefon yabancı kökenli. Telefon yerine ne kullancaz peki? Hani bu aralar milliyetçilik duygumuz kabardı forumlarda felan, birisi de önersin telefon yerine "öz"Türkçe ne kullanabiliriz? "Ağzımıza dayayıp uzaktaki birisiyle konuştuğumuz düğmeli aygıt" ? Peki ya sandviç? Sandwich soyadındaki bir adamın poker masasında atıştırmak için iki ekmek arasına ne var ne yoksa doldurması üzerine bu adı vermişler. Ne diyebiliriz yani? Stalin'e Stalin dışında veya İnönü'ye İnönü dışında ne diyebiliriz? Doğru, computer yerine bilgisayar, speaker yerine höparlör diyebiliriz. Bulan güzel bulmuş ve dilimize yerleştirmiş. Ancak hamburgerle ne alıp veremediğiniz var? E-mail'e E-Posta dediğimiz dönemlerde TDK'nın "elmek (elektronik mektup) diyceksiniz, Türkçesi bu" demesinin ardından insanların bu sefer "meyil" demeye başlaması gibi, siz de Türkçemizi düzeltçeğiz diye abuk sabuk şeyler üretmeyin :) -Yalnız bazı konularda ben de dertliyim. "Bu iş çok top secret" "ya ben shopping centre'a gittim tamam mı, ordan çok güzel bir button aldım, kapımdaki eskimiş buttonla change ettim, artık eskisinden daha smooth çalıyor ringimin sesi" tarzında konuşmalara kılım. Telefon yerine birşey diyemiyoruz ama change eşşeğin kulağına su kaçırmak oluyor. Change yerine Türkçe'de kullanabileceğimiz çok bariz kelimeler var. Bence "Bye Bye Türkçe" "Türkçemizi koruyalım" diyenlerin "kahrolsun hamburger, kahrolsun Casio, kahrolsun rock müzik" demesi yerine, Türkçe'de çok bariz karşılığı olan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar