Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Büyük İskender ve Razzie


SavagE

Öne çıkan mesajlar

oliver stone'un milyolnarca dolar harcatarak çektiği film büyük hayal kırıklığı yaratmıştı, we bunada devam ediyor, film 6 dayda Razzie'ye(En kötü film Oscarları) aday gösterildi. bunun yanı sıra Halle Berry'nin Kedi kadın filmide, en kötü film, kadın oyuncu, yardımcı kadın oyuncu, yardımcı erkek oyuncu dallarında aday gösterildi. listedeki diğer dikkat çekiçi isimle ise şöyle : Ben Affleck Colin Farrell, George Bush (fahrenheit 9/11 belgesel filmindeki görüntüden dolayı en kötü erkek aktör) ve Britney Spears...[signature][hline]-_-_-_- Nyrio -_-_-_-
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ilk başta büyük iskenderin durumunu yazcaktım ama sora diğer razzielere girenleri ekleyince öyle bi başlık attım, bana göre razziye giren en büyük bütçeli we belkide bu senenin en iyi performans beklenen filmi büyük iskenderdi[signature][hline]-_-_-_- Nyrio -_-_-_-
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

oliver stone zaten daha önce çektiği geceyarısı expresi filmiyle türkleri yerden yere vurmuştu. Şimdide tarihin en büyük komutanını ve dolayısıyla medeniyetini aşalıyor. İskenderin yaşadığı çağlarda aristokratların birçoğunun gay olduğu bilinen bir gerçek ama bunun bu çağda anlaşılması pek beklenemezdi zaten. Sanırım film birazda burdan kaybediyor..!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Herşeyi savaş sanan , olayların arka yüzünü hiç merak etmeyen insanların anlayamayacağı bir film bence .

Ben kendi adıma çok beğendim . Ve bence kesinlikle ve kesinlikle Troy gibi uydurmaca değil sadece olanları anlatıyor . Zaten insanların beğenmemesinin sebebi de bu .

O filmde 30 tane savaş sahnesi olsa bir sürü 1'e 1 dövüş olsa , Angelina birçok erkekle yatsa herkes çok daha fazla beğenir , etrafımızdı bir sürü Iskender , alexander vb nickli insanlar türerdi .

Oliver Stone'u sevmem ama bu filmin hakkı yenmiştir kanımca .[signature][hline]MaXi...

[Bu mesaj maxigenous tarafından 26 Ocak 2005 21:43 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş


"Büyük İskender" film değil kepazelik


"Büyük İskender" filminde etrafı merak eden, inceleyen Yunanlı zekasından eser yok. Adamlar fotoroman üslubuyla ya birbirine iltifat edip kucaklaşıyor ya da kavga ediyorlar. Tarihi olaylar gerçek değil; ne renk var ne de çeşitlilik




Yunanlıların büyük tarihi portresi diye biliniyor; daha doğrusu Makedonyalıların Yunanlı olduğunu tartışmasız kabul eden zihniyete göre... İskender'in yazılı edebiyat bırakmayan ve Yunanca isimler kullanan çoban halkının Yunanlı olduğunu niçin kabul edelim? İsimlere bakarsak bizim ceddimizin de Arap veya İranlı olması gerekir. İyi İngilizce konuşan Türklerin de Amerikalı... Şarklıların İskender-i Kebir hatta Zulkarneyn ile aynileştirdikleri tarihteki cihangirlerin en ilginci İskender. Beşeriyetin 33 yaşında ölüp kısa hayata neler sığdırdığına hayret ettiren dahilerinden. Mozart 33 yaşına kadar besteciler arasında en çok eser bestelemiş, Puşkin ve Lermontov o yaşlarda Rus edebiyatını kurup aceleleri varmışçasına düelloyla öbür tarafa geçmişler. Champollion o yaşlara kadar çağdaş insanlığa beşeriyetin en büyük toplumunun, eski Mısır'ın kapılarını açmış.

İskender de doğu-batı medeniyetlerini birleştireceğim diye bilinen dünyayı fethetmiş. Mısır'ı aldığında Nil'in kaynağını araştırdı. Bulamasa da güneye doğru ilk araştırmacı grupları gönderdi. Hindistan'dan dönerken, İran'da Deşt-i Kebir dediğimiz çölün güneyini dolaştı; askeri-stratejik nedenlerden çok, araştırma nedeniyle. Doğuluların dil ve uygarlığına hayrandı ama bu hayranlık Ahamaniş İran'ının törensel başkenti Persepolis'i yakıp yıkmasını önlemedi. Ne de olsa çoban bir medeniyetin gaddarlığı, devrin en iyi hocalarından eğitim gören bu genç adamın içinden çıkmamıştı. Bu mühim olay filmde yer almıyor. Oysa Persepolis her şeyiyle doğu-batı karışımıydı. Doğu ve batıyı birleştirme iddiasını önce kendi baltaladı. Baltalamaya rağmen süreç yürüdü. Ondan sonra Ortadoğu ve Akdeniz tek bir dünya olarak yoluna devam etti.

Tuna'dan Fırat kıyılarına kadar Yunanca konuşacak adam bulurdunuz ama öbür diller de yaşadı. Bu büyük imparatorluğun Mısır bölümünde halefi olan General Ptolemaios (Batlamyos) Helen-Mısır karışımı bir firavun oldu. Mısır kaynaklarını kullandırarak rahip Maneto'ya eski Mısır'ın tarihini Yunanca yazdırdı. Ta 19'uncu asra kadar bildiğimiz orijinal eski Mısır tarihi bu kırıntılardı. Kurduğu sayısız İskenderiyeler içinde en parlak ve en kozmopolit olan Mısır İskenderiyesi ahalisinin önemli kesimini oluşturan Yahudilerin dinini başkalarının da öğrenmesi için 70 adet tercümana Tevrat'ı Yunancaya çevirtme görevi verdi; bu büyük tercüme dahi Yunanlılar ve Romalıların Yahudi dini hakkındaki bilgisizliğini önlemeye yetmedi. Tamam 14 asır sonra İranlı Müslüman yazar Şahrastani, Yahudi ve Hıristiyan dini hakkındaki en mükemmel eseri yazacaktır.

Mısır'ın yeni firavunu Ptolemaios'un soyundan gelen Kraliçe Kleopatra eşsiz eczacılık bilgisi ve çok sayıda dili mükemmel kullanımıyla, Helenistik kültürün zirvesini temsil eden bir aydındı. Sezar Mısır'ı aldığında bütün Roma'nın gözleri kamaştı. Yunan Hami ve Sami sentezi İskender fetihlerinin sonucuydu. Ama gerçek maliye ve devlet eski Mısır'ın hediyesiydi. O hediyeyi Romalı fatihlere ulaştıran İskender'in mirasıydı. 19'uncu yüzyılın ünlü Alman hümanisti Droysen kaleme aldığı İskender'in tarihi ile tarihçiliğin şaheserini yarattı ve İskender tarihçiliğinin ne olduğunu anlattı.

Büyük İskender'in kepaze filmine gelince; Amerikalının biri ne İskender'den ne tarihten anlıyor. "Geceyarısı Ekspresi"ni ortaya atan zavallı senarist şimdi yönetmen olmuş; bunca mozaik ve heykeli olan büyük adamı canlandırmak için pek çocuk suratlı bir aktör seçilmiş: Colin Farrell. Mesela beklerdik ki bizim Antalya şimalindeki Termesos'u kuşatsın ve alamasın; "Kaaros'un kartal yuvası için ordumu harcayamam" deme akıllılığını göstersin gitsin. Ama böyle bir sahne nerede! Bu İskender'de etrafı merak eden, inceleyen Yunanlı zekasından eser yok. Adamlar fotoroman üslubuyla ya birbirine iltifat edip, kucaklaşıp duruyor ya da kavga ediyorlar. Tarihi olaylar gerçek değil, renk yok, çeşitlilik yok. Avrupa çarşılarındaki ortanyal Hint giysileri satan dükkanların havasında bir alay şölenler. İskender'in yürüdüğü muhteşem şarkın zerresi yok. Bir de en can sıkıcı olan taraf; bilgisayarla düzenlenmiş sözde kuşbakışı muharebeler. Bu bilgisayar işlemleri "Troya" filminde de vardı. Bayağı can sıkıyor. Anlaşılan Amerika'da ayıp değil. Bizdeki sözde eleştirmenlerden biri de kartal bakışı savaş sahneleri "pek şahaneydi" diye yazmış. Tarih bilgisi olmayan toplumlarda tarihi film olmaz. Pasolini, Visconti, Wajda, Szabo gibi dahilerin dünyasında pek çekilmez yavanlıklar bunlar. Vakte yazık.



Ilber Ortayli, ki kendisi objektif bakan önemli bir tarihçidir, bu kadar sinirli bi yazi yazabiliyorsa. Gerçekten birseyler yanlis demektir[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki:
A mug of ale, and a fine tale!
Gimli yönetti
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu yazıyı gazetede de okumuştum,gimli sonunda İlber Ortaylı gibi objektif bir tarihçi diye toplamaya çalışsan da bu yazıda objektiflik yok,her ne kadar saygı duysam da İlber Ortaylı'ya bu filme belgesele gidiyorum edasıyla gitmiş gibi geliyor veya İskender onun idolüymüş herhalde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Adamin parmak bastigi nokta

"Bu tarihi bir film degildir"

Büyük iskender adi altinda fantastik karakterler yaratilip garip bi film cekilmistir diyor.[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki:
A mug of ale, and a fine tale!
Gimli yönetti
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...