Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kardeş Payı (2014) - Star Tv


Azure_Knight

Öne çıkan mesajlar

http://www.youtube.com/watch?v=MSvb8p7DQkE

The "Karakuri" automata is the traditional handcraft of Edo period(1603-1868). Their movements are caused by the power of springs. Japan boasts to the world the ultimate reproduction of "Karakuri" automata. The "Karakuri" automata that bend arrow has been achieved by Hisasige Tanaka, the first president of Toshiba.

http://www.youtube.com/watch?v=i5zYK9FxORI
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ekşiden alıntı, dialogları yazmış :)

kartal diyorum başka bir şey demiyorum. hele feyyza ile birleşince. abi mi amca mı bey mi hanım mı ne diycek sorunsalı, hanımım, ne didin ve dahası!!

--- spoiler ---

1. bölüm:

(feyyza kartal'ı el işaretiyle yanına çağırır)

kartal: ney? niye? tamam tamam.

(saniye içinde gelir)

kartal: vuhuuuhuu! feyyza hanım buyruuun!

feyyza: oğlum ne çabuk geldin lan! ne bu iyiliğin. çay işareti yaptım, git bana bi çay getir.

kartal: sanki hesap ister gibi bi hareketti o. o yüzden geldim ben. şöyle bişiydi. (o arada eliyle de hesap isteme hareketi yapar)

feyyza: hımm bak şimdi ben sana bi el hareketi daha yapim. noolduğunu anlamazsan sor anlatırım tamam mı. (şaaak hareketi çeker)

kartal: hiç yakıştı mı ya. (yüz buruşur, ağlamaklı ahah)

(feyyza o arada fatura detaylarına bakarken, babasının kırmış olması muhtemel cevizleri görür)

feyyza: baba ya, kaç yaşında adamsın sen ya! hiç mi acımadın anneme. bunu anneme nasıl yaparsın.

(kartal girer elinde çayla)

kartal: baba da lööööööök diye koymuş heaa kardeş mi geliyor feyza hanım, hayırlı olsuuun.

feyyza: laaan! (alır çayı kartal'a bocaa) ben yandım siz de yanın laaan!

kartal: sıcak değildi abla çay. sana kendi çayımı getirmiştim.

feyyza: lan delirtcek misiniz lan beni. sayıyla mı verdiler sizi bana. niye kendi çayını getirdin bana?

kartal: abla çayı demledik, içtik, bitirdik. son çayı da kendime döktüydüm onu getirdim sana. yaranamıyom arkadaş, ben bu kadına naaptıysam yaranamıyom ya.

feyyza: makul. aferin iyi yapmışsın. suyu ısıtın geliyorum.

kartal: o nası laf ya? ama artık yeter. tamam tazminatımı ver kov beni. resmen istifaya zorluyosun adamı haa her gün her gün küfür küfür küfür. feyyzaaaa hanımmm işçiyim ben işçi! köle değilim! seks kölesi hiç değilim! (elleriyle memelerini kapatır ahah)

feyyza: suyu ısıtın, çayı demleyin, geliyorum eşşoğlusu. küfür ediyomuşum. ulan canlı yayında hocadan küfür yemiş adamsın sen!

(flashback ile geriye gideriz. kartal stüdyoda, hocaya soru sormak için söz almış ayakta)

kartal: hocam merhaba, hocam burdayım burda. hocam ben islam'ın farzlarında kaydırma yapmışım. ramazan bayramlarında kurban kestim, kurban bayramlarında oruç tuttum, senede bi defa namaz kıldım, günde beş vakit fitne dağıttım.

(araya ordan bi abi girer)

fitreee fitreeee.

kartal: lan ben bilmiyor muyum fitre nedir ne değildir. günde beş vakit fitre dağıtacak durumum yoktu hocam, ben de ismi en yakın o diye fitne dağıttım.

(yine o abi atlar)

fitreee fitreee.

kartal: hocam duymuyor galiba. hocam şimdi siz söyleyin, yine de ben cennetlik miyim, cennetliksem kaçıncı kattayım?

(kartal oradaki başka bi abiyi fark eder aniden)

kartal: abi sen de tam kenan imirzalıoğlu olacakmışsın, burun farkıyla mustafa uğurlu olmuşsun.

(bütün salon yıkılır)

(günümüze döneriz)

feyyza: şişş oğlum hepi topu sekiz aydır çalışıyorsun, tazminat diye tutturdun, bela mısın oğluuum. yürü git lan.

kartal: sabah fırçamızı da yedik hayırlı olssun.

kartal'ın iç sesi: ben buna üç gün daha soğuk çay getirsem bi daha benden çay istemez. oğlum kartal doğru yoldasın.

2. bölüm:

(deniz'in telefonu çalar, ekrandaki görüntü aynen şudur, 34 ts 03)

kartal: o ne lan, plaka numarası mı o?

deniz: mecburen kanka. aynı isimde kaç kadın var, nasıl ayırcam onları birbirinden.

kartal: soyadlarını kullanaydın ya lan sığır.

deniz: soyadlarını?

kartal: heaa.

deniz: oğlum adı soyadı aynı olan bile bi sürü kadın var rehberde, karışıyor, mağdur oluyorum.

kartal: o ne lan, o kadar kadın numarası var mı lan o telefonda. ağdacı telefonuna dönmüş lan o hehe.

deniz: lan ne ağdacısı. ünüm o kadar çok yayılmış ki bilinmeyen numaralar servisinden arıyorlar ara sıra, benden numara öğrenmek için, güzel para kazanıyorum o işten.

kartal: sen şimdi iş yerinde hatun ayıklayınca cinas yapmış oluyon deymi lan poooompacı deniz.

deniz: valla kanka naptığım belli değil.

kartal: yalnız şu telefonla burda fazla konuşma.

deniz: o niye lan?

kartal: hepimize yetecek kadar pamuk yok. piuuuvuuf amk cahili.

***

(ali'nin boşanma davasının çıkışı, mahkemenin önü, kartal süslü bir arabayla beklemektedir)

feyyza: bu nee laaan! naptın seen!

kartal: e araba istedin, getirdim hanımım.

feyyza: bana hanımım deme.

metin: ulan sen fındık kadar beyninle aklın sıra şaka mı yapıyosun (der ve patlatır tokadı) heaa! süslemişsin arabayı, resmen düğün arabası olmuş bu. pompacıııı.

kartal: abi benim araba şekil ya, aaaraaşlarr hep gelin arabası yaparlar, ağğşama da düğün var süsletmişler, de sen niye bileniyon ki bana. (derken kubarır metin'e doğru ama tokadın geleceğinden tırsar sönüverir) şöyle buyuralım abicim.

3. bölüm:

kartal: hanımım ya bu ecnebiler kendi benzinlerini kendileri dolduruyolar ya, biz de o sisteme geçsek de azıcık rahat etsek, ne didin?

feyyza: kartal kardeşim, artık var ya bildiğin eminim sen bu benzini kokluyosun.

kartal: o nasıl bi tabir hanımım ya, disel motoru muyum ben, teessüf ederim.

4. bölüm:

(feyyza'nın odasına dalar kartal)

kartal: feyyza!

feyyza: feyyza ne kartal feyyza ne? niye aramızdaki samimiyeti suistimal ediyorsun, illa rütbemi mi kullanayım, illa kendime bey mi dedirteyim ya.

kartal: nası yani, feyyza bey mi diyim? valla bana göre hava hoş, istersen amcaoğlu diyim.

feyyza: devam et allahın cezası devam et.

kartal: taam taam feyyza bey!

(feyyza çatar kaşları)

kartal: (kafayı yana atar kendi kendine mırıldanır) dur şimdi dur haklıyken haksız duruma düşmiyim. (tekrar döner) önce iyiyi mi istiyon kötüyü mü?

feyyza: kötüyü söyle.

kartal: istifa ediyom ben.

feyyza: hahahah! (birden ciddileşir) kötü bu mu?

kartal: keyfimizden değil herhalde, bu şişme deniz havuz sisteminden çıkcakmış.

feyyza: şişme, deniz, havuz. laf esprisi falan mı yapıyosun sen şimdi?

kartal: (dünyadan haberin yok manasında) eeeeyyyh! bahşişler havuza giriyor ordan dağılıyor ya, bu tutturmuş havuzu tek başıma ben dolduruyorum, niye paylaşayım ki diyor, gelip senle konuşacakmış, sen de bildiğin avelsin kabul edersin, ben de basarım istifayı!!!

feyyza: yok lan hırrık, onu sinirle söylemiş, gidemez hiçbir yere, (bu dakkadan sonra içsel konuşma dışa taşar) gidemez bırakmam, asla onu kaybedemem, göze alamam. öhm. ee iyi haber ne?

kartal: önündeki dergiyi az önce marketten arakladığını gördüm, valla başıma bir şey gelirse giderim hilmi abi ile konuşurum yanarsın, hıh ne didin?

feyyza: iyi haber bu mu lan?

kartal: benim için iyi, hea doğru senin için kötü. iyilik ve kötülük göreceli kavramlar feyyza. bak işte gene haklıyken haksız duruma düştüm ya. hey allahım ya.

(dönüp giderken feyyza seslenir)

feyyza: kartaaal!

kartal: buyrun hanımım.

feyyza: sence benim bu üstümdeki kıyafetler nasıl?

kartal: gereksiz. insan tenine insan teninden başka bir şey değmesini etik bulmuyorum.

(güüüm meğer aslı böyle değilmiş, gerçek sahne)

feyyza: sence benim bu üstümdeki kıyafetler nasıl?

kartal: valla gayet güzel. bana olsa ödünç alırdım.

feyyza: allah kahretsin! allah kahretsin!

***

(deniz'in davet ettiği galaya iki dirhem bir çekirdek gelen feyyza heyecanla deniz'i beklerken kartal çıkagelir)

kartal: süper ya galaya geldik bi sürü ünlü gördük. (afişleri işaret ederek)

feyyza: kartaaal, senin burda ne işin var lan?

kartal: davetiyemiz var herhalde.

feyyza: nerden buldun bunu? (bi yandan vurur)

kartal: ben bu deniz insanına sert çıkışınca afedersin nasıl tırstırdıysam müşterinin verdiği davetiyeleri havuza atmış. sana verdi bana verdi fakir fukara sevinsin dedi.

feyyza: ee deniz yok mu?

kartal: yok. o bi manityaa söz vermiş. gerçi onu da sallayıp başka bi manitaya akacakmış ama belki kombo yapar. deniz'i bilirsin işte, mevlam bana akıl ona boy pos vermiş, benim aklımdan geçirdiğimi o sıradan geçiriyor kereta ıhıhıh.

feyyza: (ağlamaklı) ühüh öyle mi?

kartal: akşama maç var diye öğleden sonraya gala mı olur ya, kimse gelmez tabi, öyle dağıtırsın davetiyeleri sağa sola, dimi.

feyyza: (yalandan bi şaşkınlıkla kaçmak için) aa bu akşam maç mı vardı?

kartal: heea.

feyyza: lan ben unutmuşum ooonu! (bi yandan vurur kartal'a) allah kahretsin.

kartal: allahtan takım tutmuyorum haa. (afişe bakar gene) gülşen bubikoğlu değil mi o yaa? dur bi yanına gidim gönül komasın şimdi. (afişe doğru gider, önüne gelir) hanımım?

5. bölüm:

sinan: kartal abi kesin gelmen lazım senin, deniz abi senin de gelmen lazım bak.

feyyza: kartal noluyor burda, sinan'ın sizinle ne işi var?

kartal: bişi yok feyza, veli toplantısı mı ne varmış, ona çağırıyor bizi.

feyyza: öğrenemedin ya bi, feyza hanım diyceksin.

oğuzhan: heh geç kalmadım değil mi? vaay sinan napıyon lan, yarınki veli toplantısı için hazırım, bıyığım nasıl hı?

kartal: buna da mı velim ol dedin lan? olm ikimiz birden nasıl velin olcaz senin ha? hollanda mı danimarka mı lan burası?!

oğuzhan: bi dakka bi dakka! ben şimdi velilikten filan vazgeçmem arkadaş. ben banyo giderinden çıkarttıklarımla bıyık bile ayarladım kendime.

feyyza: bi dakka bi dakka! sen veli diye bunları okula mı götürüyorsun?

sinan: müdür velin gelmezse sen de okula gelme dedi.

kartal: e gitmeyeydin. (herkes ona bakar) ney?

topluca: kartal!

feyyza: iyi de niye bu ikisini götürüyorsun, annenle baban?

sinan: onlar gelmez, söyledim hiç ilgilenmediler. müdür de velin okula gelmezse sen de gelme dedi. tarık'ın da velisini çağırdılar, onunkiler de gelmez. ona da veli arıyoruz.

feyyza: sen de bunları mı götürüyorsun okula veli diye?

sinan: şartlar feyyza. hayat sana yoğurt ve salatalık verirse, cacık yaparsın.

deniz: ben aslında babası olcaktım da bunun benden olduğuna kimse inanmaz. karın seni aldatıyor falan derler, orda hadise çıkarmayalım şimdi.

sinan: ya deniz abi yaaaa!

deniz: ne var lan.

feyyza: sizi bu ikisiyle okula ölsem de göndermem. ben de geliyorum okula. müdüre annem geldi dersin.

sinan: ölürüm de demem!

feyyza: konu kapanmıştır!

kartal: hahahahah! bana da babam dersin o zaman. (bu arada feyyza'ya da pis pis göz atmakta ama son anda tırsar) hanımım.

...

(ve okul yoluna düşülür, feyyza, oğuzhan, kartal, şerif abi)

kartal: feyyza hanım bende okul fobisi var. ortaokulu burda okudum, kabus gibi dört senem geçti.

feyyza: feyyza hanım değil, feyyza diycen feyyza. şu an biz ikimiz biz karı-kocayız. üstelik abartma, okulu biz de burda okuduk ya. büyüdük artık.

kartal: lan ege'de dağlar kıyıya dik mi uzanıyordu paralel mi? bakanlar kuruluna kim başkanlık etti? oyyh bilinçaltıma gömdüğüm ne kadar soru varsa hepsi çıktı karşıma yaa!!

feyyza: bi sus kartal!

(kapıdaki görevli öğrenciye)

feyyza: küçümen, merhaaba, e idarecilerin olduğu bina hangisi acaba?

öğrenci: şu bina amca.

feyyza: (kartal'a dönüp) amca mı dedi bana?

kartal: lan olmm terbiyesizliğin lüzumu yok. feyyza hanım amcan olacak yaşta mı? olsa olsa abi diyceksin.

feyyza: (dişlerini sıkar) kartaaıaıl!

kartal: (hala olaya vakıf değil) feyyza hanım yok! feyyza!!

...

(müdür bağırır yukarıdan)

müdür: şişşş sizler gelin bakim buraya. (bunu böyle tek eli havada söylediğini düşünün, put gibi duruyor)

kartal: lütfü hoca büstünü mü yaptırmış ya? büst mü lan o?

....

(müdürün karşısına dizilirler)

kartal: lütfü hocam bizim zamanımızda da siz müdürdünüz, haaaala siz müdürsünüz. demirbaş listesine yazalım adınızı, amortismandan düşersiniz, ha ne didin?

müdür: 35 yıldır bu okuldayım, kimseyi unutmam. 118 kartal!

kartal: isim doğru da numaramı tutturamadınız hocaam.

müdür: ben öğrencileri okul numaralarıyla değil, acil telefonlarla kodlarım kafamda. seen, 118, bilinmeyen numaralar, haaah! kim bilir bilinmedik ne işler vardır sende, 500 çeşit kopya çekme yöntemi, alavereee dalavereee, hiilee hurdaa, hepsi sendeeeee.

...

(sinan'ın çevre olsun diye topladığı gençlerden topluca dayak yedikten sonra)

oğuzhan: ollm adamlar bizi ne dövdü yaaa.

kartal: (dudağını gösterir) şuna bak şuna olm mikrobik bişi bu, kavgada nasıl çıkabilir ki? e tabii, şimdiki anneler bilinçli, hamileyken omega 3'ü galsiyum malsiyum ne varsa alıyolar, şimdiki nesil bi iri bi acayip bişi oldu arkadaş! (alt alta üç yırtık haline gelen kazağını gösterir) şunu insanoğlu yapabilir mi amk?

(oğuzhan ile birbirilerine tutunup zor yürüyen kartal, kurbaaaneeeeey diye yine tribe giren feyyza'yı görünce arkadan)

feyyza: allaaaah! kurbaaaneeeeey kurbaaaaneeeey!

kartal: altın dişlerimi çalmışlar, hala gurbaney diyon, allahımm esirgessiiin allahımm!

(:

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...