Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Monochroma - Türkiye'den çıkan bir yapım


bliksem

Öne çıkan mesajlar

Suark said:

ya cok goygoy donmuste
heriflerin ilk denemesi belki, ondan ben umutluyum
alıcam sacma sapan fıyatı olmazsa

Döner çünkü oyunun fiyatı $20. Tamam ilk denemeleri, Türk geliştiriciler vs. destek olmak lazım da ister istemez diğer bağımsızlar ile kıyaslanıyor. Karşılaştırma yapmadan yalnızca destek olmak için $20'ı veririm diyorsanız, ona bir şey diyemem.

İlk oyunları olup da doğru fiyat etiketlendirmesi ve genel tasarımı ile fark yaratan diğer bağımsız geliştiricilere bakıyorum ben.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yazık ya o kadar müziğe artwork'e kasmışın yabancı firmalara para yedirmişin, demodan beri süregelen problemleri çözmeden release. en azından şu kontrolleri düzeltselerdi bi 65 70 meta görür iki üç büyuk inceleme sitesinden puan alır önünü görürdü.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ssg said:

dün birkaç saat oynadım. görsel olarak çok etkileyici. bazı sahneler fazla karanlık ama sonradan keşfettiğim bir brightness ayarı mevcutmuş oyun içinde. açıkçası görseller o kadar güzeldi ki siyah beyaz stilizm olmadan, sepia, hatta renki bir dünyada bile çok güzel gidermiş gibi geldi. 1950'lerin endüstriyel atmosferini o kadar iyi verir miydi bilemedim tabi. bu hali de nefis. şu ana kadar favorilerim tren yolu köprüsü ve şehir. kameranın yerleşimi ve hareketi de çok güzel.oyunun sinematografisi içinde gözüme batan sahne geçişlerinde "loading/press any key" cutout animasyonları oldu. animasyonlar kötü değil ama oyun atmosferinden bir anda kopartıyor. en azından o ekrana fade out'la geçse daha iyi olabilirmiş.

soundtrack konusundaki tek hayalkırıklığı müziğin kesildiği anlar. enfes bir soundtrack'i var, bazı kısımlarda kuru kuru müziksiz devam etmek insanı üzüyor. "bir şey olsa da müzik tekrar başlasa" diyorsun. o kadar güzel. hatta bazı yerlerde l.a. noire havası veriyor. bu açıdan kickstarter backer'ı olarak soundtrack cd'sini edinmiş olmaktan memnun oldum.

puzzle'ların zorluğu ideal. öte yandan puzze'ların kendileri değil ama kontrollerdeki problemler yüzünden amelelik yapmak, tekrar tekrar ölmek zorunda olmak oyuncuyu çok kızdırıyor. zira kaybettiğin vakit kendi hatan değil en başta. bir sandığın üzerine zıplarken doğru mesafeden zıplama gereği çok başıma geldi. sandık dibinden 3-5 kere denemeden zıplayamadığım oldu. geri geri gelip oradan zıplamakla çözebildim. bazı yerlerde zıplayamamam gereken yerlere zıpladım (şehrin tepesinde ortada su deposu gibi bir şey olan tepesinde zincir olan yere sırtımda çocukla rastgele atlayabildim mesela, ama devam edemedim).

kontrollerde sıkıntı yaşamadım. zıpladıktan sonra duraklaması gerçekçi olmasına rağmen seri oynamayı biraz kerteliyor. çocuğu yerden alma animasyonu beta'dakine göre iyileştirilmiş ama onda da hep tek yönden alıyor olması sola bakarken bile sağa dönüp alması göze batıyor. ctrl ve alt alternatifleri sunulmuş ama bazı switch'lerde sadece alt'la işlem yapabildim, ctrl iş görmedi. ok tuşlarına sağdaki tuşlar daha yakın olduğundan yanlışlıkla windows ve menü tuşlarına bastığım da oldu. sadece sağ ctrl tuşuyla (ya da space) çalışıyor olsaymış daha iyi olurmuş.

bu da koca oyunun tek eksiğinin biraz daha test ve biraz daha toleranslı kodlama olduğunu gösteriyor. bunlar böyle patch'le update'le steam'den düzelse on numara olur açıkçası.

gelelim konuya. beni en sarsan kısım bu oldu tasarımcılar bunu niyetli mi yaptılar bilmiyorum. ama resmen bütün oyun cin ali'nin kaybettiği kardeşinin hikayesi!

bu monochroma'daki kahramanımız: http://cdn2.dualshockers.com/…008340-monochroma.jpg
bu da cin ali: http://4.bp.blogspot.com/…75ssqpuiw/s1600/32103.jpg

cin ali'nin neden maceralarında topacıyla, atıyla oynadığını ve neden bir kardeşi olmadığını son derece sarsıcı ve dramatik bir anlatıyla öğreniyoruz. sürekli sirkte, oyunda olan ali'nin akli dengesini nasıl kaybettiğini, saykodelik dünyasına neden çekildiğini bize ayrıntılı ve gerçekçi bir dille aktarıyor.

ama açıkçası cin ali'nin kendini haksız yere suçladığını düşünüyorum. öyle uçurtma peşinden "ooh hayat çok güzel" diye koşan ama biraz yorulduktan sonra saatlerce kendini abisinin sırtında taşıtan o hayırsız kardeşin başına gelenler için kendisini suçlamasın. ben olsaydım o suda sürüklendiği halde hiçbir şey yapmadığı an kıçına tekmeyi basardım.

oyunu çok beğendim. ufak tefek pürüzleri arada sinirlendirse de grafik ve müziklerin kalitesiyle affettiriyor. yani steam'den alsaydım da severek oynayacağım bir oyun olmuş. hep limbo'yla kıyaslandığından rahatça söyleyebilirim ki limbo'dan daha çok keyif aldım. keyifli hikayesi güzel bir sinematografiyle sunulmuş. neredeyse puzzle'ları geçsem de film gibi izlesem diye düşünmedim değil.

artwork kitabının başında yazdığı gibi bütün bunları 2013'te taksim'deki ofislerinde gaz yiye yiye yapmaları da bence başarılarına ışıltı veriyor. her yeni projede çok daha iyi iş çıkarabileceğini düşündüğüm bir ekip ortaya çıkmış. başarılarının devamını dilerim.


link
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 hafta sonra ...
9.90'a düşmüş, ben aldım direk işte, zaten indirimsiz de almayı düşünüyordum. videolarını konusunu falan beğendim.

keşke en başta bu fiyatta çıkarsaydılar, benzer türdeki oyunlara göre pahalı çıkış yaptı.

edit: ha bi de çıkardıkları patch ile kontrol sorunlarının giderildiği yazıyor. olumsuz yorumların çoğunda bu sorun bahsediliyordu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 ay sonra ...
8 yıl önceki bağımsız oyun piyasayı ile şu an aynı mı?

ayrıca oyunda gamepad desteği yoktu ve demosunda bulunan hoplama zıplama ve bazı bug'lar release'de halen mevcuttuş. bir de o kadar müziğe atmosfere rağmen hikaye ve kurguda bazı problemler vardı o yüzden hep düşük notlar aldı. yani bug'ları temizleseler release'de controller desteği ile gelselerdi 6 7 kapardı belki review'lardan ama çok kötü baslangıc yaptı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Lyv said:

ssg said:

dün birkaç saat oynadım. görsel olarak çok etkileyici. bazı sahneler fazla karanlık ama sonradan keşfettiğim bir brightness ayarı mevcutmuş oyun içinde. açıkçası görseller o kadar güzeldi ki siyah beyaz stilizm olmadan, sepia, hatta renki bir dünyada bile çok güzel gidermiş gibi geldi. 1950'lerin endüstriyel atmosferini o kadar iyi verir miydi bilemedim tabi. bu hali de nefis. şu ana kadar favorilerim tren yolu köprüsü ve şehir. kameranın yerleşimi ve hareketi de çok güzel.oyunun sinematografisi içinde gözüme batan sahne geçişlerinde "loading/press any key" cutout animasyonları oldu. animasyonlar kötü değil ama oyun atmosferinden bir anda kopartıyor. en azından o ekrana fade out'la geçse daha iyi olabilirmiş.

soundtrack konusundaki tek hayalkırıklığı müziğin kesildiği anlar. enfes bir soundtrack'i var, bazı kısımlarda kuru kuru müziksiz devam etmek insanı üzüyor. "bir şey olsa da müzik tekrar başlasa" diyorsun. o kadar güzel. hatta bazı yerlerde l.a. noire havası veriyor. bu açıdan kickstarter backer'ı olarak soundtrack cd'sini edinmiş olmaktan memnun oldum.

puzzle'ların zorluğu ideal. öte yandan puzze'ların kendileri değil ama kontrollerdeki problemler yüzünden amelelik yapmak, tekrar tekrar ölmek zorunda olmak oyuncuyu çok kızdırıyor. zira kaybettiğin vakit kendi hatan değil en başta. bir sandığın üzerine zıplarken doğru mesafeden zıplama gereği çok başıma geldi. sandık dibinden 3-5 kere denemeden zıplayamadığım oldu. geri geri gelip oradan zıplamakla çözebildim. bazı yerlerde zıplayamamam gereken yerlere zıpladım (şehrin tepesinde ortada su deposu gibi bir şey olan tepesinde zincir olan yere sırtımda çocukla rastgele atlayabildim mesela, ama devam edemedim).

kontrollerde sıkıntı yaşamadım. zıpladıktan sonra duraklaması gerçekçi olmasına rağmen seri oynamayı biraz kerteliyor. çocuğu yerden alma animasyonu beta'dakine göre iyileştirilmiş ama onda da hep tek yönden alıyor olması sola bakarken bile sağa dönüp alması göze batıyor. ctrl ve alt alternatifleri sunulmuş ama bazı switch'lerde sadece alt'la işlem yapabildim, ctrl iş görmedi. ok tuşlarına sağdaki tuşlar daha yakın olduğundan yanlışlıkla windows ve menü tuşlarına bastığım da oldu. sadece sağ ctrl tuşuyla (ya da space) çalışıyor olsaymış daha iyi olurmuş.

bu da koca oyunun tek eksiğinin biraz daha test ve biraz daha toleranslı kodlama olduğunu gösteriyor. bunlar böyle patch'le update'le steam'den düzelse on numara olur açıkçası.

gelelim konuya. beni en sarsan kısım bu oldu tasarımcılar bunu niyetli mi yaptılar bilmiyorum. ama resmen bütün oyun cin ali'nin kaybettiği kardeşinin hikayesi!

bu monochroma'daki kahramanımız: http://cdn2.dualshockers.com/…008340-monochroma.jpg
bu da cin ali: http://4.bp.blogspot.com/…75ssqpuiw/s1600/32103.jpg

cin ali'nin neden maceralarında topacıyla, atıyla oynadığını ve neden bir kardeşi olmadığını son derece sarsıcı ve dramatik bir anlatıyla öğreniyoruz. sürekli sirkte, oyunda olan ali'nin akli dengesini nasıl kaybettiğini, saykodelik dünyasına neden çekildiğini bize ayrıntılı ve gerçekçi bir dille aktarıyor.

ama açıkçası cin ali'nin kendini haksız yere suçladığını düşünüyorum. öyle uçurtma peşinden "ooh hayat çok güzel" diye koşan ama biraz yorulduktan sonra saatlerce kendini abisinin sırtında taşıtan o hayırsız kardeşin başına gelenler için kendisini suçlamasın. ben olsaydım o suda sürüklendiği halde hiçbir şey yapmadığı an kıçına tekmeyi basardım.

oyunu çok beğendim. ufak tefek pürüzleri arada sinirlendirse de grafik ve müziklerin kalitesiyle affettiriyor. yani steam'den alsaydım da severek oynayacağım bir oyun olmuş. hep limbo'yla kıyaslandığından rahatça söyleyebilirim ki limbo'dan daha çok keyif aldım. keyifli hikayesi güzel bir sinematografiyle sunulmuş. neredeyse puzzle'ları geçsem de film gibi izlesem diye düşünmedim değil.

artwork kitabının başında yazdığı gibi bütün bunları 2013'te taksim'deki ofislerinde gaz yiye yiye yapmaları da bence başarılarına ışıltı veriyor. her yeni projede çok daha iyi iş çıkarabileceğini düşündüğüm bir ekip ortaya çıkmış. başarılarının devamını dilerim.


link

az daha kassa illuminatiyi bulacakmış.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...