Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bir inceleme; Türkiye'nin 1992 yılından bu yana ithalat-ihracat rakamları


KuddusiMavra

Öne çıkan mesajlar

daha önceki mesajımda belirttiğim gibi verdiğiniz ithalat ve ihracat rakamları ile yapacağınız kıyaslama sizin dış ticaret açığınızın ne olduğunu verir cari açığı değil, arkadaşlar.
ki bu rakamlar da cari işlem rakamları olmalıdır TÜİK rakamları değil!

döviz girdisi ile çıktısı arasındaki fark dediğimiz cari durumumuza açıklanan rakamlarla bir bakalım:

2011’in ilk 7 ayında 50.1 milyar dolar açığa karşılık 60 milyar dolar döviz girişi olmuş.
2012’nin ilk 7 ayında 34.4 milyar dolar açığa karşılık 44.4 milyar dolar döviz girişi olmuş.
geçen yılın ilk 7 ayında giren döviz, açıktan 10.2 milyar dolar daha fazla idi, 2012 yılında giren döviz, açıkdan 9.9 milyar dolar daha fazla.

ee ozaman nasıl cari açık var di mi?

işte burada yanılıyoruz hep.
çünkü bir ülkeye ne kadar döviz girer ise cari açığı da o kadar büyür. çünkü giren dövizin cinsi burada önem kazanır:
mesela 2012'nin 44.4 milyarına bakalım :

* 17.4 milyar doları hisse senedi ve bono satın almak için ülkeye getirilmiş
* 6.2 milyar doları doğrudan yatırım için getirilen dövizmiş.
* 17.6 milyar doları ise döviz kredisi olarak bankalar ve özel sektör tarafından getirilmiş
* 3.1 milyar dolar da nereden geldiği belli olmayan döviz varmış.

sen şimdi cari açığını kapatacak ölçüde döviz girdisi sağlayamıyorsan( yukarıdaki sermaye hareketlerinin dışında) döviz gelri giderini eşitleyecek ölçüde kendi paran değer kaybetmeye başlar.

ki bu böyle de oldu.
cari döviz kurundaki değişim nedeniyle dolar olarak ilk 6 ayda milli gelir azaldı. 2011’in ilk 6 ayında cari dolar fiyatı ile milli gelirimiz 386.0 milyar dolar idi. bu yılın ilk 6 ayında 375.7 milyar dolar oldu.

peki bu ne demek?

ekonomik büyümenin küçülmesi demek.
2011'in ilk yarısı ekonomi %10,5 büyümüştü bu rakam 2012'in ilk yarısı için %3.1 oldu.

yani ankara cari açığı geçen seneye oranla %30 küçülttü fakat büyüme hızı da %70 düştü.

bana göre çok acayip bir tablo bu !!!!!
cari açığımız küçülüyor ama bütçe açığı büyüyor, ekonomik büyüme küçülüyor!!

nasıl iş bu?

şimdi herkesin dilinde ya da bilgisinde olan şey ihracatı artırmalıyız, biz üretmeliyiz vs. vs.
eyvallah, ankaranın politikası da bu.
mesela yine dış ticaret rakamları ile cari açığa baktığımızda ilerleme de kaydedilmiş:
dış ticaret açığı, 2011 yılının ilk 7 ayında 54.4 milyar dolar idi ve cari açık 50.1 milyar dolar olmuş
2012 yılının ilk 7 ayında dış ticaret açığı 40.8 milyar dolara gerilemiş cari açık 34.4 milyar dolar olmuş.
2012’nin ilk 7 ayında ithalatdaki küçülme 2 milyar dolar, ihracatdaki artış 11 milyar dolar. cari açıkdaki küçülme 16 milyar dolar.

atladığımız ve kandırıldığımız önemli detay şurada:
yürütülen bu politika da sen üretimi ve tüketimini ithalata bağlarsan ve bunu da ucuz döviz ile yaparsan ucuz ithalat yani ucuz döviz harcaman artar.
bu hesap üstünde cari açığı kapatıcam diye ithalatı kısmaya çalışırsan, büyümen yavaşlar.
mevcutta ithalattan beslenen bütçeni - bütçeyi denklicem diye- KDV ve ÖTV'ye bağlayıp ardından da ithalatı kısmaya çalışırsan bütçen de açık verir.


tüm bu tabloyu kamuoyundan saklamak için de cari açığı küçülttük der rakamlarla kandırır durusun milleti!! millet de (özellikle anadoluda ki üretici) dövizin ne kadar ucuz olduğuna bakmaz stabilliğine kanar ankarayı sana vermeye devam eder.

özetle hazine diye birşey kalmamış ortada ama kimin umrunda!!!


fakat yeri gelmişken şunu da ifade etmeliyim:
mevcut siyasi ve coğrafi konjonktür karşısında 2012 cari açığının finansmanı (bahsi edilen döviz girdilerini kastediyorum) konusunda sıkıntı yaşamamak önemli bir durum. sonrası -ankara diliyle - allah kerim!!!!!!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Buddha said:

Şimdi iyi durumda mıyız kötü mü? Birde artık hat kapatınca bile vergi alıyorlar. Ötv vergileri falan, kötü durumdaysak kötüdende kötü durumda olduğumuzu anlarsak yanlış mı düşünmüş oluruz. Ekonomistler aydınlatsın bizi.


iş-güç vs soruna kısaca şöyle cvp vereyim;

açıklanan 2012/01-08(ocak-ağustos) dönemi bütçe açığı yaklaşık 8,5 milyar TL.
şimdi bu açığı nasıl kapatırsın, ekonomiyi canlandırarak di mi.
e ekonomi canlanmayı bırak küçülüyor.
peki bu durumda ne yapar bir devlet?
normalde borçlanma yoluna gider. (halka arz dı bonoydu tahvildi vs. bu borçlanma çeşitlerindendir ve açık borçlanma denir buna)
ee bunu da ankara istemiyor, çünkü herşeyden önce işine gelmiyor ve borcu kapatmakla övünüyorlar, yukarıda arkadaşımızın dediği gibi, satarak - özelleştirerek vs.

problemlerden biri de bütçe gelir gider dengesinin en önemli gelir kalemi olan kurumlar vergisini ve gelir vergisini tahsil edemiyor devlet. bunun ağırlıklı sebebi de vergi sistemimizin kendisi.

eee tek çıkar yol olarak da sana bana bu açığı kapattırmak kalıyor. nasıl?
KDV ve ÖTV ile..
ne de olsa her alışverişimizde bizden peşin alıyor, maaşlaımızdan hertür vergiyi peşinen kesiyor.

özetle zararını kapatamadığı bir çok hizmet kurumunun açığını kapatmak için daha bir çok zam kapıda :(
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hükümet başarısız neden? çünkü biz kitleri yönetemiyoruz diyip çok ucuza satıyor, sistemi yenilemek yerine. sonra kaymağını başkası yiyor. gereksiz çok fazla para harcayıp birilerini zengin ederken bu parayı daha verimli yerlerde kullanıp yatırım yapmaktan kaçınıyor, yine zengin etse edecek ama yok bildiği işi yapıyor, belediyecilik.

bu ülkenin enerjiye ihtiyacı var, bunu gidermek için derelerimizi oraya buraya satıp ekolojinin içine etmek dışında ne yapıyor? ya enerji tüketimini azaltacaksın ya kaçağı önleyeceksin ya da daha fazla enerjiyi kendi kaynaklarımla nasıl üretirim onu araştıracaksın. var mı bunlarla ilgili rakamlar? bulabilen paylaşsın öğrenelim.

üretiyorsun bir şey ama tüm parçaları dışardan geliyor böyle üretim yaptığında kazancın az oluyor, teknoloji üretmemiz lazım ama bu teknolojiyi üretecek kadrolar yok. üniversitelerin reform'a ihtiyacı var. tübikat fln pek iyi durumda değil. kadrolaşma herkese üniversite açma dışında pek bir faaliyetlerini göremedim burda da bilen varsa paylaşımları bekliyoruz :P yazılım sektörü, internet mesela büyük bir fırsat kullanmak lazım bunları. maliyeti o kadar az ki hani deli gibi paralar kazanılıyor bu işler üzerinden ama bizim yöneticilerimiz internet diye şey var çocuklar porno izliyor oyun oynuyordan öteye gidemiyor sanırım?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Geçen gün ticaretle uğraşan bir arkadaşımla konuşuyordum, yurt dışında gerek Almanya gerek İspanya'da vs olsun tüm müşterileri Türkiye'ye gıpta ile bakıyorlarmış. İlginç geldi bana açıkcası. Tamam her koşulu dikkate alarak ekonomi yorumlamak gerekir ama şunu merak ediyorum, borç ödemek için özelleştirme yapmak lotodan çıkan parayla yatırım yapmak yerine alemlerde yemek ile aynı kapıya çıkmaz mı? Belli bir süre refah yaşanır ama hazır bitince durum ne olur?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu arada ekonomiye uzak arkadaşlar için yukarıda bahsini ettiğim ucuz döviz dolayısıyla ucuz ithalatın ne olduğunu da açıklamaya çalışayım.

gelen dövizlerin dağılımına baktığınızda bu kadar dövizi nasıl çekiyor ülke, faizi yüksek tutarak. dolayısıyla bolca döviz giriyor.
ee döviz bol olunca da bolca harcanıyor faizine bakmadan.
bol bol giren dövizin fiyatı da ucuz oluyor.
kur politikası burada devreye giriyor işte.
şuan ki sabitlenen kur politikası yani.

ee millet de ucuz dövizi buldukça ithalat temelli bolca harcıyor dövizi. özellikle de üretimde ki ham madde de. bu da ucuz ithalatı getiriyor.

kısır döngü büyük, rakamlar aldatmaca.
mevcut politika tehlikeli!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dworgian said:

Geçen gün ticaretle uğraşan bir arkadaşımla konuşuyordum, yurt dışında gerek Almanya gerek İspanya'da vs olsun tüm müşterileri Türkiye'ye gıpta ile bakıyorlarmış. İlginç geldi bana açıkcası. Tamam her koşulu dikkate alarak ekonomi yorumlamak gerekir ama şunu merak ediyorum, borç ödemek için özelleştirme yapmak lotodan çıkan parayla yatırım yapmak yerine alemlerde yemek ile aynı kapıya çıkmaz mı? Belli bir süre refah yaşanır ama hazır bitince durum ne olur?


borcun sürekli artıyorsa tabi öyle olur. ama faizini ödersin borcun, rahatlarsın, daha sonra "yatırım yapmak" için yeni borcu daha düşük faizle alırsın.

burada kritik nokta yatırım da yapmak bir yandan. bir şeyler üretmek. biz sadece inşaat sektörünü büyütüyoruz devlet eliyle. tabi inşaatın bir sürü yan kolu var ama temel olarak yine bu ülkenin vatandaşlarının alım gücüne dayalı bir sektör.

ağırlıklı olarak yurtdışına satabileceğimiz bir sektörümüz yok otomotivden başka. biraz da tekstil işte o da çinden sonra kalmadı pek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

herkez kafasına göre yazmış bişeyler ama anlaşılmayan temel bi konu var:

1. cari açık en basit şekilde senin ihraç ettiğinden fazlasını ithal ediyorsun anlamına geliyo ki bu tek başına bir tehlike yaratmıyor( almanya,çin ve belki rusya dışında kaç tane ekonomisi büyük ülkenin cari fazlası var? bkz : Sağdaki current accounta bastığında DEFİCİTTEN SURPLUSA DOĞRU GİDER
yani dünya ekonomisini bütün olarak düşünürsen biri fazla üretiyosa biride fazla almak zorunda.Buraya kadar borcunu finanse edebiliyosan sorun yok ki şuana kadar bi çok ülkenin yağtıpı bu.


2. Şimdi bazı arkadaşlar kit leri satıyolar fln demiş ki bi noktada haklılar sadece kitler değil yabancılara varlık satış yasasıda direk cari açığı kapatmak için gelen bi yasa yanlız burda atlanan bi konu var.Cari açık neden ortaya çıktı? cevabı tr ekonomisin dışarıya açılmasıyla herkesin iphonelar ipadler eloktronik ürünler(liste uzar gider) fln daha rahat ulaşmasıyla bire bir alakalı yani birazda senin benim suçum.Tr de milletin eline az bi para geçince bunlar alınan birinci şeyler.Yani bi noktada iç talep dışa dönük,kendin birşeyler üretmedğin sürece yada bi şekilde engellemediğn sürece öylede dewam edecektir.

3. nokta bence en önemlisi:Şimdi sen hükümet olsan ve doğal olarak seçmenlere hitap edmek için yüksek büyüme hedefleri koyman normal ki hükümetinde yaptığı bu(Türkiye ÇİN'den sonra son bikaç yılda en çok büyüyen,GDP'si artan ülkelerden biri.Bu büyümeyi dewam ettirebilmen için birincisi senin yabancı sermayye ihtiyacın var(hükümetin ilk seçildiklerinde avrupalara gidip yatırımcı aramaları,araplara hertürlü yalakalık vs)Ama büyümeninde doğal olarak bi bedeli var,yabancı sermaye türkiyeye girdikçe tl değer kazanır neden çünkü adamlar dövizi çevirip tl almaları gerekir.Bunun doğal sonucu olarakda tl değerli olduğu için yabancı ürünler ucuzlar bi nevi insanların üstünde tamda gerçek olmayan zenginlik efecti yaratır buda az önce belirttiğim ithalat endeksli tüketimi artırır.


4. Mb sinin faiz koridoru politikası uygulamsının temel sebebide bu.Adamlar tr değer kaybettikçe doviz alıyo değer kazandıkça doviz satıyo ki gayet mantıklı bi politika.Neden? Mudahale etmediklerini düşünelim,diyelimkli tl çok değer kazadndı sermaye girişi yüzünden.Bu durumda nolucaktır Ithalat ucuzlucak Ihracat pahalı hale gelicektir buda cari açığın bi numaalı sebebi zaten
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

4. noktanın asıl sebebide türkiyede üretimi yapılan bür çok ürününün ara malı ithal edilerek yapılması.Yani sen bu ara malları mecburen alman gerekiyo ihracat yapman gereken ürünleri üretebilmen için.Yani Tl değersiz oldu diyelim sen bu üretimini yaptığın ürünleri üretebilmen için önce bazı malları ithal etmen gerekiyo buda ithalatın her zaman ihracattan yüksek kalmasına yol açıyo.Oyuzden bi noktada ortasını bulmak gerekiyo

Makroeconomide heryeşi aynı anda elde etmen zor oyuzden bütün ülkeler bi noktada orta yolu bulmaya çalır Trnin yapması gerekende bu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Milamber said:

hükümet başarısız neden? çünkü biz kitleri yönetemiyoruz diyip çok ucuza satıyor, sistemi yenilemek yerine. sonra kaymağını başkası yiyor. gereksiz çok fazla para harcayıp birilerini zengin ederken bu parayı daha verimli yerlerde kullanıp yatırım yapmaktan kaçınıyor, yine zengin etse edecek ama yok bildiği işi yapıyor, belediyecilik.


kitleri yönetemiyor
çünkü kitleri yönetenler de bildiğin devlet memuru
yeni işe başlayanlar yönetici kıvamına gelen kadar ya üstlerine benziyor ya kurum batıyor ya da motivasyon kalmıyor
kitlerin satın alma sistemi rezalet, ne vaktinde alabiliyor ne de uzuz alabiliyor
çoğu kit tekel konumdan çıktı, yeni yatırım yapsa bile yetemiyor, eski görevleri extradan zarar ettiriyor
işçisi-memuru %20-30 işgücüyle çalışıyor
genel müdürlüğe bağlı yapılar mevcut, personel giderlerinin çoğu hiç bir işlevi olmayan masabaşı çalışanlarına gidiyor
gerizekalı bir personel tek imzasıyla milyonlarca lira zarar ettirebilir
çoğu kitin müşterisi devletin kendisi, ihracat ciroları çok düşük, savunma sanayinde çok para harcanıyor, yatırım parasını da veren devlet, yatırım sonucunda çıkan ürünü alan da devlet
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Temel olarak Tr ekonomisi nasıl gidiyo sorusuna ben bi ççok başkaları gib iyi yolda diye cevap verirdim,Neden?

Türkiye tarihi boyunca hiç bir zaman bu kadar istikrarlı büyüme yaşamadı,(Bunun temel sebeblerinden biride istikrardır Investorlerr doğal olarak politik açıdan istikrarlı ülkelere yatırım yaparlar Bkz. AKP.Akpye sempatim olduğundan yazmıyorum ama ekonomide din ayrımı yapmıyo maalesef) Şimdi bu büyüme herkeze eşit olarak yansıyormu? HAYIR.Ama bu zaten Türkiyenin tek sorunu değil CapitalizmİN bi noktada temel sonuçlarından biri.Hele ekonomisi dışarıya yeni açılmış ülkelerde bu dağılim farkı ilk yıllarda daha büyük olucaktır,Çinde olduğu gibi.

Şimdi bana sorsalar bu türkiyeyimi tercih edersin yoksa 30 yıl önceki kapalı ekonomi türkiyesini ben bu günki derim hereksin terciği tabiki farklı olucaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kapitalizm;çalma,çırpma,kısa yoldan zengin olmanın diğer adı zaten de

kendisini ahlak dini kisvesi altında gösteren,müslüman,hıristiyan,museviler kapitalizmin ana savunucuları konumunda olmaları asıl üzücü olan durum,çünkü inandıkları semavi dinlerin hiçbirisi,çal,çırp kısa yoldan zengin ol,çünkü bu dünyadan başka dünya yok demiyor.gerçekten ironik bir durum...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

maesselam said:

kapitalizm;çalma,çırpma,kısa yoldan zengin olmanın diğer adı zaten de

kendisini ahlak dini kisvesi altında gösteren,müslüman,hıristiyan,museviler kapitalizmin ana savunucuları konumunda olmaları asıl üzücü olan durum,çünkü inandıkları semavi dinlerin hiçbirisi,çal,çırp kısa yoldan zengin ol,çünkü bu dünyadan başka dünya yok demiyor.gerçekten ironik bir durum...


Onların inandığı dinden çok para.Din sadece burada afyon niyetine fakirlere enjekte ediliyor.In God We Trust.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Coco

coco said:

daha önceki mesajımda belirttiğim gibi verdiğiniz ithalat ve ihracat rakamları ile yapacağınız kıyaslama sizin dış ticaret açığınızın ne olduğunu verir cari açığı değil, arkadaşlar.
ki bu rakamlar da cari işlem rakamları olmalıdır TÜİK rakamları değil!

döviz girdisi ile çıktısı arasındaki fark dediğimiz cari durumumuza açıklanan rakamlarla bir bakalım:

2011’in ilk 7 ayında 50.1 milyar dolar açığa karşılık 60 milyar dolar döviz girişi olmuş.
2012’nin ilk 7 ayında 34.4 milyar dolar açığa karşılık 44.4 milyar dolar döviz girişi olmuş.
geçen yılın ilk 7 ayında giren döviz, açıktan 10.2 milyar dolar daha fazla idi, 2012 yılında giren döviz, açıkdan 9.9 milyar dolar daha fazla.

ee ozaman nasıl cari açık var di mi?

işte burada yanılıyoruz hep.
çünkü bir ülkeye ne kadar döviz girer ise cari açığı da o kadar büyür. çünkü giren dövizin cinsi burada önem kazanır:
mesela 2012'nin 44.4 milyarına bakalım :

* 17.4 milyar doları hisse senedi ve bono satın almak için ülkeye getirilmiş
* 6.2 milyar doları doğrudan yatırım için getirilen dövizmiş.
* 17.6 milyar doları ise döviz kredisi olarak bankalar ve özel sektör tarafından getirilmiş
* 3.1 milyar dolar da nereden geldiği belli olmayan döviz varmış.

sen şimdi cari açığını kapatacak ölçüde döviz girdisi sağlayamıyorsan( yukarıdaki sermaye hareketlerinin dışında) döviz gelri giderini eşitleyecek ölçüde kendi paran değer kaybetmeye başlar.

ki bu böyle de oldu.
cari döviz kurundaki değişim nedeniyle dolar olarak ilk 6 ayda milli gelir azaldı. 2011’in ilk 6 ayında cari dolar fiyatı ile milli gelirimiz 386.0 milyar dolar idi. bu yılın ilk 6 ayında 375.7 milyar dolar oldu.

peki bu ne demek?

ekonomik büyümenin küçülmesi demek.
2011'in ilk yarısı ekonomi %10,5 büyümüştü bu rakam 2012'in ilk yarısı için %3.1 oldu.

yani ankara cari açığı geçen seneye oranla %30 küçülttü fakat büyüme hızı da %70 düştü.

bana göre çok acayip bir tablo bu !!!!!
cari açığımız küçülüyor ama bütçe açığı büyüyor, ekonomik büyüme küçülüyor!!

nasıl iş bu?

şimdi herkesin dilinde ya da bilgisinde olan şey ihracatı artırmalıyız, biz üretmeliyiz vs. vs.
eyvallah, ankaranın politikası da bu.
mesela yine dış ticaret rakamları ile cari açığa baktığımızda ilerleme de kaydedilmiş:
dış ticaret açığı, 2011 yılının ilk 7 ayında 54.4 milyar dolar idi ve cari açık 50.1 milyar dolar olmuş
2012 yılının ilk 7 ayında dış ticaret açığı 40.8 milyar dolara gerilemiş cari açık 34.4 milyar dolar olmuş.
2012’nin ilk 7 ayında ithalatdaki küçülme 2 milyar dolar, ihracatdaki artış 11 milyar dolar. cari açıkdaki küçülme 16 milyar dolar.

atladığımız ve kandırıldığımız önemli detay şurada:
yürütülen bu politika da sen üretimi ve tüketimini ithalata bağlarsan ve bunu da ucuz döviz ile yaparsan ucuz ithalat yani ucuz döviz harcaman artar.
bu hesap üstünde cari açığı kapatıcam diye ithalatı kısmaya çalışırsan, büyümen yavaşlar.
mevcutta ithalattan beslenen bütçeni - bütçeyi denklicem diye- KDV ve ÖTV'ye bağlayıp ardından da ithalatı kısmaya çalışırsan bütçen de açık verir.


tüm bu tabloyu kamuoyundan saklamak için de cari açığı küçülttük der rakamlarla kandırır durusun milleti!! millet de (özellikle anadoluda ki üretici) dövizin ne kadar ucuz olduğuna bakmaz stabilliğine kanar ankarayı sana vermeye devam eder.

özetle hazine diye birşey kalmamış ortada ama kimin umrunda!!!


fakat yeri gelmişken şunu da ifade etmeliyim:
mevcut siyasi ve coğrafi konjonktür karşısında 2012 cari açığının finansmanı (bahsi edilen döviz girdilerini kastediyorum) konusunda sıkıntı yaşamamak önemli bir durum. sonrası -ankara diliyle - allah kerim!!!!!!



kafan cok karismis senin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

coco said:

daha önceki mesajımda belirttiğim gibi verdiğiniz ithalat ve ihracat rakamları ile yapacağınız kıyaslama sizin dış ticaret açığınızın ne olduğunu verir cari açığı değil, arkadaşlar.
ki bu rakamlar da cari işlem rakamları olmalıdır TÜİK rakamları değil!

döviz girdisi ile çıktısı arasındaki fark dediğimiz cari durumumuza açıklanan rakamlarla bir bakalım:

2011’in ilk 7 ayında 50.1 milyar dolar açığa karşılık 60 milyar dolar döviz girişi olmuş.
2012’nin ilk 7 ayında 34.4 milyar dolar açığa karşılık 44.4 milyar dolar döviz girişi olmuş.
geçen yılın ilk 7 ayında giren döviz, açıktan 10.2 milyar dolar daha fazla idi, 2012 yılında giren döviz, açıkdan 9.9 milyar dolar daha fazla.

ee ozaman nasıl cari açık var di mi?

işte burada yanılıyoruz hep.
çünkü bir ülkeye ne kadar döviz girer ise cari açığı da o kadar büyür. çünkü giren dövizin cinsi burada önem kazanır:
mesela 2012'nin 44.4 milyarına bakalım :

* 17.4 milyar doları hisse senedi ve bono satın almak için ülkeye getirilmiş
* 6.2 milyar doları doğrudan yatırım için getirilen dövizmiş.
* 17.6 milyar doları ise döviz kredisi olarak bankalar ve özel sektör tarafından getirilmiş
* 3.1 milyar dolar da nereden geldiği belli olmayan döviz varmış.

sen şimdi cari açığını kapatacak ölçüde döviz girdisi sağlayamıyorsan( yukarıdaki sermaye hareketlerinin dışında) döviz gelri giderini eşitleyecek ölçüde kendi paran değer kaybetmeye başlar.


hahaha oda birinden alıntılamış adam balance of paymentı allak bullak etmiş bikere adam dış ticaretle açığıyla sadece doviz girişini karşılaştırmış ee çıkışı yokmu bunun?



coco said:

işte burada yanılıyoruz hep.
çünkü bir ülkeye ne kadar döviz girer ise cari açığı da o kadar büyür. çünkü giren dövizin cinsi burada önem kazanır:
mesela 2012'nin 44.4 milyarına bakalım :


Şuda komik olmuş bayaa öyle bişy olsa çin heralde şuan cari açık rekorları kırıyo olurdu
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

son olarak şunuda yazıyimde havada kalmasın bişeyler:

Balance of payment(ticaret dengesi) iki önemli kalemden oluşuyo(daha fazla aslında ama onlar ufak kalemleri oluşturduğu için şimdilik göz ardı edelim)

1. current account yani cari açık.Şimdi bunun içine neler dahil: (Kasmadım hepsini şevirmeye alıntı yaptım wikiden)

Current account is the sum of the balance of trade(yani dış ticaret açığı mallar ve hizmetler), factor income (earnings on foreign investments minus payments made to foreign investors) and cash transfers.

Factor incomela cash transfers bunun çok düşük bi kısmını oluşturuyo.yani önemli olan balance of trade(dış ticaret dengesi)Türkiyenin sorun yaşadığı kalem bu zaten.


2.Capital account:bunun içine sermaye girişleri çıkışları,direk,indirek yabancı yatırımları dahil yani portfolio investmet fln farkmaz(yukarda arkaşadın verdiği hisse senetleri alımı öreneği) yabancı yatırımların hepsi dahil.Tabiki aynı şekilde Türkiyeden çıkan sermaye çıkışları fln aynı şekilde kayıt ediliyor.Önemli olan NET amount.

Bu iki kalemin toplamı teoride 0 olmak zorunda(ki çoğu ülekede ufak tefek farklar oluşuyo ama konumuz bu değil)

bunun dışında birkaç kalem daha var yok para transferleri uluslararası yardımlar fln ama bunlar ufak miktarları oluşturuyo genelde.

Türkiyeye dönersek türkiye birinci kalemdeki açığı ikinci kalemden karşılıyo yani yatırımcı çekmek arsaları satmak yabancılar varlık satışı fln önceden verdiğimiz örneklerdeki gibi yani net doviz girişi sağlamaya kasıyo.Bu tabloda sanırım herşey daha açık gözüküyo
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...