Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Günlük


Saeros

Öne çıkan mesajlar

kozalak said:

insan 3 saat ekilmez ya. ayıp lan.

neyse daha önceden bekleyen arkadaşlık taleplerine bakıyodum, 1 sene önce ekleyen birini şimdi kabul ettim. mal gibi düşünsün dursun şimdi sdfasda


facebookta ekleme bekletenlerden biri de sen misin, abi neden böyle şeyler yapıyorsunuz? hasta mısınız? kapıda insan bekletir gibi, yani evine misafirliğe gelsek kapıda mı bekleteceksin bizi :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fin said:

Lord_Argos said:

Ahah Seagle aklıma şu hikayeyi getirdin


Dün her zamanki gibi üniversiteden asosyal arkadaşlarımla dota oynuyorduk. Bir odada dört dota master, duvarlarımda taptığım heroların posterleri, yerde dokuma İran halısı ve Warcraft kitaplarım. Kankalarımla aldığımız her kill'den sonra mutluluk gözyaşlarıyla, takım halinde Yurnero'nun posterine saygı duruşunda bulunuyorduk. Yurnero'yu kıskanan Centaur'un homurtularına ise yine yüce bir sevgiyle karşılık veriyorduk.
Birdiğerinden farkı olmayan o estetik team kill'imden sonra başladı olaylar. Team kill'in ne demek olduğunu biliyorsunuz. Çok çaba harcamıştım, sinirlerim çok gergindi. Ve de terlemiştim. Düşmanlarımın leşlerinin önünde dururken, yaralı tenimi yalayıp geçen rüzgarı hissetmeye çalışıyordum. Takım arkadaşlarım benimle gurur duyuyorlardı. Gözlerimizin içine baktığımız o anda güven, anlayış ve bütünlük duyguları adeta canlanarak odamda bize eşlik etmeye başladılar. Marur ve gururluyduk.

İşte tam o anda, galibiyetimizi birbirimize dokunarak kutlarken beklenmedik bir şey oldu. Beni tebrik etmek amaçlı sırtımı sıvazlayan arkadaşımın eli aşağıya doğru kaymaya başladı. Önce sırtım, daha sonra belim ve sonrasında kalçalarıma kadar inen sıcak et parçasına anlam veremiyordum. Şaşırmıştım. Suratına dikkatle baktığımda bana korkmam gereken bir şey olmadığını söyledi ve usulca gülümsedi. Tanrım, sürekli savaşarak geçen hayatımda, yüzünün bu denli çekici olduğunu fark etmeye hiç fırsatım olmamıştı. Usulca gülümsedim ve elini daha derinlere indirmesine izin verdim. Kan kırmızı dudaklarıma yapıştı. Isırması canımı acıtıyordu ama duramıyordum. Odadaki diğer arkadaşlarım da bizde gördükleri ruhani parıltının etkisinden kurtulamayarak birbirlerine sürtünmeye başlamışlardı. Gözyaşlarımız bedenlerimizden terle beraber yere akıyordu.

Dolayısıyla oyun oynayacak halimiz ve dikkatimiz kalmadı. Mağlup olduk. Bu benim ve arkadaşlarımın ilk mağlubiyetiydi. Ancak çok daha fazlasını kazanmıştık.

Hiç bir mağlubiyete bu kadar saygı duymamıştım...





AHAHAHAHAHH
BU NEDİR KAYNAĞI NE BUNUN


I said what what?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...