mirruk'la başımız dertte

[Sufi]

albüme bikaç fotosunu bi de videosunu koydum benim mirruk'un. özetle şu:



uyurken fotosu çünkü eşşoğlusu hep uyuyor. sabahın köründe 4. kattaki kapımın önüne geliyor başlıyor apartmanı ayağa kaldırmaya. neyse ki millet alıştı hem de seviyor. öncesinde kötü dönemleri de var da allahtan taşındı aşağılık insanlar. miyavını duyup açarsak açıyoruz. yok duymazsak paspasa yatıp bekliyor, eşşoğlusu biliyor illa ki açıcaz. neyse saat sabah 7 ile 9 arası bi biçimde giriyor eve. mama kabının başına çöküyor girer girmez. biraz mama dolduruyoruz (en sevdiği mamasından), yüzüne bile bakmıyor. sonra birimiz mutfağa doğru gidince arkasından koşturan varmış gibi koşuyor mutfağa. buzdolabının kapağını açıyoruz, bi süre dolabın içini seyrediyoruz birlikte. neyse dolapta ne varsa artık (zeytin, yoğurt, jambon, süt, kavun...) bi parça alıp mama kabının yanındaki özel metal kaba koyuyoruz (sütse süt kabına). onu güzelce yiyor eşşoğlu sonra mama kabına dönüp mamasını yiyor.

sonrası uyku tabi. en sevdiği yer şu fotodaki pimapenli balkon. orası olmazsa pimapensiz açık büyük balkona gidiyor. eğer kışsa ve balkonlar kapalıysa solandaki masanın altındaki kilim veya bilgisayar odasındaki kalorifer yanındaki minder. minder hariç diğer 4 yerde de şu forotaki gibi küçük halımsı bişey var. uykuya daldı mı ev yıkılsa en fazla gözünü bi aralıyor sonra yine uykuya devam. acıkana kadar eğer biz rahatsız etmezsek yatıyor.

eğer biz kaşınır da sevmeye kalkarsak önce bi süre izin veriyor. iyice geriniyor şuralarımı da kaşı hesabı. bazen diğer tarafını dönüyor falan. sonra şevke geliyor başlıyor o da bizi "sevmeye". ama eşşoğlunun eli ağır. öyle böyle değil. önce sevdiğimiz elle uğraşmaya başlıyor. atik davranmazsak dişler geçiyor elin bi yerlerine. kanatana kadar bastırıyor it. atik davranıp çekilmişsek geriye kaçıp pozisyon alıyor sonra hoop ya bacağımızı ya en uygun neresi varsa orayı avlıyor. tırnak diş hepsi sonuna kadar giriyor. eşşoğlusu hiç çekinmiyor. sonra kızıp sesimizi yükseltince kendini atıyor yere boylu boyunca, masum bi "meeööövvvv". sanki heryerimi kanatan o değil. "naaptın böyle" diyorum "meööövvv". sonra kuyruğunu kıstırıp balkonuna (veya mevsimine göre neresiyse yerine) gidiyor tekrar uyku.

akşam olup hava kararınca uyuduğu yerden geliyor yanımıza, başlıyor nağmeli nağmeli hava çektirmeye: "meeööğğğvvvvv". basbaya denizli horozu gibi uzatıyor. dışarı çıkma zamanı gelmiş beyedendinin. açıyoruz evin kapısını, yok çıkmıyor. mama kabının yanına gidip oturuyor. e bütün geceyi dışarda geçircek, akşam yemeğini yemeden çıkılır mı? dolduruyoruz mama kabını. bu sefer mutfaktan falan istemek yok. 3-5 dakka karnını doyuruyor güzelce. kap bitmese bile doyunca yanımıza geliyor yine "meööööğğğvvvv". sonra açıyoruz yine kapıyı, çıkıyor kapıdan merdivenlerin oraya gidip oturuyor. "hadi gelin, aşşa kapıyı açıcak biri lazım". eğer ki yardıma gelen annemse koşa koşa iniyor annemden önce apartman kapısına. yok eğer ben veya biraderse dövsen yerinden kıpırdamıyor. domuz gibi oturuyor. ne o? alıcaz kucağımıza hopbidi hopbidi hoplata hoplata indircez aşşa kadar.

apartman kapısını açınca ışık hızıyla fırlıyor dışarı, sonrası gece aksiyonu artık. napıyor bilmiyoruz. ertesi sabah 7'de yine kapıda.

evde kumu kaldırdım, daha hiç kullanmadı. gece hallediyor çişini mişini ondan sonra geliyor eve, akşam çıkana kadar da tutuyor.

böyle işte. şikayet falan değil de bizim mirruk bu, anlatayım dedim. kuralları o koydu bize de uymak düştü :D

[Llama]

özet diyon 6 paragraf yazı yazıyon

[Sufi]

tamamını mı anlatsaydım? :D

[patatespresi]

Can yücelin kedisi bu.

[Sufi]

ahah olabilir, zaten böyle çok şey bilir bi havası var.

[vaperon]

Ahaha çekilecek çilen varmış. :D Elalemin kedisi mır mır sırnaşır, ki benim pala kucağımda uyurdu. Uyanana kadar ilişmez bana, uyandığımı gördüğü gibi purrr purrr sırnaşır, yemeğini koyardım kabına, bir iki yudum alır, gelir elime bacağıma bir sürünür sonra yemeğe devam ederdi. Canım ya,çok özledim sıpayı. Baba olmaya karar verdi ve dişisini bizimle tanıştırdıktan sonra gitti. Daha da haber alamadım. Umarım iyidir. :)

[NolaxThensbane]

çok yüz göz oluyonuz şu hayvanlarla.

kim kimin efendisi belli değil azcık ağır olun.

kedilerde farklı marklı demeyin en son arkadaşın kedisi bana senin bahsettiğin şeyleri yapmıştı hayvana bir çıkıştım elimi öpmeye geliyor artık her bayram kerata.

[Nako]

bırakın uyusun kedi.

[idilik]

ne tatlı kedi! huyları da ilginçmiş. 4. kattan sokağa çıkmaya nasıl alıştı? bir de bence tuvalet gereksinimini gidermesi için evin bir tarafında kum bulundursanız iyi olur. kısırlaştırılmışsa hele, idrar yolu ya da böbrek sorunları çıkabilir ileride. ayrıca hayvan gece çıkmayacağı varsa da, zorunlu olarak çıkıyordur dışarıya bu nedenle. gece içeriye girmek istese bile giremez değil mi dış kapı kapalı olduğu için? yani yalnızca tuvalet gereksinimi ve azıcık dolaşmak için çıkıp, sonrasında giremiyor olabilir içeriye. evde kumu olsa, geceleri daha az çıkabilir dışarıya. örneğin benim kedim, 1.kattaki evimizin önündeki ağaçtan iniyor aşağı. bazen bir kaç saat, bazen, 5-10 dak. kalıyor dışarıda. ama soğuk ya da sıcak havalarda hemen hiç çıkmıyor. evde kum bulundurmanız, hayvanın çok istekli olmadığı halde dışarı çıkmasını önler bana kalırsa. bir de kaç yaşında merak ettim. ama en merak ettiğim, başta da yazdığım gibi sokağa nasıl alıştığı.

[sabonis]

inşallah olmaz, olmasın da zaten ama dert?

[Sufi]

@idilik,

evde kum kabı da var kumu da var. inatla kullanmıyor. çok fena sıkışırsa sadece çok fena bağırıyor, anlamamamız mümkün olmuyor. sıkıştığı zaman kumuna götürüyorum kızıyor, ille dışarı çıkıcak. ilginçtir ama sanırım evde pislemek istemiyor. onu da bi kere kusma olayı geldi başımıza ordan anladım. yine bigün aniden yüksek sesle miyavlamaya başladı. ben acele etmedim birden bire hiç tutamıycak kadar sıkışmaz nasıl olsa diye. sonra ses değişmeye başlayınca korktum kapıyı açtım koşarak indi, ben de terliği taktım peşinden koştum. 1 kat inip apartman boşluğuna kusmaya başladı. yani bi biçimde uyuduğu yeri temiz tutmak istiyor.

tabi ki kısırlaştırmadım. dışarda kalmasının esas nedeni kendi sosyal hayatı. bikaç ayda 1 kızışıyor, mahallenin dişilerini ağaca falan atıyor. diğer erkek kedilerle çok sorunu var. bölgesini kaybetmek istemiyor sanırım. hasta bile olsa mutlaka dışarı çıkmak istiyor. bizim binaın olduğu bölgede tutunabilen başka erkek kedi yok, hepsini kovalıyor. ikide bir eve yaralanmış geliyor.

apartmana girip çıkmasında sorun yok, bütün apartman tanıyor zaten. girmek istediğinde bekliyor dış kapının önünde, apartmana girip çıkan biriyle giriyor. bazı komşular zile bile basıyor aşağıdan mirruk'un içeri girdiğini görünce.

sokağa alıştırma diye bi dönem olmadı aslında. 1.5 sene önce bi bahar sabahı bizim apartmanın önünde peydah oldu bu. mahallenin çocuklarıyla falan oynuyordu. eve geldim kardeşime "yeni bi kedi var çok güzel" dedim. ertesi gün veya bikaç gün sonra falan kardeşimle eve gelirken bunu yine gördük çocuklarla. kardeşime dedim "hah işte bu o yeni kedi". gittik çocukların yanına kediyi sevmeye. çocuklar dedi ki "abi ısırıyor".

"ne güzelmişsin sen adın ne bakiyim?" dedim. çocuklar şahin dediler ama kedi mırrrrrkk dedi. o günden sonra mirruk oldu adı. çocukların elinden aldık eve getirdik. karını falan doyurduk, bikaç saat kaldı indirip bina önüne bıraktık. daha sonra bikaç kere daha eve getirdik kısa süre için. bi gece de evde sabahladı sabah bıraktık dışarı. sonra bi sabah baktık daire kapısı önünde miyavlıyor. aldık içeri kucakladık falan. sonra götürdüm aşılarını tamamlattım. o zamandan beri bizde.

günün 14-15 saatini evde geçiriyor, kalanında dışarıda. istemediği bi zaman eve getirirsek kapının önüne dayanıp miyavlıyor. o yüzden hiç zorlamıyoruz, ne zaman isterse geliyor, ne zaman isterse gidiyor.

geldiğinde fizikinden anladığımız kadarıyla 1 yaşını doldurmak üzereydi ya da doldurmuştu. şimdi 2.5 tahmin ediyoruz.

@vaperon,
inşallah iyidir seninki de :)

[reyou]

patatespresi said:

Can yücelin kedisi bu.

abi ahauhauaha

[idilik]

valla süpermiş kedinin yaşamı. şanslı kediymiş =)

[idilik]

Sufi said:

sonra açıyoruz yine kapıyı, çıkıyor kapıdan merdivenlerin oraya gidip oturuyor. "hadi gelin, aşşa kapıyı açıcak biri lazım". eğer ki yardıma gelen annemse koşa koşa iniyor annemden önce apartman kapısına. yok eğer ben veya biraderse dövsen yerinden kıpırdamıyor. domuz gibi oturuyor. ne o? alıcaz kucağımıza hopbidi hopbidi hoplata hoplata indircez aşşa kadar.

çok güldüm şuna hehe... ne inip zahmet edecek 4 kat hazır taşıyan varken?

[Lithran]

üç harfli oluyormuş bunlarda dikkat et gelip gitmeler pek hayre alamet değil :D

[Mr_Hand]

/feyspalm.