Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ahmet Altan


throine

Öne çıkan mesajlar

demokrasi deyip duruyorlar bugün tayyib in siyasete girmesini sağlayan chp ve baykal dır. baykal demokrasinin gereğidir deyip tayyib in siyasi yasağını kaldırdı ve yeniden seçim yaptırıp meclise soktular. tayyip ve ekibinin götü yiyorsa haberal içinde aynısını yapsınlar. bunların demokrasiyle ilgisi yok sinir oluyorum hala demokrasi diyorlar. adamı seçen halk meclise girsin diye ama adam yıllardır sebebi bilinmeyen bir sebepten ötürü hapiste.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Marty said:

herseyi tartisalim, haksiz yere idam edilmis insanlarin itibari geri verilip de bir ise yariyosa (o ayri konu) verelim.
burda forumda kimin ne korkusu olucak bunu tartismaktan lol

ama rahatsizlik veren birsey var o da, 100 yil once elinin altinda yikilmis imparatorluk varken, insanlar bir kisiye baglanip tapinmaya hazirken bu mantaliteyi yok etmeye calismis bir insani, tam da burda bugun bunun tam tersini yapan bir adam varken tartismak.

agzindan demokrasi lafini dusurmeyip de hareketleriyle tam tersinin pesinde oldugunu gosteren bir adami elestiremiyoruz sen varken. AMA KEMALISTLER DE OYLE YAPTI HEP diye firliyosun bi kenardan.


Suark said:

o tartışma başka yerde yapılabilir bu topikle çok ta alakalı deil.
Ki zaten, geçmişle ilgili bilinen çoğu şeyin arşivler açıldıkça tatava olduğu ortaya çıkıyor.
en güzel örnek, inönü için " kuranı yasakladı " derlerdi, meğersem 2 tane hurafi kitabı yasaklamış adam.

Bunun gibi şeyler, ki suçlanan muhalefet partisi "aç arşivleri yüzleşelim" diyor, laf edenlerden çıt yok.

Boş atıp dolu tutturmaca şu esnada onları tartışmak, ha aç bi topik sana güzel güzel yazalım tartışalım istediğin oysa,

ama ikna olucaksan aç tabi, aynı şeyleri 123 sayfa sonra aynı lafları ediceksen bizi de yorma kendini de.


forumda yıllardır tartışılan konu bu esasında.

akp en ufak bir başı sıkıştığı durumda chp iktidarını suçluyor.
"chp de böyle yapmıştı"
"chp ekmeği karneyle vermişti"
"chp'nin bıyığı nazi bıyığdı"
vs bu muhabbetler.
akp'nin gündem değiştirmek ve suçu kendisinden uzaklaştırmak için yaptığı numaralar bunlar.

osmanlı'yı atatürk'ün yıktığını, ve yerine kasten padişah olmak için geçtiğini sananlar, ve bu şekilde yetiştirilen insanlar var.
bu kişiler osmanlı'nın ne kadar muhteşem, ne kadar harikulade, ne kadar inanılmaz olduğu masallarla büyütülmüş.
buna karşın kurtuluş savaşı sırasında osmanlı'nın ekmeğini yemek isteyen kişilerle ters düşmüş atatürk, demokrat parti'ye karşı yapılan darbe yüzünden bu partidekiler devlet'e karşı kinlendirilmiş, 28 şubat sürecini ise "en kötü darbe" olarak nitelendiren kişiler de askere düşman olarak şartlandırılmış.
bu kesimleri altalta topladığında, durum daha çok belli oluyor.

bu kişiler orduyu tamamen yoketmek istiyor, kurucu meclisteki fikirleri ortaya atanları çok büyük birer suçluymuş gibi göstermeye çalışıyor, devlet düzenini değiştirip kendi tarikat yapılandırmalarını hakim kılmak istiyor.

akp tüm bu kişilerin omuzlarına çıkarak yükseldi. o yüzden hep bu kesimlerin işine yarayacak kararlar alıyor.

demokrasi demokrasi diyip durdukları şey, aslında kendi yaptıklarını meşrulaştırmak için uydurdukları bir masal.
seçimden önce tayyip kendisi söylemişti, "bizim için demokrasi amaç değil araçtır, amacımıza ulaşmak için demokrasi trenine binecez" demişti.
atatürk ve dönemindekileri büyük bir suç işlemiş olarak göstermek için ise, "bunlar faşistti, her yaptığı faşizan davranıştı, faşistlik yaptılar, bıyıkları bile faşist bıyığı, faşist oldukları için başa geçtiler, faşist diktatör oldular" gibi şeyler söylüyorlar.

hani bazen "acaba biz mi yanlış düşünüyoruz, önyargılıyız" diye düşünüyorum.
aksini gösterecek bir davranış sergilesinler, gerçekten demokrat olduklarını sunsunlar, özgürlüklerden yana olsunlar, insan haklarını savunsunlar, toplumun birey hak ve özgürlüklerini desteklesinler...
yok öyle bir şey de olmuyor,
samimi olduklarını kanıtlayan herhangi bir davranışta bulunmuyorlar.
misal;
- ahmet necdet sezer cumhurbaşkanıyken, rektör seçimlerinde en çok oy alanı seçmediğini, kendi kafasına göre alt sıralardan seçim yaptığını, bunun da demokratik ve günümüz özgürlüklerine göre olmadığını savunuyorlardı. abdullah gül geldi cumhurbaşkanı oldu, bu sefer benzer şeyleri o yapınca, televizyona çıkıp "yav sistem buna izin veriyor, sistem izin veriyorsa neden yapmasın" gibi demeçler vermeye başladılar.
- demokratik bir ülkede halkın görüşlerine, düşüncelerine saygı duyulması gerektiğini, her bireyin görüşünün devlete etki etmesi gerektiğini iddia ediyorlar. kemalistlerin ve chp'nin ne kadar anti-demokrat olduğunu, batının cumhuriyetini alırken demokrasisini almadığını, ballandıra ballandıra anlatıyorlar. "tamam" diyorsun, "iyi madem o zaman seçim barajını %10'dan %2'ye düşürelim, batıdaki devletlerde baraj bu kadar yüksek değil" diyorsun, bu sefer de karşı çıkıyorlar, "hayır efendim, istenmeyen gruplar gelir meclise, böyle bir şeyi görmek istemeyiz" diyorlar.
- inanç özgürlüklerinden, dindarların haklarından, devletin ve chp'nin bunları nasıl baskıladığından, günümüz batı dünyasında bunların artık yeri olmadığından felan bahsediyorlar. gene "tamam" diyorsun, "madem öyle, ülkede her dinden ve inançtan insanlara özgürlükler tanınsın, ramazanda oruç tutmadı diye insanlar dövülmesin, incil basıyor diye insanlar katledilmesin, farklı dinden olanlar toplumdan dışlanmasın, bireylerin inançlarına göre ihtiyaçları karşılansın, nüfus cüzdanlarında din hanesine zorunlu olarak müslüman yazılması bitsin" diyorsun, bir anda dut yemiş bülbüle dönüyorlar, hiç bir şey söylemiyorlar.

bu ve bunun gibi şeyler yüzünden ne akp'yi, ne de ahmet altan kafasındaki kişileri samimi bulmuyorum, asla da samimi olmayacaklar.

bu kesimin gerçekten demokratik olduğunu, özgürlüklerden yana olduğunu, söylevlerinde samimi olduğunu düşünen varsa onların salak olduğunu söylemek istiyorum.
10 senedir hiç başlarını kaldırıp bakmamışlar demek ki.

eğer sadece kemalizme, devlete, askere karşı olduğu ve bunları kaldırıp yerine kendi devlet düzenini koyacakları için akp'yi destekleyen varsa,
buyursun yoluna devam etsin, sadece takiye yapmasın mert olsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bone said:
demokrat parti'ye karşı yapılan darbe yüzünden bu partidekiler devlet'e karşı kinlendirilmiş


bu memlekette devletle sorunu olmayanları sorgulamak gerek zaten. dediklerini üzerime aldığımdan değil; ama bizim devlet baya bi fıs. sebep olarak da halk cahil ve göbeğini kaşır, biz güdelim onları zihniyetindekilerin senelerce devletin başına çöreklenmiş olması başta gelir. biz nasılsa güderiz diye gütmek için bile doğru düzgün bir sistem kurulmamış. o derece fıs yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

böyle bir şey demiş ya

“Devlet, vatandaşlarının özel hayatına karışma hakkına sahip midir?”

Kemalist Cumhuriyet’in buna cevabı da basit ve nettir.


“Evet, devletin karışmaya hakkı vardır.”

Niye buna inanıyor Cumhuriyet?

Çünkü “halkın” eğitilmesi gereken bir cahil sürüsü olduğuna, doğru kararlar veremeyeceğine, daima“eğitimliler” tarafından yönlendirilip yönetilmesi gerektiğine inanıyor.


A. Altan

iyi de bunu görmek için, kemalist, elitist, liboş, solcu, ülkücü olmaya, kalıplara gerek yok.

Ülke cahillikten dökülüyor.

Çok merak eden sokağa çıkıp siyası konularda çok basic 3-5 soruluk bir anket oluşturup 100 kişiye sorsun, sonra aldığı cevaplara bakıp ağlasın. Ya da açıp yapılmış araştırmalara baksınlar.

Halkın %80'nin devletin nasıl yönetildiğinden, meclisin yetkilerinden, etrafında olup bitenden haberi yok.

Cahil bir toplumuz ve eğitilmemiz gerek, açık net.

Kemalist vs. diye sınıflandırarak değil, açık ve özgür zihinler yaratılarak eğitilmek şart.

Ha bu saatten sonra, neredeyse imkansız bu millet için.

Baya ağır kanlı devrimler lazım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

so what?

onlar da öğrensinler o zaman.

bunları bilmemek normal mi?

tependeki ne iş yapar, kararları neye göre alır, yargı nasıl işler, bunların basic kısmını bilmemek, genel kültür yoksunu olmak sana normal geliyorsa yapacak bir şey yok.

ayrıca o kadar çok faili bir cümleye sıkıştırdığında ekranında, your argument is invalid diye bir hata falan çıktı mı, sol üst köşede falan olması lazım :/
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

said:

Çünkü “halkın” eğitilmesi gereken bir cahil sürüsü olduğuna, doğru kararlar veremeyeceğine, daima “eğitimliler” tarafından yönlendirilip yönetilmesi gerektiğine inanıyor.

Bir kadın başını örtüyorsa bu onun “cehaletindendir”, “gericiler” tarafından aldatılmasındandır.

Bu “cehaleti” önlemek için de “başörtüsünü” yasaklar.

Kadını, kendi başına karar verebilecek biri olarak görmez.


şunu okurken paticikten baya bir nick aklıma geldi. onlar da ortada bir "cehalet" olduğunu iddia ederlerdi hep ve bu "cehaleti önleme" konusunda benzer fikirlere sahiptiler.


Ben hala başörtüsünün cehalet olduğunu iddaa ediyorum. Günümüz toplumunda kadının neden başının örtülü olması gerektiğini açıklayacak biri yok çünkü henüz dünyada. Bana güzel bir biçimde dinin hangi amaçla böyle birşey söylediğini, neden bir kadının başının örtülmesi gerektiğini, erkeğin bir kadının saçından bile azacak kadar hayvan bir yaratık olup olmadığını, kadınların ikinci sınıf muamele görmesinin neden bir din tarafından açıkça söylendiğini yazarsan belki görüşümü değiştirebilirim...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

a.h said:

Namazımı da kılarım operama da giderim

Hükümet adım attı:
Düğün salonu, sinema, tiyatro, gar, opera, havaalanı, liman, metro istasyonu gibi yerlere mescit yapılacak.
Bu düzenleme tartışılıyor.
Tartışmanın odak noktasında ise “opera” var.

* * *
Ahmet Altan sordu:
“Ne yani? Cami cemaati opera dinlemeye mi başladı?”.
Bazıları cevap verdi:
“Evet, başladı. Mesela benim tanıdığım namazında niyazında çok operacı var”.
Tartışma bu düzlemde devam ediyor.

* * *
Hükümetin dini referansları arkasına alarak otoriter tonunu git gide arttırdığı bir gerçek.
Fakat “operaya mescit”, bunun bir örneği değil.
Bu örnekten “hükümetin sırtını dine dayayarak özgürlükleri kısıtlama çabası” çıkmaz.
Operaya mescit yapılarak kimsenin özgürlüğü kısıtlanmış olmaz.
En fazla “yersiz” denilir, en fazla “zorlama” denilir.
Ve geçilir.
“Vay efendim operaya mescit yapıyorlarmış, yandı gülüm keten helva” denmez.
Denirse “orantısız tepki kullanımı” söz konusu olur.

* * *
Tartışmaya “Müslümanlar da operaya gider” ya da “namazında niyazında çok opera severimiz var” cümleleriyle katılmak da abes.
Farz edelim ki operadan haz eden tek bir dindar bile yok.
Ve buna rağmen operaya mescit yapılıyor.
Ne var bunda?
Yapılsın. Ne olur ki?
Belki de bu zamana kadar “kültürsüz” falan diye hor görülen muhafazakârlar, opera binalarına mescit yaptırarak, “hem namazımı kılarım, hem de operama giderim” mesajı vermek istiyorlardır.
Bırakın versinler, ne zararı var bu mesajın?
Hem güzel bir mesaj değil mi bu?
Siz değil miydiniz dindarların bu alanlara da heves etmelerinden mutluluk duyacağını söyleyen, “melez desenler” falan diyerek bu tür heveslere güzellemeler yapan?

* * *
Yani demem o ki...
Ortada doğrudan yaşam tarzına saldırı diye nitelenebilecek onca olay varken, “operaya mescit” gibi habasetle uzaktan yakından ilişiği olmayan bir düzenlemeyi parmağa sarmaya gerek yoktur. Konuyu bir an önce kapatalım lütfen.

Ahmet HAKAN / HÜRRİYET


http://www.medyakulisi.com/gazete/ahmet-hakandan-altana-namazimi-da-kilarim/m11695.htm
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sotto said:

throine said:

said:

Çünkü “halkın” eğitilmesi gereken bir cahil sürüsü olduğuna, doğru kararlar veremeyeceğine, daima “eğitimliler” tarafından yönlendirilip yönetilmesi gerektiğine inanıyor.

Bir kadın başını örtüyorsa bu onun “cehaletindendir”, “gericiler” tarafından aldatılmasındandır.

Bu “cehaleti” önlemek için de “başörtüsünü” yasaklar.

Kadını, kendi başına karar verebilecek biri olarak görmez.


şunu okurken paticikten baya bir nick aklıma geldi. onlar da ortada bir "cehalet" olduğunu iddia ederlerdi hep ve bu "cehaleti önleme" konusunda benzer fikirlere sahiptiler.


Ben hala başörtüsünün cehalet olduğunu iddaa ediyorum. Günümüz toplumunda kadının neden başının örtülü olması gerektiğini açıklayacak biri yok çünkü henüz dünyada. Bana güzel bir biçimde dinin hangi amaçla böyle birşey söylediğini, neden bir kadının başının örtülmesi gerektiğini, erkeğin bir kadının saçından bile azacak kadar hayvan bir yaratık olup olmadığını, kadınların ikinci sınıf muamele görmesinin neden bir din tarafından açıkça söylendiğini yazarsan belki görüşümü değiştirebilirim...


örtünme muabbeti şu, ziynet yerlerinizi örtün diyor.
Bunu kıymetli yer olarak da algılayabilirsin, takı taktığın yer olarakta. Ama kıymetli yer olarak algılamak daha mantıklı.
Ört demesinin sebebi, bişeyi kapatınca diğer insanlar için değerli olur ya, o hadise.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

edit: ben hükümetten bahsediyorsun sandım pardon

e öyle valla aslında. çünkü toplum içersindeki bir azınlık başa nasıl bir partinin gelebileceğine karar verme yetkisini kendisinde görüyorsa, o zaman bütün azınlıkların aynı hakkı vardır bu da ülkede sivil savaşa davetiye çıkarmaktır.

kısacası bu işin çıkış noktası bu değil öncelikle ülke insanlarının ideolojik sebeplerle kutuplaştırılması ve devletin ve devlet kurumlarının bu kutuplaşmanın bir manifestosu olması engellenmeli. bu nasıl olur ama bilmiyorum başa gelen partiler bu ideolojik farkları sömürerek başa gelip orda kaldıkları için.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Suark said:

Sotto said:

throine said:

said:

Çünkü “halkın” eğitilmesi gereken bir cahil sürüsü olduğuna, doğru kararlar veremeyeceğine, daima “eğitimliler” tarafından yönlendirilip yönetilmesi gerektiğine inanıyor.

Bir kadın başını örtüyorsa bu onun “cehaletindendir”, “gericiler” tarafından aldatılmasındandır.

Bu “cehaleti” önlemek için de “başörtüsünü” yasaklar.

Kadını, kendi başına karar verebilecek biri olarak görmez.


şunu okurken paticikten baya bir nick aklıma geldi. onlar da ortada bir "cehalet" olduğunu iddia ederlerdi hep ve bu "cehaleti önleme" konusunda benzer fikirlere sahiptiler.


Ben hala başörtüsünün cehalet olduğunu iddaa ediyorum. Günümüz toplumunda kadının neden başının örtülü olması gerektiğini açıklayacak biri yok çünkü henüz dünyada. Bana güzel bir biçimde dinin hangi amaçla böyle birşey söylediğini, neden bir kadının başının örtülmesi gerektiğini, erkeğin bir kadının saçından bile azacak kadar hayvan bir yaratık olup olmadığını, kadınların ikinci sınıf muamele görmesinin neden bir din tarafından açıkça söylendiğini yazarsan belki görüşümü değiştirebilirim...


örtünme muabbeti şu, ziynet yerlerinizi örtün diyor.
Bunu kıymetli yer olarak da algılayabilirsin, takı taktığın yer olarakta. Ama kıymetli yer olarak algılamak daha mantıklı.
Ört demesinin sebebi, bişeyi kapatınca diğer insanlar için değerli olur ya, o hadise.


Abi şu İslam kurallarını lütfen kafanızdaki mantık çerçevesinde yumuşatmaya çalışmayın. Lütfen. Defalarca yazıldı çizildi. Dinde birşey açıkça ya deniyordur ya denmiyordur, eğer başınızı örtün diyorsa bunun nedeni açık. Herhangi bir yerinizi örtün diyorsa da bunun sebebi basit. Çok deşelemeyi, üzerinde düşünmeyi gerektirecek birşey yok.
İslam'ın kadına verdiği değer gayet açık, rocket science değil bu iş...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

uzun

Sotto said:

Suark said:

Sotto said:

throine said:

said:

Çünkü “halkın” eğitilmesi gereken bir cahil sürüsü olduğuna, doğru kararlar veremeyeceğine, daima “eğitimliler” tarafından yönlendirilip yönetilmesi gerektiğine inanıyor.

Bir kadın başını örtüyorsa bu onun “cehaletindendir”, “gericiler” tarafından aldatılmasındandır.

Bu “cehaleti” önlemek için de “başörtüsünü” yasaklar.

Kadını, kendi başına karar verebilecek biri olarak görmez.


şunu okurken paticikten baya bir nick aklıma geldi. onlar da ortada bir "cehalet" olduğunu iddia ederlerdi hep ve bu "cehaleti önleme" konusunda benzer fikirlere sahiptiler.


Ben hala başörtüsünün cehalet olduğunu iddaa ediyorum. Günümüz toplumunda kadının neden başının örtülü olması gerektiğini açıklayacak biri yok çünkü henüz dünyada. Bana güzel bir biçimde dinin hangi amaçla böyle birşey söylediğini, neden bir kadının başının örtülmesi gerektiğini, erkeğin bir kadının saçından bile azacak kadar hayvan bir yaratık olup olmadığını, kadınların ikinci sınıf muamele görmesinin neden bir din tarafından açıkça söylendiğini yazarsan belki görüşümü değiştirebilirim...


örtünme muabbeti şu, ziynet yerlerinizi örtün diyor.
Bunu kıymetli yer olarak da algılayabilirsin, takı taktığın yer olarakta. Ama kıymetli yer olarak algılamak daha mantıklı.
Ört demesinin sebebi, bişeyi kapatınca diğer insanlar için değerli olur ya, o hadise.


Abi şu İslam kurallarını lütfen kafanızdaki mantık çerçevesinde yumuşatmaya çalışmayın. Lütfen. Defalarca yazıldı çizildi. Dinde birşey açıkça ya deniyordur ya denmiyordur, eğer başınızı örtün diyorsa bunun nedeni açık. Herhangi bir yerinizi örtün diyorsa da bunun sebebi basit. Çok deşelemeyi, üzerinde düşünmeyi gerektirecek birşey yok.
İslam'ın kadına verdiği değer gayet açık, rocket science değil bu iş...


neye göre söyledin ki bunu? neye veya kime göre? kim demiş onu?
Din dediğin şey kişiye göredir bana göre, bütün insanların birbirinden farklı olduğu bi yerde hepsine aynı kuralı dayatmak saçma, beynide boşuna install etmemiş yukardaki. Eğer inanıyorsan, benim görüşüm kişiye özgü olduğu, nasıl anlarsan öyle.

Bide şu var, "sadece sith(zalim diyeyim)ler kesinliklerle ilgilenir" lafı aklıma geliyor. Kesinlik olamaz, olsa bilmek olur inanmak olmaz; konsepte ters. İkilemler, farklılıklar çelişkiler olacak ki inanmak olsun.

Atın kafanızdan şu islam şöleidr böledirleri.


nese ama konu bu deil, Ahmet Altan'ın hükümet vs cemaat olduğu an taraf değiştirmesi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Valla Suark, İslam'ın çizgisi kesinliklerle belirlenmiş. Bu orucundan, namazına, kurbanından, zekatına her konuda böyle yanlış mıyım?
Senin kafana göre bazı şeylerin daha yumuşatılabilir olması, onların o amaçla söylendiklerini göstermiyor maalesef. İslam açık bir biçimde kesinlikler dinidir, ayetleri bellidir, söylenmek istenen açıkça yazar. Günahtır der haramdır der. Senin mantığına göre günah olup olmaması onu değiştirmez.
Kafanızı örtün diyorsa eğer, bunun sebebi bellidir, hoş, herhangi bir yerinizi örtün demesi bile eğer objektif açıdan bakarsan ne demek istediğini açıkça anlatır.
Daha önce birçok ayet konuldu kadınlarla ilgili, emanet yazdı bir kaç arkadaş yazdı filan. Daha detaya girmeyeyim. Bize mantıklı gelmemesi bazı şeylerin onların söylenmemiş olduklarını değiştirmiyor ki sorun zaten orada.
Eğer mantığını kullanabilip, bu böyle olmalıdır, buradaki kesinlik yanlıştır diyebiliyorsan eğer, zaten birçok şeyi kavramak için dine ihtiyacın yok. Mantığını aklını kullanman yeterli.
Dinin sıkıntısı bize bilmediğimiz şeyleri söylemesinden çok, bize nasıl daha inançlı olabileceğimizi keskin kurallarla anlatmaya çalışmasıdır ki sıkıntı orada. Çünkü daha derine inersek eğer her söylediğinin mantığımıza uymadığını farkedebiliriz. Buna itiraz etmeyeceksin umarım...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Orada bir yanlışlık yok ki. Bilmiyorum da cennet cehennem kavramına hala yürekten inanıyor musunuz merak ediyorum?
Eğer iyi insan olmak ödüllendirilicekse eğer ki hiç zannetmiyorum çünkü cennet kavramı çok büyük çelişkilerle dolu, bunda yaradana inanmak gibi bir zorunluluk nerede var bilemiyorum açıkçası.
İyi olmak yeterlidir o zaman.
Kimsenin scorecard'ı yok ki. Allah'a inanan 50 puan alsın, iyilikten 25 puan alsın 70 barajını geçerse cennete gider diye.
Cennet kavramı baştan fail ya zaten neyse...
Diyorum ya hep inananların sorunu sanki dünyanın o din etrafında döndüğünü zannetmeleri diye (Çoğunun). Kendilerini Antarktika'daki veya Amazon ormanlarındaki bir adam yerine koysalar, hadi onu geçtim, İtalya'da veya Brezilya'da herhangi bir ailede doğmuş biri yerine koysalar, inançlarının salt doğruluğuna bu kadar kendilerini inandırıp bunu bir güç haline dönüştürmeye ve millete empoze etmeye çalışmazlardı en basitinden...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sotto said:

Valla Suark, İslam'ın çizgisi kesinliklerle belirlenmiş. Bu orucundan, namazına, kurbanından, zekatına her konuda böyle yanlış mıyım?
Senin kafana göre bazı şeylerin daha yumuşatılabilir olması, onların o amaçla söylendiklerini göstermiyor maalesef. İslam açık bir biçimde kesinlikler dinidir, ayetleri bellidir, söylenmek istenen açıkça yazar. Günahtır der haramdır der. Senin mantığına göre günah olup olmaması onu değiştirmez.
Kafanızı örtün diyorsa eğer, bunun sebebi bellidir, hoş, herhangi bir yerinizi örtün demesi bile eğer objektif açıdan bakarsan ne demek istediğini açıkça anlatır.
Daha önce birçok ayet konuldu kadınlarla ilgili, emanet yazdı bir kaç arkadaş yazdı filan. Daha detaya girmeyeyim. Bize mantıklı gelmemesi bazı şeylerin onların söylenmemiş olduklarını değiştirmiyor ki sorun zaten orada.
Eğer mantığını kullanabilip, bu böyle olmalıdır, buradaki kesinlik yanlıştır diyebiliyorsan eğer, zaten birçok şeyi kavramak için dine ihtiyacın yok. Mantığını aklını kullanman yeterli.
Dinin sıkıntısı bize bilmediğimiz şeyleri söylemesinden çok, bize nasıl daha inançlı olabileceğimizi keskin kurallarla anlatmaya çalışmasıdır ki sıkıntı orada. Çünkü daha derine inersek eğer her söylediğinin mantığımıza uymadığını farkedebiliriz. Buna itiraz etmeyeceksin umarım...


bu topikte bunu tartışmasak daha iyi ama, yanlışsın evet.

Namaz mesela kesin çizgilerle belirlenmiş değil, Peygamberimizin sünnet ettiği bi biçimi var, ama esasen kafana göre nasıl ibadet etmek istiyosan öle edersin.

oruç ve kurbanda da bi yelpaze var, hint dağ keçisi kesiceksin diye bişi yok mesela ( hatta kurban farz değil, gayet zekat verebiliosun onun yerine ). Oruçta öyle, kesin bir çizgi yok, nefis deniyor. Bazı aşikar durumlar harici orucun tutulma biçimi bile kesin değil, ben nefsime hakim olamam küfrederim belki bozulmuştur, ama senin için bu önemli değil ve sadece stres atıyorsundur küfretmişsindir bozulmamıştır.

bu yüzden kesinlik felan yok yani kitabın genelinde.Kesinlikler koyanlar, bunu regüle edip yaşam biçimi haline dayatmaya çalışan insanlar. Yoksa dinde kesinlik olur mu ya hu, mantıken hatalı bi kere konsepte aykırı.
içinde güzel güzel ikilemler olucak belirsizlikler olacak, sana şüphe bırakacak ki tadından yenmesin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

suark a+1

bide zaten din kısaca demişki, yaptıkların niyetine göre dir, sen nasıl yapmak istiyorsan yaptığının şeklinden çok yapma arzun kabul edilir.. (ameller niyetlere göre kabul edilir.)

mesela bugün namaza başlıcam dedin, bunun için çok sevap yazılırmış, daha yapmadan. sırf niyetin için.

gibi gibi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...