Llama Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 said: Dün, bir süredir motosikletimi kullanmadığım ve iyice darlandığım için küçük bir gezi yapmaya karar verdim. İzmir'de, bilmediğim topraklarda olmanın verdiği ekstra macera hissiyle beraber motoru çalıştırdım. Rota? Belirsiz. Menzil Belirsiz... İlk benzin istasyonuna uğrayıp depomu doldurdum. Lakin benzin istasyonlarından nefret ediyorum... Sebebi, yakıtın fiyatı değil. kalitesizliği... izmire geliş yolunda, tam 1 depo benzin yüzünden 200 km boyunca motosiklet tekleye tekleye gitti... Verdiğin para zaten ayrı mevzu.. bir de %60'ı su olan yakıt almak apayrı birşey... Lastikleri daha önce sıcak havada şişrmek durumunda kalmıştım. dolayısı ile basınçları düşüktü muhtemelen. hava pompası çalışmıyor istasyonda... sonraki 10 kadar sitasyonda da çalışmıyordu... Lastikçiler vardı ama geneli kapalıydı... sanırım 11. istasyonda çalışan bir hava/su ünitesi vardı. İzmir-Aydın yolunun ( otoyol değil ) herhangi bir noktasından yola dahil oldum... Siyaseti sevmem ama, Akp'nin vergilerimizi değerlendirdiğini söylediği milyon kilometre yollar buralarda yok... Yol yüzeyinde göçükler ve aşırı tamirat olmasa da, asfalt çok kalitesiz. Lastiklerim yaşlı olsa da, yol tutuşu çok iyi olmasına rağmen ara sıra lastikle yolun anlaşamadığını hissetmek çok itici... Yol boyunca tabelaları hiç takip etmedim. dönüş yolunu bulmak için gps'i olan bir telefonum vardı zaten. Yıllardır özlemini çektiğim o " hedefi olmayan bir yol " keyfi ile çıkmıştım... Genelde, kullanıcı adımın aksine agresif bir sürüş stilim olsa da, bu gün için amacım yalnızca gezmekti aheste aheste.. süratimi 90 km/s üstüne çıkarmama kararı aldım. Uyabildiğim sürece, hız sınırlarına dikkat ederek, gereksiz gazlamayarak hem dolu depomla daha uzun bir yol, hem de keyifli bir geziydi hedefim. Seyir halinde olduğum yolların bir kısmı bölünmüş, bir kısmı bölünmemişti. her koşulda da, yoldaki en yavaş kişi neredeyse bendim. üstelik ortalama hızım 80 km/s altına düşmediği halde... O hep savunulan, " sen dikkatli ve yavaş kullandığın sürece birşey olmaz " diyen arkadaşların sözlerine inanmak isterdim... Lakin 90km/s hızla gittiğim ve virajın ilerisini göremediğim halde, arkamdaki kamyonun tacizi.... Sollarken, sol şerit tamamen boş ve risksiz olduğu halde, sağ tekerleri benim şerit alanıma soka soka sollayan otomobiller... Aslında kendisinden hızlı gittiğim halde, " herhal de bir motosikletin arkasından gitmekten rahatsız olduğu için " hızlanarak beni geçmek isteyen, geçemeyen ve geçemediği halde geri de kalmayan otomobiller... Birisi beni sollamakta iken, arkamdan birisinin iyice yanaşıp beni hızlı olmaya taciz ettiği durumlar... Yo hayır... yolun tamamı böyle değildi... bolca keyifli virajlar, saygılı " traktör sürücüleri "... yol hakkı gözeten dolmuş sürücüleri ( istanbulda bunu söylesen yalancı diye döverler adamı... ) sollarken önce sellektör, sonra sinyal geçmekte iken korna yapıp yeterince geçtikten sonra sağa sinyal vererek şeride giren insanlar... Anadolunun yollarında farkettiğim en güzel şey, geçiş hakkına olan saygı... Ana yoldayım, yan yoldan ana yola gelen araç duruyor. kavşağa uzak ta olsam, yavaş da olsam geçiş hakkını bana tanıyor %95'i... elbette buna güvenmiyorum... geriye kalan %5'in de hala öldürücü etkisi sabit çünkü... Başka işim de olmadığından, trafikteki densizleri etiketlemeye başladım. 1 - Kamyon sürücleri : Yol boyunca bir çok kamyon gördüm... Bir tanesinde trafiğe saygı görmedim. kafasına göre hızlanıyor... kafasına göre solluyor. kafasına göre duruyor. kafasına göre ışıktan geçiyorlar... Bölünmüş yoldaki geçiş güzergahından, yola sol şeritten bağlanırken bile yola bakmadan manevra yapıyorlar... ölümcül'ü geçtim. doğrudan cinayet.. 2 - Lüks otomobil sürücüleri : Görece fakir bir ülke olmamıza rağmen yoldaki her 3 araçtan birisi 50.000 tl değerin üzerinde... Bununla beraber insanlıklarının ederi ise kuruşla ölçülebilecek kadar düşük... hani benim motosikletim de 200 üstü süratlere çıkabiliyor. hem de ortalama 100.000 liralık spor arabalara eşdeğer bir performansla... ama ilginç olan şu ki, sağ şeritteki birisini sağ şeridin içerisinde iken sollamıyorum... yol boyunca dikkat ettiğim en önemli tespit bu... eğer bir otomobil belli bir gelir seviyesinin altındaki kişilerin alamayacağı otomobil ise, karakteri de öyle oluyor. bütün yol boyunca, bmw, mercedes, alfa gibi araçların tamamı ( özellikle dikkat ettiğim bir durum ) sağ şeritten ayrılmadan beni sollamak için elinden geleni yaptılar... Dolayısı ile sürüş prensibi olarak lüks otomobil gördüğümde sağ şeridin orta-sol'una yanaşıp yavaşlıyorum. geçeceklerse, dosdoğru sol şeritten geçsinler... Lüks otomobillerle ilgili en büyük ikinci tespitim = ilerisini göremedikleri virajlar... ilerisi görünmeyen virajlarda, lüks sayılmayacak otomobil sürücüleri neredeyse hiç şerit çizgilerinden taşmadan dönerken ( bölünmemiş, gidiş-geliş yol ) lüks otomobil sayılabilecek araç kullanıcılarının neredeyse tamamı, neredeyse karşı şeridin yarısına kadar taşarak dönüyorlar... Ama bu durumun hızları ile alakası yok... Zaten sürüş prensibimdir. ilerisini görmediğim virajda, en dışardan girerek, ilerisini görebildiğim nokta ilerledikçe içeri doğru sürerim... 3 - Gençler... Çok hızlılar. özellikle motosikletli gençler. 15-30 yaş arası... ( evet 15 ) 70-80km ile rölantinin biraz üzerinde tın tın giderken, tam gaz yırtınarak beni geçmeye çalışan mobiletler... 125'lik motorlar... hiç birisinde kask yok. koruma eldiven dizlik yalan dünya ... daha ziyade oyun oynuyorlar... Heveslerini de kırmak istemiyorum ama, etraflarında olduğum sürece bu tehlikeli davranışları iyiye gitmeyecek.. comet'in güzel yanı, her vitesindeki hoş torku... 5. vitese atıp uzuyorum. Ama onlar yardırmaya devam. motosiket kullanmaya ilk mobiletle başladım... muhtemelen 12 - 13 yaşlarındaydım. inanılmaz güzeldi.. 12 yaşında birisinin vücuduna binen o ivmeyi ufak bir gaz kolunu çevirerek elde etmesi inanılmaz bir güçtü... " Güç güzeldir ama, gücün karanlık tarafına geçme oğul " diye yazmak lazım sırt çantasına... Bunlar dışında yolda rahatsız edici pek birşey söz konusu değil... İzmir / aydın sınırları içerisinde gezmekte olduğum halde, genelde yüksek hızlara çıkan araçların genelinin plakası 34 ile başlıyor. taciz ve sıkıştırma yapan araçlarında en az yarısı 34 ile başlıyor plakası... Hatalı sollama yapan insan sayısı çok fazla yok. Bölünmüş yollarda şerit ahlakı oldukça dikkat ediliyor. birisi yavaş ve sol şeritte ise, sizin geldiğinizi 500 metre önce farkedip sol şeridi boşaltmak için manevra yapıyor.... işte diğer güzel tespit... Buralarda insanlar aynaya çok sık bakıyor... --------------------------------------------------------------------------------------------------------- Çok fazla ana yolları tercih etmeden rastgele gezdiğim bir gündü... 2 - 3 defa, Sözün bittiği yer olan, asfaltın bitip toprak yolun başladığı yerlere geldim. lastiklerim yaşlı olduğundan, asfalttan ayırıp emeklilik günlerine 5 kala onları yormak istemediğimden döndüm oralardan. Saat epeyce ilerlemişti. yakıt yarım deponun altına düşmüştü. Telefonumu gidona sabitleyip navigasyonu açarak ev'i işaretledim.... eh biraz da gücün karanlık tarafının tadını çıkarma vakti ( tabi saygı sevgi çerçevesinde ) ... Eve döndüğümde ilk dikkatimi çeken, lastikteki " değiştir beni " izlerinin belirmesi... ikincisi ise yorulduğumu farketmem ... bir de gelirken ekmek al demişlerdi... bu yaşta babadan fırça yedik gene :D... Zaten bildiğim ve bu gezide pekiştirdiğim en önemli şey ise... trafikte her ne kadar rahat yollar da olsa, sessiz kalmamanız... ortalığı yıkmak değil demek istediğim. o şerit sizin ise vermeyin. o geçiş hakkı sizin ise uyarın... siz hakkınızı vermeye müsade ettiğiniz sürece, diğer trafik canlıları sizi önemsememeye devam ediyor. çok hoşuma gitti yazı.. araba kullanan herkezin okuması gerek motorcunun çilesini Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kharon Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 hayvanlik tespitleri cok tutarli. hele o virajin sonunu gormeden sadece daha kendisinin dahi tanimadigi guclu zannettigi motoruna guvenerek sollamaya cikan "arabasi kadar insanlik degeri olmayan luks otomobil suruculeri"... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 güzel yazı, ama o da çözmüş şerit olayını ki ben hep söylerim şeritin sağından gitmeyin arkadaşlar. Arkadaki araca psikolojik baskı kuruyorsunuz. bakın bu motor olmuş kamyon olmuş fark etmez, sağa yanaşırsan seni geçmek zorunda hissediyor adam. ortadan gidicen otomobil gibi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
cenx Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 çok güzel yazmış. ben bu nedenlerden tövbe ettim motor kullanmaya Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
marksman Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 Araba da bir kaç kişiyle giderken ben kullanmama rağmen yanımda ki kişiler şeridinde giden ve bi hata yapmayan motosiklet sürücüsüne - la bi s.git motorcu ezilip kalacan simdi - ya bi düşse görecek o zaman ebesini vb. gibi bi ton laf ediyor o motosiklet sürücüsü trafikte ki diğer araçlardan daha fazla risk altında ve o motosiklete bindiğinizde canınızın değeri düşük görülüyor. Hevesle aldıgım A2 ehliyetim ile 500 km yapmamışımdır daha motosikletle.bu ülkede motosiklet kullanmak zor iş vesselam Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Llama Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 Suark said: ortadan gidicen otomobil gibi her zaman buna dikkat ederim sollama yaparken bile hatta bazen kendimi sağa değilde sola dayarım arkamdaki adam sollama yapıcaksa kople gitsin sola diye ama yinede nafile.. ki kaldıki kırmızı ışıkta durmama bile tahammül edemiyorlar bazıları el kol yapıyor aralardan geç diyen bile oldu bana 1 metre gitse ne olur gitmese ne olur Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
di Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 30, 2012 O serit sizin ise vermeyin kismina katilamiyorum ne yazikki. Sirf arkadaki selektor yapti diye inip arkadaki aracin surucusunu vuran serefsizler var bu ulkede. Sarhos sekilde geri geri gelip bize carpip, sonrasinda "ben size oraya girmeyin demedim mi?" diye belindeki silaha davranan tipten, ictigi lokantanin tum personelinin ustumuze yurumesinden bahsetmiyorum bile. Gaza gelmeyin, hayvandir deyip gecin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
manve Mesaj tarihi: Nisan 1, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 1, 2012 yolun ortasindan gitmek de cok iyi bir sey degil. lastik izleri her zaman yolun en temiz kismi oluyor. bazi yerlerde motosiklet icin serit 3'e ayrilir yaziyor. seritin sagi, solu ve ortasi. ama unutmayalim ki otomobil suruculeri genelde cukurlari ortalamaya calisir. o yuzden ozellikle onumden bir arac gidiyorsa asla seridin ortasindan gitmem. sehirler arasi yolda her zaman seridin solunu kullanmama ragmen, karsidan gelen okuzler, karsilarinda motor oldugunu gorunce sollamaya basliyorlar. ben kendi seridimin disina cikmasam okuz oglu okuz direk beni oldurecek ama acelesi var iste bir sey diyemiyorsun. edit: yazi cok hosmus bu arada, motor suresim geldi :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
WhiteDagger Mesaj tarihi: Nisan 4, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 4, 2012 Bu yazı o kadar keyif verdiki bana havalarda guzel giderken alıp başımı gidesim geldi valla :)-D Buda benden Alıntıdır ; Motosiklet üzerinde hayatta kalmak için dikkat edilmesi gereken 50 öneri ; İşte motosiklet üzerinde hayatta kalmak için dikkat edilmesi gereken bir kaç önemli husus: Dahe önceden yayınlandımı bilmiyorum baktım göremedim ama, genede tazeleyelim.. 1) Görünmez olduğunuzu farzedin: Çünkü çoğu araç sürücüsü için gerçekten de öylesiniz. Asla görüldüğünüzü düşünerek hareket etmeyin, hatta diğer sürücüyle gözgöze gelmiş olsanız bile... 2) Anlayışlı olun: Trafikte herkes hata yapabilir, her yapılan hataya sinirlenip saldırgan bir tavır sergilerseniz işler çabucak sarpa sarabilir. Karşınızdakinin büyükanneniz olduğunu farzedip ona göre tavır alın. 3) Her zaman uygun giyinin: Evet, belki arkadaşlarınızla beş dakika uzaklıktaki bir kafeye ya da yazlığınızdan deniz kenarına iniyor olabilirsiniz. Ama mesafenin kısa olması kaza yapmayacağınız anlamına gelmez. Tişört ve şortla motora binmenin sonu gerçekten kötü bitebilir. En düşük süratlerdeki düşüşler bile çıplak tene büyük hasar verecektir. 4) İyiyi umun, kötüye hazırlanın: Kavşağa yaklaşırken orada duran arabanın son anda dönmek için önünüze direksiyon kıracağını varsayın. Kaldırım kenarında parkeden arabalardan birinin her an çıkabileceğini varsayın. Ters yönden bir arabanın gelebileceğini varsayın. En olmadık durumlara karşı hazırlıklı olun. 5) Ego'nuzu evde bırakın: Otobanda kimin daha hızlı gittiği gerçekte sadece polisin ve yargıçların umrundadır. Tabii bir de kaza raporunu yazacak bilirkişinin. 6) Dikkatinizi toplayın: Evet, reklam tabelasında mayolu bir manken resmi var. Evet, yol kenarında yürüyen hatun dikkat çekici. Acaba çırak faturayı yatırdı mı? Bir ara motoru servise götürmeniz lazım, değil mi? Siz bunları düşünürken tehlike adım adım yaklaşıyor olmasın sakın? Dikkatinizi yola verin! 7) Aynalar hikayenin tamamını anlatmaz: Sadece aynada gördüğünüz kadarına güvenerek şerit değiştirmeye kalkmayın. Kafanızı çevirip kör noktaları kontrol edin. Özellikle spor motorlarda aynalar her zaman için çok dar bir açıyı gösterirler. Sürüş mesafesine dikkat edin: Önünüzdeki araçların tamponun yapışmayın, bu bela aramaktır. Tabii sıkışık trafikte uygulaması zor, ama hızınız arttıkça önünüzdeki ve arkanızdaki araçlarla mesafeniz de artmalı. Hem öne, hem de arkaya dikkat edin. Sizin vaktinde fren yapmanız, arkanızdaki sürücünün de vaktinde fren yapacağı anlamına gelmez. 9) Modifiyeli araçlara dikkat edin: Modifiyeli otomobiller standard modellere göre çok daha hızlı ve çeviktirler. Sürücüleri ise genellikle genç ve saldırgan tiplerdir. Bunları gördüğünüz anda potansiyel tehdit olarak algılayın ve ona göre hareket edin. 10) Viraja giriş hızına dikkat edin: Tek bir motorun karıştığı trafik kazalarının büyük kısmında ana sebep viraja gereğinden fazla hızlı girilmiş olmasıdır. Viraja girerken değil, çıkarken gaz açılır. Viraj giriş hızınızı ayarlamayı, viraja yatmadan önce bitirmiş olun, viraj içinde ani frenden kaçının. Virajın ardını göremiyorsanız özellikle dikkatli olun, birileri yolun ortasında durmuş etrafa bakınıyor olabilir. 11) Vahşi doğaya dikkat edin: Belki ülkemizde geyikler ve diğer yaban hayvanları Amerika'da olduğu gibi büyük bir tehdit değil. Ancak yine de özellikle kırsal kesimlerde yol alırken dikkatli olun. Sabah ve akşam saatleri evcil ya da yabani hayvanların özellikle hareketli oldukları saatlerdir. Bir sığıra, koyun sürüsüne ya da çoban köpeğine denk gelebilirsiniz. Sadece yolu değil, yolun iki yanındaki boş alanları da gözleyin, hayvan görürseniz alarma geçin. 12) İki freni de kullanmayı öğrenin: Motorda durdurma potansiyelinin büyük kısmı ön frendedir. Ancak özellikle cruiser ya da touring gibi ağır ve uzun makinelerde arka fren de büyük önem kazanır. Her iki freni de uygun biçimde kullanmak duruş mesafenizi ciddi biçimde kısaltacaktır. 13) İki parmağınız ön frenin üzerinde olsun: Bazıları bunun ne kadar gerekli ya da güvenli olduğunu tartışabilir. Ama şu gerçek yadsınamaz, saatte 100 kilometre hızla giderken freni 1 saniye önce sıkabilmek fren mesafenizi yaklaşık 30 metre kısaltacaktır. Bu 1 saniye elinizi frene atmak için harcayacağınız reaksiyon süresidir. 14) Gitmek istediğiniz yere bakın: Motosikletler sürüş dinamikleri itibariyle pilotun baktığı yöne doğru gitme eğilimine girerler. bu da yoldaki engeli savuşturmak için engele değil, geçiş ayapacağınız açıklığa bakmanız gerektiği anlamına gelir. Çukurdan kaçmak için çukura değil, çukurun yanından geçen düzgün asfalta bakın. 15) Gözlerinizi devamlı hareket ettirin: Tafik devamlı değişen, her an yeni koşullar ortaya koyan bir ortamdır. O yüzden gözlerini devamlı hareket etsin, etrafınızdaki trafiği tarayın ve tehditleri görü. Eğer acil bir tehlikeyle uğraşmıyorsanız, asla dikkatinizi tek bir alana ya da nesneye uzun süre odaklamayın. 16) Dur işaretinde durun: Amerika'da kavşaklar ve benzeri tüm noktalarda DUR işaretleri vardır, ancak ülkemizde buna pek sık rastlanmaz. Buna siz kendiniz dikkat edin. Yan yoldan anayola çıkarken ya da işaretsiz kavşaklarda aniden çıkış yapmayın. Özellikle kavuşan yolları tamamıyla göremiyorsanız ve ardınızda yoğun trafik yoksa durup iyice kolaçan edin. Unutmayın ki birileri tam gaz geliyor olabilir. Tabii aynı durum demiryolu geçişleri için de geçerli. 17) Burnunuzun ucuna bakmayın: Tehlike 5 metre önünüze kadar geldiyse birşeyler yapmak için geç kalmış olabilirsiniz. Bu yüzden sadece yakın mesafeyi değil, geniş bir alanı kontrol altında tutun. Yolun çok ilerisinde parketmiş bir traktör önceden farketmekle son anda farketmek arasında büyük fark vardır. 18) Bildiğiniz yollarda dikkatli olun: Motora atlayıp muhitinizde, köyünüzün çevresinde ya da her zaman katettiğiniz yollarda biraz turlamaya karar verdiniz. Muhitinizde olmak beladan uzakta olmak anlamına gelmiyor. İstatistiklere göre çoğu binici kendi muhitinde ve oldukça düşük süratlerde yaşanan kazaların kurbanı oluyor. Unutmayın, sokakları tanıyor olabilirsiniz ama bu, o gün o sokaklarda sarhoş bir sürücüye denk gelmeyeceğinizi garantilemez. Gözünüzü dört açın! 19) Asla duran trafiğe dalmayın: Önünüzde trafiğin tıkandığını ve arabaların yığıldığını görüyorsunuz, ama siz motorla iğne deliğinden bile geçebilirsiniz, değil mi? Yanlış cevap! Önce şunu sorun, trafik niye duruyor? Görmediğiniz bir sebebi, bir kaza ya da başka bir nedeni olabilir. Duran trafikteki boşluklara hızla ve umarsızca dalmak sizi bir anda ölümle yüzyüze getirebilir. 20) Sikletinize göre motor seçin: 60 kilo ağırlığında ve 1,65 boyundaki bir adam elbette ki Gold Wing kullanabilir. Ama acil bir durumda, mesela kalabalık bir kavşakta marş basmadığında, sikleti motorla başa çıkmaya yetecek midir? En büyük ve güçlü motora sahip olmayı gurur meselesi haline geitrmenin bir anlamı yok, sikletinize ve yeteneklerinize uygun bir motor seçin. 21) Aniden açılan kapılar: Yol kenarında parketmiş bir araba ya da sağ şeritte yolcu indireye hazırlanan bir taksinin açılan kapısına çarpmak kesinlikle hoş bir tecrübe değildir. Tek tehlike açılan kapı da değildir üstelik, o kapıdan kaçmaya çalışırken üstünüze direksiyon kıran bir başka sürücüye de denk gelebilirsiniz. 22) Kavşakta durmayanlara dikkat: Kavşağa yaklaşırken kendinizi hazırlayın, trafik size yol vermek için durmayabilir, büyük ihtimalle durmayacaktır da. Ama aynı şey arkanızdan gelenler için de geçerli olabilir, unutmayın ki siz olmasanız bile bir başkası kavşağa dikkatiszce dalabilir. Dönmeyi planladığınız yönün aksi şeritte kalmayın, arkanızı ve kavşağı besleyen diğer şeritleri kollayın. 23) Ekibinizi dikkatli seçin: Grup olarak uzun yol yapmak zevklidir, ancak ekibinizi iyi seçmeniz gerekir. İyi bir ekip diğer üyeleri geride bırakıp uzaklaşmaz, her ihtimale karşı yol üzerinde buluşma ve bekleme noktaları belirler. Eğer grubunuzla uyum içinde değilseniz, diğerlerinden daha temkinli ya da daha saldırgan motor kullanıyorsanız bela kapınızda demektir. Bir anda zincirleme kazaya sebep olabilirsiniz. 24) Kör olmayın: Aşırı ışıklandırılmış bir klüpten zifiri karanlık park alanına çıktığınızda, ya da karanlık bir asansörden güneşli bir caddeye indiğinizde, hemen marş basmayın. Gözlerinize ortamın ışığına alışmaları için birkaç dakika zaman tanıyın. Aksi takdirde ilk birkaç kilometre resmen kör olarak motora bineceksiniz demektir. 25) Yavaş U dönüşleri çalışın: Uygun bir alan bulun ve bol bol yürüme hızında U dönüşlere çalışın. Ağırlığınızı dışa doğru vermek size motoru dengelemekte yardımcı olacaktır. Motor değiştirdiğinizde de bunu tekrar çalışın, her motorun huyu aynı değildir. Tehlike anında değil vaktiniz varken motorun huyunu öğrenin. 26) Yokuşlarda paniklemeyin: Dik bir yokuşta durmak zorunda kalırsanız endişelenmeyin. Arka freni kullanarak motorun kaymasını engellerken, gaz-debriyaj ikilisini yumuşak bir biçimde kullanarak rahat kalkışlar yapabilirsiniz. 27) Yol kaygan mı görünüyor?: Üzerinde gittiğiniz yolu okumayı asla ihmal etmeyin. Yol yamaları, demir kapaklar, kalın çekilmiş beyaz şeritler, metal kedi gözleri, ıslak ve parlak görünen herhangi bir noktaya kesinlikle kaygan olduğunu düşünerek yaklaşın, hızınızı kontrollü ve sakin biçimde azaltın. Burnunuzu kullanmayı ihmal etmeyin, aniden beliren mazot ya da sıcak zift kokusu, size yola dökülmüş kaygan maddeleri gözlerinizden önce haber verebilir! Kaynak: Motor Delisi Motosiklet grubu, motosiklet etkinlikleri, gezileri, motor videoları, resimler, yarışlar, 2. ikinci el motosilet ilanları 28) Eyvah lastik patladı!: Lastiğin patladığını duydunuz ve motor altınızda sarsılıyor! Sakin olun, motoru kontrol etmek için fazladan kas gücü kullanmanız gerekecektir. Gazı hafifçe kapatın, sağlam lastiğin frenini kullanarak yavaşlayın ve kenara çekin. Ani hareketlerin motoru bir anda altınızdan alabileceğini unutmayın! 29) Vizördeki su damlaları: Yağmurun başladığı an asfaltın en kaygan olduğu andır. Sağanak yağmurla yıkanan yol nispeten temizdir, ama hafifçe ıslanmış yol neredeyse buz kadar kaygan olabilir. Dikkat kesilin, ani hareketlerden kaçının. Mümkünse kısa bir süre için konaklayıp durumun değişmesini bekleyin. 30) Karanlıkta yolunuzu kaybetmeyin: Gece yaklaşıp da ışık seviyesi düşmeye başladıkça sizin ve trafikteki diğer herkesin görüş seviyesi düşecektir. Farlarınızı ayarlı ve temiz tutun, her zaman yedek ampul taşıyın, asla iyi aydınlatması olmayan bir motorla akşam trafiğine çıkmayın. Güneş gözlükleri ve renkli vizörler bu saatlerde sizin düşmanınız olacaktır. Karanlıkta önünüzü görmek kadar diğer sürücüler tarafından görülmenin de zorlaştığını unutmayın. Gece sürüşlerinde görülebilmek için fosforlu kask etiketleri ve kemerlerden faydalanın. 31) Yorgun musunuz? Yorgun, uykusuz, alkollü olarak kesinlikle motora binilmemesi gerektiğini bebekler bile biliyor. Ama aşırı duygusal patlamaların da en az uyuşturucu kadar kötü etkileri olabileceğini unutmayın. Kendinizi çok öfkeli, bezgin, sıkıntılı ya da üzgün hissediyorsanız marşa basmadan önce sakinleşmek için birşeyler yapın. Aynı durum sürüş esnasında ciddi tehlike atlatıldığında da geçerlidir. Sinirle gaza asılmayın, kenara çekip adrenalin patlaması geçene kadar bekleyin. Seleye oturduğunuzda kesinlikle gergin olmayın. 32) Uygun kıyafet seçin: Hava koşullarına ve bedeninize uygun kıyafetler seçin. Sıcakta pişerken, soğukta donarken ya da üzerinize oturmayan bir ceketle boğuşurken kazaya her zamankinden daha yakın olacağınızı unutmayın. 33) MP3 çaları evde bırakın: Kulağınızda kulaklıklar varken ve müzik sonuna kadar açıkken, dibinize kadar giren beton kamyonunun giderek yaklaşan gümbürtüsünü duymanız mümkün olmayacaktır. Ya da diğer başka herhangi birşeyin. Motor üzerinde sadece gözlerinizi değil kulaklarınızı da tehlikeye karşı açmanız gerektiğini unutmayın. Müzik dinlemeye çalışırken ölmek pek akıllıca olmayacaktır. 34) Slalomun ustası olun: Boş bir alana birkaç deterjan kutusu koyun ve çevrelerinden değişik hızlarda slalom yaparak geçmeyi deneyin. Akan trafikte aniden beliren engellere karşı sadece fren yapmak işe yaramayacaktır, kaçış manevralarını da içgüdüsel olarak yapabilecek kadar ustalaşmanız gerekir. Unutmayın, motorlar otomobiller gibi durmazlar, dursalar bile arkadan çarpacak bir diğer aracın darbesini kesecek tamponları . O yüzden çoğu zaman frenleri kazıklayıp durmaktan ziyade, slalomla tehlikeyi arkada bırakıp yolu açmak ve uzaklaşmak daha iyi olacaktır. 35) Düşük süratlerde yumuşak davranın: Özellikle sıkışık trafikte ya da ara sokaklarda ilerlerken olduğu gibi, düşük süratlarde ani gaz ve frenden kaçının. Ani gaz ve fren lastiklerinizin bir anda kaymasına sebep olabilir, ayrıca motor ömrü ve sürücü konforu açısından da pek iyi değildirler. 36) Fren lambanızı kullanın: Sinyaller devamlı çaktıkları için dikkat çekerler. Aynı şekilde fren lambanızı da arkadan gelenlerin dikkatini çekecek biçimde kullanabilirsiniz. Yavaşlamayı düşündüğünüzde ya da arkanızdakine mesafe bırakması için mesaj vermeyi istediğinizde, fren pedalına ya da manetine birkaç kere faifçe dokunarak fren lambanızı yakıp söndürün. Tecrübeli biniciler fren lambası müşirlerini ayarlayarak arka lambanın pedala dokunur dokunmaz yanmasını sağlarlar. Müşiri bu şekilde ayarlamak bir dakikalık bir iştir ve hayatınızı kurtarabilir. 37) Sabırlı olun: Ara sokaktan ana caddeye çıkarken, kavşakta otobana çıkarken ya da kaldırımdan inerken, sabırlı olun ve fazladan bir saniye ayırıp gelen trafiği iyice incelediğinizden emin olun. Unutmayın, tehlike en beklemediğiniz anda, görmediğiniz açıdan gelir. Boş bir caddede siz kaldırımdan inerken, iki araba geride bir başka aracın şoförü de caddeye çıkmak üzere hazırlanıyor olabilir. Bilin bakalım aynı anda gazlarsanız kim kime çarpacak? 38) Yaklaşma hızına dikkat edin: Eğer akan trafiğin iki katı bir süratle araçların arasından slalom yaparak geçiyorsanız başınızın belaya girmesine ramak kalmış demektir. Sadece tek bir sürücünün sapacağı kavşağı kaçırdığını düşünerek aniden şerit değiştirmesi işinizi bitirmeye yeter. Duran trafikte ise araçların arasından karşıdan karşıya geçmeye çalışan yayalar aynı tehlikeyi arzeder. Unutmayın, sizinle aynı hat üzerinde syerden binlerce araç var ve kimin ne yapacağını kestirmeniz imkansız. Hızınızı azaltıp gözünüzü açın. 39) Emniyet şeridi dostunuz değildir: Emniyet şeridi, banket ya da adına ne denirse densin yolun kenarları her zaman için tehlikenin yoğunlaştığı yerlerdir. Öncelikle diğer araçların sizi görmesi zorlaşır. Ama daha da önemlisi, yoldaki her türlü enkaz burada toplanır. Yola dökülüp akan mazot, kamyonlardan savrulan kum, ölü hayvan leşi, patlak lastik parçaları, cam kırıkları, aklınıza gelecek ve gelmeyecek türlü enkazı yol kenarında bulabilirsiniz. Bu yüzden yolun en sağına yanaşıp gazlamak belaya davetiye çıkarmaktır. 40) Sola dönen katiller: Ölümlü motosiklet kazalarında en yüksek orana, sola ani dönüş yapan otomobillere yandan çarpma şeklinde gerçekleşen kazalar sahiptir. Bu tür kazalar özellikle kavşaklarda meydana gelmektedir. Ülkemizde sürücülerin DÖNÜLMEZ levhasına kesinlikle uymadıklarını, boş buldukları herhangi bir noktada U dönüşü yapmaya çalıştıklarını unutmayın. Orta şeritte hızla kavşağa girdiğinizde, kendinizi bir anda en sağ şeritten sola U dönüşü yapmaya çalışan bir arabanın kapısıyla yüzyüze bulabilirsiniz. 41) Düşünmeden hareket etmeyin: Yol boş, ortalık sakin, görüş mükemmel. Öyleyse önünüzdeki otomobil neden yolun kenarından ve yavaşça ilerliyor? Adres mi arıyor? Manzara mı seyrediyor? Arızalı mı? Cep telefonuyla mı konuşuyor? Nedenini asla bilemezsiniz, ama aynı şekilde ne yapacağını da bilemezsiniz. Birdenbire U dönüş yapmaya ya da yolun ortasına çıkmaya kalkabilir. Aynalarına bakmadığını ve yola dikkat etmediğini varsayın, açıktan ve temkinli geçin. Asla karşınızdakinin ne yaptığını bildiğini varsaymayın, aklınızı kullanın ve herkesten şüphe edin. Bir tampona yapışmaktan iyidir. 42) Işıklarda depar atmayın: Özellikle kavşaklardaki trafik ışıkları büyük tehlike arzederler. Diğer taraftan gelen araçların kırmızı ışıkta duracağının hiçbir garantisi , bu yüzden özellikle ışık değiştikten sonra ki ilk birkaç saniye çok tehlikelidir. Aynı şekilde yaya geçitlerinde ışığa uymayan yayalar kendilerini aceleyle yola atabilirler. O yüzden ışık yanar yanmaz kendinizi ileri atmayın, hatta mümkünse bırakın yanınızdaki ya da önünüzdeki araçlar kavşağa sizden önce girsin. Bir saniyelik gecikme ortadan ikiye bölünmenizi önleyebilir. 43) Arkanızı kollayın: Şerit değiştirirken, yavşlarken ve dururken sık sık aynadan arkanızı kollayın, hatta ışıklarda beklerken bir gözünüz devamlı aynanızda olsun. Arkadan gelen araçların sürücüleri herhangi bir sebepten fren yapmakta gecikebilirler, bu durumda sizin bir saniye içinde bulunduğunuz şeridi terketmeniz gerekebilir. Aynı şekilde yokuş yukarı olan duraklamalarda önünüzdeki aracın dibine girmeyin, kalkışta aracını bir an kaydırması size pahalıya mâl olabilir. 44) Görüş alanınızı genişletin: Duvarda sabit bir noktaya gözlerinizi kilitleyin. Sonra da gözlerinizi oynatmadan, sadece dikkatinizi kullanarak etrafınızda olup bitenleri algılamaya çalışın. Bu egzersiz kısa sürede algılama alışkanlığınızı geliştirecek, böylece gözlerinizi yoldan ayırmadan çevrenizdeki alanı daha iyi algılayabilir hale geleceksiniz. Ancak herşeye rağmen ilerleyen yaşla beraber bu çevresel görüş alanının daralacağını da dikkate alın. Uykusuzluk ya da alkol ise bu alanı doğrudan ortadan kaldıran etkenlerdir. 45) Kamyonlardan uzak durun: Kamyon ve otobüslerin arkasında ya da yanında uzun süre seyir halinde bulunmaktan kaçının. Özellikle kamyonlardan düşebilecek yük ya da kopabilecek lastik parçaları büyük tehlike yaratacaktır. Eğer bunları sollayıp geçme imkanınız yoksa, en azından araya mesafe koyun. 46) Frenlerinizi tanıyın: Boş bir alanda ön ve arka freninizi kullanma alıştırması yapın, frenlerinizin huyunu, ne zaman ne kadar kavradıklarını, tekerlerin ne zaman kilitlenmeye başladığını, frenleme esnasında motorun genel olarak nasıl davrandığını iyice öğrenin. Zaman içinde frenleme işini en zor koşullarda bile rahatça ve paniğe kapılmadan yapabilecek kadar motorunuza alışın. 47) Lastiklerinizi kontrol edin: İnik, hasarlı ya da kabaklaşmış lastiklerle yola çıkmak Rus ruleti oynamaktır. Sorun ölüp ölmeyeceğiniz değil, ne zaman öleceğinizdir. Lastiklerinizin sizi hayata bağlayan pamuk ipliği olduğunu unutmayın. Altınızda dönen dünyayla aranızdaki tek bağ lastiklerinizdir, ona göre davranın. 48) Yolu okuyun: Otobanda giderken çevredeki evlerin artması yola çıkabilecek yaya ve araç ihtimalini artırır. Tarlalar traktörlerin, yeşil çayırlar koyun sürülerinin varlığına işaret edebilir. Yüksek kamyon sayısı yoldaki mazot ihtimalini artıracaktır. Emniyet şeridine bırakılmış birkaç portakal rengi koni yakınlarda bir yerlerde onarım ekiplerinin yol çalışması yaptığının ilk işaretleri olabilir. Sadece yola değil, etrafınızdaki dünyaya da dikkat edin, sürüş tarzınızı topladığınız ipuçlarına göre değiştirin. 49) Trafik kurallarına uyun: Bazıları kuralların çiğnenmek için konulduğunu söylerler. Bu tür insanlar kafalarını kullanmayı bilmeyen, birer istatistik olmak için sıralarını bekleyen ölü adamlardır. Trafik kuralları bir asırlık küresel bilgi birikiminin, milyonlarca trafik kazasının sonucunda konulmuştur. Tek amaçları vardır, herkesin akşam evine tek parça halinde dönebilmesini sağlamaktır. 50) Tek zararım kendime: Motora binen, kuralları her fırsatta çiğneyen ve bir kaza esnasında tüm zararlarının kendilerine olduğunu söyleyen insanlar, hayatları boyunca hiç ciddi bir motor kazasına şahit olmamış kişilerdir. Yüksek süratte savrulan ve havada taklalar atarak kaldırıma çıkan bir motorun etrafa verebileceği zarar, bir otobüsten daha az değildir. Bu yüzden marş basarken sorumlu olduğunuzu unutmayın. Sabah sıradan bir vatandaş olarak evden çıkabilir, öğlen olmadan nefret edilen bir kâtile dönüşebilirsiniz. Motomanga/Alıntıdır.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
seigen Mesaj tarihi: Nisan 5, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 5, 2012 Maddeler çok doğru olmuş, özellikle 40 ve 45, 1 ve 2 olabilir :). Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dieevil Mesaj tarihi: Nisan 5, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 5, 2012 Bölünmüş yollarda şerit ahlakı oldukça dikkat ediliyor. birisi yavaş ve sol şeritte ise, sizin geldiğinizi 500 metre önce farkedip sol şeridi boşaltmak için manevra yapıyor.... motorla degıl daha bugun ıstanbul izmit karamursel yaptım . gunduz uzun yola cıktıgımda sureklı farlarım acık gıderım . Su yukardakı olay ıstanbuldakı dıngıllerın cogunda yok .Farlardan dolayı benı gormesı dedıgı gıbı 500 metre ama ılla dıbıne gırıpde selektor yaptıgım halde cekılmeyen 10 15 aracı orta serıte gecerek gectım .. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Namessar Mesaj tarihi: Nisan 5, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 5, 2012 motor demek benim icin son anda yan aynama santim gececek sekilde yoktan varolan adamlar demek. pek hoslasmiyorum kendilerinden. gecen gun bir tanesini sinirlenip korna calarak motordan dusuruyordum az daha, kornayi duyunca yalpaladi bakayim derken. uzuldum sonra. ama kardesim, 5 metrelik araba, zaten iki tane seridi kapayan hayvan yuzunden dar yerden genis aci zor donuyorum, sinyali goruyorsun, arabayi goruyorsun, senden ondeyim, niye icerden bir de aynanin kor noktasindan zorlayip canini tehlikeye atiyorsun? bir de ben 2 sene once bir hafta sonu karsilastigim chopper li bir motorcu haric, hayatimda efendi uslu seridinde sakin sakin kullanan bir tane motorcu gormedim. yapisi itibari ile efendi uslu adam araci degil zaten. cogunun sonradan araba suruculerini suclamasi komik kaciyor bu nedenle. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
HocaEfendi Mesaj tarihi: Nisan 5, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 5, 2012 motor hastalık benim için.. 8-10 yıldır motorsiklet kullanıyorum.yıllık ortalama 7000-8000km yapıyorum 2009 da wv li mal yüzünden düştüm sağ el bileğim kırıldı 7,5 ay tedavi sürdü 2 ameliyat falan sonuç: %30 hareket kaybı. düşme geçtiği için tutanakta karşı tarafa dava açamadım vsvs. 1,5 hafta önce yine hyundaici malın sıkıştırması yüzünden asfalt çalışması olan yolda mucura girdim.sağ omuz köprücük kemiğim kırıldı 45 gün rapor.. adam fark etmedi bile sabahın köründe çekti gitti. şimdi önüne gelen sat motoru diyor.. ben maaşı yatırsınlarda motoru topliyim diye düşünüyorum.. söylemedende geçemeyeceğim.. İki Teker Ruhu,Dört Teker Bedeni Taşır.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
seigen Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 Motosikletlinin işi zor valla, bin bakımı için servise götürdüğüm yerde yüzü bandajlı, kolu omuzdan eline kadar alçıda bir genç vardı, orda çalışıyormuş. İşten gelirken kadının teki vurup kaçmış, adam yolda 5 takla atıp durmuş, neyse ki asfalt dışına çıkıp bariyere falan vurmamış, yani kalıcı hasar olmayacakmış. Neyse ki kadının plakasını almışlar. Bunun üzerine konu açıldı, bizimle ilgilenen kişinin dediğine göre yine 3 hafta önce başka bir çalışan köprüde sıkıştırıp düşürmeleri üzerine kolunun üzerine düşmüş ve sinirler hasar görmüş, yani kolu felç kalıcakmış. Duydukça iyi mi ettim, kötü mü ettim motosiklete başlayarak demeden edemiyorum :(. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
HocaEfendi Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 rüzgarı hissettikce bağlanırsın motora.hele bide uzun yol gezilerinin tadına vardınmı olay bitmiştir. motorsiklete alternatifin varsa vazgeç. yada motorcu dövmesi dediğimiz.yara bere kırık çatlak gibi şeylerden olmaya başlar vücudunda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 Şahsen ben haftasonu motorcusu olacağım, trafiğe girmeyi açıkcası göze alamayacağımı düşünüyorum, daha doğrusu yemiyor :). Yani birde hafta içi işe gidip gelmek o trafikde stressden başka birşey değil, birde altındaki motorsa daha bir stress, daha bir dikkatli olmak lazım, eğlencesi nerede kaldı ? İstanbul içi toplu taşıma en mantıklısı geliyor bana, hem daha hızlı, stress yok, daha güvenli. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Red Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 bilinçi motorculara saygı sonsuz tabi ama şehir içinde kuryeler ve moturun ciddiyetini kavrayamamış sanki playstation oynar gibi motor süren tipler yuzunden arabalar da çoğu zaman haklı bence bu konuda uzun yol tabi daha farklı ama şehir içinde kesinlikle bilinçsiz motorcular kaynıyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
HocaEfendi Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 Law said: Şahsen ben haftasonu motorcusu olacağım, trafiğe girmeyi açıkcası göze alamayacağımı düşünüyorum, daha doğrusu yemiyor :). Yani birde hafta içi işe gidip gelmek o trafikde stressden başka birşey değil, birde altındaki motorsa daha bir stress, daha bir dikkatli olmak lazım, eğlencesi nerede kaldı ? İstanbul içi toplu taşıma en mantıklısı geliyor bana, hem daha hızlı, stress yok, daha güvenli. haftasonu yada sadece yazları motosiklete binene tatlısu motorcusu derler :D olabilir tabi.biraz tecrube kazandıktan sonra.yakın il-ilçe gezmelerine başlarsın.. rota sıkıntın olursa motosiklet forumları var bu tür işler için bakınırsın oralara. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Law Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 6, 2012 Tatlı su motorcusu dendiğini biliyorum :), keyif meselesi benim için motor, yani öyle olacağını umuyorum. Zaten haftasonları sağa sola yapacağım ufak kısa kaçamaklar için alıyorum. Yoksa istanbul içi ne diye dolanayım motorla, trafiğe girip 3 kuruşluk zevkiminde içine edemem :). Birde motorcuların da çok büyük bir yüzdesi haikkatten serseri mayın gibiler, araçları sağlamalar, korumasız yola çıkmalar. Küçükken benimde bmx im vardı, mahallede ki diğer elemanlarında. Ama adamlar nerde incik boncuk, fırfır bilmem ne biiskleti donatır öyle gezerlerdi. Şimdi o adamlar büyüdü, motorcu oldu bir kısmı :), aynı ruh devam ediyor. Giirp bir motordelisi forumalrını takip edin 1-2 hafta istisnasız %90 ı apaçi, çoğu ehliyetsiz, abuk subuk trafikde işler yapıp videolarını koyan insnalar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
HocaEfendi Mesaj tarihi: Nisan 8, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 8, 2012 motordan evvel. ekipmanlarını tamamla.. kask - mont -dizlik- eldiven bunlar mutlaka olsun.. paraya kıy iyilerini al.markete bile kask takarak git..yakın mesafe deme.. apachi cok ama yapacak bişey yok aralarından sıyrılıp farklı olmaya calısıyoruz.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nutella yerim Mesaj tarihi: Nisan 8, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 8, 2012 abi gecen bi arkadaşım öldü motor kazasında,siz istediginiz kadar dikkat edin karşıdakinin dingilligine bakar hayatınız,aman diyim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
HocaEfendi Mesaj tarihi: Nisan 8, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 8, 2012 ölüm allahın emri ne zaman ne şekilde geleceği belli olmuyor.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar