Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Basın özgür(süz)lüğü


cetintas

Öne çıkan mesajlar

cetintas said:

basın özgürlüğünde İran ve Çin'den bile geriymişiz.

bayağı yanıltıcı şekilde çarpıtmışsın, hapisteki gazeteci sayısı denmiş. iran ve çin daha gazete çıkmadan sansürlediği için kimseyi hapse atmaları gerekmiyor heh.

türkiye süper anlamında değil de mübalağanın da bir ayarı var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yok hocam.
benim kimseyi yanılttığım yok.
haberin içinde de durumu söylüyor zaten.


heee, sen diyorsan ki Türkiye'de sansür yok, şu patidaşların zaman zaman paylaştığı gözlerini iri iri açtığı bir resim var, onu bu yazımın altına yapıştırırdım senin için. ya adamlar aleyhlerinde kitap yazanı da, fikir yazanı da, haber yapanı da ÖRGÜT ÜYELİĞİNDEN içeri attılar-atıyorlar. Daha ne sansüründen bahsediyorsun dostum?!?!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aluriel boş konuşmayalım, haberdeki iran/çin kısmı şu:
said:
Yayımlanan bildirideki Türkiye ile ilgili maddede, "Türkiye'de 64 gazetecinin tutukluluğunun hala devam ediyor olması" ciddi bir endişe kaynağı olarak nitelendirildi. Bu kişilerin çoğunun suçunun bile net olarak belli olmadığının belirtildiği önergede, Türkiye'nin cezaevindeki gazeteci sayısı bakımından İran ve Çin'i bile geçtiği vurgulandı.

çetintaş, dediğimi de çarpıtmaya gerek yok, iran & çin'den beter olduğumuzu söylediklerini iddia etmişsin. öyle bir söz yok. olamaz da zaten çünkü çin wikipedia'yı bile sansürleyen bir ülke. gülünç olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

eee?!sen o okuduğun kısımdan Türkiye'nin İran ve Çin'den daha fazla basın özgürlüğüne sahip olduğu anlamını nereden çıkardın peki???Bir ülkede tutuklu gazeteci sayısı 64 ise ve bu sayı iks,ye,ze ülkelerindeki tutuklu gazeteci sayısından fazla ise o ülkedeki basın özgürlüğü iks,ye,ze ülkelerinden daha kötü anlamı çıkar.Çıkmaz mı(anket yaptırma şimdi bana bu mevzuyuHalka giderim bak,halk ne derse doğrudur B)- ) ???


edit: senin beğendiğin hükümetimiz internete sınırlamalar getirmeye kalktı, hala daha o sınırlamalar rafa kaldırılmış değil...ne çin'i,ne vikipedyası dostum?!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gazeteci tutuklu sayısından basın özgürlüğü miktarı sonucu çıkartırsan pek çok değişkeni yok saymış olursun. düz mantık direk yani.

cem yılmazın "tüm erkekler salakmış, osman bak salakmışsın" örneğindeki gibi, "türkiye'nin basın özgürlüğü, irandan daha azmış" diye bi haber görüp öyle kabul etmek niye? hayır Sam "yoh öyle bişey" diyince de hemen "ne yani türkiyede basın özgür mü?" demişsin. adam basın özgür demiyorki, irandan çinden daha kötü durumda değiliz diyor, evet değiliz. ha bu övünülcek bişey mi, hayır ama değiliz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

çin'le iran listenin sonunda gerçekten. yani orda genelde distopya kitaplarında yazılan son aşamalar yaşanıyor. eylemler potansiyel suç olasılığı taşıdığı için yasaklanıyor direk heh. ama türkiyede en alt %25lerde falan. baya rezalet yani. şu kuzey avrupa ülkelerindeki refah huzur ve sakinliğe de bayılıyorum. bildiğin model ülke gibiler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sam said:

aluriel boş konuşmayalım


boş konuşmak mı? bak uzman böyle uyduruluyor.


said:
16 Ekim 2009 tarihinde, TSK’nın bir mensubu olduğunu iddia eden biri, PTT’ye güvenerek isimsiz, imzasız bir ihbar mektubuyla birlikte İrtica ile Mücadele Eylem Planı’nın islak imzalı orjinali olduğu iddia edilen belgeyi Ergenekon savcılarına gönderdi. Bu gelişme üzerine söz konusu belge yine bir dizi incelemeden geçti.
Adli Tıp (1): Islak imzalı belgenin incelemesinin ardından Adli Tıp şaibeli bir “eli ürünüdür” kararı verdi. Aksam gazetesinin yaptığı haberle ortaya çıkan ve Adli Tıp Kurumu yetkililerince yalanlanmayan habere göre belgeyi inceleyen heyetin oluşturulmasında rutin uygulamaların dışına çıkıldı. Hazırlanan raporda Fizik İhtisas Dairesi Başkanı Prof. Dr. Bülent Üner, uzman doktorlar Hacı Mehmet Akın ve Lokman Başer’in imzası bulunuyor. Bu isimlerden ikisi Adli Tıp Kurumu’nda belge gelmeden bir hafta önce görevlendirilmiş. Belgeyi inceleyen uzmanların isimlerinin de teamül olan kura yöntemi yerine görevlendirmeyle belirlendiği iddialari da Adli Tıp Kurumu tarafından yalanlanmadı. (Haberin tamamı için buraya tıklayın.) İnternetten yapılan basit bir arama Bülent Üner’in uzmanlık alanının “ateşli silahlar”, Lokman Başer’in uzmanlık alanının “zehirlenme (toxicology)” olduğunu ve Hacı Mehmet Akın’ın ise Mart 2010′da cinsel taciz vakalarının incelendiği 6. İhtisas Kurulu’na terfi edilerek atandığını gösteriyor. Bu kişilerin belgenin Adli Tıp’a gelmesinden birkaç gün önce ilgili daireye atandığına dair haberleri bir kenara bıraksak bile belge inceleme uzmanı olmayan bu kişilerin verdikleri “eli ürünüdür” raporunun güvenilirliği ve geçerliliğinin ne kadar tartışmalı olduğu açıktır.
Emniyet Kriminal Dairesi: Emniyet Kriminal 12.11.2009 tarihinde aldığı evrakı 13.11.2009 tarihinde teslim edebilmiştir, yani sadece bir gün içerisinde, bu derece ihtimam arzeden, titizlik gösterilmesi gereken bir belge hakkında toplam 68 mukayese imzayla ıslak imzalı İrticayla Mücadele Eylem Planı üzerinde yer alan imza bir günde mukayese edilebilmiştir. Ülke gündemini meşgul eden bu derece önemli bir konuda, yüksek ihtimam ve özen gösterilmesi gereken bir inceleme söz konusuyken, toplam yedi sayfalık bir raporun (ekler hariç), 68 ayrı imzanın İrticayla Mücadele Eylem Planı üzerindeki mukayese imzayla karşılaştırılmasının sadece bir gün içerisinde tamamlanabilmesi ve 13.11.2009 tarihli bu raporu tanzim edenlerin, 20.06.2009 tarihinde fotokopi belge üzerinde ıslak imza incelemesi yapılmış gibi “eli ürünüdür” şeklinde kanaat veren kişilerle aynı olması, bu raporun varılan “eli ürünüdür” sonucunun hiçbir şekilde dikkate alınmaması gerektiğinin göstergesidir.
Adli Tıp (2): Yapılan itirazlar sonunda belgenin ikinci kez Adli Tıp kurumuna gönderilmesi üzerine 11 kişilik Adli Tıp Genel Kurulu belgeyi inceledi. Bu 11 kişinin 7′si “eli ürünüdür” yönünde oy kullanırken, 4′ü “tespit edilemez” görüşü bildirdi. Şimdi bu 11 kişiyi yakından inceleyelim: “Eli ürünüdür” yönünde oy kullanan 7 kişinin 3′ü zaten raporu ilk inceleyen kişilerdi ve ilk belgenin incelemesindeki “atanma” şekilleriyle güvenilirliklerini kaybetmişlerdi. Fizik İhtisas Dairesi’nde daha önce 3 yıl başkanlık yapan Dr. Ömer Kurtaş’ın verdiği bilgiye göre geriye kalan 4 doktordan Gürel Berber, Eyüp Kandemir ve Bülent Özata 15 Ekim’deki belgeyle ilgili hazırlanan ilk raporun ardından Adli Belge İnceleme Birimi’nde görevlendirildi ve bu üç isim bir haftalık kursla “Adlî Belge Uzmanlığı” sertifikası aldı. Diğer taraftan yaptığımız araştırma bu 11 isimden “tespit edilemez” yönünde oy kullanan Dr. Uğur Günaydın’ın “Basit tersimli 50 imzanın adli belge incelemesi açısından değerlendirilmesi” (Adli Tıp Dergisi, Yıl 2010, Cilt 7) adlı makalesi ile Dursun Çiçek’in basit tersimli imzasinin incelenmesinde en yetkili ve bilgili uzman olduğunu söyleyebiliriz. Kaldı ki 7′ye karşı 4 uzmanın “tespit edilemez” oyunun evrensel hukuk ilkesi olan “şüphenin şüpheli lehinde yorumlanması” kapsamında değerlendirilerek Adli Tıp Kurumu’nun “tespit edilemez” yönünde bir rapor vermesi gerekirken daha önce de birbirinden tartışmalı raporlara imza atan kurum yeni bir şaibeli rapora daha imza attı ve “imza Dursun Çiçek’in eli ürünüdür” sonuçlu bir rapor verdi.
Jandarma Kriminal Dairesi (1): Askeri Savcılık tarafından ıslak imzalı belgenin gönderildiği iddiaları üzerine yeniden açılan soruşturma kapsamında yandaş savcılardan istenen belge 4 ay sonra askeri savcılara ulaştırıldı ve Jandarma Kriminal’de incelendi. İnceleme sadece imzanın Dursun Çiçek’e ait olup olmadığı üzerine yapıldı ve bu incelemede belgedeki imza ile Dursun Çiçek’e ait 90 adet imza karşılaştırıldı. Belgedeki imza parçalanarak imzanın değişik kısımlarının Dursun Çiçek’in birbirinden farklı özellikler gösteren imzalara benzediği belirtildi. Dursun Çiçek’in 90 imza örneğinin hiçbiri tüm özellikleri bakımından belgedeki imzaya benzemese de, belgedeki imzanın değişik kısımlarının Dursun Çiçek’in birbirinden farklı özellikler gösteren farklı imzalarına benzediği belirtildi. Raporun detaylı inceleme kısmındaki tüm sonuçlar “benzerlik göstermektedir” seviyesinde olsa da raporun sonunda her nasılsa “eli ürünüdür” sonucuna varıldı.



okumayacağına eminim büyük ihtimalle ama bold kısımları bile okusan yeter.

bu haber bütün yandaş medyada nasıl verildi onu da bi arat bakalım. sonra tekrar tartışalım uzman uydurulmuş mu uydrulmamış mı diye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ardeth said:

şu kuzey avrupa ülkelerindeki refah huzur ve sakinliğe de bayılıyorum. bildiğin model ülke gibiler.


yanlış düşünüyosun hocam. vakit gazetesi tespiti çok güzel yapmıştı bu konuda: eşcinselliğin ve ateizmin doruklarda olduğu norveçten böyle islam düşmanı bir katil çıkması gayet düşündürücü (brievik hakkında)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu arada basının da suçu var, hem de oldukça çok. bu tarz baskılara karşı birlik olacakları yerde bir kısmı "oh benim ideolojime karşı olan gazetecileri tutukladılar" havasında iken diğer bir kısmı da direk sırtını kaşıyan hükümete yalap şap yalakalık yapıp "oh evet herşeyi sansürleyin padişahım" modunda oldukları (bireysel bazda mesela yiğit bulut buna mükemmel örnek) için tek tek eziliyorlar gerektiği durumlarda.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

goldbären said:

Ardeth said:

şu kuzey avrupa ülkelerindeki refah huzur ve sakinliğe de bayılıyorum. bildiğin model ülke gibiler.


yanlış düşünüyosun hocam. vakit gazetesi tespiti çok güzel yapmıştı bu konuda: eşcinselliğin ve ateizmin doruklarda olduğu norveçten böyle islam düşmanı bir katil çıkması gayet düşündürücü (brievik hakkında)


işte adamlardan yüz yılda bir katil çıkıyor ona da yeni şafak seviniyor. biz de ise her gün bi tecavüz her bayram 100 ölü. müslüman olacaklarına eşcinsel ve ateist olsalarmış keşke.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sam said:

yazacağımı yazdım, haber çarpıtılmıştı. çarpıtılan noktaya işaret ettim. sırf altta kalmamak için alakasız şeyler yazacaksanız size kolay gelsin.


kaç her zamanki gibi.

kanıtlar çok tutarsız deyince verecek cevabın olmadığı gibi uzman uyduruyorlar deyince verecek cevabın da yok çünkü.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aluriel said:

kaç her zamanki gibi.

kanıtlar çok tutarsız deyince verecek cevabın olmadığı gibi uzman uyduruyorlar deyince verecek cevabın da yok çünkü.

yok çay demlemeye gittim. alakaya.

sırf lakırdı olsun da ne olursa olsun diye yazmayın, ben ne yazmışım sen ne yazıyorsun. niye uğraşayım ki?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...