Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Oh! Sweet Nuthin'


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
ahmet guzel yazmis lan, aferin.

benim 23 yillik yasantimda, ozellikle son senelerde ogrendigim en onemli ders, hayatinin hangi asamasinda olursan ol, ne kadar basarili veya parali veya zart zurt olursan ol, her zaman karsina problemler cikiyor.

ben 22 yil su anki konumuma gelebilmek icin kastim, sevdigim isi yapiyorum, baya iyi kazaniyorum, guzel bi sehirde yasiyorum vs ama overall olarak mutluyum diyemem. uzerine parmak basabilecegim tek birsey de yok, sagdan soldan seyler ve yaptigim gerizekalica hatalar cok guzel gecebilecek zamanimi bok gibi gecirmeme sebep oluyor. uzerine yine yas ilerledikce insana cok buyuk sorumluluklar geliyor, ve istedigin kadar sorumlu bi insan ol her seyi agzina yuzune bolca bulastirabiliyorsun.

ozet olarak az sonra rakimi koyup eskiya izlicem, herkese oneririm.
Mesaj tarihi:
Masteis said:

"Zorundalıktan yapmayın/başkalarının kölesi olmayın" kısmın biraz karışık.


Yo çok basit. Benim orada demek istediğim aileni bir kenara at ve yoluna devam et değil. Öyle bir anne nasıl bırakılır? Kurban ol sen ona. O ayrı. Vefa ayrı birşeydir, gözünü kör edip her denileni yapmak ayrı şey. Bu ilişkiler için de geçerli. Hiç birşey için kendini zorunlu hissetme. İstiyorsan ve bu seni mutlu ediyorsa yap. Dediğim bu.
Mesaj tarihi:

WOT incoming

simdi agali once seni tebrik edeyim kendi inner peaceini buldugun icin. ama uyarayim kalici olmayacak. insan olarak icinde bulundugumuz duygu halleri basimiza gelenler yuzunden surekli degisiyor. gun gelir mutlu olursun, gun gelir yagmur altinda kalmis islak kedi gibi sansina kufredersin, hayat boyle birsey. cok ekstrem durumlar harici kalici mutluluk, kalici depresyon ya da kalici naruto gazi diye birsey yok hayatta.

kendimden ornek vereyim, madem community feeling havada ucusuyor bu konuda...

sincik bilen bilir, 4 senedir avustralyadayim. 4 senelik emegin, cabanin, bitirilen ikinci universitenin ardindan (ki beni yakindan tanisaniz bir universiteyi bile bitirebilmis olmama inanamazsiniz. procrastination denilen olayi ben kesfettim lan, tarihte "zeki ama calismiyor" cumlesini ilk sarfeden benim annemdir herhalde) en sonunda gocmenlige basvurabildim. turkiyede bulamadigim kafa dengi insani burada buldum ve cok mutluyuz beraber. hayat yeni yeni basliyor, yakinda uygun bir is bulursam kariyere adim atacagim falan filan.

buraya kadar hersey iyi guzel, brofistler havada ucussun, derdin nedir lan pezevenk diyebilirsiniz. merak etmeyin geliyorum oraya, ayrica kufur etme lan derdin nedir senin.

hayatta hersey guzel olsa bile insan bazen durup gecmisin muhasebesini yapiyor. bazen bizi olduren iste o muhasebe oluyor. bulundugum noktaya gelene kadar gecen sureye, harcadigim zamana bakiyorum. yas olmus zaten 25. sorular beynimi kemiriyor. ben belimi dogrultup, hayatimi rayina oturtana kadar yeterince zamanim olacak mi? sevgilime rahat bir yasam saglayabilecek miyim? diyelim ki rahata erdik, ee hayatin tadini henuz gencken cikartma sansimiz olacak mi? ne zaman olacak bu, ben 65ime girerken mi? hani bazen disarda gorursunuz ya, adam ferrariye biniyor ama saclar bembeyaz, yas buyuk ihtimalle arabanin son hizindan hallice. eee ne yapayim ben boyle gec gelen rahati? paranin da, kariyerin de icine edeyim afedersiniz ama bunlar olmadan hayatinizi dogru duzgun yasamiyorsunuz. bunlarin yoklugu ve ne zaman geleceginin belirsiz olmasi beni deli ediyor. en basit hayallerinizi bile para olmadan gerceklestiremiyor olmanizda isin uzerine tuz biber oluyor.

yani uzun lafin kisasi, hayat ilerliyor ama yeterince hizli ilerlemiyor sevgili pati okuru. hizli ilerlediginde ise geriye bir bakiyorsunuz ki, aaa zaman ne cabuk gecmis. bunun dengesini tutturamiyor olmaktir beni depresif yapan.

P.S. sorry to rain down on your parade bro :/

P.P.S. video slightly related

Mesaj tarihi:
Masteis de yardırmış helal olsun. İlke zaten global winner olarak tanıdıgım nadir insanlardan. Şükrü hep Şükrü.

Leopar dünya tatlısı, tam avustralyaya gitmeden önce tanısmısım sanırım.

Bir çok konuda haklısın Leopar. O gazın sürmedigi, herşeyi her zaman full eforla yapamadıgın, bazen tokezledigin konusunda çok haklısın. Dün çizmedim. Günümü ayılmaya çalışarak geçirdim heryerim agrıyordu çünkü. İşe gittim zor bela, döndüm eve ve direk yataga girdim hiçbirşeye mecalim yok çünkü. ama akşam uyandım ve yine o "Sal gitsin" hissini yaşadım. Ve o çok uzun süre yaşayınca, kafasını uzatsa tanıyorsun hissi.

OH NOT ON MY WATCH diyip evden çıktım Cüce'ye gittim, işlere baktık beraber, şimdi işteyim bir yandan okudum bir yandan çiziyorum.

Demek istediğim şu ki, o his gittiginde, o gaz söndügünde, senin naruto gazını klasik gazdan ayıran tek şey, "I'll never take back my words, I'll never give up, that's my way of the ninja.(manly tears)" mottosunun sürekliliği.

O gazla birşey başarabilmek değil, o gaz söndügünde yeniden yakabilmek olay. Sadece irade gücüyle, hayata pozitif bir etmen gelmeden sadece kendi iradenle çalışacak enerjiyi bulmak.

Courage wolf demiş abi, You are never taller when you stand up for yourself. O hissi yakala ve kaçırma yani.

Paraya olan ihtiyaç geyigine de %100 katılıyorum, para lazım, hayatı onunla ödüyorsun zaten. L2P.

Ve kayda geçsin bunların her birini yaparken bok gibi hissediyorum, mutlu değilim, olay mutluluk değil kendinden memnun olmak. 3rd person baktıgında hayatına İyi yapıyorum ya demek. Tek farkeden şey bu. Gerisi zamanla win akimülesiyle rahatlar, oturur.
Mesaj tarihi:
http://i9.photobucket.com/albums/a60/Sakura-YYH/ep47_naruto27.jpg

Ore wa zettê katsu.

O işin geyiği şaka maka da, the feel aynı yani. İstediğin pakete koy.

Masteis'in ailevi durumuna gelince, o destegin süresini ve derecesini sen bilebilirsin abi. Ama net bir borcun var, ve delikanlı adam borcunu öder. Annene maddi ve manevi bir borcun var, evet. Ama şunu da yanlış buluyorum ahlaki olarak.

Yapılan cocuk yetiştirme işlemi, cocuga sorularak yapılmaz. Salt sevgiden yapılır, karsılıksız yapılır. Annem beni dogururken beni bir borc altına sokamaz yani, ki herşeyimi borcluyum bir yerde ona.

İki yetişkin otururlar ve cocuk yapmaya karar verirler, ama bu cocugu "biz yaslanınca bize bakar." prangasına mahkum edemez, böyle birşey yok yani. Bu adil değil. Şimdi eger senin annen de benim annem gibiyse, ve inanılmaz zor dönemlerde normal bir ebeveynin desteginin önüne geçtiyse ona borcun var evet, ve kapatmalısın da. Ama hayatına sonsuza kadar engel olmasına izin vermek de saçma.

Üstüne böyle birşey bekleyen bir aileden haz etmem ben. Çünkü iş maddiyata o zaman dönüyor. "ben sana yardım ettim, çünkü sen de bana edeceksin." fazla hesapçı, fazla matematiksel. Eger annen böyle değilse ki sanmıyorum, zaten eninde sonunda kendi yoluna gitmeni isteyecektir yani. Bu kadar olgun olmayabilir mesela, ama bu onun sorunu.

Senin değil. Destek olmak tamamen taşımak da değildir ayrıca. Annen de hepimiz gibi rahata sıgınmak istiyor da olabilir, cogu insan böyle. Ve bunun için sentimental degerlere sırtını dayadıgı an çekileceksin ki soguk taşa bir düşüp ayılsın, hayat o kadar nazik değil.
Mesaj tarihi:
@vaperon, benim yanlış anlamam. xunn dediği gibi "n'olursa olsun her engel koşulsuz kaldırılmalı, duyguya yer yok" tribinde algılamıştım dediğini. zaten annem bile şu an "çek git hayatını yaşa" diyor ama evdeki borçlardan dolayı bırakamıyorum, bırakırsam aklım hep arkada kalıcak ve bu sefer içim rahat etmeyecek. benim tribim ise "keşke bu borçlar, bu yükler olmasa da rahat rahat kendi başıma yaşayabilsem"
edit. xunnu da yanlış anlamışım. olsun genede imbayız. go go devam

@leopar, dostum o dediklerinin sonu yok zaten ki bilindik şeyler.olay bunca serüven içersinde yaşadığın her anın keyfini çıkarabildin mi?
daha da açıklayacı olayım;
sen bill gates değilsin, ya da her hangi bir milyoner değilsin. standart bir vatandaşsın. senin hiç bir zaman finansal bir rahatlığın olmayacak.
25 sene hayatını geçindirecek bir iş bulabilmek için çabalarsın, işi alırsın bu sefer edindiğin ailenin-çocuklarının- gelecekteki alt yapılarını sağlama almak için çalışırsın. hep çalışırsın. hep bir dert hep bir sorun illaki çıkacak.
olay bu değil, olay bunca serüvende neler yaşadığın. yani köpekler gibi çalışıp, evde sadece 5 dakka nefes alıp uyuyabildiğin bir hayat mı yaşıyorsun?
yoksa rahat bir iş ortamında çalışıp, ailenle de güzel güzel vakit geçirebildiğin bir hayat mı yaşıyorsun?

arzuladığın şekilde yaşayabilmek önemli ama sen diyorsan ki "hacı ben 30 yaşımda manken gibi hatunla olayım, altımda ferrari olsun, para sıçayım". bu sadece bir ütopya. ha bunu bi şekil elde edebiliyorsan, şansın varsa ne güzel. ama böyle bir şey arzulayıp sonra ulaşamayınca "hayat zor, sıkıcı, bütün şevkim kaçtı" diyorsan... abov.

ben derdim zenginlikte değil. kendi başımın çaresine bakıp, borçsuz dertsiz normal bir hayat yaşıyorsam. benden imbası yok.
Mesaj tarihi:
xunn dediği gibi "n'olursa olsun her engel koşulsuz kaldırılmalı, duyguya yer yok" tribinde algılamıştım dediğini.

Burada sanırım biraz yanlış anlaşılmaya sebep oldum ben.

Duyguya yer yok tribi, seni sentimental borclarını ödememeye iten bir laf değildi. "Teraziye koydugunda, eforun aldıgndan fazlaysa sadece ailen diye kendini oraya baglama" manasındaydı. Ailem, arkadaşlarım, sevgilim.

Geçeceksin bunları, hiçbiri sen değilsin. Hiçbiri orada kalıcı değil, hiçbiri senin aksiyonlarının ceremesini çekmeyecek. Sevgili dedigin zaten sen kendi yolunu izlediginde sana paralel değilse olmaması gereken birşey. Yollar ayrılmayacak yani.

Everything that rises must converge.
Mesaj tarihi:
Aynen, sonradan farkettim demek istediğini. Zaten aynı şeyi düşünüyoruz. Ama gene o son paragrafın bazı kişiler için, şu anki hayatın bize sunduğu düzen içersinde "seçilmiş kişilerin" yaşayabileceği bir şey. Yani herkesin sahip olabileceği, seçebileceği şeyler değil. Öyle lanet bir zamanda yaşıyoruzki, kendimizi bu tür -senin dediğin gibi- olması gereken seçimlerden izole ediyoruz.
Çünkü ortada kendimize ait boş bir alan, rahat nefes alabileceğimiz bir yer yok. Sürekli olarak bir koşturmaca vuku buluyor, her daim ve bitmiyor(kendi yaşantılarımdan yola çıkarak bunları söylüyorum). Ve sonsuz engellerle karşılaştığımızdan randomdan bir hayat seçmek zorunda kalıyoruz ve random bir hayattan gene random bir eş çıkıyor. Ve zamanla arada oluşan bağ sebebiyle ceremesini de bir güzel çekiliyor. Bu buhranı bir dünya insan yaşıyor.
Ama tam aksine, düzenin değil de senin düzeni izole etmenle ideallerini yaşayabiliyorsan, senden imbası yok. Zaten insanların çabaladığı da şu an bu. Senin dediğin.
Mesaj tarihi:
Masteis said:

yoksa rahat bir iş ortamında çalışıp, ailenle de güzel güzel vakit geçirebildiğin bir hayat mı yaşıyorsun?


ben bunu istiyorum iste, ama olmuyor, olamiyor. 30 sene ileride oluncada cok gec kalacagini dusunuyorum

yoksa 30umda ferrariye bineyim gibi bir takintim yok, gayet makul beklentilerim var hayattan. ama onlara ulasabilmek icin bile bu kadar cabalayip da kablumbaga hizinda ilerleme kaydedince uzuluyorum. insan cevresindekileri mutlu etmek, onlarla beraber mutlu olmak istiyor, ara sira rahat bir nefes almak istiyor.

ama bana en cok koyan nedir biliyor musunuz? bazen ailemi, beni sevenleri hayalkirikligina ugratmis gibi hissediyorum. bana iyi gunde kotu gunde destek olan aileme ve sevgilime hicbirsey geri veremiyormusum gibi geliyor. belki ondan bu mutsuzluk.
Mesaj tarihi:
sanmıyorum ki ailen "you've failed me son... im disappointed" tribinde olsun. Sonuçta bütün bu emeklerin, her şeyin kendin için. Onların yaptığı harcamalar kendileri için de değil, senin için.
eğer ailenin desteği altında olmana rağmen hiç bir şekilde çaba göstermiyorsan, hiç bir efor harcamıyorsan bu tripte olman doğal. suçluluk duygusu çekiyorsundur. ama uğraşıpta yapamıyorsan, olmuyorsa olmuyor yani. bunu devlet meselesi haline getirmeye gerek yok.
Mesaj tarihi:
O ikisi onkosul, asil olay ise azim. Bir isi ne kadar seversen sev bir yerden sonra sikici gelmeye basliyor ve zorlasiyor. Iste orda ne kadar sure pes etmiyorsun o onemli.
×
×
  • Yeni Oluştur...