Akhlaur Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Hayır alakası yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 baykalin gitmesi bisey degsitirmediki, onder sav goturdu onuda bir genel sekreter dusunun, genel baskaninin ayaginin altidnaki zemin kayganlasmaya basladiginda onu satip koltugunu korumak icin yeni bir genel baskan ariyacak ve aynen devam edicek chp kurultaylar partisidir delege partisidir delege genel sekreterin avucundadir chp de genel sekreterlik her zaman parti baskanindan sonra en guclu makam, parti icinde ise genel baskanin bile ustunde olmustur memnuniyetsizlik kilicdaroglundan cok parti icinde onu frenliyen adamlardan kaynaklaniyordu, adam istanbulda turbani cozucez diyor, hakki suha okay cikip abuk subuk ankarada absin toplantisi yapiyor, tami tamina zit bir gorus bildiriyor bu en son cankaya olayi tuzu biberi oldu iste, dikkat edin ordan patladi olay, genel baskan katilmak isterken bu gurup engel oldu, kilicdarogluda rovansini aliyor iste adamin imajinin icine ettiler, kararli bir politika segiliyemedi bunalr yuzunden turbani cozucekse chp cozer zaten, hep soyliyorum yasak istek uyandirir diye, turbani bu kadar buyuten aysagin kendisi oldu zaten, ki isin komigi bu statukocular simdide kemal kilicdarogluna yobaz diyorlar, adam alevi lan lol kendi secmenini bilinclendirmesi lazim gandinin, delegeye degil tabana inmesi lazim, bir sosyal demorkat aprti dusunun uye olmak istediginizde 3 sene bekletip herhangi bri gerekce bildirmeden reddeden onder sav ve orgutunun chp si oyle bir chp iste, az olsun bizim olsun Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 said: Gericilik yükselişte iken, statükocu olmakda ilericiliktir. Kronolojik bakılmazsa olaylara böyle koca partiler mahvedilir. lol su ansil bir faildir ya ulke olarak biri 1600 lere egeri donmek biri 1930 a geri donmek digeri cCc 1453 cCc ye geri donmek istiyen 3 parti ile yonetilmeyimi hak ediyoruz? 2010 da kalalim demeleri bile bir facia olucak iken en iyi alternatifimiz 1930 mu olmali? neden 2050 lere 2100 lere onumuze bakarak yuruyemiyoruz diger medeni ulkeler gibi neden surekli degisen ve gelisen bir dunyada beni tabu yapmayin, miraz oalrak degistirilebilicek gecerliligini yitirebilicek hicbir fikir birakmiyorum arkamda, tek rehberiniz bilim olsun diyen ataturkun kurdugu cumhuriyette 1930 da yasamaya razi olalim? hemde 1930 larin dunyasi 2. dunya savasi tarafindan yok edilmis, ustune atom cagi ile soguk savas yasanmis, aya cikilmis, bugun suratle kuresellesen bir dunyada bunu talep etmek delilik degilmidir? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeaN Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Sorun da dediklerinde zaten. Evet CHP içinde dinazorlar var. Ancak bu dinazorların partiden elage edilme zamanı şimdi değildi bana kalsa. Çünkü tam da bu zamanda, CHP'nin kendi kişiliğini karakterini benimsemesi şart. Bu kişilik de gericiliğe karşı olmasından ortaya çıkar. Kemalizmin statükoculuğu bu ülkede ilk olarak, solcuların dile getirdiği şeylerdi. Şimdi kimler dile getiriyor? Liberaller, islamcılar. Bu şu anlama gelir. CHP Statükocu değil, aksine gericiliğe geçişi engelleyen büyük bir kaya şu anda. Misal Türban sorunu. Türban'a izin verilmesi demek bu ülkede yenisi doğacak yüzlerce sorun demektir. Oysa Türban bu ülkenin bir gerçeği değildir. Türban dediğimiz olgu 1970'lerde yaratılmış siyasi bir icattır, inanmıyorsanız araştırın. Başörtü kavramını Türban'la bir gösterip, ülkenin gerçeği yaptılar. Şimdi de, popülist davranan KK'ya bunu kullandırıcaklar. İşte KK'ye bunu kullandırmalarında ki en büyük engel o dinazorlardı parti içerisinde ki. Oysa türban sorunu çözülmek zorunda mı? Sanıyormusunuz ki türbanlı kitlelerin yarısı CHP'ye oy verecek. Bugün okul kapılarında eylem yapan o insanlar özgürlükleri için değil, politik görüşleri yani ideolojileri için orada saldırıyor CHP'ye. Böyle bir ortamda CHP kendi ideolojisini, onların ideolojisi altında mı ezdirecek? Evet bu gidişle ezdirecek. Şartlara göre şekillenen bir partiydi CHP, artık oda olmayacak. Tekrar söylemekte fayda var; gericileşme varken, statükocu olmak da ilerici olmaktan yana kalmaz. Bu arada, ilericilik-gericilik-statükoculuk ne demek bunları bir araştırın da öyle konuşalım be arkadaş. Statükocu olmak, liberal politikaların esiri, dinlerin kardeşliği, sosyal devlet hede hödö falan değildir. Bu kavramlar yıllarla ifade edilmez. 1930'da değil 2010'da olmak ilericilik anlamına gelmiyor. Hele bi araştır da viktor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeaN Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Ayrıca statükocu olmamak, ilerici olmak önceki düzenin üstünde temellenir, onun zıtlığıyla var olur. Şu an CHP'ye statükocu diyenler, eskinin üstünde temellenmek değil, onu doğrudan yıkmak amacı taşıyan insanlar. Bunun farkına varamadıysak, birbirimizi de pek anlayamayız. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sipeyskeyk Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Viktor said: http://webtv.hurriyet.com.tr/2/10982/0/1/onder-sav-aciklama-yapti.aspx Doktor bu ne? adam resmen rest çekmiş lan. Biliyordum parti içinde ne kadar güçlü olduğunu ama resmen EZMİŞ KK'nu. Vay anasını. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 aksine tam şimdi temizlenmesi lazım chp'nin. başka türlü ne güclü sağlam bi duruşu olabilir, nede halkın güvenini geri kazanabilir. kaslı olmak şart. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeaN Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 30 yıldır gerici politikalara maruz bırakılmış, yozlaştırılmış bir halkın, Türban, İslam, fetullah kendi gerçeğiymiş gibi benimsetilmiş bir halkın, milliyetçi fikirlerle donatılmış bir halkın, cebinden parasının alındığını bile bile susan bir halkın muhalif olmayan bir CHP'yi iktidara getireceğini zannediyorsanız eyvallah. CHP yumuşadıkça kitlesini kaybeder bu olay bu kadar basit. Yaşasın KK, türbanıda çözecek, barış sevgi filizlenecek bu ülkede. ( 10 sene sonra da kamu binalarında, türbanlı memurları özendiriyor diye eteği de yasaklarlar oh mis... ) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Kemal Anadol her zaman aynı tipe mi sahip olur ya. Kurbağa bakışlım benim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sufi Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 ilk sayfalarda kılıçdaroğlu için dansöz, kırıtma falan gibi laflar kullanılmış ki bence çok yanlış bir tespit olmuş. chp, mahkeme duvarı gibi adamlarla doluyken adamın attığı adım ileri gidemiyor. kılıçdaroğlu'nun samimiyetinden bir şüphe duymuyorum yani ben. bu olay bence hem kılıçdaroğlu'nun rüştünü ispat sınavı hem de chp'nin uzun zamandan sonraki en büyük şansı olacak. hayırlısı artık. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 statuko nedir sen ogren once, statuko oyle cok derin bir kelime degildir, status quo dan gelir, bir durumun sabitlenmesi, degisimin durdurulmasidir, bir geminin okyanusun ortasinda capa atmasidir dunya surekli degisirken, insanoglunun son 1900 senedeki gelismesinin toplaminin bilmamkac kati ilerleme son 100 senede alinmis iken, kuresellesme varken statuko "ama geriye gitmiyoruz" diye savunulmaz, ataturk olsa sopayla kovalar bunlari cunki ataturk omru boyunca statuko ile savasmis, mucadele etmis bir adam eger gericilik tehlikeyse buyrun ileriye gitmeye calisin, ne diye capayi atip motorlari durduruyorsunzu derler adama statuko nedir en guzel su video ile aciklarim http://video.haberturk.com/video/index/44902 onder savin genclik kollaridir ista statuko, evet o videodaki saci dokulmus amcalar, beyaz sacli dedeler "chp genclik kollari" ADSFASDFFDSFDSAFDAS yok boyle bir komedi dunyanin hicbir yerinde Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sufi Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 yavaş ilerlemeye bile razı olmamak lazımken "en azından geriye gitmiyoruz" diye sevinmek de bambaşkaymış. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeaN Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 @viktor Bak karalamak için söylemiyorum, yanlış anlama ama ilericilik olarak bahsettiğin şeylerin ilericilikle bir alakası yok. Siyaset içerisinde kullanan ilericilik-gericilik kavramı, sınıfların savaşımı ve üretim şeklinin değişimi için kullanılır. Sınıflar savaşımında feodallere karşı savaşan sonrasının burjuvaları nasıl ilericiyse, daha sonra burjuvaya karşı savaşan proleterde ilericidir. Bunlar üretim ve üretimin doğurduğu sosyal sınıflaşmalar ile alakalı kavramlardır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeaN Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Sufi said: yavaş ilerlemeye bile razı olmamak lazımken "en azından geriye gitmiyoruz" diye sevinmek de bambaşkaymış. Bambaşka değil, olması gerekendir. Var olan noktayı korumazsan, ileriye de gidemezsin. Az biraz mantık, analitik mantık. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 burda hala 1930 larin siyasi kavramalrini kullanman bile durumun vehametini gozteriyor dunay degsiti, proletermi kaldi alla haskina, insansiz fabrikalar, mekanik issizlik, artan nufus ve yetisen kayip bir nesil obur yanda dogu blogu oldugu gibi cokmus, herkes kapitalist askeri gucun bes para onemi kalmamis, senin ulken 2 milyar dolar icin IMF kapisini asindiriyorken stiv jobs 50 milyar dolar fazla paramiz var, kullanicak yer ariyoruz diye ortalikta geziyor savaslarin ekonomi ile yapildigi bir devirde, ceo larin komutan, markalarin top tufek tank, urunlerin ise asker oldugu bir devirde tek birtane dunya markasi cikartamamis bir ulkesin, herhangi bri kalkinma planin yok, herhangi bir yildiz sektorun yok, yatirimlarini sacmasapan yerlere yapip batirmakla mesgulsun, sen onlari kurtarmaya gittiginde iraktan beter bildigin kasaba olan kore senede 122.000 patent pasvurusu yapan global bir aktore donusmusken sen 80 milyon nufusunla ayni sene 540 patent basvurusu yapmissin ve hala yok turbandi, yok bilmemneydi yapay sorunlarla ugrasiyorsun eger ataturkun krudugu cumhuriyet bir turban ile yikilicaksa zaten yikilsin gitsin yapay sorunlari birakip gercek meselelerle ugrasma zamani geldi artik, herseyin yerlisini uretelim devri bile gecti, ole kendi ucagimizi yapalim demekle olmiyor, kendi ucagini yapip disariya saticaksin, oyle gidip saga sola sponsor olmakla degil musteri memnuniyeti ve marka sadakati yaratmakla yildiz olunuyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeaN Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Viktor said: dunay degsiti, proletermi kaldi alla haskina, insansiz fabrikalar, mekanik issizlik, artan nufus ve yetisen kayip bir nesil Kiminle ilerici-gerici kavramlarını tartıştığım ortaya çıkmıştır :) Dünya değişti de, artı-değer sömürüsü durdu sanki ahaha. 200 yıldır halen kapitalizm, halen emek sömürüsü. Ve evet dediğin gibi insansız fabrikaların, fazla nüfusun sonucu olarak işsizlik ve evet, 40 yıl önce ideolojik düşünebilen bir nesil varken bu dünyada, şimdi web cam önünde popo sallayan bir nesil. Bak farkında olmadan statükocu oldun bile :) Nasıl daha demin ilerici olmaktan dem vururken birden tipik liberal sağcı ağzıyla "proleter mi kaldı yahu" diyiverdin. Konuşma bitmiştir, Behlül yine de son bi tavsiye olarak ilericilik-gericilik kavramlarının araştırılmasını önererek kaçar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeaN Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Ya da behlül son bi kez wot yapıp öyle kaçar: Viktor said: burda hala 1930 larin siyasi kavramalrini kullanman bile durumun vehametini gozteriyor dunay degsiti, proletermi kaldi alla haskina, insansiz fabrikalar, mekanik issizlik, artan nufus ve yetisen kayip bir nesil obur yanda dogu blogu oldugu gibi cokmus, herkes kapitalist Bak daha demin statüko, ilericilik, gericilik tartışıyorduk. Ben sana kavramları yanlış bildiğinden bahsettim ve sende bana yukarıda ki şeyleri yazdın. Kapitalizm var oldukça proleter de var olacaktır. Sermaye var oldukça, yoksulluk da var olacaktır. Bunun bilimsel bir formülü vardır. Artı-değer denir buna. Şu iki kelimeden oluşan kavram sayesinde bugün insanların milyarlarca dolarları var harcayacak. İkincisi doğu bloğu çökebilir. Bu gayet normal. Çünkü doğu bloğu ülkeleri son nokta değil, var olan bir deneydi bu dünyada. Kısmen fena da değillerdi, en azından hastane kapılarında ölen çocuklara pek rastlanmazdı o devletlerde. Ve en önemlisi dünya değişmedi. Modern olmak adında bir kavram hayatımıza soktular. Oysa hiç bir fark yok. Bugün halen milyonlarca yoksul insana rağmen bir grup azınlık zengin insan. Emek-sermaye çatışmasının sonucu olarak pek tabi. Viktor said: askeri gucun bes para onemi kalmamis, senin ulken 2 milyar dolar icin IMF kapisini asindiriyorken stiv jobs 50 milyar dolar fazla paramiz var, kullanicak yer ariyoruz diye ortalikta geziyor Askeri gücün beş para önemi kalmamış demek ne demek abi allasen. Şimdi pek tabi, yabancı dizileri yakından takip edip, orta ve ortaüstü halli olan pek çok insan kapitalizmin şukela bir sistem olduğunu düşünüverir. Oysa kapitalizm, bırak kendi kendine yetebilmeyi, periyodik olarak başka ülkelerin kaynaklarına saldırmak zorunda kalan bir sistemdir. Hah burada işte o IMF dediğin olay devreye giriyor. IMF ekonomik istiladan başka bir olay değildir. İşte bizim gibi ülkelere kapitalizm şukela derler. Biz de tabi lan falan deriz. Daha sonra sermaye zenginleşir, halk yoksullaşır. Devlet halkın ihtiyacını karşılayamaz, IMF'nin kollarına kendini atar. IMF borç verir ,devlet bunu ödeyemez yine borçlanır. En sonunda IMF uyuşturucusuna bağımlı hale gelir devlet. Acıyı hafifletebilmek için de özelleştirme yoluna gider, bizde olduğu gibi toprağı, dereyi bile özelleştirir hale getirir kapitalizm. Viktor said: savaslarin ekonomi ile yapildigi bir devirde, ceo larin komutan, markalarin top tufek tank, urunlerin ise asker oldugu bir devirde tek birtane dunya markasi cikartamamis bir ulkesin, herhangi bri kalkinma planin yok, herhangi bir yildiz sektorun yok, yatirimlarini sacmasapan yerlere yapip batirmakla mesgulsun, sen onlari kurtarmaya gittiginde iraktan beter bildigin kasaba olan kore senede 122.000 patent pasvurusu yapan global bir aktore donusmusken sen 80 milyon nufusunla ayni sene 540 patent basvurusu yapmissin Dünya markası çıkaramamasının sebebi bu ülkenin, kapitalizmi uygulayamamasından değil, kapitalizmi uygulamasındandır. Sermaye sadece emekle değil, diğer sermayelerle de çatışır. Sermayelerin ulusal savaşımları bile olur dünyada. Dolayısıyla büyük sermaye küçük sermayeyi rahat yutar. Bir sermayenin büyüklüğüde, sömürmesiyle doğru orantılıdır. Viktor said: ve hala yok turbandi, yok bilmemneydi yapay sorunlarla ugrasiyorsun eger ataturkun krudugu cumhuriyet bir turban ile yikilicaksa zaten yikilsin gitsin yapay sorunlari birakip gercek meselelerle ugrasma zamani geldi artik, herseyin yerlisini uretelim devri bile gecti, ole kendi ucagimizi yapalim demekle olmiyor, kendi ucagini yapip disariya saticaksin, oyle gidip saga sola sponsor olmakla degil musteri memnuniyeti ve marka sadakati yaratmakla yildiz olunuyor Ben uğraşmıyorum türbanla, karşı taraf uğraşıyor :) Kafa karışıklığı yaşıyorsun Viktor, bunu hakaret olarak algılama. Ama öyle. Yapay sorunlar evet bunlar. Ancak "üreterek kazanacağız" yalanlarına da inanmamak lazım. Bu ülke kapitalizmden, IMF'den kurtulduğu sürece gelişebilir ancak. Misal kürt sorunu. Solcuların çok kullandığı bir kelime : Halkların kardeşliği. Bence çok yanlış bir cümle. İki kardeş gayet tabi birbirini öldürebilir. Neden, miras yüzünden. Bu yüzden önce halkların eşitliği. Önce özgür bir Türkiye. Yoksa müşteri memmuniyetiymiş, ekonomik stratejilermiş, ceo'ymuş, genç girişimcilermiş fasa fiso. Yok öyle bi dünya. Bugün siyah altın var, bugün işgal var, açlık var, yoksulluk var, gericilik var dünyada. Olay bu kadar basit. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 bana 21. yuzyilda komunizm mi oneriyorsun ehueheu insanlik serbest piyasa ekonomisi sayesinde bu seviyeye geldi, elli kere dedik kapitalizmin eksiklikleirnin ilaci demorkatik soldur, sosyal devlettir diye, adam smithi savunan kalmadi dunayda zaten birkac fantastik disinda birileri daha cok calisip daha cok kazanabildigi surece kapitalizm varolacaktir, patronun oglu kuramindan sikayet edebilirsiniz ancak asil suclu cocugu icin sermaye biriktiren babamidir yoksa gelecegi icin plan yapmiyan fakirligi kader olarak kabul etmis olan babamidir? sistemde siniflar arasi gecis acik ve oldukca kolay komunizm bir utopya olmaktan oteye gidememis bir hayaldir, olmamsitir olmiycaktir. keynesi ndedigi gibi insanligin butun ilerlemesini cahil isci sinifinin eline ne diye teslim edelim? zaten komedide bruda absliyor, uygulandigi hicbri ulkede isci sinifi iktidar olmamis somurulmeye dahada bi guzel devam etmislerdir, kapitalist sistemde bulundugu yerden calisarak cikabilen ciftci komunist sistemlerde calismamis, uretmemis ayni aprayi ayni yemegi almis sistemin icine etmistir, butun kontro ldevlete yuklenince devlet gayet guzel halkin tepesine binebilmis, baski guruplarinin ve denge mekanizmalarinin olmadigi bu utopyada parti tek gerceklis olmus, ve partilerde kizil diktatorler dogurmsutur guclu devlet hicbirzaman cozum degildir, gucsuz devlet ise vahsi kapitalizmi getriri ve emek somurusune yol acar marifet zaten bu dengeyi yakaliyabilmekte, dunyada hicbirzaman bir sorunun tek bir cozumu, tek bir yontemi yoktur donemsel sorunlarin donemsel cozumleri vardir, ideolojiler o yuzden her zaman cokmeye ve zamanin agirligi altinda curumeye mahkumdur hangi donem hangi cozumun uygulanicagini ise bilim bize gosterir 2010 senesinin sorunlarini 1930 un yontemelri ile ve 1950 nin yontemleri ile cozemessin, 2010 un sorunlari 2010 da uretilicek yontemlerle cozulur, yeterki yontem uretebilicek kadar bilgin olsun ve calis Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeaN Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Viktor said: sistemde siniflar arasi gecis acik ve oldukca kolay Viktor said: siniflar arasi gecis acik ve oldukca kolay Viktor said: siniflar arasi gecis Viktor said: siniflar http://www.midyatsesi.com/image/haber/227_adsiz.bmp Sen en iyisi sosyal devlet anlayışı ile yürütülen devletlerin bi borç rakamlarına, özelleştirmelerine bak istersen öyle konuşalım. Malum resmen kitap üstünden konuşuyorsun. Sosyal devlet dediklerin, özele karşı periyodik olarak krizler yaşayan, ekonomisi bağımsız olmayan devletçikler bütünü. Başka bir şey değil. Hayır üzülüyorum arkadaş. Biz yurdun gençlerini böyle liberal ekonomi, özgürlük, saygınlık, zart zurt diye kandırırlarken, resmen bizim gibi ülkelerin devletlerini ve dolayısıyla halklarını IMF ile, markaları ile sömürüyorlar. Kapitalizmin bir refah sistemi olması, komünizmin bir ütopya olmasından daha da hayalci geliyor bana. Gerçi kime göre neye göre... Sonra neden açız, neden yoksuluz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
moncici Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 3, 2010 viktor haklı gibisin ama keynes'in lafını biraz değiştirerek ben de şöyle diyorum madem: insanlığın gelişimini anadoludan gelen kobilere teslim edelim? herhangi bir sanayi sitesinde, örneğin ham madde işleyen bir ısıl işlem şirketine git, müşteri profilini gör, ne demek istediğimi anlayacaksın. ya da benim çalıştığım otele gel, buraya doğudan ya da arabistan'dan falan gelen zenginlerin kültür seviyelerini gör. kapitalizm senin bahsettiğin gibi meritokratik bir düzen değil. amerika'da da değil, bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde de. bunun miras hukuku gibi temel, kadrolaşma gibi sonradan oluşmuş sebepleri var. zekası, skill'i daha fazla olan insanlar üstte olmuyor her zaman. burada üstad marx'a dönecek olursak ne diyor marx; bir insanın bilinci sınıfını değil, sınıfı onun bilincini oluşturur. tamam öss'de ikinci olan çoban gibi başarı öyküleri olsa da yetmiyor bu sistemde. bir insanın senin bahsettiğin gibi sınıf değişimi yapması kolay değil. ha ben de serbest piyasa ekonomisini, o bahsettiğin dengeyi savunuyorum ama kimse kimseyi kandırmasın yani. ben savunuyorum çünkü böyle rahatım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeaN Mesaj tarihi: Kasım 4, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 4, 2010 Kapitalizm beğenilen bir sistemdir. Çünkü yoksul çoğunluğun büyük kısmı, kapitalizmin kendisine ne koşullar yarattığının farkında değildir. E beğenen kesim de zati, işçilerin bilinçlenmesini, örgütlenmesini sağlayacan sol güçlere karşıt olduğundan, medyasıyla, sahte istatistikleriyle saldırıyor. Kapitalizm refah yaratabilir ama bu bir grup azınlık insan için öyledir. Dünyanın büyük çoğunluğu için bariz bir yoksulluk, yozlaşma, açlık, sefalet, işgal barındırır kapitalizm. Ancak Allahtan Mad Men var da gençlik kanmıyor gomunistlere. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Kasım 4, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 4, 2010 abidik gubidik reismelre gerek yok, gelir dagilimi icin kapi gibi GINI var http://arewemad.net/wp-content/uploads/2010/03/Gini_Coefficient_World_CIA_Report_2009.png vahsi kapitalizmin hala hukum surdugu amerikanin cinden zerre farki yok sosyal devletin adam gibi uygulandigi ulkeler ise yemyesil parliyorlar, iskandinav ulkelerinde emegi somuruluyor dedigin o vasifsiz isci burdaki doktordan 6-7 kat fazla maas alip daha insafli calisma saatlerine tabii olup daha fazla tatil yapiyor, fazla mesaiye kaldigi zaman 1 lira 3 lira gibi komik saat ucretleri degil kapi gibi normalin 1.5-2 kati kadar fazla mesai ucreti aliyor parasiz egitimin ile parasiz universite sunuyor (hatta burdan bile gidenler va ryuksek lisans yabanci ogrenciye bile beles diye lol) kapitalizm diyince ama akliniza bir tek amerika ve amerika menseili neo-klasik ekonomi politikalari geliyor ne yazikki Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
moncici Mesaj tarihi: Kasım 4, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 4, 2010 peki kapitalizm gibi global bir sistemde GINI haritası verip sosyal-demokrat ülkeler üzerinden kapitalizm refah getirebilen bir sistemdir demek ne kadar mantıklı sence? uluslarası ilişkileri yadsıyan bir yaklaşım. türkiye'deki zenginlere bakıp bakın kapitalizm refah getiriyor demekten pek farkı yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeaN Mesaj tarihi: Kasım 4, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 4, 2010 Hah çok güzel. İsveç, Norveç bu ülkeler neden kapitalist ekonomi ile gayet refah içerisinde yaşar bilirmisin Viktor? Çünkü g.t kadar nüfusa sahip oldukları için. Bir ülkede ne kadar çok işsiz yaratılırsa, o kadar daha az maaşa işçiler razı edilebilir. Ancak iskandinav ülkelerinin iş gücü yokluğu, işçinin değerini attırır. Buna marksizm içerisinde "yedek emek ordusu" denir. Ayrıca İsveç, dünyada sayılı silah üreten ve satan ülkelerin başında gelir. Peki Amerika'da neden insanlar refah sahibi bilirmisin viktor? Bilemezsin çünkü durum öyle değil. ABD'de yaklaşık 45 milyon insan yoksul. 1 milyon insan evsiz. I love you New York filminden sıyrılıp, genel olarak ülkenin durumuna bakınca pek de refah sahibi bir ülke olduğu gözükmüyor USA'nın. Bazı oranlar Mit 1: ABD hükümeti, yoksulları kalkındırmak için zenginlere saldıran sınıf savaşına bulaşıyor. * Kesinlikle devam eden bir sınıf savaşı var. Ancak geri kalanımıza karşı zenginin savaşı ve zengin kazanıyor. Zenginler ile diğer herkes arasındaki ABD'de mevcut uçurum, incelenen 30 ülkeden daha geniş. Gerçek şu ki, ABD'deki en zengin yüzde 10'un yıllık geliri diğer tüm ülkelerinkinden daha yüksek. Ve ABD'nin en yoksul yüzde 10'u diğer OECD ülkelerinin yoksullarının ortalamasından daha az gelire sahip. 1980'lerden beri ABD zenginleri orta sınıf ve yoksulları hızla geride bırakıyor. Mit 2: ABD hala dünyadaki en büyük sağlık sistemine sahip. * ABD'deki bebek ölüm oranı OECD ülkeleri arasında en kötü dördüncü - sadece Meksika, Türkiye ve Slovakya'dan iyi. Mit 3: ABD'de her yerden daha az açlık var. * ABD'de çocuk açlığı yüzde 20'den fazla ya da bir başka deyişle her beş çocuktan biri aç, bu rakam 30 OECD ülkesinin ortalamasının iki katı. Mit 4: ABD çocuklu ailelere cömert yaklaşıyor. * ABD'nin, çocuklu ailelere mali yardımlar bakımından sıralamadaki yeri ülkelerin altta kalan yarısında. 30 OECD ülkesinden yarısından fazlası çocuklu ailelere gelirlerine bakmaksızın nakit yardımda bulunuyor. Bu ülkelerden bazıları (örneğin Avusturya, Fransa, Almanya) aile düşük gelirliyse veya ebeveynlerden biri işsiz ise ek yardımda bulunuyor. Mit 5: ABD çalışanlarına karşı çok destekleyici. * ABD çocuğu olan çalışan annelere ücretli izin vermiyor. Diğer 30 OECD ülkesinin her birinde farklı biçimlerde ücretli izin var. ABD bu konuda tamamen sonuncu. Ülkelerin üçte ikisi bazı biçimlerde babalık ücretli izni veriyor. ABD babalara da ücretli izin vermiyor. Gerçekten de, hiçbir suretle ücretli izin günü garanti edilmeyen sadece ABD'deki çalışanlar. ABD'den sonra bu konuda en düşük Kore ve çalışanlarına yıllık 8 gün ücretli izin veriyor. Diğer 30 ülkenin çoğu çalışanlarına yıllık 20 gün ücretli izin veriyor. Mit 6: ABD'deki yoksulların diğer her yerden daha fazla zengin olma şansı var. * Gelirdeki, maaştaki ve eğitimdeki toplumsal hareketlilik (ebeveynleriyle karşılaştırıldığında çocuklarsın ekonomik basamakta nasıl yukarı ya da aşağı sınıfa gittiği), Avustralya, Kanada ve Danimarka, Norveç, Finlandiya gibi kuzey ülkelerinde ABD'ye göre daha kolay olma eğiliminde. Bu, ABD'de daha çok zenginin zengin, daha çok fakirin fakir kaldığı anlamına geliyor. Mit 7: ABD kamusal eğitime bol harcama yapıyor. * Kamusal eğitim harcamaları bakımından ABD, 30 OECD ülkesi arasında aşağı yukarı ortalama düzeyde. Bununla birlikte ABD'li çocukların eğitsel başarısı OECD ülkeleri arasında en kötü yedinci. Çocuk bakımı ve okul öncesi eğitime yönelik kamusal harcamalar bakımından ABD sondan üçüncü. Mit 8: ABD hükümeti, geliri zenginden yoksula yeniden dağıtıyor. * ABD'de kısmen az miktarda hükümetin yeniden dağıtımı mevcut, çünkü işsizlik ve aile yardımı gibi toplumsal çıkar harcamaları ABD'de çok düşük. 30 ülke arasında sadece Kore'nin devlet harcaması daha düşük. Mit 9: ABD dünyanın her yerindeki ülkelere bolca yabancı yardımda bulunuyor. * ABD, OECD'deki gelişmiş ülkeler arasında en düşük yüzdede yardımda bulunan ülke. 2007 yılında ABD, sonunculuğu Yunanistan ile paylaştı. 2008'de ise sonunculuğu Japonya ile paylaştık. Kaynak : Bill QUIGLEY * Bill Quigley: Anayasal Haklar Hukuk Direktörü ve New Orleans Loyola Üniversitesi'nde hukuk profesörü. Gel gelelim Kanada'ya. Bu ülkeninde malum, iş gücüne ihtiyacı fazla. Peki ya Avrupa? Avrupa'nın son halini de görüyoruz zaten, Yunanistan'da, Fransa'da. Bu haliyle bu zamanda kapitalizmi savunmak sosyalizmi savunmaktan daha komik değil. Ayrıca emperyalizmi ele almadan, kapitalizmi ele almak sadece hayal aleminde politik düşünmek anlamına gelir. IMF gibi, işgaller gibi gerçekler varken "sosyalizm mi ahaha sosyalizm mi kaldı lan" demek zaten bir cahillik. Dipnot: Sen yine de doğu bloğu ülkelerinde insanların et tüketim oranlarını, sağlık verilerini, eğitim verilerini bir araştırıver Viktor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoruK Mesaj tarihi: Kasım 4, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 4, 2010 salih memecan ntvde. ya ben neyse bişey söylemiyorum. pişkin pişkin övünüp dava açılmasına karşıyım diye ağlıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar