Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Chronicles: E V E - A world beyond worlds


Qui

Öne çıkan mesajlar

Arada bir bakarım eve chronicles'a enteresan bişey var mı diye, ama burda yazanları herkesin bilmesinde yarar var. Aslında backstory olarak geçiyor, ama bütün chronicles'ın başı sayılabilir.



Astroid madenciliği ve vakum üretimi ile kârlı hale gelen uzun uzay yolculukları ile, insanların güneş sisteminin bütün gezegenleri ve uydularına yerleşmeleri çok uzun sürmedi. Doğal olarak, bu gelişme Dünya'nın ekonomik büyümesini hızlandırarak insanların derin uzaya ulaşmasına imkan sağladı. Güneş sistemleri arasındaki uzaklık aşılması güç bir engel oluşturuyordu, ama ışık hızı (warp) teknolojisinin keşfi herşeyi değiştirdi. Atlama kapıları (jump gates), negatif enerji ile katlanan çekimi kullanıp stabil solucan delikleri (wormhole) yaratarak, uzayın iki noktası arasında anlık seyahatler yapılmasını sağladı. Bu kapıların fiziksel olarak o noktalara taşınma gerekliliği, getirdiği avantajlar yanında dikkate alınmadı ve insan ırkının diğer güneş sistemlerine yolculuğu başladı.

İkinci büyük keşif ışık hızı teknolojisinin atlama sürücülerinin (jump drives) bulunmasıydı. İlk sürümleri aynı güneş sistemi içerisinde kısa atlamalara izin veriyordu ancak ileri sürümleri, gemilerin sistemler arasında atlama kapılarının yardımı olmaksızın seyahat edebilmesini sağladı. Bu genişleme hareketinin oldukça hızlanmasına sebep oldu, ve kısa süre içerisinde insanlar yüzlerce sisteme yerleşti, onlarcası tam donanımlı koloniler haline geldi. Buna rağmen, gittikçe artan büyüme hamlesi, bürokrasi nedeniyle zorlaşmaya başlamıştı. Neredeyse ulaşılabilen her güneş sistemi, kolonizasyonun başlamasından çok önce satın alınmıştı, yada kiralanmıştı. Yeni bir dünyaya yerleşmek isteyen bir çok kişi, hayallerini gerçekleştirmek için yıllarca beklemek zorundaydı.

Canopus sistemi yakınındaki, doğal solucan deliği, herşeyin değişmesine sebep oldu. Uzun zamandır varlğı bir çok spekülasyona kaynak olsa da, bu bilinen fenomen ile ilk doğal tanışmaydı. Solucan deliğine yollanan ilk sondalar, oldukça stabil bir yapıya sahip olduğunu ve bilinmeyen bir galaksideki güneş sistemine açıldığını keşfetti. Bu Samanyolu galaksimizin uzak bir ucu, evrenin diğer uzundaki bir galaksi, hatta bir başka boyut yada paralel evren olabilirdi.

Solucan deliğine, sunduğu yeni dünyalar, yeni başlangıçlar nedeniyle, EVE adı konuldu. Sadece özel donanımlı gemiler deliği kullanabildiğinden, EVE'nin iki yanına, atlama kapıları konmasına karar verildi. Dahası, bilim adamları EVE'nin birkaç on yıl içinde kapanacağını söylüyordu. Sonuç olarak, insan ve mühimmat taşıyan gemiler diğer tarafa geçti, yeni sistemde üsler kuruldu. Kısa süre sonra yeni sisteme New Eden adı verildi. EVE'nin iki tarafındaki kapılar, EVE kapıları, EVE'nin stabil olmayan doğasından ve bilinmeyen uzaklıktan dolayı, fazlasıyla büyük olmak zorundaydı. Ve insanoğlu o güne kadar yaptığı en büyük yapıyı, o günlerde sahip olunan zenginliğe rağmen, 200 senede inşaa etti. Yeni dünyanın herkes için açık olduğu, ilk gelenin sahibi olacağı buyuruldu. Açılışıyla birlikte, yüzlerce bağımsız organizasyon keşiflere ve yerleşime başladı.

EVE, kapıların inşaası bitmeden kapandı. Bu, önceleri kapıların inşaasını etkilemedi ve 70 yıl daha kusursuz bir şekilde süren inşaat bir felaketle noktalantı: tam olarak açıklanamayan bir dizi fenomen, EVE kapılarını, ölümcül bir manyetik-çekimsel (magno-gravity) etkiye sokarak, kullanılmaz hale getirdi, ve paha biçilemeyen New Eden sistemini değersiz bir moloz yığınına çevirdi. New Eden'daki EVE kapıları hala mevcuttur ama yaklaşmaya çalışan her gemi, çekim-fırtınaları (magno-storm) tarafından parçalara ayrılmaktadır.

EVE'nin kapanışının etkileri, oldukça ani ve dramatikti. EVE dünyasındaki, New Eden sisteminin hatta eski dünyanın sanayi altyapısına mahküm olan üsler ve yerleşimler, kendilerini izole ve bağlantısı kopmuş bir yıkım içersinde buldular. Birçok koloni sadece bir kaç yıl yada bir kaç on yıldır yerleşik olduğundan, çok azı kendine yetecek durumdaydı. Teker teker yok oldular, oksijen yetersizliğinden, su ve yiyecek eksikliğinden öldüler. Kurtulmayı başaran birkaç tanesi zamanla, yedek parça, mühimmat eksikliğinden, sahip oldukları teknolojileri ve bilgileri kaybettiler.

Binlerce yıl boyunca, dağılmış halde bulunan bu insan yerleşim bölgeleri, birbirlerinden habersiz olarak, izole bir şekilde yaşadılar, ve büyüdüler. Zamanla, yaşadıkları çevreler, her komşuyu diğerinden ayrı kılan fiziksel özelliklerinde küçük farklılıklar yarattı.[signature][hline]God created the earth in six days, on the seventh he rendered.
@ui[b] ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected]
ek$i | [url=http://thequi.deviantart.com/]DevianAr

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hikaye çok hoşuma gitti benim, bunu okuyana kadar medeniyetlerin temeli hakkında zerre kadar fikrim olmadığından saçma gelmişti düz uzay yolu gibi düşününce.. değilmiş nitekim.. :)[signature][hline]Cleaning Man at Flophouse: Hey, buddy. You got a dead cat in there, or what?

The Terminator: Fuck you, asshole.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sahi bu arada, new eden sisteminde görmeye değer özel birşey var mı? oyun içinde sordum "huriler var" dediler de Safir'in hurilerle işi olmadığından başka bir cevap lazım bana.. :)[signature][hline]Cleaning Man at Flophouse: Hey, buddy. You got a dead cat in there, or what?

The Terminator: Fuck you, asshole.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...