Laurelin Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 zigzaglardan etkilenen zaman tuneli ve bunalima giren einstein ile isik hizinda giden turkiye ile izafiyetin rafa kalkmasi arasinda kafam karman corman kalmisken su video kafami dahada karistirdi http://www.youtube.com/watch?v=_oPedQScM_s pati bilim adamlari, nedir bu isin izahi analtin yahu, einstein gelse kafayi usutur harbi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mightee Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 bu adam trollün kralı ya ahauhauh Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Myshkin Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 http://www.facebook.com/video/video.php?v=1241503320697&ref=mf adam bilimsel çalışıyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 cidden sorduğunu kabul edip anlatıyorum bildiğimce. mesela sen trendesin, ben istasyonda. Tren istasyodna duramdan yanından gecti gitti. ikimizde havaya top atıp tutuyoruz. Sana göre ben ve istasyon hareket ediyoruz, bana göre ise sen ve tren hareket ediyo, ama ikimize görede havaya attığımız top aynı sekilde hareket ediyo. ilk kural bu yani aynı hareket içindeki gözlemciler için fizik kuralları aynı, yani sen ve top için aynı, ben ve top için aynı, ama sen ve ben için aynı değil. peki ikimiz birbirimize değil 3. bi olayı gözlemlersek: istasyonun iki tarafındanda tas gibi iki hatun geliyo, ben sinek olduğum için aynı anda iki hatunuda görebiliyorum, sen zaten genis acıyla istasyonu gördüğün için iki hatunuda görebiliyorsun. ben iki hatunla aramdaki mesafe aynı olduğu için ve (bu arada bütün bu deneyler vakumda tabi atlamamak lazım detayı, sinek kafalı bi uzaylıyım) dolayısıyla bana iki hatundada yansıyan ısık aynı anda ulasıcagı ıcın, ikisinide aynı anda görüyorum. Sen ise, batıdan doğuya giden treninle, doğudaki hatunu daha önce batıdaki hatunu dah sonra görüyorsun, cünkü doğu hatundan yansıyan ısık sana daha önce ulaşıyo, batı hatundan gelen ısık ise daha sonra. Yanı bana göre olay aynı anda oluyorken, sana gore aynı anda olmuyor, dogu hatun once batı hatun sonra geliyo. peki hangisi doğru? ben hikayeyi kendi bakış acımdan anlattığım, peki senın bakıs acından nalatmaya baslasaydım. peki simdi soyle bir durum var. Isık vakumda sabit hıza sahip. ama neye göre sabit hız? hangi gözlemciye relativ olarak sabit? ısığın hızını hesalamak için kullandığımız denkleme göre herseye relativ olarak. o zaman senle ben nasıl ısıgın hızı konusunda aynı ölcüme sahip olucaz? ikimize görede ısığın hızı aynı ise, ikimize görede alınan yol aynı ise değişen ne? alınan yol=hız x zaman ise, geriye bitek zaman kalıyor. peki direk bu fikri masaya yatıralım madem olayımız zaman zamanı ölcücek bi alet alalım, bi saat. Saat değimiz sey tekrar eden olayı sayan bir alettir. kum saatir düsen kumarı sayar, dijitaller gecen curretları, mekanikler dişliler, sayar. bizim saatimizse, birbirine parelel iki yüzey arasında yukarı sagı seken bir beam of light'ın her panele carpısını saysın. ---------------- .......x........ .......x........ .......x........ .......x........ .......x........ ---------------- ısık aynen bu noktalarda yukarı asagı gidiyo. pekiya bizim saatimiz hareket ederse? ---------------- x.......x....... .x.....x.x.....x ..x...x...x...x. ...x.x.....x.x.. ....x.......x... ---------------- bu sefer ısık diagonal hareket etmesi gerekiyor, e ısık hızı sabitse, bu bizim saatimizin dısardan saate bakan bize gore daha yavas sayıcagı anlamına geliyor. iste wft simdi geliyor. peki ya bizde yüzeylere otursak ve saatle beraber hareket etsek, biz ısık hüzmesinin diagonal hareket yaptığını değil, dik hareket yaptığını görürüz. yanı zaman bizim içinde yavaslar. Yanı bu kuralda diyorki, hareket eden gözlemciler için zaman yavaslar. ama kime göre yavaslar? bu yuakrdaki satten iki tane alsak, birini sabit tutsak öbürünü hareket ettirsek, aynı trendeki sen ve istasyondaki ben gibi. Sana göre benım saatimin ısığı diagonal, bana göre seninkinin. Yanı bu demekki, zaman göreceli bir kavram. demekki, renkler zevkler ve zaman tartışılmaz (buraya kadr iyi anlttığımı düşünüyorum o yüzden kötü esprii hakkı kazandım) lakin izafiyet burda bitmiyo.. pekiya biz o saatin yüzeylerinde değil ısıkgın üstünde otursaydık? olabilicek en yüksek hızda hareket etseydik? simdi soyle birey var, evrendeki hersey zaman ve mekanda hareket ediyor dimi? gezegenler sen ben hersey. zaman ve mekan grafiği cizelim bi tane. eğer sabit duruyor hareket etmiyorsak, sadece zamanda ilerleriz dimi? aynen böyle: mekan |................... |................... |................... |................... |................... |................... |................... |xxxxxxxxxxxxxxxxxxx ---------------------zaman peki ya hareket edersek grafik nasıl olucak? aynen böyle: mekan |..............xx... |............xx..... |..........xx....... |........xx......... |......xx........... |....xx............. |..xx............... |xx................. ---------------------zaman pekiya biz mekanda olabildiğince hızlı hareket edersek yanı ısık hızında hareket edersek iste böyle olur: mekan |x.................. |x.................. |x.................. |x.................. |x.................. |x.................. |x.................. |x.................. ---------------------zaman Yanı ısık hızında hareket ederken, zaman hareket etmiyor. Herseyin göreceli olduğu bu evrende ne zaman ne mesafelere net ölcümler verebiliyoruz, o zaman einsteinde ikisini ayırmaya gerek yok spacetime diyor. bir olayı izleyen iki gözlemci için zaman ve mekan farklı olsada zamanmekan aynı. doymadıysak devam ediyorum. yercekimini biliyoruz dimi, ok dursun kenarda. simdi yercekimsiz ortamda kapalı bir mekanda geziyosun, yercekimi yok havada geziyosun, böle su atıyosun pipele iciyosun cesitli sebeklikler. ben ise gelip bulundğun odayı tutuyorum, sonucta cok güzli bir sinek kafalı uzaylı olduğum için, sabit hızlanmayla odayı itiyorum, dikkat sabit hız değil sabit acceleration. sen odanın ıcınden bu olayı gözlemliyorsun, ve sana göre hersey yavas yavas düşmeye baslıyor hatta ben gerekli hızlanmaya ulastıgımda senin icin yasdığın durumun dünyadaki yer cekiminden farkı yok. ayasa kalkıyosun yürüyorsun, cünkü nasıl dünyada ve sen birbirinizi kendinize cekiyorsanız (dürüst olalım sen dünyayı pekde cekimiyosun dünya senı cekiyo) bende odayı sana doğru itiyorum. Peki simdi soru su, senin uzay odasında yasadığın durum için bir cevap var ben odayı itiyorum, peki ya kütle cekim kanunun acıklaması ne? Hayır, allah değil, cünkü allah yok. Einsteinda en az benım kadar zeki biri olduğundan, baska bir fikirle ortaya cıkıyor. hayalı bir kuvvet yok diyor, onun yerine kütleler etraflarındaki zaman mekanı bükerler. sımdı bu ne demek diyeceksin haklı olarak. Bunu ascii le yapamıycam o yüzden daha önce yüzlerce kez gördüğün, dünyanın bir grid üstünde durduğu sonra o biridi böle cökettiği imajları hatırla. peki biz o bükülmüş yüzeye bir top koyarsak, top asagı doğru yani dünyanın yarattığı cukura doğru giderek artan bir hızlanmayla düşmezmi? ooooooooo oooooooooooooooo oooooooooooooooooooooo ooooooooooooooooooooooooooo oooooooooooooooooooooooooooooo oooooooooooooooooooooooooooooooo ooooooooooooooooooooooooooooooooo aynen bu sekildeki bi yamactan artan hızlanmayla düşeceği gibi dünyayı hızlandıkca hızlanmasıda artıcaktır ( bu noktada kütle cekim kanunu formülünü hatırlıyalım, mesafe azaldıkca kuvvet artmıyor karesiyle artıyordu hatırladınmı?) Eisnteina diyorlarki "hadi lan" einsteinda diyorki, "valla olm". kanıtlamak için soyle bir fikir atıyor ortaya eğer kütle cekim kanunu doğruysa, cok cok büyük kütlelerin ısığı etkilememesi lazım, cünkü ısıgın kütlesi yok, ama ısık benim dediğim gibi kütlelerin büktüğü zamanmekan icinde hareket ettiğine göre kütlelerden etkilenirler. Ve diyorki biz aslında günesin arkasındaki/yanındaki yıldızları daha fakrlı yerlerde görüyoruz. balına o sıralarda günes tutulması oluyor (cunku normalde etrafındaki yıldızları göremiycek kadar parlak günes) ve anlıyorlarki, daha önce ortaya cıkartılmıs yıldız haritalarıyla, günesin etrafındaki yıldızların yerleri uyusmuyor. Yanı günes (cok kallavi kütle) baska yıldızlardan bize gelen ısık hüzmelerini büküyor. Ve bütün dünya diyorki, vay anasını unuttuğum bir sürü vardır, karıstırdığım yanlıs olanlarıda ardeth düzeltsin isine bölüm modu adam iste. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
stimpak Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 ^ (tu) daha güzel anlatamazdın : ) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mortis Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 oha gökçen seni görsel iletişim tasarımcı uzun saçlı elinde balta ile dolaşan bi tip die bilirken, hardcore fizikçi olmuşsun! ne bu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 sinadan ders aliyo galiba. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fistan Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 zaman madde karsisinda egilip bukuluyor yillar sonra 365gun 6 saat dedigimiz dunyanin gunes etrafindaki turu 365gun 3saat olabilir ama bizim goreceli zamanimiz sabit bu da binlerce yil sonra mevsim aylarinin degisebilecegi gibi etkeleri ornekliyor vs. evren evrende cevresi kotu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BabacumMostors Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 acaba adnan oktara yamansam.. beni de nemalandırır mı? danışmanlık fln yapsam bu adama Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2010 ardethten mesaj gelene kadar tedirginlik icersindeyim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
senko Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 read it later'a attım bunu kafam yerinde olduğu zaman okuyacam. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Torque Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 didnt read koyucaktımda üşendim. didnt read Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mightee Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 kendisi tam bir kara cahil ! lafı koymuş amcam helalz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
idilik Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 yacüce, nefis anlatmışsın. anlamaya çalışarak okudum, yalnız, özellikle yerçekiminden sonraki bölüm beni çookkkkkk aştı. bu konulardaki bilgisizlik ve hatta andavallığıma karşın o bölümü yeniden anlamaya çalışarak okuyacağım, kafamın daha rahat olduğu bir ara. yalnız daha önceki bölümle ilgili olarak eminim çok aptal bir soru soracağım buradaki herkesin affına sığınarak ve de utanarak. ya ben pozitif bilimlere çok saygı duymakla birlikte, bu tür konulara tam anlamıyla fransızım, hatta mozambikliyim falan da dur sorim bari, ciddi çok utanıyorum : hani demişsin ya ışık hızında hareket ederken, zaman hareket etmiyor diye... hani 2001 space odyssey diye bi film vardı. yıllar sonra dalga geçildi falan galiba anlayamadığım bilimsel yetersizlikleri nedeniyle sanırım. neyse ben de yıllar önce seyretmiş, birçok şeyi anlamamakla birlikte, filmden bir şekilde çok etkilenmiştim. şu anda kimi sahneler dışında aklımda herhangi bir şey kaldığını da söyleyemem. ama şöyle bir sahne vardı hani, adam ışık hızıyla sanırım, milyarlarca yıl ötede bir yere gidiyordu (kara delik miydi neydi,yav ciddi utançtan kanım çekildi, filmin kara deliklerle çok alakalı olduğunu biliyorum da hiçbir şey anlamamışım işte, onu bile anlatamıyorum :S neyse işte biraz önce alıntıladığım cümlene göre, eğer o sırada zaman hareket etmiyor ise adamın olduğu yaşta kalması gerekmez miydi?!! halbuse çok yaşlanıyordu. oh! sordum bitti. vaktini aldığım için özür dilerim. benle uğraşmasan da olur, öylesine sordum işte, eğer cevap yazarsan anlayıp anlamayacağımdan da emin değilim zaten, ehue... edik: lam ben yoksa yanlış mı hatırlıyorum filmi, gideni değilde geride kalan birini mi yaşlanmış görmüştük? e ama geride kalanın ölmesi gerekmez miydi o zaman? lam iyice boka battım galiba, çevreye verdiğim zarardan ötürü özür dilerim, iyice salağa yatayım bari, keh keh keh falan diyerek Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Yuco Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Benim atlayasım geldi. Adam ışık hızına çıktığında kendisinin değil diğer kişilerin çok çabuk yaşlandığını görüyordur. Bana kalırsa kendisnin yaşlanmasında hiçbir değişim olmamalı aynı halde devam etmeli. Bunun cevabı teorik olarak bulunduysa bile pratikte görülmeden bilinemez bana göre. Ayrıca bu yaşlılık olayında ölçüler nelerdir ilk önce onu bilmemiz lazım. İnsanın yaşlanma hızı nedir ve bunu ışık hızıyla tam olarak nasıl ilişkilendiririz? Yani dünyanın kendi çevresinde dönüş hızı artı (veya çarpı burada dairesel harekette var) dünyanın uzaydaki hızı bizim dururken uzayda yaptığımız hız olarak düşünürsek ve bunu ışık hızıyla orantılarsak buradan bizim yaşlanma oranımızı çıkartabiliriz herhalde. Zamanıda iki konum arasındaki yerdeğiştirme ölçütü olarak düşünürsek, ışık hızına yaklaştıkça çevremiz bize göre daha çabuk yaşlanır fakat bizim kendimize göre yaşlanmamızda birşey değişmez. Yaşlanmanın birde biyolojik boyutu olduğu için daha çok şey sıralanabilinir. Belki en basidinden ses hızını aşmış bir uçakta bir sene boyunca yaşayan bir insan ile aynı özelliklerde normal yaşayan bir insanı karşılaştırarak basit bir fikire sahip olunabilinir edit: hatta belki yapılmıştır buna benzer birşey Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 gunbusterda vardi super kizin kucukken babasi uzay gemisi komutaniydi, alien saldirisinda oluyordu, kiz oradanda etkilenip pilot olup uzaya cikiyordu seneler sonra buyuyunce, egitim gorevlerinden birinde isik hizinda ilerliyen bir obje goruyorlardi yakaliyinca babasinin kaptanligini yaptigi gemi cikiyordu, saldiridan sonra dunayda yillar gecmis ancak gemi hala isik hizinda oldugundan 5 dakika filan olmus kiz gorevden geri dondugunde 3 aymi 5 aymi ne gecmis oluyordu sonra suyu cikiyordu tabi isin, kiz filoda gorev almaya devam ettikce cok kisa surede sinif arkadasi buyuyor cocuk sahibi olup yaslanip oluyordu filan, bu hala 17 yasindami neydi yanlis hatirlamiyorsam, dunyaya dondugunde kendi kusaginin torunlari ile ayni yasta oldugunu gorup mindfuck yiyordu filan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Redeagle Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Cüce izafiyet dersini veren hocamın yaptığı giriş kadar iyi bir anlatım yapmış (tu) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 idilik said: hani demişsin ya ışık hızında hareket ederken, zaman hareket etmiyor diye... hani 2001 space odyssey diye bi film vardı. yıllar sonra dalga geçildi falan galiba anlayamadığım bilimsel yetersizlikleri nedeniyle sanırım. neyse ben de yıllar önce seyretmiş, birçok şeyi anlamamakla birlikte, filmden bir şekilde çok etkilenmiştim. şu anda kimi sahneler dışında aklımda herhangi bir şey kaldığını da söyleyemem. ama şöyle bir sahne vardı hani, adam ışık hızıyla sanırım, milyarlarca yıl ötede bir yere gidiyordu (kara delik miydi neydi,yav ciddi utançtan kanım çekildi, filmin kara deliklerle çok alakalı olduğunu biliyorum da hiçbir şey anlamamışım işte, onu bile anlatamıyorum :S neyse işte biraz önce alıntıladığım cümlene göre, eğer o sırada zaman hareket etmiyor ise adamın olduğu yaşta kalması gerekmez miydi?!! halbuse çok yaşlanıyordu. oh! sordum bitti. vaktini aldığım için özür dilerim. benle uğraşmasan da olur, öylesine sordum işte, eğer cevap yazarsan anlayıp anlamayacağımdan da emin değilim zaten, ehue... edik: lam ben yoksa yanlış mı hatırlıyorum filmi, gideni değilde geride kalan birini mi yaşlanmış görmüştük? e ama geride kalanın ölmesi gerekmez miydi o zaman? lam iyice boka battım galiba, çevreye verdiğim zarardan ötürü özür dilerim, iyice salağa yatayım bari, keh keh keh falan diyerek ya filmi en son izliyoeli 10 sene oldu benım, hatırlamıyorum cok net, ama bilmem kac yüz ısık yılı gibi bi mesafe kat ediyolardı, ve nerdeyse ısık hızında gidiyorlardı. O ısık yılı dedikleri iste ısığın 1 yılda aldıgı mesafe, kallavi bir mesafe yanı. denklem 1/1 oranıyla mı calısıyo bilmiyorum belki egrisi vardır onu ardeth'e sormak lazım ama, eger dersekki duragan bir obse 100 yılda 100 yıl yaslanıyor ısık hızının %90'ı hızda giden bir obje duragın objenın 100 yılında 10 yıl yaslanıyor. eğer 100 ısık yılı mesafe aldıysa bunu bızım %90 ısık hızıya giden gemi yolculuğunu 111.11.. yılda alıcak demekki, e bunun %10'u kadar yaslanırsa yine 11 yıl yaslanıyo o geminin içindeki yolcular. bu kafada bisi olabilir. gunbusterda cok temiz islemislerdi bu mevzuları ben tutmustum baya Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 24, 2010 abi ahaha simdi fark ettim, e=mc^2 acıklamamısım ben.. birinizde kalkıp sormamıs. acıklıyım sabaha doru calısıyorum simdi ara vermiyim cok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Chemical Mesaj tarihi: Nisan 25, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 25, 2010 E=mc^2 çakma anlatiyim ben şimdi düşünüyorsun, bi madde var böyle taş toprak, bide enerji var ısı falan. Mesela mazotu alıp yakınca eline litre başına bilmem kaç joule enerji çıkıyor, fiziksel olarak yaptığın işlem ise stabil olmayan molekülleri parçalayarak, daha fazla parçalayamayacağın daha stabil hallere getirmek (co2 gibi) şimdi E=mc^2 diyor ki, sen olayın suyunu çıkarır, herhangi bir atomu parçalarsan, ama daha ufak parçalar haline gelicek gibi de değil (sadece nükleer fisyon oluyor yoksa) komple parçalarsan, eline inanılmaz miktarda enerji çıkıyor, yani sadece atomun yapısını bozarak atom bombası dediğin şeyi yapabiliyorsan, atomun içerdiği herşeyi parçalasan inanılmaz bi miktarda enerji elde edersin ve elinde sonuç olarak mass kalmaz, sadece enerji kalır. Bunun yapmasının tek yolu da atomu anti-maddesiyle birleştirmek falan filan. E=m*c^2 açılımı ise şöyle E = enerji, joule biriminde (bir elma 50 joule mesela kendi sindirip alabileceğimiz kadarı ile, 1 joule 6mmlik gözüne çarpan bir boncuğun seni kör etmeden önce sürat olarak taşıyabileceği en yüksek enerji) m = mass, kilogram cinsinden c = ışık hızı 300,000,000 m/s Mesela (internetten örnek aldım) 1 litre sudaki hidrojen atomlarını yokedecek olursak ve 1 litre sudaki hidrojen atomlarının toplam ağırlığının 0.111kg olduğunu biliyorsak. = 0.111 x 300,000,000 x 300,000,000 = 10,000,000,000,000,000 Joules gibi aşırı bir enerji çıkıyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Hergonan Mesaj tarihi: Nisan 26, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 26, 2010 bkz atom bombasi. yine 100% efficiency ile calismiyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BonePART Mesaj tarihi: Nisan 26, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 26, 2010 abi osurup yakinca atmosfer yok olmadi diye dusunursen e= mc^2 yanlis tabe madde isik hizina cikip enerjiye donustugunde ortaya cikan enerji o yakinca deil yakma dedigin epi dopu oksijenle girilen reaksiyon Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
codename_curse Mesaj tarihi: Nisan 27, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 27, 2010 dört boyutta hipotenüs formülü c^2t^2 - (x^2+y^2+z^2) sabit bir sayıdır tek uzay boyutu ve tek zaman boyutu ile bakarsam (ve zamanı metre cinsinden ölçersem) formül kısacana T^2 = t^2 - x^2 olur *-------------------* #1~~~~~~~~ #2 uzay gemisi #1 den #2 ye gidiyor, uzay gemisindeki bi adama göre T saniye geçiyorsa dışardan bakan biri gemiyi #1 den #2 ye t saniyede görür, #1 le #2 arasındaki yolda x dir. Yani T ve t farklı sayılar. T saniye duran adamın saati, t de hareket eden saati olduğuna göre E/(mc^2) = dt/dT T^2 = t^2 - x^2 ise (dT)^2 = (dt)^2 -(dx)^2 de doğrudur. her tarafı dt ile böleyim (dT/dt)^2 = 1 - v^2 dt/dT = 1/karekök(1-v^2) t yi metre cinsinden ölçtüğümden v ünitesiz ve hızın ışık hızına oranını verir yani aslında v/c dir ama kısacana v diyorum. Yani E = mc^2 (1-(v/c)^2)^-0.5 binom açılımıyla E=mc^2 +0.5mv^2 + diğer terimler momentum içinde aynı mantık uygulanır p/mc = ds/dT birde E = mc^2 eksik, momentum terimi olmalı: (dT)^2 = (dt)^2 - (ds)^2 m^2 = (mdt/dT)^2 - (mds/dt)^2 m^2 = E^2 - p^2 ama hepsini aynı ünitede ölçtüğümüzden (mc^2)^2 = E^2 - (pc)^2 Birde hızlandıkça kütle artışı var, doğrulundan şüpheliyim açıkçası. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Chemical Mesaj tarihi: Nisan 27, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 27, 2010 ben anlamadım Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Hergonan Mesaj tarihi: Nisan 27, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 27, 2010 osurugu daha hizli firlatirsan daha agir kokusu oluyor (kutle artisindan dolayi) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar