Rakursi Mesaj tarihi: Mart 9, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 9, 2010 Kızın seni sevdiğini zamanında nereden biliyosun ki? Öptün mü? Seviştiniz mi? Duygularına göre yorumluyorsun olayları gibi geliyor bana. Belki arkadaşça davranıyordu kız sana. Ayrıca şuan kızın öteki çocuğu seçmiş olma ihtimali de var. Salla derim uğraşmaya değmez. Doğrudüzgün bi kız böyle işler içine girmez kimseyi de böyle durumlara sürüklemez. Ortada bişey varsa yakınlaşır birisine ötekine mesafeli davranır sonra birisiyle bir ilişkiye falan başlar aklı başında bir insan. Erkekler için de kızlar için de durum böyle. Uğraşma böyle bi kızla zamanına yazık. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
rahatsiz Mesaj tarihi: Mart 9, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 9, 2010 survival of the fittest. kız darwinci çıktı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
balon Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 ulan ben yükselenimi bilmiyorum helal. kız seni kullanmış, sıra arkadaşında. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
PATA Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 O kadar yakın arkdaşmışssınız ki bi kız bile aranızı bozmaya yetmiş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
gecko Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 PATA said: O kadar yakın arkdaşmışssınız ki bi kız bile aranızı bozmaya yetmiş. (tu) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 o ne lan arkadaş dediğin bebek mi sürekli onla vakit geçireceksin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dreagloth Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Kız ne için kullanmış, anlamadım ben? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Privhunter Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 QueenofSpades said: meriçmişsin Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeBuffAndHeal Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 meriç olan ben değilim. diger eleman... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dworgian Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Kız diğer elemanın ilgisinden emin değilmiş, sayende emin olmuş. Geçmiş olsun. Burada istemsiz meriç oluosun ama işte... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
MacLeod Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 kız seni sevmemiş. anlayamadığım hem eskiden kankamdı diyorsun, daha hoşlandığı kızı bilememişsin. şimdi herifin gözünden bakıyorum olaya, biri geliyor arkadaş oluyor senle. daha sonra da senin uzun süredir birşeyler hissettiğin kızı götürmeye çalışıyor. adamın tepki gayet doğal, tek yanlışı yüzüne değil de arkandan o lafları etmesi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
reyou Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Genç adam iyi bir terziymiş. Bir dikiş makinesi ve küçücük bir dükkânı varmış. Sabahlara kadar uğraşıp didinir ama pek az para kazanırmış. Çok soğuk bir kış gecesi dükkanı kapatırken elektrik sobasını açık unutmuş ve çıkan yangın onun felaketi olmuş. Artık ne bir işi varmış ne de parası. Günler boyu iş aramış ama bulamamış... Yük taşımış, bulaşıkçılık yapmış, yine de evinin kirasını ödeyecek kadar para kazanamamış. Sonunda ev sahibinin de sabrı taşınca, küçük bir bavula sığan eşyalarıyla sokakta bulmuş kendini... Mevsim kış, hava ayaz olsa da genç adamın köşedeki parktan başka gidecek yeri yokmuş. Bir sabah iş arayacak derman bulamamış bacaklarında. Açlıktan ve soğuktan bitkin bir şekilde bankta otururken, kocaman bir araba yanaşmış kaldırıma. Arka kapıyı açmaya çalışan şoförü kızgınlıkla yana itmiş arabadan inen yaşlı adam, "Yalnız bırakın beni, parkta dolaşırsam belki sinirim geçer" diye söylenmiş. Zengin bir işadamı olduğu her halinden belli olan ihtiyar, birkaç adım attıktan sonra bankta titreyen terziyi görmüş. Terzi, adamın üzerindeki paltoya bakıyormuş dikkatle. Birden siniri geçiveren ihtiyar, "Zavallı adamcağız kim bilir nasıl üşüyordur, ona nasıl yardım etsem acaba?" diye düşünmeye başlamış. Oysa terzinin düşlediği paltonun sıcaklığı değilmiş. O, çok kalın ve kaliteli bir kumaştan üretilen bu paltonun sahibine hiç de yakışmadığını ve onun vücuduna uygun şekilde dikilmediğini düşünüyormuş. Yaşlı işadam, terzinin yanına yaklaşıp, "Ne o evlat, bu ayazda parkta donmuşsun. İstersen paltomu sana verebilirim" deyince, "Hayır, teşekkür ederim. Ben sadece bu paltonun size göre olmadığını düşünüyordum. Kumaşı fazla kalın ve sizi olduğunuzdan şişman göstermiş" diye yanıt vermiş terzi. Yaşlı adam bu cevabı alınca hayli şaşırmış. Çünkü o da üzerindeki paltoya onca para ödediği halde kendisine bir türlü yakıştıramıyormuş. "Soğuktan titrerken nasıl böyle bir şeye dikkat edebiliyorsun?" diye soran yaşlı adam, "Ben terziyim" yanıtını alınca "Benimle gel, hayat hikayeni yolda anlatırsın" diyerek arabaya bindirmiş bizim terziyi. Bu karşılaşma, terzinin hayatındaki dönüm noktası olmuş. Böyle yetenekli bir insanın işsiz ve evsiz kalmasına çok üzülen iyiliksever yaşlı adam, terziye bir dükkan açmasına yetecek kadar para vermiş. Bunun karşılığında tek istediği kendi giysilerini bu genç adamın dikmesiymiş. Terzi yeniden bir işe hem de kendi işine başlamanın heyecanıyla deliler gibi çalışmaya başlamış. Bu arada yaşlı işadamı da desteğini esirgemiyor, onu kendi çevresinden zengin kişilerle tanıştırarak yeni siparişler almasını sağlıyormuş. Küçük dükkân önce kocaman bir modaevine dönüşmüş, sonra da pek çok ünlü marka için üretim yapmaya başlamış. Terzi artık "ünlü işadamı" diye anılır olmuş. Bir gün ihtiyar adam onu ziyarete gitmiş. Terzi çok büyük bir iş bağlantısı yapmak üzere yurt dışına gidecekmiş ve uçağa yetişmesine az bir zaman varmış. Biraz sohbet ettikten sonra yaşlı adam birden fenalaşmış, kalp krizi geçiriyormuş. Hemen bir ambulans çağırılarak hastaneye kaldırılmasını sağlamış. Yeni işadamımız ise büyük işi kaçırmak istemediği için uçağa yetişmiş. Yaşlı adam krizi atlatmış ve uzun süre hastanede yatmış, bir yandan da sadece bir kez telefon ederek durumunu soran terziyi bekliyormuş. Fakat terzi daha çok para kazanmak için oradan oraya koştururken bir türlü yaşlı adamı ziyarete gidememiş. Aradan o kadar uzun bir süre geçmiş ki bu sefer de utancından yaşlı adamın kapısını çalamaz olmuş. Bir süre sonra terzinin işleri yolunda gitmemeye başlamış. Fabrikalarını kapatmak zorunda kalmış ve elinde kala kala yine küçücük bir dükkan kalmış. Utana sıkıla yaşlı adama koşmuş hemen nerede hata yaptığını sormak için. Son derece kırgın olan ihtiyar yine de onu kabul etmiş ama anlatacağı öyküyü dinledikten sonra hemen çıkıp gitmesini istemiş. Ve başlamış anlatmaya: "Bir zamanlar fakir bir oduncu varmış. Ormandaki bir kulübede yaşar ve odun keserek hayatını kazanırmış. Bir gün kulübesinde yangın çıkmış ve bu yangın bütün ormanı kül etmiş. O çevrede kimse ona güvenip iş vermeyince, çıkınını alan oduncu, eşeğine binip yola koyulmuş. Ağaçların arasında yürürken birinin kendisine seslendiğini duymuş. Başını kaldırınca konuşanın bir bülbül olduğunu görmüş. Bülbül ona "Senin haline çok üzüldüm, şimdi öyle bir büyü yapacağım ki eşeğin çok güzel şarkı söylemeye başlayacak, sen de onunla gösteriler yapıp çok para kazanacaksın" demiş. Gerçekten de eşek birbirinden güzel şarkılar söylemeye başlamış. Oduncu o şehir senin bu kasaba benim dolaşıp eşeğine şarkı söyletiyor ve herkes onları izlemek için birbiriyle yarışıyormuş. Oduncu ve şarkı söyleyen eşeği bütün ülkede ünlenmişler. Bir gün yine bir gösteriye yetişmek için koştururlarken, bülbülün yardım isteyen sesini duymuş oduncu. Bir kedi bülbülü yakalamış ve yemek üzereymiş. Şöyle bir duraklamış ama gösteriye gitmemeyi, onca parayı kaçırmayı gözü yememiş, arkasına bakmadan kaçmış oradan. Gösteri başladığında ise eşeği her zamanki gibi güzel şarkılar söylemek yerine sadece bir eşeğin çıkarabileceği sesleri çıkarmış. Oduncu kendisini şarlatanlıkla suçlayan izleyicilerin elinden canını zor kurtarmış. İşte o zaman bülbül ölünce büyünün bozulduğunu anlamış. Ben de senin bülbülündüm ve sen beni öldürdün, büyü de o yüzden bozuldu. Keşke güzel giysiler dikerken dostluk ipliğini koparmasaydın..." Öyküyü dinleyince hemen çıkıp gitmiş terzi, çünkü söyleyecek bir sözü yokmuş... Dostluk iplerinizi koparmamanız dileğiyle....... troll desen degil, copy paste desen tam ustune bastin!. ama konuyo uyuyo. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
noddle Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 bazi kizlar erkekleri birbirine dusurmekten haz alir ve bu olaydan dolayi da havalandikca havalanir. dunyadaki en guzel kiz odur 2 dostu birbirne dusurdukten sonra.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Xaenin Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Successful meriç is successful. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 reyou said: Genç adam iyi bir terziymiş. Bir dikiş makinesi ve küçücük bir dükkânı varmış. Sabahlara kadar uğraşıp didinir ama pek az para kazanırmış. Çok soğuk bir kış gecesi dükkanı kapatırken elektrik sobasını açık unutmuş ve çıkan yangın onun felaketi olmuş. Artık ne bir işi varmış ne de parası. Günler boyu iş aramış ama bulamamış... Yük taşımış, bulaşıkçılık yapmış, yine de evinin kirasını ödeyecek kadar para kazanamamış. Sonunda ev sahibinin de sabrı taşınca, küçük bir bavula sığan eşyalarıyla sokakta bulmuş kendini... Mevsim kış, hava ayaz olsa da genç adamın köşedeki parktan başka gidecek yeri yokmuş. Bir sabah iş arayacak derman bulamamış bacaklarında. Açlıktan ve soğuktan bitkin bir şekilde bankta otururken, kocaman bir araba yanaşmış kaldırıma. Arka kapıyı açmaya çalışan şoförü kızgınlıkla yana itmiş arabadan inen yaşlı adam, "Yalnız bırakın beni, parkta dolaşırsam belki sinirim geçer" diye söylenmiş. Zengin bir işadamı olduğu her halinden belli olan ihtiyar, birkaç adım attıktan sonra bankta titreyen terziyi görmüş. Terzi, adamın üzerindeki paltoya bakıyormuş dikkatle. Birden siniri geçiveren ihtiyar, "Zavallı adamcağız kim bilir nasıl üşüyordur, ona nasıl yardım etsem acaba?" diye düşünmeye başlamış. Oysa terzinin düşlediği paltonun sıcaklığı değilmiş. O, çok kalın ve kaliteli bir kumaştan üretilen bu paltonun sahibine hiç de yakışmadığını ve onun vücuduna uygun şekilde dikilmediğini düşünüyormuş. Yaşlı işadam, terzinin yanına yaklaşıp, "Ne o evlat, bu ayazda parkta donmuşsun. İstersen paltomu sana verebilirim" deyince, "Hayır, teşekkür ederim. Ben sadece bu paltonun size göre olmadığını düşünüyordum. Kumaşı fazla kalın ve sizi olduğunuzdan şişman göstermiş" diye yanıt vermiş terzi. Yaşlı adam bu cevabı alınca hayli şaşırmış. Çünkü o da üzerindeki paltoya onca para ödediği halde kendisine bir türlü yakıştıramıyormuş. "Soğuktan titrerken nasıl böyle bir şeye dikkat edebiliyorsun?" diye soran yaşlı adam, "Ben terziyim" yanıtını alınca "Benimle gel, hayat hikayeni yolda anlatırsın" diyerek arabaya bindirmiş bizim terziyi. Bu karşılaşma, terzinin hayatındaki dönüm noktası olmuş. Böyle yetenekli bir insanın işsiz ve evsiz kalmasına çok üzülen iyiliksever yaşlı adam, terziye bir dükkan açmasına yetecek kadar para vermiş. Bunun karşılığında tek istediği kendi giysilerini bu genç adamın dikmesiymiş. Terzi yeniden bir işe hem de kendi işine başlamanın heyecanıyla deliler gibi çalışmaya başlamış. Bu arada yaşlı işadamı da desteğini esirgemiyor, onu kendi çevresinden zengin kişilerle tanıştırarak yeni siparişler almasını sağlıyormuş. Küçük dükkân önce kocaman bir modaevine dönüşmüş, sonra da pek çok ünlü marka için üretim yapmaya başlamış. Terzi artık "ünlü işadamı" diye anılır olmuş. Bir gün ihtiyar adam onu ziyarete gitmiş. Terzi çok büyük bir iş bağlantısı yapmak üzere yurt dışına gidecekmiş ve uçağa yetişmesine az bir zaman varmış. Biraz sohbet ettikten sonra yaşlı adam birden fenalaşmış, kalp krizi geçiriyormuş. Hemen bir ambulans çağırılarak hastaneye kaldırılmasını sağlamış. Yeni işadamımız ise büyük işi kaçırmak istemediği için uçağa yetişmiş. Yaşlı adam krizi atlatmış ve uzun süre hastanede yatmış, bir yandan da sadece bir kez telefon ederek durumunu soran terziyi bekliyormuş. Fakat terzi daha çok para kazanmak için oradan oraya koştururken bir türlü yaşlı adamı ziyarete gidememiş. Aradan o kadar uzun bir süre geçmiş ki bu sefer de utancından yaşlı adamın kapısını çalamaz olmuş. Bir süre sonra terzinin işleri yolunda gitmemeye başlamış. Fabrikalarını kapatmak zorunda kalmış ve elinde kala kala yine küçücük bir dükkan kalmış. Utana sıkıla yaşlı adama koşmuş hemen nerede hata yaptığını sormak için. Son derece kırgın olan ihtiyar yine de onu kabul etmiş ama anlatacağı öyküyü dinledikten sonra hemen çıkıp gitmesini istemiş. Ve başlamış anlatmaya: "Bir zamanlar fakir bir oduncu varmış. Ormandaki bir kulübede yaşar ve odun keserek hayatını kazanırmış. Bir gün kulübesinde yangın çıkmış ve bu yangın bütün ormanı kül etmiş. O çevrede kimse ona güvenip iş vermeyince, çıkınını alan oduncu, eşeğine binip yola koyulmuş. Ağaçların arasında yürürken birinin kendisine seslendiğini duymuş. Başını kaldırınca konuşanın bir bülbül olduğunu görmüş. Bülbül ona "Senin haline çok üzüldüm, şimdi öyle bir büyü yapacağım ki eşeğin çok güzel şarkı söylemeye başlayacak, sen de onunla gösteriler yapıp çok para kazanacaksın" demiş. Gerçekten de eşek birbirinden güzel şarkılar söylemeye başlamış. Oduncu o şehir senin bu kasaba benim dolaşıp eşeğine şarkı söyletiyor ve herkes onları izlemek için birbiriyle yarışıyormuş. Oduncu ve şarkı söyleyen eşeği bütün ülkede ünlenmişler. Bir gün yine bir gösteriye yetişmek için koştururlarken, bülbülün yardım isteyen sesini duymuş oduncu. Bir kedi bülbülü yakalamış ve yemek üzereymiş. Şöyle bir duraklamış ama gösteriye gitmemeyi, onca parayı kaçırmayı gözü yememiş, arkasına bakmadan kaçmış oradan. Gösteri başladığında ise eşeği her zamanki gibi güzel şarkılar söylemek yerine sadece bir eşeğin çıkarabileceği sesleri çıkarmış. Oduncu kendisini şarlatanlıkla suçlayan izleyicilerin elinden canını zor kurtarmış. İşte o zaman bülbül ölünce büyünün bozulduğunu anlamış. Ben de senin bülbülündüm ve sen beni öldürdün, büyü de o yüzden bozuldu. Keşke güzel giysiler dikerken dostluk ipliğini koparmasaydın..." Öyküyü dinleyince hemen çıkıp gitmiş terzi, çünkü söyleyecek bir sözü yokmuş... Dostluk iplerinizi koparmamanız dileğiyle....... troll desen degil, copy paste desen tam ustune bastin!. ama konuyo uyuyo. tljr: Dostluk iplerinizi koparmamanız dileğiyle Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeBuffAndHeal Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Abi ben niye meriç oluyorum ya? Kıza yazdım, karşılık aldım. Sonra çekti bu(kız) kendini durduk yere. Benim suçum ne? Neden meriç oldum? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forçen Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 More bitter than death is woman ~Bible Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rakursi Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Karşılık almamışın işte karşılık aldığını sanmışsın. Kız gitmiş diğer çocuğu seçmiş sen de kalmışsın ortada. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
numberten Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 10, 2010 2 doz Duke Roufus Muay Thai Instructional. 1 doz fight club. Çocuğu bir köşede sıkıştır ağzını yüzünü kır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeBuffAndHeal Mesaj tarihi: Mart 11, 2010 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2010 Kız gelip, neden konuşmuyosun falan filan tarzı saçma sapan konuştu. Bende: Benle testis mi geçiyosun? Tarzı sert konuştum baya. Bişi demedi.Sonra sen yoluna ben yoluma tarzı çektim resti gerisi umrumda değil bu saatten sonra. Hayır, yaptığını bilmezmiş gibi gelip, benle neden konuşmuyosun demesi... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Mart 11, 2010 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 11, 2010 meriç sanmış işte öyle olamdığını gösterdin eline sağlık, lidırly Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar