Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Fafner in the Azure: Dead Aggressor


kender

Öne çıkan mesajlar

ben daha izlemediğim için başka arkadaşın yorumlarını yazıyorum.izledikten
sonra yorumumu ekliyeceğim..

gundam seed dekki karekter tasarımcısının bulunduğu bir seri imiş o yüzden
çok ilgimi çekti:)

yazan
thedario

gundam seed karakter tasarimcisinin yer aldiği bu yeni anime ilk bakista
gundama cok benziyor gibi gorunsede animenin soluk kesici ilk bolumunu
izlidikten sonra tum fikrimi......... ikinci bolumu izleyene kadar
değistirdi.......... acıkcasi cok yeni seyler sunmadi ama bos oldugunu
soylemek haksizlik olur goruntuler guzeldi hikayede cok ilginc geldi aslinda
pek anladiğim bisi olmadi...... cok hizli bir bolumdu....bircok sey cok ilgi
cekiciydi bircok soru kafama takildi.... acılıstaki muzikte guzeldi ....
bakalim ikinci bolumde neler olucak yalniz sanirim ileri bolumlerde
evangelionu gecen bir siddet ile karsilasacağmizi simdiden rahatlikla
soyliyebilirim........

cok onemli bi noktayi kacırmisim bu arada ilk bolumun basinda...

Are you..at that place ? (bayan sesi)

seklinde radyodan yada benzeri sanirim haberlesme araci ile bu soru
soruluyor bu soruyada ordaki cocuklar kucukluklerinde cevap veriyor ve bu
soruya cevap verilen yerlere yaratik gibi,benzeri bisiler saldiriyor sanirim
........bazi yonleri baya sağlam ...henuz 3.cu bolumu torrent ta bulunmuyor
o yuzden de meraktan catliyo insan tabiki...

guzel bisiye benziyo harbiden.......

evayi falan alt edebilcek bisi oldugunu sanmiyorum ama...konu
olarak.......... ama heniz cok bası daha animenin.... ilerki bolumlerde
neler olucak bakalim.

Fragmani icin;

www.tv-tokyo.co.jp/b-bansen/an...me_item112.html

Mecha tasarımları çok esaslı gözüküyor ; Zeorymer , Les Demons D'acier ,
Dangaioh , Geo Armor gibi yapımlardan beri uzun süredir clone olmayı bırakıp
orjinal şeyler sunan birşeyler gelmiyordu.Sanırım Mecha dünyasında ranan kan
bu kez bulundu gibi...[signature][hline]1000 küsür cd den ve anime dvdlerinden oluşan listemi görmek için mail atın:)
[email protected]
www.kitap.perisi.com
www.kitaplarin.efendisi.com
www.daredevil.efsanesi.com
türkçe anime altyazıları için
http://animetr.port5.com/altyazilar.html
uğrayın sizide türkçe altyazı yazmaya davet ediyoruz..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

3. bölümü nete bugun çıktı

http://a.scarywater.net/akeep/%5BAnime-Keep%5D_Soukyuu_no_Fafner_-_03_%5BCF1
2E916%5D.avi.torrent[signature][hline]1000 küsür cd den ve anime dvdlerinden oluşan listemi görmek için mail atın:)
[email protected]
www.kitap.perisi.com
www.kitaplarin.efendisi.com
www.daredevil.efsanesi.com
türkçe anime altyazıları için
http://animetr.port5.com/altyazilar.html
uğrayın sizide türkçe altyazı yazmaya davet ediyoruz..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

http://animenfo.com/animetitle,1424,onyard,sokyu_no_fafner.html

reviewlerden okuduğum kadari ile (ki daha çok erken bukadar review olmasi için keza serinin başı)
1) karakterler gundam seed'e benziyormuş
2) klişe imiş (uzaylilar gelir , tüm defansı deler geçer , tüm dünyayı kurtaracak robot'u sadece 1 çocuk kullanabilmektedir )

ama erken .. daha izlemedim , 5-6 bölümü bulmadan bir serinin eleştirilmesini ise insafsızca buluyorum ( AMA uzay ve mecha konusuna enilik getirmek günden güne zorlaşıyor , oyle yada boyle birbirlerinin yaptiklari şeyleri yapmak zorudna kalıyorlar )[signature][hline]inochi kakeru sugata , sukito yuu utsukushisa ni kotoba wo ounda
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 10 yıl sonra ...


SOUKYUU NO FAFNER: DEAD AGGRESSOR
Yönetmen: Nobuyoshi Habara
Senaryo: Tow Ubukata
Yayın Tarihi : 2003-2015

Bölüm Sayısı: 26 (TV serisi), "Right of the Left" (2004 yapımı, TV serisinden 6 ay önce geçen bir özel bölüm), "Heaven and Earth" (2010 yapımı, TV serisinden 2 yıl sonra geçen ve 2. sezona giriş niteliğindeki ara film), 26 (EXODUS adını taşıyan ve bu hafta vizyona giren 2. sezon)

Bugün sizlere muhtemelen birçoğunuzun ismini bile duymadığı bir seriden bahsedeceğim: Soukyuu no Fafner'den.

Fafner, Gundam SEED'in bitimi ve Gundam SEED DESTINY'nin başlangıcı arasındaki boşlukta, -muhtemelen aynı yayın slotunda- yayınlanmış bir seri. Tıpkı Gundam SEED'lerde olduğu üzere karakter tasarımcısı Hisashi Hirai bu yüzden ilk izlenim olarak izleme isteğinizi etkileyebilir. (Muhtemelen olumsuz olarak) Öte ynadan serinin senaryo ve reji kurgusundaki başarı bu yazıyı yazma sebebimden başka bir şey değil.

Tema:

Fafner'in hikayesi bir adada geçiyor. (Bu arada açılıştaki kartopu sahnesine aldanmayın, mantıklı bir açıklaması var) Daha doğrusu ada bir metafor. (Buna daha sonra değineceğim) Adada yaşayan çocuklar ebeveynleri tarafından yaşadıkları dünyayı sorgulamayacakları, sahte bir gerçeklik ile onları yaklaşan karanlık geleceğe hazırlamaktalar. Ada hiç ummadıkları bir anda saldırıya uğradığında, çocuklar yaşadıkları tüm hayatın bir yalan olduğunu öğreniyorlar. Dahası "Festum" denilen ve insan zihnini okuyabilen, karşılaştığı silah tiplerini öğrenerek sonraki seferler için kendini evrimleştirebilen, organik yada değil, herşeyi asimile edebilen bir yarı-canlı türü karşılarındaki tek tehdit değil.

Konu:

İnsanlığın dünya dışı türle ilk teması büyük bir çatışmaya dönüşür ve çıkan savaşta milyarlarca insan ölür. Geri kalan insanlık Neo UN ve onun Birleşmiş İnsanlık Ordusu çatısı altında birleşerek direnişe devam eder, öte yandan Festum denilen bu yabancı yaşam formunun asimilasyon ve insan düşüncelerini okuyabilme yetenekleri yüzünden insanlığın kaderi karanlık görünmektedir.

Çok uzaklarda Tatsuyajima adasında ise, adanın tüm çocukları sahte bir barış ve huzur ortamında günlerini geçirmektedir. Ada aniden Festum'lardan birisinin saldırı girişimine maruz kalınca çocuklar adalarının aslında devasa bir nükleer denizaltı olduğunu ve insanlığın son sığınağı olduğunu, tüm yetişkinlerin ALVIS adlı insan destekli bir bilgisayar sistemince idare edilen Arcadia adlı organizasyonun gizli üyeleri olduğu gerçeği ile sert şekilde karşılaşırlar. Orijinal pilotun Festum'larca öldürülmesi sonucu, hikayemizin karakterlerinden, Kazuki Makabe çocukluk arkadaşı Minashiro Soushi tarafından Fafner Mark Sein'e pilot olması için seçilir. Kazuki hem hayatta kalma içgüdüleri hem de ağır bir fedakarlık sonucu zaman kazandırılması ile Festum'u yener fakat ada Festum'larca artık keşfedilmiştir ve bu durum, sadece Kazuki'yi değil, onun sınıf arkadaşlarını da belki de asla kazanılamayacak, gittikçe sonu gelmez gibi görünen savaşlar silsilesine sokar.

Kazuki ve arkadaşları, bir süre sonra ne için savaştıklarını ve yaşamların o ana kadarki huzurlu kısmının ne adına olduğunu sorgulamak zorunda kalır, bunun sonrasında insanlığın devamı yada yokoluşunu belirleyecek şeyin yapacakları fedakarlıkların boyutu olduğu gerçeği ile gittikçe daha sert şekilde yüz yüze kalmak durumunda kalırlar. Dahası Festum'lar adaya karşı tek tehdit değildir ve Festum'ların düşünce okuma yeteneklerine karşı adanın tek güvenebileceği silah olan Fafner birimleri aslında giderek artan şekilde kullanıcılarının hayatlarını tehlikeye sokmaktadır.

İnceleme/Analiz:

Fafner ismini ve bazı temalarını İskandinav mitolojisinden ve Mezopotamya mitlerinden alsa da bu arka plan plot'la teğet geçen birkaç göndermeden fazlası değil. Hikaye ise çocukların, onlara biçilen roller ve onların yetişkinlerin dünyasına ne kadar ait olup olmadıkları ile ilgili. Karakterlerden bir kısmı adanın geleceği için savaşmayı aında kabullanir iken bir kısmı ise buna karşı çıkmak istiyor, sadece aileleri öyle istediği için kabul ediyor yada yakaladıkları ilk fırsatta dış dünyaya kaçmaya çalışıyor. Öte yandan dış dünya hakkında karşılaşacakları gerçekler pek hoş şeyler değil.

Ada metaforu burada karşımıza çıkıyor: Adada kalmak için koşullandırılmaya çalışılan çocukların en ön planındaki Kazuki adadan kaçmak ve dış dünyayı görmek istiyor. Aslında çocukların tamamının arzuladığı şey bu. Adanın dışındakiler ise adaya girmeye ve onların sahip oldukları gücü ele geçirmeye çalışıyor. Bu anlamda ada bir tür yetişkinlik ve statü karşısında masumiyeti arama hikayesinin bir sembolizmasına dönüşüyor. Ölüm öğesi (yada ölüme yakın drama yaratan olaylar) seriyi ilk gaza gelenin diğerini harcadığı basit bir boş zaman seyirliği olmaktan çok daha öte ufuklara taşıyor. Hiçbir Fafner birimi tamamen zarar göremez yada yokedilemez değil. Dahası seride tamamen şanslı yada dokunulmaz hiç kimse yok. Eğer beklediğiniz şey, en yakınlarındaki insanların bile zaaflarından yararlanan, kusursuz planlar kurup ucu ucuna hayatta kalan, tokadına cevap verilemeyen, lafının üstüne laf söylenemeyen karakterler ise, bunu bu seride bulamayacaksınız.

Fafner'de herşeyden önce dünyanın tüm kaderi poster çocuğumuz Kazuki'nin ellerinde değil, aksine tüm sınıf arkadaşları en az Kazuki kadar önem arzeden rollere sahipler. Üst üste zaferler almadıkları gibi zaferler kazandıkları anda bile aslında meçhul bir geleceğe karşı savaşmaya devam etmek durumundalar. Dahası bu savaş herkes için trajedilerle dolu.

Seri gayet ağır bir konuya sahip, eğlencelik bir seri arayan bir kişi muhtemelen şok tesiri yaşayacaktır ki ben bile, bazı kısımları anlayabilmek için seriyi 1 yada 2 kere yeniden izlemek zorunda kaldım. (Yeniden izleyişimden sonra seri gözümde kat ve kat değerli bir hal almıştı) Yine de açıkça söyleyebilirim ki seri checkhov's gun'larla dolu (Bkz. Right of the Left) ama bunu gerçekten yapması gerektiği şekilde yapıyor ve usta işi senaryosuyla ayırdığınız zamanın da rewatch'lerin de hakkını fazlasıyla veriyor. Serideki konu da işleniş de -kanımca- tek kelimeyle kusursuz. Genelde çoğu prequel Anime fazlaca başarılı sayılmaz ama Right of the Left'e de ayrı parantez açmam gerekirse, son derece alçakgönüllü ama nispeten kısa süresine rağmen vurucu bir prequel örneği olduğunu söyleyebilirim.

Yapabileceğim tek eleştiri, serinin öncesinde yada ilk jenerasyonun yaşadıkları konusunda hala soru işaretleri olması, Neo UN karakterlerinin azlığı, serideki kaliteye zaman zaman gölge düşüren animasyon kalitesi düşüşleri ve en aızndan bana 2. sezon olarak düşünüldüğü belli gibi görünen Heaven and Earth'ın en az 2-3 filmden oluşması gerekirken tek filme sıkıştırılması (Bkz. Gundam 00: A wakening of the Trailblazer) nedeniyle oldukça fazla plothole içeren bir ikinci yarıya sahip olması. Ayrıca Movie'nin sonunun açıklayıcı olmadığı gibi serinin sonundaki hissiyatı azalttığını da ekleyebilirim. Ama seriyi, Right of the Left ve Heaven and Earth'i bir bütün olarak değerlendirdiğimde, en azından benim gördüğüm şey, Evangelion'a benzese de tamamen farklı ve özgün bir kulvarda, onun anlatamadığı herşeyi başarıyla anlatabilmesini sağlayan çok sağlam bir kurgu ve senaryo başarısına sahip olması. Eğer bu seri en azından hakettiği kadar insana yayılabilmiş olsaydı Anime sektörü çok daha farklı bir yer olabilirdi kanımca. Yine de eksi olarak saydıklarımın seriden almak istediklerinizi almanızda hiçbir sorun çıkartmayan nitelikte küçük eksiklikler olduğunu ve bunların da en azından bir kısmının 2. sezonla giderileceğini düşünüyorum.

Oluşabilecek önyargıların aksine yetişkinler tek boyutlu tiplemeler değiller. İyiler, kötüler ve griler burada da karşımıza çıkmakta. Benzer şekilde karakter kadrosunun tamamı hikayenin 2. yarısına yakın zamanda anlatıma katılmış oluyor ki bu da ilginç bir örnek oluşturuyor anlatım için.
Seride çok yoğun olmasa da bir terminoloji var. Örneğin kokpitteki yüzükler ve Nibelungen sistemi aynı adlı İskandinav destanını akla getirse de tüm göndermeler o konuda bilgi sahibi olmayan izleyici için bile kafa karıştırıcı olmuyor. Benzer şekilde seri benzer çoğu serinin düştüğü hatanın aksine bir EVA clone'u olmaya, (en azından Movie'ye dek) metaforlar bombardımanları ile kendini olduğundan daha ciddi göstermeye de çalışmıyor. Aksine, seri izleyiciyi, giderek artan stres ve travma altında kalan karakterlere empati yapmaya, yaşamaya (daha doğrusu ve insan olarak kalmaya) devam edebilmek için neler yapabileceklerini sorgulamaya zorluyor.

Karakterin baskı durumları altında tepkileri gayet sahici ve inandırıcı. Oluşabilecek önyargıların aksine yetişkinler tek boyutlu tiplemeler değiller. İyiler, kötüler ve griler burada da karşımıza çıkmakta. Benzer şekilde karakter kadrosunun tamamı hikayenin 2. yarısından itibaren anlatıma katılmış ki bu da ilginç bir örnek oluşturuyor anlatım için.

Karakterler arası duygusallık da anlatımı başka noktalara saptırma ihtimali olmadan, tadında işlenmiş. (Sakura ve Kenji, Michio ve Yumiko, Maya ve Kazuki gibi) öte yandan asıl hikaye Kazuki ve Soushi arasında geçen sorunlu dostluk bağının güçlenişi üzerine. Bromance kavramının en stabil örneğini burada görmekteyiz de denebilir.

Her ne kadar kalabalık bir yan karakter cast'ı içerse de bu bazen gerçekten kafa karıştırıcı olsa da bu aslında serinin bir noktadan sonra 3 kişinin monologları üzerinden dönen bir serinin formatına dönmesini çok fazlasıyla engelleyen bir işleniş olmuş. Sadece bunun için bile, Soukyuu no Fafner kanımca bilimkurgu Anime külliyatı için "dogmatik" bir yerde duran Neon Genesis Evangelion'dan çok daha değerlidir ve bu serideki tüm yanlışların -kanımca- antitezini temsil etmektedir. Zira karakter kadrosunun az yada çok görünen her biri, aslında hikayede diğerlerinden az yada çok öneme sahip değiller.

Karakterlerin tamamı değilse de büyük kısmı en azından hayatınızın bir kısmında tanıyabileceğiniz bir zaman diliminden insanları akıllara getiriyor. Kimin Mamoru, Kenji yada Shoko gibi bir okul arkadaşı olmamıştır ki? Yada kim yakın çevresinde Kouyo'nunki gibi ebeveynler duymamıştır ki? Kim Yumiko veya Michio'nunkine benzer bir sevgiye tanık olmamıştır ki?

Klasik müzik standardında Soundtrack ve Angela'nın şarkıları serinin ambiansını gayet güzel tamamlamış. OST kayıtları Polonya'da, bizzat Varşova Filarmoni Orkestrası'nca icra edilmiş. Seiyuu kadrosu "yeterince" iyi, şahsen serideki kurgunun önüne geçmiyorlar ama bu yönüyle bile takdir edilmesi gerektir.

Mecha dizaynları Super Robot ve Real Robot ekolleri arasındaki sınır noktasında kalıyor. İnsansı fakat humanoid dizayna tek benzerliği iki kol ve ayak olan organik, canavarlara karşı canavarlar yaratarak savaşma ekolünden modeller bunlar. EVA ile ilgili bazı alıntılar var gibi gözükse de bunlar aslında saygı duruşu olarak da adlandırılabilir. Serideki Mecha konsepti gayet özgün ve ilk birkaç bölümü geride bıraktığınızda göze hoş bile geliyor. Sadece Mark Nicht'in tasarımına bile bakarak bu seriye saygı duyabilirsiniz. Ayrıca Festum'lar kadar Fafner birimlerinin de pilotların hayatları için tehlike yaratması durumu da var ki bu da serideki gerilimi sabit tutan unsurlardan birisi.

Yapıldığı dönem fenomene dönüşmeyen, ama yeniden izleyen izleyicilerle yavaş yavaş yeniden keşfedilerek hakettiği yeri ve devam sezonunu alan Fafner underrated seriler külliyatında benim için en değerli örneklerden birisi. Velhasılı kelam, iyi bir "bilimkurgu" görmek isteyen herkesin bu seriyi en azından denemek için bile izlemesini, sevenlerin OVA, filmi ve tabii ki 2. sezonu izlemeden geçmemesini, benzer tarzda Knights of Sidonia, Bokurano ve Kakumeiki Valvrave'i de izleme listesine almasını şiddetle öneriyorum.

EXODUS:

Biraz da bu hafta yayına başlayan EXODUS'dan bahsetmem gerekirse, öncelikle EXODUS'un ilk serinin bir tekrarı olmaması çabası içerisine girildiği ve XEBEC Zwei'in debut işi olmasına yakışır bir görsel şölen olmasıyla dikkatimizi çekiyor seri. Formatın farklılığı derken, ilk seride Kanon haricindeki BM karakterleri sadece serinin 2. yarısında ve kısıtlı bir screentime'da öne çıkıyorlardı. Burada ise ilk sahnede doğrudan onlar kadraja giriyor ve tanıdık karakterleri bölümün ortasından itibaren görüyoruz. Bu, bize hikayenin çok odaklı ve çok daha fazla karaktere yayılarak anlatılacağının ilk işaretlerini veriyor. Görsellik konusunda ise Heaven and Earth'den hiç de aşağı kalmafığını söyleyebiliriz, sanki bir TV serisi değil bir OVA yada Movie izliyor gibiyiz. Dahası, öyle bir renk paleti kullanılmış ki, bir stüdyonun böyle yüksek bir çıtayı rehavete girip daha aşağı çekmesi ve bu atmosferi bozması olası gelmiyor, daha ziyade XEBEC Zwei en başından böyle başlayarak adeta bir meydan okuma gerçekleştirmiş gibi geldi bana.

Öte yandan EXODUS'un ana iskelete sadık kalacağı bariz gibi. Örneğin ilk bölüm ilk seride olduğu gibi direkt bir Fafner çatışmasıyla başlamadı ve bunun yerine insan manzaraları sunarak bizi kadroya ısındırdı.

Ayrıca Soushi'yle vedalaşmamız için daha ilk cümleden foreshadowing yapması serinin bize attığı ilk goldü aslında.

İlk seri zaten pek çok odak karaktere sahipken, Heaven and Earth ile birlikte kadroya eklenen yeni jenerasyon karakterler, Right of Left ve ilk sezonda kaybettiklerimize yapılan atıflar ve bu seriyle hikayeye eklenen karakterler derken çok dolu ve çok geniş, 2-3 karakterin monologlarından ötede bir seri göstereceğinin garantisini de veriyor bu seri. Fafner'i kulvarında bir klon olmaktan öteye taşıyan arkadaşlık, "ne için yaşıyoruz?" sorunsalı, insanın kendinden farklı olana duyduğu önyargıdan doğan nefret döngüsü, ologunlaşma ve bir amaç edinme/bir amaç verme süreci, hayatta kalma mücadelesi gibi kavramlar da göz önüne alındığında bu seriyi sadece bir Mecha olarak görüp öyle izlemeye başlamanız ana metni oldukça ıskalamanız anlamına gelecektir, uyarmak istedim.

EXODUS eğer ilk hafta 2 bölüm birden sunarak bir çıkış yapsaydı beni tam anlamıyla mest edecekti ama ilk izlediğimde tüm boyutlarıyla anlamlandıramadığım, ikinci izlediğimde seriyi gerçek anlamda anlayıp 2. sezon için sabırsızlanmaya başladığım ve 2010'den beri tabir-i cazise şafak saydığım böyle bir yapımı 12 yıl sonra bile izleyebilmiş olmak bile benim kolay kolay tanımlayamayacağım bir duygu. Mecha türüne bakış açınız ne olursa olsun, 2000 sonrası yapımlara inancımı tazeleyen bu yapımı es geçmenizi, kendinizi bu tecrübeden mahrum bırakmanızı asla tavsiye etmem diyebilirim. Özet geçmek gerekirse, tüm yılın en iyi serisi olarak yolculuğunu tamamlamasına inancımın büyük olduğunu söyleyebilirim.

Sonuç:

Mainstream bir seri olmaması bu serinin kusursuzluğuna hiçbir şekilde halel getiremiyor bence. Psikolojik ve drama içerikli, fakat akıcılık konusunda sorunu olmayan, hikayenin ve backplot'un başrolden çok yan karakterler üzerinden anlatıldığı bir yapım istiyorsanız, bir Mecha serisi izlemekten ziyade "neden yaşıyoruz?" sorusuna cevap arıyorsanız, kanımca herşeyden çok, EVA'nın yanlış yaptığı herşeyi doğru yapan bir serinin neye benzeyeceğini görmek adına izlemelisiniz. Fafner bugün bile rewatch'lanabilecek denli kaliteli bire seri kanımca ve emin olun, 2. sezonun daha yeni aşladığı şu sıralardaa "orada olmak" isteyeceksiniz, bu sebeple şimdiden izlemeye başlamanızı öneriyorum. Kendinizi bu dokunaklı destandan mahrum bırakmayın.

İzleme sırası soracak arkadaşlar olacaktır, onlar için ayrıyeten yazayım.

Right of the Left (OVA) > Soukyuu no Fafner: Dead Aggressor (TV) > Heaven & Earth (Movie) > EXODUS (TV)

İyi seyirler
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 6 ay sonra ...
  • 1 ay sonra ...

Darılmayın ama burada Fafner EXODUS izleyen neden kimse yok? 2. sezon gümgür gümbür başladı. Olay akışı gayet kaotik ve karanlık, animasyonlar ve savaş sahneleri ise tek kelimeyle epik.

https://www.youtube.com/watch?v=a5RHXnFZL88

https://www.youtube.com/watch?v=-dXwELu1gOY

aquila tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 4 hafta sonra ...

spacer.png

spacer.png

spacer.png

Bölüm 19:

Yeni açılış hem hüzünlü hem kıpır kıpır!

https://www.youtube.com/watch?v=kc4joqQclws

Her cuma gecesi eve koşma sebebim Soukyuu no Fafner her bölümüyle şimdiye dek yazılmış en iyi Mecha senaryosu olduğunun adeta ispatını yapıyor bana.

Geçen bölümle gelen yeni açılışta Ryou'yu, Shoko'yu, Michio reyis'i, hatta Yukippe'yi yeniden hatırlamak, ilk serinin açılış görüntülerini yeni bir müzik eşliğinde ve yeni serinin çizimleriyle görmek, en önemlisi Heaven & Earth'ın aceleye gelen finalinden sonra her gece yastığa yorgana sarılarak yokluğunu aradığım Zero Fafner'i yeniden görmek akşam akşam yaşamı yeniden sevdirdi bana. Shoko'yu yeniden hatırladığımız bu yeni açılışın Shoko'nun seiyuu'sunun zaatüreden vefat ettiği haftaya denk gelmesi ise üzücü bir tesadüftü.

Bu hafta ise... Allahım, ne bölümdü o öyle! "Dramada da cliffhanger'de da tavan yaptın Fafner" diyor ve spoiler vermemek için kendimi zor tutuyorum. Yahu yuh lan dedim, geldi son dakikada gol attı resmen! Yaşadıklarına en üzüldüğüm ve izlerken kendime paralellik kurarak en çok empati yapabildiğim karakterin kahramanlığı ve yaşamak istediği hayatı hiçbir zaman yaşayamayıp başka insanlar için yapılması gerekeni yapmak zorunda kalan bir karakterden bahsediyoruz ki böyle bir karakter ancak bu noktada ve bu şekilde taçlandırılabilirdi!

 

 

 

 

 

spoiler


spacer.png

 

 




Çok anlatmayacağım. Bölüm dolu doluydu, tek bölümde 3rd Azure Plan başladı en basitinden. İstense tek başına bir film bile olabilirmiş bu bölüm.

O değil de hikayeye bir diğer aşırı bağlanma sebebim olan Sakura x Kenji pairing'inin nihayete ermesi, benim adıma en empati yapılabilir karakteri hikayeye geri döndürmeleri ile birlikte beni gani gani sevindirdi.

Kanon'un zamanın ötesinde bile hala kadere karşı savaş vermeye devam ediyor olduğunu anlamak epik bir his yaşattı.

Öte yandan...

 

 

 

 

 

 

spoiler


lütfen Akira'yı darkside'a sokmasınlar, doyduk drama'ya, bari Zero Fafner pilotsuz kalmasın, Rina ağlamasın

 

 



Kısaca, arkadaşlar , bıktırdım farkındayım ama, sadece bu bölümü izlemiş olmak için bile bu külliyata başlayın. Ciddiyim, umut ve umutsuzluğu, neşe ve hüznü, aksiyon ve dramayı bu kadar iyi kotarıp dolu dolu sunabilen çok az sezon ortası bölüm izlemişimdir, kısaca eşsiz bir tecrübeydi, herşeyiyle.

10/10

 

aquila tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 ay sonra ...


2003'de başlayan yolculuk hafta itibariyle sona erdi.

Söyleyebileceğim şey en başta, Heaven & Earth'un finalinden ötürü ilk sezonun finalinin hissiyatının azaldığı yönündeki düşüncemi telafi etmiş olması. Orihime'nin özüne dönüşü, dolayısıyla Tatsuyajima'daki hikayenin artık sona ermiş olması ve Altair ile -bir ölçüde- temas kurulması açısından hikaye ana temasına ulaşmış görünüyor. Öte yandan finale aslında bir film olabilecek denli çok yan ayrıntının birikmiş olmasından ötürü izleyicinin yorumuna bırakılan yığınla şey de var. Yeni Mir'in bir gün uyandığında geçmişte olan olayların yeniden tekrarlanıp tekrarlanmayacağı, dolayısıyla Fafner'ler üzerinden adanın kendi çocuklarını kurban etmeye devam edip etmeyeceği, Seri ve Mitsuhiro'ya ne olduğu, Neo UN'de bir iç savaş çıkıp çıkmayacağı yada en azından umudun gerçek anlamda bulunup bulunmadığı gibi. Yine de elbette geri gelmemek üzere gidenler olduğu gibi sevdiğim bazı karakterlerin hayatta kalması benim adıma sevindiriciydi. Bu son elbette hikayenin tamamen bitişi değil sadece adadaki bir jenerasyonun hikayesinin sona erişi anlamına geliyor. Ve umut varolduğu sürece bu uğurda savaşmış olanlar da bir yerlerde hatırlanıyor, ve dolayısıyla adanın ruhunda hala yaşıyor olacaklar.

Bu anlamda bana/bize kattıkları ve hissettirdikleri adına her dakikasına değen bir hikayeydi. Teşekkürler XEBEC
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 yıl sonra ...
  • 1 yıl sonra ...

XEBEC'in Sunrise tarafından satın alınmasından sonra Fafner Beyond'a ne olacağı yönünde kuşkularım vardı ama an itibariyle serinin Production IG ile Studio WIT'ın ortak departmanı IG Port altında çıkacağı açıklanmış.

Bu arada yeni trailer yayınlandı. İlk 17 Mayıs'da Japonya'daki sinemalarda gösterilecek ve henüz belirsiz bir tarihte TV yayınını yapacak.

https://www.youtube.com/watch?v=gTDueVsr3fY

aquila tarafından düzenlendi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 9 ay sonra ...
  • 2 yıl sonra ...

1640675363-c3c07afbb2c6eb80e7c2187ef51b1

Son 3 bölüm altyazılı ripi hala düşmedi ama dün yapılan bir açıklamaya göre Soushi odaklı tek bölümlük bir spinoff hazırlanmakta imiş. Bu bölüm için pek bilinen birşey yok ama aksiyon ağırlıklı değil sakin ve rahatlatıcı atmosferde bir yapım düşünülüyormuş.

Spoiler

Zaman çizgisinde aralıklarla 3 tane Soushi gördüğümüze göre en olası ihtimal muhtemelen ya bir diğer oneshot spinoff olan The Right of the Left bölümü gibi Festum'ların henüz adayı kuşatmadığı, çocukların hala dış dünyadaki cehennemvari savaşlardan habersiz olduğu bir prequel, yada yeni tip Festum'ların henüz yeni Mir'in peşine düşmediği Heaven & Earth - Exodus arası dönemden bir kesit işlerler diye tahmin ediyorum.

Kimse izlemeyecek yine biliyorum ama kimse izlemese ben izlerim lel

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...