Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Grup psikolojisi & Bireysellik


ZaugnaKhaldun

Öne çıkan mesajlar

Bir BoneC topiğine hazır mısınız?


Ya bugün şöyle bir şey düşündüm. 2010'a giriyoruz ve çevremde, grup psikolojisinden ayrılmış, arkadaş çevresi olan ama tek tabanca takılan insanlara sık sık rastlamaya başladım. Bunu biraz açacak olursam, yeri geldi mi bir yerlere tek başına giden, başkalarına bağlı olmayan, kafasına estiğini yapan insanlar vesaire.

Şimdi bunu şunla bağlayabiliyor muyuz acaba: İnsanlar belli bir "evrim" aşamasını geçtikten sonra içinde bulundukları gruplardan kopuyor, biraz daha "individual" olarak mı takılmaya başlıyorlar.

Tamam, 21. yüzyılın yükselen trendi zaten bireysellik de, sanki insanların kendi gelişimleriyle alakalı bir şey de olabiliyor sanırım bu.

Mesela (ayrımcılık maksadıyla söylemiyorum da, bunu gözlemledim şahsen) bir üniversitede 2. - 3. sınıfa gelmiş olup da hala sürü / grup psikolojisine göre hareket eden insanlar görüyorum, ilginç bir şekilde de bunlar ağırlıklı olarak istanbul (ya da daha genel olarak "büyükşehir") dışından gelmiş oluyorlar. şehir havasını daha fazla solumuş insanlar ise bulundukları çoğu gruptan bir noktada ayrılıyorlar sanki.


Bu tabi tamamen benim görüşüm de, sizce böyle bir şey var mıdır; bunun sosyolojik bir açıklaması var mıdır falan, ne düşünürsünüz?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hatırı sayılır bi süredir bende öyleyim.nedenini bilmiyorum.ikiside güzel şeyler.ortasını bulmak lazım

belli bi yaşa kadar ciddi anlamda toplu arkadaşlıklarla geldim.hep bi grubum vardı.ayrı ayrı ama hep gruplar.sora hepsinden koptum.nasıl oldu niye oldu bilmiyorum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hayatım boyunca hep yalnızdım ben

kardeşim de yok

ha zaman geliyor 1-2 arkadaşla takılırız, genelde 1 kişi oluyor 2 kafadar gibi, ama genel olarak yalnızım yani.

1 kere alışverişe birisi ile gitmemişimdir.

ama hayatıma da kimseyi kankam gibi sokup öyle hayatımın içine almamışımdır, almam da. niye bilmiyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gerektiği zaman grup psikolojisinden sıyrılmak gerek hatta o psikolojiye hiç girmemek gerek bence, yeri gelir kendin bazı etkinliklere katılırsın yalnız başına birşeyler yaparsın yeri gelir grup halinde hani öyle direkt bi psikolojideyim şöyleyim böyleyim olayı olmamalı, çevreme de bakınca bireysel birşeyler yapabilen insanlar güçlü insanlar oluyor genelde hatta daha mükemmel insanlar oluyorlar(bunlardan çok fazla yok onu da belirtiyim), gözlemlediklerim bunlar.neyse sonuçta denge önemli ama heeerşeyi birlikte yapan insanlar zayıf geliyor bana not yet geliyor sdfkafk illa asosyal olun demiyorum arada birey olduğunuzu da unutmayın diyorum

çok uzun oldu okuyun
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yalnızlık ile kendi kendine yetme durumu karışmış gibi. Belli bir olgunlukdan sonra insanların birbirinden bir farkı olmadığını anlıyorsunuz. Ahmetin beynini al ayşeye tak veya tam tersi gövde farklı ama esasında aynı kaygılar aynı beklentiler v.s., acı çeken ve bu süreçde devam etmeye çalışan mahlukatlarız.

Paylaşacak birşeyde kalmıyor. Bernard shaw (yanlış yazdım yine her zamanki gibi ismi) insanların temelinde birbirleriyle acılarını, sorunlarından başka birşeylerini paylaşmadıklarını söylemiş. Yani ortak acı ve sorunlara sahip insanlar ile takılırız genelinde ve birbirimiz için yaşamaya başlarız. İşte aile, dostlar ileri aşama sevgili evlilik v.s.

Grup piskoloji ile hareket eden adam sadece etrafındaki kalabalıkdan yalnızlığını unutur ki gayet doğaldır, yalnız adam ise her zaman aslında yalnız olduğu anlamınada gelmez belki kendi kendine yettiği için bunu tercih etmiş olabilir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kendi kendine yettiği için gerektiğinde yalnız başına takılabilen insanla, yalnız olmaya muhtaç insan arasında dağlar kadar fark vardır bence de evet.


Grup içine girememek, sosyalleşememek bence çok olumsuz özelliklerdir ve de. İstesem arkadaş grubum olur ama yalnız takılmayı tercih ediyorum derken kendine inanıyorsa insan, bişey diyemeyiz. Ama ben pek sanmıyorum bunun bir tercih meselesi olduğunu. Uyumsuz, sevimsiz adamı kimse arkadaş grubuna kalıcı bir şekilde kabullenmez zaten. En azından ben asla kabul etmem böyle bir insanı. Gerektiğinde kendi başına takılabilen, her işini kendi başına halledebilen, ama yeri geldi miydi de arkadaşlarıyla harala gürele eğlenebilen adam iyidir.

Alınan falan çıkmasın, bunlar benim fikirlerim ve benim kendi ortamımda dikkat ettiğim şeyler, başkası farklı düşünür, ben istersem çok arkadaşım olur ama istemiyorum der, ben dediğine inanmam, ama inanmıyorsam da saygı duyarım.


Ne yalnızlığa muhtaç olacaksın, ne başkalarına.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şehir hayatıda tabi insanı yalnızlaştırıyor. Birde sabah 8 akşsam 5 işiniz varsa, zombi olmaya adaysınız. Vakit kalmıyor tabi başka birşeye, eve gidip yemek mi yesem, spor mu yapsam, tv mi izlesem, arkadaşlarımla mı bulaşayım v.s.

Şehirde cemaat hayatı çözülür, köyde mesela herkes birbirine muhtaçtı, ahmetin karısı hastalanır, kmşudan yardım ister, baba anne yaşlanır aynı evde çocukları bakar, işte imece olur vs.

Ama şehirde bu tür yardımlaşmayı artık kurumlar yapar. Hasta isen doktor hastane yakın, sigortan var, yaşlanınca işte huzur evleri (bu tespitim modern sosyal devletler için az bucuk ülkemizdede geçerli). Bu da insanların birbirine olan ihtiyacını eskiye nazaran yani köydeki cemaat yaşantısına göre daha az gerekli kılıyor. Bu da insanın yalnızlaşmasına neden oluyor.

Yani konfor için içinizdeki maneviyatı yitiriyorsunuz. Herkesin diline pelesenk olmuşdur, çekicem kafayı güneye gidicem, oralara yerleşicem aslında amaçlanan huzur. Bütün bu çabanın ve tüm haltın sebebi aslında huzur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...