Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Hangi Cumhuriyet ?


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Bir kaç gün önce mailime böyle bir yazı geldi. Beğendiğim için paylaşmak istedim. Biraz uzun gözükse de okumaya değer.

said:
Ülkemizin kimi okur-YAZARLARI ve politikacıları genellikle anlamlarını bilmedikleri kavramlarla okuyucu-dinleyici ya da taraftarlarını etkilemeye çalışırlar. Her ne kadar kavramların tanımlarını ve anlamlarını bilmiyor olsalar da hepsinin çok iyi bildiği bir konu var: Kendilerinin tanımlayamadığı kavramların çoğunluk tarafından da tanımlamalarının bilinmemekte olduğudur. Kendilerince özel anlamlar yükledikleri bu kavramlar halk tarafından –olumlu olmak üzere- özel çağrışımlarla algılanırlar.Bu nedenledir ki kimi güç odakları; vatan, bayrak,cumhuriyet ve laiklik üzerinden politika yürütmekte, kimi kavramları dokunulmaz kutsallıkta algılatarak kitleleri hazırkalıp sloganlarla amaçları doğrultusunda yöneltebilmektedir.Oysa başta kendileri olmak üzere birçok insana millet,halk, laiklik ya da cumhuriyetin tanımını yaptırmak oldukça güç, Hele ‘’akademisyen (!)’’ oldukları gerekçesiyle televizyonlardan kendilerinden akılhocalığı istenen kimi diplomalıların saçmasapan bilgilendirme formatlı bilgiçlikleri bilgi kirliliğinin başlıca dayanağı olmuştur.Malum klavuzların yol şaşırtmacalığına ve kafa karıştırıcılığına infazcı siyaset ve tetikçi medyanın maharetleri de eklendiğinde, bu ülkenin çetecilerin egemenliğine girme tehlikesiyle karşı karşıya olma riski de o denli artmaktadır.

Siyasetçilerimizin söylemlerini gözden geçirdiğimizde, hiçbirinin ‘cumhuriyet’ kavramını doğru tanımlayamadığını görebiliriz. Bu günlerde yönetenlerimizin Cumhuriyetle ilgili söylemlerinin hiçbirinin cumhuriyetle örtüşmüyor olmasının akla getirebileceği ilk kaygı: Cumhuriyeti siyasi bir malzemeye dönüştürenlerin, bu olguyu anlamamış ve kavramamış olması ya da bu kavramların halk tarafından doğru algılanmamış olmasının biliniyor olması kurnazlığıyla ilgilidir. Bu kaygılandırıcı politik canbazlar ya da politik canbazların kumandalı sözcülerinin en küçük aldatmacaları: Cumhuriyeti demokrasiyle özdeşmiş gibi sunmalarıdır, İşte bu anlayış da birçok insanımızın aklını karıştırabilmektedir. Sonuçta aklı karışabilecek kadar duyarlı yurttaşlarımızdan şu soruları beklemek mümkün: -Eğer cumhuriyet demokrasiyle özdeş ise;

a) neden birer cumhuriyet olan İran’da, Afkanistan’da, ve Irak’ta demokrasi yok?
b) neden birer krallık olan Belçıka, İspanya ve İngiltere birer diktatorya değil?

Aslında yanıt çok kısa ve oldukça yalın: -Cumhuriyet demokrasiyle özdeş değil. Çünkü cumhuriyet bir devlet biçimi; demokrasi ise bir yönetim biçimidir. Ve ne yazık ki hiçbir siyasetçi ya da akademisyenin Cumhuriyetin, bir yönetim biçimi olMAdığına ilişkin doyurucu bir bilgilendirmesiyle ya da ayrıntılı bir açıklamasıyla karşılaşmadım. (Bu yönde yeterli bilgilendirmede bulunmuş olanlara da bir özür borcum olsun…) Cumhuriyet bir yönetim biçimi değil bir devlet biçimidir.2 devlet biçiminden biri…

1. Monarşi ( mutlak monarşi, meşruti monarşi ) imparatorluk,Padişahlık, krallık,beylik, prenslik
2. Cumhuriyet Monarşilerde ülke bir kişinin veya bir ailenin mülkiyetindedir.Cumhuriyetlerde ülkenin mülkiyeti, halkın temsiliyet yetkisini üstlenen meclislerin yasal düzenlemeleriyle belirlenir . Yani, cumhuriyetin temel özelliği; seçimlerin olması ve meclislerin oluşması oluşan meclislerin halk adına yasal düzenlemelerde bulunması ve yasal düzenlemelerin yürütmeyle hayata geçirilmesidir. Bunun ötesi meclisin yasal düzenlemelerindeki nitelikle ve devletin örgütleniş anlayışıyla oluşan yönetim biçimiyle ilgilidir.

Yönetim Biçimleri:
a) Faşizm ( günümüzde: postmodern faşizm)
b) Oligarşi
c) Teokrasi
d) Demokrasi
e) Sosyalizm

Cumhuriyetlerin farklılık göstermesi yönetim biçimiyle doğrudan ilgilidir. Bir başka deyişle: İki cumhuriyetin farklı görünüyor olması cumhuriyetlerin farklı oluşlarıyla değil, yönetimlerinin farklı oluşuyla açıklanabilir. Örneğin Birer cumhuriyet olan İran ile Almanya’nın farklı oluşları birinin demokrasiyle diğerinin teokrasiyle yönetiliyor olmasıyla ilgilidir. O halde Devlet biçimlerini yönetim biçimleriyle açıklayacak olursak beş farklı yönetimli cumhuriyetle karşılaşmamız mümkün:
1. (laik) oligarşik cumhuriyetler
2. (laik) postmodern faşist cumhuriyetler
3. (anti laik) teokratik cumhuriyetler
4. (laik) demokratik cumhuriyetler
5. (laik) sosyalist cumhuriyetler

Özellikle ülkemizde kimi güç odaklarınca sürekli vurgulanmakta olan ‘’LAİK CUMHURİYET’’ söylemi bir aldatmacadır zira laiklik bir yönetim biçimi değil, bir ilkedir. Bir ilkeyle devlet yönetilemez elbet. Yani laik cumhuriyet diye bir cumhuriyet olamaz. Biri duyarlılığımızı kullanarak bizi demokrasiden kaçırıyor olduğunu anlamamız güç olmasa gerek.. hem ‘’Türkiye laiktir laik kalacak!’ sloganını attıranlarla K.maraşta ve Sivas’ta laiklerin katline seyirci kalanların aynı odaklar olup olmadıklarını gözden geçirmekte büyük yarar vardır. ÇünküŞimdi nerede durmamız gerektiğini belirleme zamanıdırNerede durmamız gerektiğine karar vermeliyiz ki kimin yanında ve kimin karşısında olmamız gerektiği de açığa çıksın;çünkü şimdi durduğumuz yer kadar durmamız gereken yeri de görme zamanıdır.Zaman;‘’Ben durduğum yeri biliyorum, durmam gereken yeri de…
ya sen?’’ diye sorabilme zamanıdır…
Mesaj tarihi:
Penthesilea said:

yazida icerik yok, herhalde laiklige laf ediyor diye begendin.
cidden hicbir sey anlatmiyor yazi



Laikliğe lafetmekten çok şu ülkede laik geçinenlere laf ediyor. Yazıyı herkesin beğenmesi için eklemedim zaten. Ayrıca yazı anlayana çok güzel şeyler anlatıyor.
Mesaj tarihi:
Estel_Anorien said:

ucuz demogoji + provokasyon + onlar bilmiyor ben biliyorum üslubu.

bana enginar dıç gibi gözüktü.


Demogaji: Kısa tanımıyla laf cambazlığı. İnsanlar cevap veremeyip sıkıştıkları yerde bolca kullanır.

Provokasyon: Kışkırtmak. Daha fazla bir tanıma gerek yok. Bu da forumumuzda da bol bol kullanılan bir materyal.

Yanlış kullanılan bir kavramı açıklayan şu yazıda hangi demogajiden, hangi provakasyondan bahsediyorsun?
Mesaj tarihi:
şimdi biz laik değiliz yönetim şekli olarak da . Din ve devlet işlerini birbirinden ayırırken Diyanet İşleri Başkanlığı gibi bir kurumu da devlet işleri olarak hizmet gördürmek kendinle çelişmektir . Ya da devlet ve hukuk işlerini dinden izole ederken kişilerin inanç özgürlüğünü de sağlayan bir devlet olamadığımız için laiklikle uzaktan yakından alakamız yok, biliyorsunuz ki laikliğin amaçlarından biri. laiklik bir ideaydı,olmadı . umarım erişiriz.

demokratik değiliz , çünkü topluluğun olduğu yerde her zaman başka düşüncelere karşı diyalog önemsenmez, fakat bunu eğitimle,diyalogla maksimize etmeye çalışıyoruz. umarım beceririz. her kesimin her kesime mahalle baskısı var. bunun kalkması gerekiyor .

Fakat bu sınıflandırmalara takılmak bence çok yersiz , çok gereksiz . teokratik,faşist,demokratik olmak oldum olası boş söylemler gelir bana .
Mesaj tarihi:
diyanet işleri laikliğe aykırı gibi duran bi kurum ama baya baya lazım türkiye'de böyle bi denetleyici kurum olmasına rağmen olan istismarı düşündüğünde olmadığı zaman ne olur hayal et
Mesaj tarihi:
Farinal said:

diyanet işleri laikliğe aykırı gibi duran bi kurum ama baya baya lazım türkiye'de böyle bi denetleyici kurum olmasına rağmen olan istismarı düşündüğünde olmadığı zaman ne olur hayal et


Diyanet işleri lazım değil demedim dikkat edersen.

özetle ortada bir çelişki var , bi taraftan biri olalım böyle yok şucuyuz yok bucuyuz diye kandırmayalım kendimizi.
Mesaj tarihi:
diyanet işlerinde laikliğe aykırı birşey yok. laiklik ilkokul tanımından ibaret değil. düz mantık dinle devlet ayrılması = laiklik. devlet dairesi var dinle alakalı. aaa o zaman biz laik değiliz. yok böle bişi.
Mesaj tarihi:
balon said:

Farinal said:

diyanet işleri laikliğe aykırı gibi duran bi kurum ama baya baya lazım türkiye'de böyle bi denetleyici kurum olmasına rağmen olan istismarı düşündüğünde olmadığı zaman ne olur hayal et


Diyanet işleri lazım değil demedim dikkat edersen.

özetle ortada bir çelişki var , bi taraftan biri olalım böyle yok şucuyuz yok bucuyuz diye kandırmayalım kendimizi.


Yanlış bir şey yok, olaya mekanik bakarsan çelişki yakalarsın.

Din işleri ve devlet işleri yasayla ayrılacak olgular değil, yüzyılların getirdiği bir gelenek var. Dolayısıyla Atatürk nihai sonuca kadar dini kontrol altında tutmayı, tarikatların, derneklerin önünü kesmeyi amaçlıyor.
Mesaj tarihi:
bi konuda demogoji yapcaksan
en azindan konunu bil

neyse iste kimse said:
umhuriyetlerde ülkenin mülkiyeti, halkın temsiliyet yetkisini üstlenen meclislerin yasal düzenlemeleriyle belirlenir . Yani, cumhuriyetin temel özelliği; seçimlerin olması ve meclislerin oluşması oluşan meclislerin halk adına yasal düzenlemelerde bulunması ve yasal düzenlemelerin yürütmeyle hayata geçirilmesidir. Bunun ötesi meclisin yasal düzenlemelerindeki nitelikle ve devletin örgütleniş anlayışıyla oluşan yönetim biçimiyle ilgilidir.


bunun adi temsili cumhuriyettir
gercek yada tarihsel cumhuriyette temsilci felan yoktur
yunan sehir devletleridir ornegi
baba cumartesi gunu bulusuyoruz kanunlari konuscaz denir vatandaslarin hepsi gitme hakki wardir
giderler oylanir biter
nufusun artmasi temsili cumhuriyete neden olmustur ki
aslinda bok gibi bi yonetim bicimidir
cumhuriyet zaten cok berbat bi yonetim bocimidir temsili cumhuriyet cokd aha kotudur
Mesaj tarihi:
diyanet isleri lazim

ama ttek bir dinin tek bir mehzebi icin calisan diyanet lazim degil

diyanet isleri tam ozerk statuye kavusturulmali, guclendirilmeli ve ulkede devlet tarafindan taninan butun dinleri kapsamali

oturup alevi dedeleri ile hahambasi ile rum patrigi ile filan hepsinle konusup her vatandasi kapsiyan bir kurum yapmak lazim diyaneti


teoloji daha dogrusu ilahiyat butun dunyada dinler tarihini ve icerigini inceliyen bir bilimdir, turkieyde ise ilahiyat = universite okumus imam durumunda

okuldan daha diger dinlerle kaynasmis, vizyon sahibi, dunyayi taniyan ve baska kulturleri anliyabilen ve farkliliklarimzidan cok ortak noktalarimiza odaklanicak din adamlari yetistiremiyoruz
×
×
  • Yeni Oluştur...