Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

"Kadının soyunma özgürlüğü olur ama örtünme özgürlüğü olmaz"


Horizon

Öne çıkan mesajlar

Konu başlığı, haber kaynağındaki yazının başlığıdır. Kaynağa bakmadan laf edeceklere ön bilgi.

"Murat Sabuncu - Gazeteport" said:

Bir süredir gündemde ve uzun sürede gündemden düşmeyecek. Ayşe Arman’ın, Nihat Odabaşı’na çektirdiği fotoğraflar.

Kendi deyimiyle “baştan çıkarıcı kadın pozları”.

Eşinin isteğiyle“seks fotoğrafları değil seksi fotoğraflar”.

Kimseyi ilgilendirir mi? Yok, kesinlikle ilgilendirmez. İstediği gibi çektirir fotoğrafları. Ve isteyen bakar. Üzerine konuşur, geyik çevirir. Ya da bakmaz başını çevirir.

Gazetesindeki yazar arkadaşları, hemen hiç kimse bu fotoğraflar hakkında olumsuz yorum yapmadan “kadının bedeni üzerindeki söz sahibi olması hakkında” yazıp ona destek verdiler. Dedim ya kime ne..Desteğe ihtiyacı yok ki..

Ama destek yazısı yazan arkadaşlarla ilgili bir kafa karışıklığı içindeyim. Bu demokrat ve hoşgörülü arkadaşlarımızın çifte standartları olduğunu düşünüyorum. Ve onlara sormak istiyorum:

Peki bir kadın bedeni üzerindeki özgürlüğünü kullanıp soyunabiliyor da niye bir kadın bedeni üzerindeki özgürlüğünü kullanıp örtünemiyor?

Biliyorum çoğunuzun cevabı hazır: Babaları, ağabeyleri, kocaları zorluyor. Kendi özgür iradeleri değil ki.

.Ne ilginç bir düşünce tarzı. Kafası açık tüm kadınlar sonuna kadar özgür, rahat, istediğini yapıyor ama kafasını örten kadınlar o kadar zavallı ki her şeyi emir komuta zinciri içinde yapıyor. Gerçekten inanıyor musunuz siz buna?

Ya da kimileri çağdaşlıktan bahsedecek: “Bu devirde örtünülür mü hiç? “

Örtünülür de soyunulur da…

Bu devrin bana göre en önemli özelliği “daha çok demokrasi, daha çok insan hakları” ile özdeşleşiyor olması. Yani kimsenin kimseye müdahale etmeden, zorlamadan, birbirinin hakkına saygı duyarak birlikte yaşaması.

Benim için soyunmak ya da örtünmek çağdaşlık veya çağdışılık diye tanımlanacak filler değil. Ne kimse soyundu diye çağdaş olur ne de diğeri örtündü diye çağdışı..

Fikir jimnastiğine devam. Diyeceksiniz ki. “Ya mahalle baskısı”. Örtünmek istemediği halde zorlananlar. Ya da örtüsüz yaşamak isteyip, etraflarından korkup örtünenler. O zorlayanlarla mücadele hepimizin boynunun borcu. Kanun falan yetmez öncelikle vicdanlarımızla dur demeliyiz bu baskıcılara.

Ama biliyor musunuz farklı bir mahalle baskısı daha var üzerimizde. Hepimizin ne giyeceğimizden, nerede yiyeceğimize, nerede eğleneceğimizden, ne şekil davranacağımıza kadar yaşam şeklimizin belirlenmeye çalışıldığı bir baskı bu. Öyle giyinmezsek, eğlenmezsek, yaşamazsak, “çağdaş Türkiye bu imiş” gibi kabul ettirilmeye çalışılan düzenin, dışındaki kişiler gibi görünme-gösterilme endişesi taşıyoruz.

Onların çizdiği bir resim var. Ve bu resmin biraz dışına taşan her insan, fikir, yaşam tarzı; “yok sayılmaya, ezilmeye, horlanmaya, aşağılanmaya” çalışılıyor.

Kendini dini otorite sayıp kişilerin inançlarını yargılayanlar kadar kendini çağdaşlığın otoritesi görüp insanların yaşam tarzlarını kendilerine göre belirlemeye çalışanlar da rahatsız ediyor beni.

Yazıyı Ayşe Arman’ın çektirdiği fotoğraflarla ilgili yazdığı yazının bir bölümüyle bitirmek istiyorum. Bakın Türkiye’nin en özgür kadını ne diyor:

“ En büyük hayallerimden biri...

40 olmadan Nihat Odabaşı’na "baştan çıkarıcı bir kadın" olarak poz vermekti.

Sevgilime sordum:

"Yapabilir miyim?"

"Ben senin baban değilim, benden izin almana gerek yok!" dedi.

"Yooook yemezler!" dedim.

"Hiçbir şeyden korkmuyorum ama seni kaybetmekten korkuyorum. Kontrollü bir kontrolsüzlük yaşamak istiyorum o kadar..."

Güldü.

"Sonra da o fotoğrafları yatak odamıza asacaksın di mi?"

"Evet" dedim, "Sen benim beynimi okuyorsun!"

"Yap ama seks fotoğrafları olmasın, seksi fotoğraflar olsun..." dedi.

Sözünü ettiği ayrım, bayağılık ve samimiyet arasındaki ince çizgi gibi bir şeydi.

"Tamamdır" dedim.

Yine de kendime güvenemedim.

(İtiraf ediyorum, ben bazen bayağılıktan da hoşlanıyorum)

"Nihat’ın pespaye bir şey yapmasına olanak yok, ama fotoğraflar senin de onayından geçsin, öyle verelim Hello’ya" dedim.

Ekledim: "Yine de bir sürü insan, sevgilisi nasıl izin vermiş diyecektir..."

"Desinler, umurumda değil" dedi, "Seninle birlikte olmaya karar verdiğim gün, bir sürü şeyi göze almam gerektiğini biliyordum..."


Şimdi bu diyalogu başka bir kadının ağzından yazalım.

Başımı örtmeye karar verdim ve örtümle Nihat Odabaşı’na bir fotoğraf çektirmeye gidecektim. Sevgilime sordum:

“Yapabilir miyim?”

“Ben senin baban değilim bana sormana gerek yok” dedi.

“Yokkk” dedim. Yemezler”

Diyalogu alın yazıdan kendiniz devam ettirin. Ama tarafsız olun. Böyle bir diyaloga hoşgörüyle bakar mıydınız? Ya da en basitinden demezmiydiniz “bak gördün mü kadın kocasına soruyor?” diye…


Kaynak

Kısaca güzel bir yazı olmuş bana göre. Evet aile içi baskı ile örtünen birçok insan var ama birçoğu da kendi isteği ile örtünüyor. Bunları görmezden gelmeden , baskıcılara karşı mücadele verilmesi gerekiyor (yazıda söylendiği gibi).
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Arada sorun şurdan çıkıyor zaten.

Modernlik = Soyunmak
Gericilik = Örtünmek

Örtünen bir kadın modern olamaz ?

İşte ana sorun bu noktalarda. Böyle kavramlar bazılarımızın kafasına kazınmış. Halbuki hiç alakası yok.

Sonrada , örtünüp son model araba kullanan , çalışan , oraya buraya gidip gezen , eğlenen insanlara işte bunlar da sahte dindar vs. şeklinde laf atılıyor. Ne kadar uyumlu argümanlar..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kadının saçlarını türbanla yada çarşafla örtmesinin nedeni dini emrettiği için. kısacası bin küsür yıl önce emredilen bir şeyi gerçekleştiriyor. Bunun nedeni saçlarının bir teli bile gözükürse namusu gidecek ve onun o saçlarını kocasından başka biri görürse gören kişininde namusu gidecek.

Olay tamamen bu. bukadar basit yani. Saçlarını örtmesinin nedeni bunlar olduktan sonra bir kadın nasıl "modern" olabilir. Son model arabaya binmek, en lüks lokantalarda yemek yemek modernlik oluyorsa allahın magandasıda elinde ve boynunda altın takılarla mercedeslere binip gece klüplerinde 1 milyara şampanya patlatıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kadının soyunma özgürlüğü var ama örtünme özgürlüğü yok gibi bir ifade kullanılabilemsi için kamuda çıplak gezen kadınların istatiki verisine falan ulaşmılması gerekiyo öncelikle.bu ülke de örtünmek yasak değil devlet dairelerinde bu şekilde bulunmak yasak tıpkı devlet dairesinde çıplak dolaşılamayacğaı gibi.dışarda özel hayatında herkesin örtünme özgürlüğü var ama çıplak dışarı çıkmaya kalksak ne olur orasını bilmiyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sorun 1950 li yıllardan sonra çıktı,o yıllara kadar başörtülü kadınlar hademelik,hizmetçilik v.s yaparken sorun çıkmıyordu,kağnı arabalarıyla 1920 li yıllarda cepheye cephane,erzak v.s taşırken sorun çıkmıyordu,ne zamanki öğretim kurumlarına gittiler,insanın en temel hakkı olan okuma hakkını kullanmak istediler,durun giremezsiniz çünkü girerseniz yarın bir gün devletin başına geçecek bir başörtülü olursa,biz ortamızdan yarılırız,moderniteye evet soyunmaya evet ama inancı sebebiyle örtülen bez parçasına hayır diyenlerin sayısı o kadarda fazla değil belki ama,cumhurbaşkanının eşinin başörtüsü ne kadar tartışıldı,laik devlet yıkılıyor muhabbetleri ediliyordu,ama başa geldi ve hiçbirşey olmadı,başörtüsü siyasi simge sözüne şurada katılıyorum,siz bir insanın başındaki bezle uğraşırsanız,ilk seçimde %30 la gelen parti bir sonrakinde %47 yle bir sonrakinde belkide %60 la gelir,ama kim 35-40 derece sıcakta ,siyasi nedenlerden ötürü başörtü takarki ,bunu kendinize sordunuzmu hiç?
cevap:
ahaha o zaman soyunmakta ilericilikse en modernler hayvanlar sanırım
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

555 said:

kadının soyunma özgürlüğü var ama örtünme özgürlüğü yok gibi bir ifade kullanılabilemsi için kamuda çıplak gezen kadınların istatiki verisine falan ulaşmılması gerekiyo öncelikle.bu ülke de örtünmek yasak değil devlet dairelerinde bu şekilde bulunmak yasak tıpkı devlet dairesinde çıplak dolaşılamayacğaı gibi.dışarda özel hayatında herkesin örtünme özgürlüğü var ama çıplak dışarı çıkmaya kalksak ne olur orasını bilmiyorum.


Hemen ilk akıla senin dediğin geliyor. Ama yazıda ana tema bu değil. Asıl konu belli kesimlerin örtünenlere olan bakış açısı. Burada da çok dile getirilir. Örtünen cahildir , geridir , kafasızdır gibi..

Yukarıda maninin mesajı ilginç geldi bana;

İnancına göre yaşamaya çalışmak , en azından bazılarını yapmaya çalışmak nezamandan beri modernlilik karşıtı bir davranış ? Ana yazıda olmasına rağmen hala tüm örtünenleri genelleyerek konuşmak da nekadar kıvrak ve kavrayıcı bir zekaya sahip olduğumuzu gösteriyor.

Kendin söylemişsin verdiğin diğer örnek ile , ozaman şu da modern olurdu diye. Olay da o zaten. Modernlilik şekille şemalle olmuyor. Şekil ile şemal ile insanların nasıl yaşadığını , nasıl düşündüklerini de uzaktan anlayamazsın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Horizon said:

Arada sorun şurdan çıkıyor zaten.

Modernlik = Soyunmak
Gericilik = Örtünmek

Örtünen bir kadın modern olamaz ?

İşte ana sorun bu noktalarda. Böyle kavramlar bazılarımızın kafasına kazınmış. Halbuki hiç alakası yok.

Sonrada , örtünüp son model araba kullanan , çalışan , oraya buraya gidip gezen , eğlenen insanlara işte bunlar da sahte dindar vs. şeklinde laf atılıyor. Ne kadar uyumlu argümanlar..





horizon ortunen bir kadın modern olamaz
biz cok seviyoruz milletce bir kelimeyi agıza sakız yapmayı
eger bunu diyebiliyorsan modernite,modernligin toplum,sanat,mimari ve teknoloji uzerine izdusumu hakkında en ufak bir fikrin olmadıgı acıkca belli oluyor


kafasına tesedduru gecirip x5 e binen yolda sevgilisiyle el ele yuruyen insan sahte dindar yanında dejenere olmuş yaratık sıfatını da tarafımdan hak ediyor,bizim memlekette göte göt denir kusra bakma
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

türban sıkıntısının üniversitelerde yasaklanması öncelikle 80 darbesini hazırlayan süreçte istanbul üniversitesinin kararıyla gerçekleşiyor. İÜ'nün çeşitli fakülteleri (hukuk fakültesi en sonda olmak üzere) üniversite içinde başlayan kamplaşma ve insanları etkilemeye çalışan cemaatlerin baskısını azaltmak amacıyla bu uygulamaya başlıyor. Daha sonra bu kurumsallaşan bir süreç.

Aslında sıkıntı İslam'ın kendisinde. İslam dinini malesef sadece dini hayatı kontrol edecek hale indirgemek mümkün değil. Gerek şeriat ile hukuk sistemi olsun gerekse devlet yönetimine dair taşıdığı pratik ve uygulamalar olsun İslam hayatın her alanını yönetmek ve her alanının içinde olmak istiyor. Bu sebepten ötürü de seküler ve laik devlet kavramıyla örtüşürken sıkıntı yaratıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

celiskiler ulkesinde yasıyoruz yahuv
adam gidiyor hem modernim hem dinime baglıyım diyor,modernligi 3 paragrafda kısa bir sekilde acık desen kem küm şey mey dicek,sonra aynı kişi gidiyor hem laik hem musluman olunmaz denen adamı destekliyor,cok enteresan,incelenmeli bu beni fransız kose yazarlarına emanet edin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

başlık provokasyondan öte birşey değil.

soyunan kadın okula giremez.
soyunan kadın çalışamaz.
örtünen kadın okula giremez.
örtünen kadın çalışamaz.
soyunan kadın sokağa çıkamaz.
örtünen kadın sokağa çıkabilir.
soyunan kadın televizyona çıkabilir, duruma göre tepki görür.
örtünen kadın televizyona çıkar, tepki görmez.

eee ne bu ?

"yok efendim soyunmak öyle denmemiş" falan demeyin, daha ilk cümleden soyunmak hoop ayşe arman diyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...