Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ne Mutlu Türküm Diyene yazısı silinmeli


unac

Öne çıkan mesajlar

arkadaşım doğru yerden bak yazdığım konuya,atatürk düşmanıysam fatihindenmi düşmanıyım,? benim demek istediğim devletin ebediyyeti için gerekirse bir köy kasaba şehir ortadan kaldılır ne için? geri kalan 80 vilayetin geleceği için örnek veriyorum ben bu kadar kıt beyinli olmayın atatürke lafmı attım şimdi,tam okumadan tava gelip yazmayın ya
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dersim Katliamı

Dersim İsyanı, 21 Mart 1937 gecesi başladı. İsyan kısa sürede genişledi. İsyanın genişlemesi üzerine devlet isyanı bir dizi harekat ile denetim altına almaya ve bastırmaya çalıştı. Özellikle Laç Vadisi ve Kutu Deresi bölgesinde binlerce kadın ve çocuk öldürüldü. İsyan sırasında 9 adet savaş uçağı kullanıldı. Köyleri bombalayan, sivil katliamlar gerçekleştiren uçakları kullananlardan biri de Türkiye'nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen'di. İsyan sürerken 1937'de isyan lideri Seyit Rıza idam edildi. 1938'de bastırılan isyanda 90 bin Kürt katledildi. İsyandan sonra da Dersim ismi Tunceli olarak değiştirildi. Binlerce Dersimli de yerinden yurdundan edilerek sürgüne gönderildi. Dersim'de yaşananlar çok çevre tarafından katliam olarak değil soykırım olarak tanımlanmaktadır.
bunlar taraflı yayın olarak görebilirsiniz tabii alıntıdır..ama tarihler bire bir doğrudur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

superwiz said:
Dersim Katliamı

Dersim İsyanı, 21 Mart 1937 gecesi başladı. İsyan kısa sürede genişledi. İsyanın genişlemesi üzerine devlet isyanı bir dizi harekat ile denetim altına almaya ve bastırmaya çalıştı. Özellikle Laç Vadisi ve Kutu Deresi bölgesinde binlerce kadın ve çocuk öldürüldü. İsyan sırasında 9 adet savaş uçağı kullanıldı. Köyleri bombalayan, sivil katliamlar gerçekleştiren uçakları kullananlardan biri de Türkiye'nin ilk kadın pilotu Sabiha Gökçen'di. İsyan sürerken 1937'de isyan lideri Seyit Rıza idam edildi. 1938'de bastırılan isyanda 90 bin Kürt katledildi. İsyandan sonra da Dersim ismi Tunceli olarak değiştirildi. Binlerce Dersimli de yerinden yurdundan edilerek sürgüne gönderildi. Dersim'de yaşananlar çok çevre tarafından katliam olarak değil soykırım olarak tanımlanmaktadır.




ya sayı saymayı bilmiyon ya da hayatında hic dayak yemedin,90bin kisi ne demek lan,ha ayrıca o isyanın ingiliz destegiyle ülkeyi bölmek icin cıkarıldıgını da ekle yazına
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1938 Dersim Olaylari

Seyh Sait Isyanı'yla başlayıp (1925) Ağrı İsyanı'yla süregelen (1930) olaylar üzerine hükümet, 1934 yılından itibaren Doğu'da çıkan ayaklanmaları kararlı bir biçimde çözmek üzere İskan Kanu-nu'nu çıkarmıştır. 14 Haziran 1934'te T.B.M.M.'ne sunulan İskan Yasa Tasarısı, İçişleri Bakanı Şükrü Kaya tarafından açıklanmıştır. Tasarıya göre topraksız köylüye verilecek arazi konusu, Türkiye'nin çoğu illerinde mevcuttur. Doğu halkını topraklandırmak esasını düşünürken, Batı halkını da topraklandırmak bir bütün olarak ele alınmalıdır. Kaya'ya göre, eğer köylü toprak sahibi yapılmayacak olursa, sanayi fabrikaları hangi pazarlar için kurulacaktır. İçişleri Bakanlığı'nca yapılıp Bakanlar Kurulu'nca onaylanan haritaya göre Türkiye, iskan bakımından üç çeşit bölgeye ayrılmıştır:
1. Türk kültürlü nüfusun yoğunluğu istenilen yerler,
2. Türk kültürünü temsili istenilen nüfusun nakil ve iskanına ayrılan yerler,
3. Diğer sağlık, iktisat, kültür, siyaset, askerlik ve güvenlik
nedenleriyle boşaltılması istenilen ve iskan ve yerleşimi yasak edilen yerler.
Türkiye'ye yerleşmek amacıyla dışarıdan gelmek isteyen Türk soyundan yerleşik ya da göçebe bireyler, aşiretler ve Türk kültürüne bağlı yerleşik kimseler, bu yasanın hükümlerine göre İçişleri Bakanlığ'ının emriyle kabul olunurlar (md.3).
a. Türk kültürüne bağlı olmayanlar
b. Anarşistler,
c. Casuslar,
ç. Göçebe çingeneler,
d. Memleket dışına çıkarılmış olanlar, Türkiye'ye göçmen olarak alınmazlar (md.4).
a. Türk soyundan olup, hükümetten iskan yardımı istemeyi yazı ile bildiren göçmen ve sığınmacılar, Türkiye içinde istedikleri yerde yerleşmeye serbest bırakılırlar. Hükümetten yerleşme isteyenler, hükümetin göstereceği yerlere gitmeye zorunludurlar.
b. Türk soyundan olmayanlar, hükümetten yardım istemese-er bile hükümetin göstereceği yerde yurt tutmaya zorunludurlar. İzinsiz başka yere gidenler ilk defasında yerlerine çevirilirler, yinelenmesı uurumurıua oaKanıar rvuıuıu raıaııyıa vaıaııuaşıııuaıı uuşuıu-
lürler... (md. 7).
Yasa tasarısının bir başka önemli maddesi ise sekizinci madde olup, Türkiye içinde toprağı dar veya azmaklık, bataklık, ormanlık, dağlık ve taşlık olan yerlerde bulunan ve geçim araçlarından yoksur olan köylüleri gerek yerleşik gerek göçebe bulunsun, üç numaralı bölgeler halkının yaşayış ve sağlık koşulları elverişli olan yerlere nakletmeye, evleri ve dağınık köyleri daha uygun merkezlerde toplamaya, huları, obaları ve komları köyler içine kaldırmaya ve yenilerinin yapılmasını yasak etmeye İçişleri Bakanı yetkilidir, hükmünü getirmiştir.
a. Yasa aşirette tüzel kişi tanımaz, bu konuda herhangi bir hüküm, belge ve ilama dayanmış da olsa tanınmış haklar kaldırıl-jnıştır. Aşiret reisliği, beyliği, ağalığı ve şeyhliği ve bunlardan herhangi bir belgeye veya görgü ve göreneğe dayanık her türlü örgüt ve dalları kaldırılmıştır...
b. Bu yasanın yayınından önce herhangi bir hüküm veya belge ile veya örf ve gelenekle aşiretlerin kişiliklerine veya onlara izafetle reis, bey, ağa ve şeyhlerine özgü olarak tapınmış kayıtlı-kayıtsız bütün taşınmazmallar devlete geçer...
c. Bu yasanın yayınından önce aşiretlere reislik, beylik, ağalık, şeyhlik yapmış olanları, yapmak isteyenleri ve sınırlar boyunda ptgrmcisında güvenlik yp asayiş bakımından sakınca bulunanları, aileleriyle birlikte uygun yerlere naklettirip yerleştirmeye Bakanlar Kurulu yetkilidir (md. 10).
a. Ana dili Türkçe olmayanlardan toplu olmak üzere yeniden köy ve mahalle, işçi ve sanatçı kümesi kurulması veya bu gibi kimselerin bir köyü, bir mahalleyi, bir işi veya bir sanatı, kendi soydaşlarının tekeline alması yasaktır. ^
b. Türk kültürüne bağlı olmayanlar ya da Türk kültürüne bağlı olup da Türkçe'den başka dil konuşanlar hakkında da, kültürel, askeri, siyasi, toplumsal ye güvenlik nedenleriyle Bakanlar Kurulu kararıyla İçişleri Bakanı gerekli görülen önlemleri almaya zorun-
107
. (md.11)107 hükümleri yer almaktadır. Çok uzun tartışmalardan sonra, bu yaşa tasarısı TBMM'de kabul edilerek yasallaşmıştır.
1935 Kasımında Atatürk'ün gündeme getirdiği ve aynı yılın şorı günlerinde kabul edilen Tunceli Kanunu ile Dersim'de önemli aşamalar kaydedilmeye çalışılmıştır. 25 Aralık 1935 tarihinde 2884 sayılı Tunceli ilinin yönetimi hakkında yasa, T.B.M.M.'nde kabul edilerek, 2 Ocak 1936 tarihinde de yürürlüğe girmiştir. Bu yasanın yürürlüğe girmesinden itibaren, Tunceli'de aşiret, ağalık, şeyhlik ve seyitlik yönetiminin yıkılarak, bu geleneksel kurumların egemenliğine son verilmeye çalışılmıştır. Merkezi otoritenin Tunceli'de gittikçe güç kazanması üzerine aşiretler arasında çatışmalar başlamıştır. Bunlardan en kayda değer olanı, Seyit Rıza önderliğinde yapılan hükümet karşıtı propagandadır. Bu propagandaya göre, aşiret kadınlarının namusu tehlikededir. Bunlar gündüzleri kocalarının, geceleri "karakol efradının" malı olacaktır. Hükümetin yaptırdığı karakollar yakında bu bölgeden sürülecek olan aşiretlere posta mevki olmak içindir. Köylerdeki bütün halk bir yere toplanacak, evlerin içine tıkılacak, bu evlerin ö-nünde birer polis bekleyecektir. Ekmek ve odun "vesikayla" verilecektir. Halkın bütün kazandığı elinden alınacaktır108.
Bu propagandalar sonucu, Dersim'de Seyit Rıza'nın aşireti karakol ve köy basmış, 28 Nisan 1937'de İçişleri Bakanlığı bu baskınları bir rapor biçiminde düzenlemiş ve 3 Mayıs 1937'de tedip (eğitme) ve tenkil (cezalandırma) harekatına askeri uçakların aşiret reisleri toplantıdayken yaptıkları bombalamayla başlanmıştır. Ertesi gün Bakanlar Kurulu, Atatürk ve Fevzi Çakmak huzurunda toplanarak gizli bir karar almıştır. Bu karar doğrultusunda Tunceli, Elazığ ve Bingöl'ü içeren bölgede Dördüncü Genel Müfettişlik kurulmuş, bu göreve de General Abdullah Alpdoğan getirilmiştir1
Bu tenkil harekatından sonra 14 Haziran 1938'de İçişleri Bakanı Kaya, 4 Haziran 1937 tarih ve 15146 sayılı konuyla ilgili bir yazıyı Kültür Bakanlığfna göndermiştir. Yazının konusu, Dersim kız ve erkek çocuklarının yatılı okullarda yetiştirilmeleri hakkındadır. Kaya, yazıda Dersim'de yapılan ıslahat çerçevesinde Türklerin yoğun olduğu ve Dersim'den oldukça uzak yerlerde kız ve erkek yatılı okullarının açılması ve bu okullarda Dersim'den getirilecek beş yaşını doldurmuş kız ve erkeklerin okutturulup büyütülmesi ve birbirleriyle evlendirilerek baba ve annelerinden miras kalan mal ve arazileri içinde birer Türk yuvası kurmalarını önermektedir. Böylece, Türk kültürünün Dersim'de esaslı bir biçimde yerleştirilmiş olacağını düşünmektedir. Kaya'ya göre zaten Horasan'dan gelme Türk olan Dersimliler, Kırmanç denilen Farsça'dan bozma bir dille konuşan insanlarla yakın ilişkide bulundukları için hem ana dillerinden uzaklaşmışlar hem de alevilik ve bektaşilik aralarında rağbet görmüştür. Böylece Türklükle Kürtlük arasında kalmış olan Dersimli erkekler çevreyle ilişki kurup Türkçe öğrendikleri halele, kadınlar kendi çevrelerinden ayrılmadıklarından erkeklerinden daha önce Kürtleşmeye başlamıştır. Bundan dolayı çocuklarına Türkçe öğretememektedirler110.

olm ben demiyorum bunu beni niye şeytan taşlar gibi taşlıyorsunuz az araştırın bakın neler bulacaksınız hayret birşeysiniz ha:D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

deja cyrano said:
Otedengelen said:
Bilinçli ve insan olan Kürt asıllı vatandaşlarımız zaten yaşıyor normal bir şekilde.


Türkiye'de Türk olmayanlar mutlaka X asıllı oluyor, degil mi ? Anadolu'da yaşayan bir adam Kürt olamaz, mutlaka "kürt asıllı" olur ?

Çok enteresan düşünceler dönüyor hakkaten. Yav insan ASLINDAN niye rahatsız olsun, soysuz musunuz? Kürt asıllı demekten rahatsız olan kürt. Hmm.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

deja cyrano said:
Otedengelen said:
Bilinçli ve insan olan Kürt asıllı vatandaşlarımız zaten yaşıyor normal bir şekilde.


Türkiye'de Türk olmayanlar mutlaka X asıllı oluyor, degil mi ? Anadolu'da yaşayan bir adam Kürt olamaz, mutlaka "kürt asıllı" olur ?


evet çünkü bu topraklarda yaşıyan milletin tanımı Türk'tür, Ne mutlu Türküm diyene ile o ifade edilir. Orta Asyanın çekik gözlü sarı benizli kurtlar tarafından anadoluda büyütülenleri değil yani o Türk tanımı.

İsterseniz bölelim bin parçayı, üstüne kavga edelim iç savaş adı altında bak bakalım Kürt Laz Oşubu ne kalıyo geriye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

deja cyrano said:
Şöyle sorayım, sen hiç Türk asıllı TC vatandaşı diye bir şey duydun mu ? Yani bir insan niye Kürt'üm ben diyemesin ?




öyle bi saptırıyosunuz ki

amerikada amerikalı amerikalıyım der,ailesi 2 kuşak once meksikadan gocen meksika asıllıyım der latinim der,siyahiyse afroamerikan der,amerikalı amerikan asıllıyım mı dicek
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...