Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Araştırmaya göre Türkler 'Çok mutlu'


Karag8z

Öne çıkan mesajlar

Bi kere kafadan yalan %86, onların %30u mu ne "orta derecede mutlu" demişler kendilerine, yani ne mutlu ne mutsuz idare eder durumdakiyken mutlu sayılmışlar.

Onu geçtim şu ülkede akıl sağlığı yerinde bir orta tabaka insan (hani gemiciği olmayan, arkasını devlete yaslamamış ya da ne bileyim bir soyadı koç falan olmayan) yaşam şartlarından ve olanaklarından mutlu olmaz pek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Karag8z said:
Buyse said:
bu anketin hedef kitlesi küçük insanlar zaten.

zaten kadrolaştırılmış küçük insanlar tarafından yapılmış.


Abi, bak senin isin de degil bu, yani mesleginle alakasiz, buna ragmen burnunu sokuyosun. Hayatinda hic, ama hic TUIK'le is yaptin mi? Is yapmayi gectim, adamlarla bir defa bile olsun gorustun mu? Kim calisir, kim naapar biliyo musun?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

karşılıklı laf atmak değil ki bu. doğruya doğru. "Küçük şeylerden mutlu olmak" biraz da baştaki uyanıkların afyonu işte. Topluma böyle bir şey yayıp bunu erdem gibi tanıttılar üstelik. Böylece insanlar çok erdemli, "küçük şeylerden mutlu oluyor", daha büyük şeyler aramıyor, böylece baştakilerin de işine karışmıyor onları sorgulamıyorlar. Evcil hayvan gibi önlerine konanı yiyorlar tabiri caizse.

büyüklüğünü de çapını da insan kendisi çizer. Küçük şeylerle yetinen, fazlasına göz dikmeyen insanın çapı da haliyle kendisi de küçüktür. (Eğer varsa) kendi potansyelini harcar, daha iyisi için çalışmak ya da daha iyisini elde etmek yerine elindekine mahkum kalır.

Büyük insan daha iyisi için meydan okumayı kabul eder, daha iyisi için çabalar.

Tabii bu biraz kişilikle, biraz şansla, biraz da eğitimle, bilinçle alakalı.

Kendimi "büyük" görüyorum çünkü şu anki düzeni yeterli görmüyorum, daha iyisini arıyorum ve kendim, çevrem ve ailem için daha iyisine çabalıyorum. Sahte erdemlerin "küçük şeylerle yetinmenin" peşinde koşacağıma daha iyi şartlar yaratmaya çalışıyorum. Aradaki dengeyi koruyup da hırstan hayatı harcamadıktan sonra da doğrusu bu zaten.

Edit:
Son soruna cevap vermeyi unutmuşum, ne kadar büyüğüm? Tek başıma dünyayı değiştirecek kadar büyük değilim tabii (hiç kimse değil zaten bu çağda), ama kendime, aileme ve çevreme daha iyi imkanlar sağlayıp daha rahat bir yaşam sunmaya çalışacak kadar büyüğüm. Önüme konan yaşamla yetinmeyip daha iyisini isteyecek ve bunu sağlayacak, toplumdaki, yönetimdeki ve günlük yaşamdaki binbir tersliği çarpıklığı ve rahatsızlığı kabul edip benimsemek yerine reddederek daha iyisini isteyecek kadar büyüğüm. Ötesi zaten benim kavgam değil. Bahsettiğim öncelikli amacımı tamamlarsam sonrasına bakarız.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu dediklerinin mutsuz olmakla ne alakası var.tatminsizliğin daha doğrusu büyüklük küçükle herhangi bir alakası yok.


tamam istekli ol,hayat standartlarından memnun olma ayrı da mutluluk apayrı bir şeydir.

kimisi aaa bahar geldi diyerek bile kendini mutlu hissedilebilir,mutluluk farklı bir olay usta.

hırs ayrıdır ,umut ayrıdır,mutluluk ayrıdır .

ben neden kendimi daha kötülerine bakıpta abi şöyle olanlar var halime şükür deyip tekrar daha iyisi için çabalamıyayım içten içe? elbette ki yapacağım budur.

İnsan doyumsuzdur .her zaman daha fazlasını isteyecektir .
Bunun küçük insan büyük insanla alakası yok .Öyle bir genellemeye katılmam.

İnsan bu , isteyecek.
Ha isterken ya hayatını mutsuz,huzursuz,ne bilim sürahi ana falan gibi kılarsın , ya da başardıklarınla sevinir, daha fazla sevinmek için daha fazla başarmaya çabalarsın .

Aklın yolu budur , bunu düşünmek için de o kadar büyük olmaya gerek yok yapmayın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben mutluluk derken anlık mutluluğun değil genel mutluluğun, hayattan alınan doyumun ölçüldüğünü düşünmüştüm zaten. Yoksa soruyu sorduğunda adamın sevgilisi terketmiştir mutsuzum der, takımı maç kazanmıştır mutluyum der. Böyle anlık değişimlere bahara mahara bakmadan hayatının genelinden mutlu olup olmadığını ölçmüyor mu anket?

Hayatın genelinden alınan mutluluk da tatminle, haliyle koşullarla doğru orantılı işte bence.

İnsan doyumsuzdur lafı yanlış değil ama eksik bir laf. İnsan ayrıca tembel ve üşengeçtir de. Yani daha iyisini elbette herkes ister, hatta yaşam koşullarını herkes eleştirir tabii ki de bunun için çalışmak buna uğraşmak ya da bir şeyleri göze almak herkesin harcı değil. Zaten büyüklükten kastım burada devreye giriyo. Daha iyisi için uğraşmayacak adam "hayatımdan memnunum" der, "küçük şeylerle yetiniyorum" der kenara çekilir. Büyük küçük ayrımını burada yaptım. Yoksa zaten kimse "abi sen rahatını bozma şimdi senin maaşını arttırıp çevreni güzelleştiricez" desen yok gerek yok demez yani, doyumsuzdur, bill gates e de arap şeyhine de söylesen tamam abi ne zaman başlıyoruz der. Ama bu doyumsuzluk değil bunun karşılığını ne kadar verebileceği işte büyüklük sınırı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yani elbette ki "ben memnunum hayatımdan" deyip hiç bir şey yapmayan insanlar vardır .haklısın.Ama sonuçta böyle düşünen bütün insanları da "bunların geneli hiç bir şey yapmıyor yaw " diye etiketlemeyin , benim derdim o,verdiğim örnek de bunla alakalıydı. yok işte "yeni moda oldu bu , yeni afyon" falan diye gelmeyin demek istediğim.

Büyüklük küçüklük meselesi içinse ,tabi o da göreceli bir kavramdır.senin için hayat standardını geliştirmek büyüklüktür.
benim için önemli bir kriterdir .ama birileri çıkıp neye göre büyüğüz kime göre büyüğüz derler adama .ki demişler .

Bunlar tarz meselesidir daha çok bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

beyler açın tuik.gov.tr yi.. biraz bakın. limitli olarak herkese açık o istatistikler. hangi tarafı savunursanız savunun, cidden genel olarak çok havadan konuşuyorsunuz.

haberlerde bahsedilen ve üzerine bariz vurgu yapılan "mutluluk" misal... aile ve çevre üzerine bireysel mutluluk o.. oysa rapor o kadarla sınırlı değil. kamu hizmetleri ayrı bir dalda.

sizin yaptığınız elmalarla armutları toplamak gibi daha çok. dolayısıyla hepiniz haksızsınız ve size laflar hazırladım =P

haa kişisel görüşüme gelirsek. çalışmanın ne kadar doğru olduğunu bilemem (güvenim yok ama yorum yapmam en azından bu konuda). lakin bir gerçek var, bazı medya kuruluşları nedense çalışmaların hepsini değil de bir kısmını alıp "TÜRKİYE MUTLUYMUŞ!" edasında manşet yapmayı seviyor. ee toplumun hafızasında da böyle kalıyor sonra.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rewendor said:
karşılıklı laf atmak değil ki bu. doğruya doğru. "Küçük şeylerden mutlu olmak" biraz da baştaki uyanıkların afyonu işte. Topluma böyle bir şey yayıp bunu erdem gibi tanıttılar üstelik. Böylece insanlar çok erdemli, "küçük şeylerden mutlu oluyor", daha büyük şeyler aramıyor, böylece baştakilerin de işine karışmıyor onları sorgulamıyorlar. Evcil hayvan gibi önlerine konanı yiyorlar tabiri caizse.

büyüklüğünü de çapını da insan kendisi çizer. Küçük şeylerle yetinen, fazlasına göz dikmeyen insanın çapı da haliyle kendisi de küçüktür. (Eğer varsa) kendi potansyelini harcar, daha iyisi için çalışmak ya da daha iyisini elde etmek yerine elindekine mahkum kalır.

Büyük insan daha iyisi için meydan okumayı kabul eder, daha iyisi için çabalar.

Tabii bu biraz kişilikle, biraz şansla, biraz da eğitimle, bilinçle alakalı.

Kendimi "büyük" görüyorum çünkü şu anki düzeni yeterli görmüyorum, daha iyisini arıyorum ve kendim, çevrem ve ailem için daha iyisine çabalıyorum. Sahte erdemlerin "küçük şeylerle yetinmenin" peşinde koşacağıma daha iyi şartlar yaratmaya çalışıyorum. Aradaki dengeyi koruyup da hırstan hayatı harcamadıktan sonra da doğrusu bu zaten.

Edit:
Son soruna cevap vermeyi unutmuşum, ne kadar büyüğüm? Tek başıma dünyayı değiştirecek kadar büyük değilim tabii (hiç kimse değil zaten bu çağda), ama kendime, aileme ve çevreme daha iyi imkanlar sağlayıp daha rahat bir yaşam sunmaya çalışacak kadar büyüğüm. Önüme konan yaşamla yetinmeyip daha iyisini isteyecek ve bunu sağlayacak, toplumdaki, yönetimdeki ve günlük yaşamdaki binbir tersliği çarpıklığı ve rahatsızlığı kabul edip benimsemek yerine reddederek daha iyisini isteyecek kadar büyüğüm. Ötesi zaten benim kavgam değil. Bahsettiğim öncelikli amacımı tamamlarsam sonrasına bakarız.

Yetinmek, tatmin vs. kasma bu kadar. Olay yukarida anlattigin karmasadan cok daha basit. Diyosun ki,
a->b->c
Ama bireyin c olmasi demek ayni zamanda b ve a olmasi demek degildir.
Bu soyledigin belki senin icin, c'ye ulasmak icin mevcut yollardan sadece biridir.

Kucuk seylerden mutlu olan insan, cevresindeki olumsuzluklarin da farkinda olabilir ve bunlari degistirmek icin cabaliyor olabilir. Cevresindeki sorunlarla ugrasan insanlar mutsuz olmak zorunda degildirler. Dahasi mutlu olmalari asla onlarin "kucuk" oldugunu gostermez. Daha da onemlisi, kimse, bir baskasina sen soyle boyle yaptigin, bunu bunu yapmadigin icin "kucuksun" tarzi bir sey soylememeli. Sahsen ben dunyayi degistirebilecegime inaniyorum ve degistiriyorum da. Bu nedenle senin cikarimina gore sen benden kucuksun. Butun soylediklerinin aksine, kucuk seylerle de mutlu olabiliyorum. Hmm hem senden buyugum, hem de mutluyum, napicaz simdi?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Dünyayı değiştirmekten kastın nedir? Pek sanmıyorum dünyayı değiştirdiğini.

Yani şöyle söyleyeyim. Sen şu anda dünya üzerinden silinsen dünyanın geneli için bir bir fark olur mu? olmaz.

Demek ki değiştiremiyosun. 2 küçük iyilik yapıp dünyayı değiştirdim diyorsan zaten hedeflerin baştan küçük demektir.

Dünyayı değiştirmekten kastım (hani iyi kötü ayrımı yapmadan yapılan işin etkisi olarak örnek veriyorum hitler mi olucan demeyin sonra), bir Hitler'in çıkarttığı savaş gibi, bir ne bileyim kanser tedavisi keşfetmek gibi, soğuk füzyonu keşfederek enerji sorununu çözmek gibi tüm dünyayı etkileyen bir olay yaratmaktır.

Yoksa ufak tefek şeyler yapıp dünyayı değiştirdim demesi kendini kandırması kolay :) Ben öyle çekirdek doldurmayan (dünyaya baktığımızda tabii yoksa kendi çevren içinde çok önemli şeyler yapıyor olabilirsin, herkes yapıyordur ona lafım yok) şeylerle dünyayı değiştirdim demek bana biraz haksızlık geliyo. Onlarla büyük olsa zaten devler ülkesinde yaşıyor olurduk.

Uzun lafın kısası, hayır dünyayı değiştirmiyorsun, yoksa zaten her gün gazetelerde görürdük resmini ismini :) Haliyle kendi hipotezin de çürüdü :)

Oldum olası objektif bir tartışmada bir sözün "ayıp" ya da ahlak gibi kişisel yargılardan uzak olarak objektif halinin sunulmasını düşünmüşümdür, bu yüzden bu durumda da küçük derken rahatsız olmuyorum ben.

Ha mutlu olmak kısmına gelince de, mutluluktan anladığımız farklı yine, sen yine ufak değişimlerin anlık mutluluklarını kastediyorsun, bense genel mutluluğu. Genel anlamda mutlu olsan zaten değişikliğe ihtiyaç duymazdın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

rewendor söylediklerine katılmıyorum ve sana sözler hazırladım.

açıkçası her bireyin yeryüzündeki varlığı dünyada çok şeyi değiştirir. evrenin dengesi çok daha farklı birşeydir ve her birimizin varlığı ile şekillenir. sonuçlarını göremesek de. hayat gizli kahramanlarla doludur. sizin hiçbir etkisi olmadığını sandığınız bir hareket dahi dünyanın öteki ucunda birşeyleri değiştirebilir. (bkz. kelebek etkisi) bu hususta örnek vermek gerekirse aklıma hep o meşhur fıkra geliyor.

adamın biri falcıdan dünyaya çok büyük bir kötülük yapacağını öğrenmiş ve intahar etmek için tren raylarına gitmiş. o sırada orda oynayan ve trenin geldiğini görmeyen çocuğu atlayıp kurtardıktan sonra adını sorduğunda çocuk Adolf demiş.

fıkrayı bu kadar özet ve üşengeçce anlatınca komik olmuyor fakat anlatmak istediğim noktaya temas ettiğini düşünüyorum.

illa yaptığınız şeylerin ve varlığınızın mühim olması için gazetelerde çarşaf çarşaf hakkınızda yazılar çıkması gerekmez. Herkes bu evrensel büyük puzzle'ın bir parçasıdır ve varlıkları inanılmaz önem taşır.

teşekkürler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Abi kelebek etkisi falan iyi güzel de, ben daha gerçekçi yaklaşıyorum olaylara. Bunlar çok örnekler. Öyle her gün dünyayı değiştirmiyoruz yani :) Ya da şöyle söyleyeyim dünyayı bilinçli olarak daha iyiye ve belli bir etki yaratacak etkiyle götürmek (bugün dilenciye para verdim, dün de tema vakfına 20 ytl bağışladım, kurbanda da komşuya et dağıttım diye değil yani) benim kastım :)

Yoksa eminim buradaki hemen herkes elinden geldiğince iyilik yapıyordur fırsatı oldukça. Ama az ama çok bir şeyler yapıyordur kendince. Ha bunların da belli bir kesime, insanlara etkisi de vardır zaten. Ama bunu ben dünyayı değiştirmek değil taaa en başta "ailem ve çevrem için daha iyi bir ortam sağlamak" kısmında tanımlamıştım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya söylemeye çalıştığım şey bu işte. bilinçli veya bilinçsiz yaptığımız hareketlerin etkilerini takip etmemiz mümkün olmuyor işte.

yine saçma bir örnek ama sen mesela sokakta tanımadığın birine günaydın diyorsun adam depresifin bilmemneyin allahıyken günü daha iyi geçiyor ve cinayet işlemeyi düşünürken vazgeçiyor falan ne bileyim.

yani uyduruk örneklerle bu kadar fakat bu dediğimi desteklemek için somut örnekler bulmam zor =)

belirtmek için yine de söyleyeyim ben senin bir kaç üst posttaki sen ben şu anda ölsek ne değişir dediğin yere takıldım da ondan böyle yapıyorum hehe..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Offf. Gidin kendiniz araştırma yapın. Normal bi günde esnafları dolaşın sabah saatlerinde, sokaktaki insanlara sorun. Mutlu musun diyin. %100 eminim neredeyse herkes mutluyum diyecektir, net bir şey bu. Mutlu musun diyince kimsenin aklına kredi kartı borcu, ödenmemiş faturalar, amerikan türk ilişkileri falan gelmiyor ki. Biz bu yönden biraz daha farklı bir milletiz, nedendir bilmiyorum sürekli şükretmek öğretildi bizlere. En kötü ihtimal sokakta kör, topal birini görür adam, ulan bi de laf ediyoruz, millet kör lan der, mutlu olur yine.

Bir günde uyanık olduğum 18 saattin 16 sında hayıflandığım günler oluyor, off, püff, ulan diyorum hep, mutsuz görünüyorum. Ama birisi sorsa, genel olarak mutluyum yani. Eksik gördüğüm şeyler var, ama aile, kardeş, arkadaş, para falan, en azından yeteri kadar var.

Bilemiyorum.

Ek 1: Evet 6 milyarlık dünya nufusunda 1 birey olarak hiç bir şey değiliz aslında. Dolayısıyla tek başımıza dünyayı değiştirmek mümkün değil. Ama kendi dünyamızı değiştirmek her zaman elimizde.

Ek 2:
riglous said:

Su soyledigin kalemlerin cogu parayla alakali. Mutlulugun bununla pek bir alakasi yok, heleki TR'de. Bakin Turk insaninin duygulariyla para arasinda bir iliski kuramazsiniz. Adamin acliktan agzi kokuyodur, yediremez, gidip hademe olmaz. Adam ekmek almistir, evde 4 kisi bekliyodur, gider yarisini dilenciye verir vs. vs. Mantik aramamak gerek.

Katılıyorum. Biraz daha farklı bi milletiz biz, klasik batı toplumu değerlerine göre yargılamamak lazım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...