Cthulhu Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 nonda'nın da ne efsanevi golleri var ahh ahh =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
harrykewell Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Rewendor, çok daha basit ve net kelimeler ile söylüyorum, umarım bu sefer beni anlayacaksın ; Bir futbolcu yeterli kabiliyet ve zekaya sahip ise, ne ligl maçı olursa olsun, girer çatır çatır elinden geleni yapar ve takıma fayda sağlar. En azından elinden gelenin en fazlasını yapar ve taktir toplar. Eğer bir futbolcu ruhsuz ve odun ise, hangi geçmişe sahip olur ise olsun, nihayetinde odundur. Senin savunduğun düşünceler tipik fenerbahçe politikası, bir genci en verimli çağında transfer et, senelerce kulubede oturt, adam top oynamayı unutsun ve yok olup gitsin. Dünyada bu işler böyle yürümez, adam gibi futbolcu transfer edilir ve çıkar ilk 11 de ya da yedek olarak sonradan oyuna katılarak kendini pişirir. Kulubede oturarak, bacaklarına havlu sararak, arkadaşlarına su şişesi dağıtarak adam pişmez. Yemek bile pişmesi için ateşin üzerine konulur. Bu iş böyledir. O ateşten gömleği giymediğin sürece adam olamazsın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Valla katıldım bu mesaja ne yalan söyleyeyim :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 harrykewell said: Senin savunduğun düşünceler tipik fenerbahçe politikası, bir genci en verimli çağında transfer et, senelerce kulubede oturt, adam top oynamayı unutsun ve yok olup gitsin. Dünyada bu işler böyle yürümez, adam gibi futbolcu transfer edilir ve çıkar ilk 11 de ya da yedek olarak sonradan oyuna katılarak kendini pişirir. Kulubede oturarak, bacaklarına havlu sararak, arkadaşlarına su şişesi dağıtarak adam pişmez. Yemek bile pişmesi için ateşin üzerine konulur. Bu iş böyledir. O ateşten gömleği giymediğin sürece adam olamazsın. Merak etme seni ve söylediklerini çoktan anladım, öyle basit net kelimelere gerek yok. Gayet iyi anladım ve son derece yanlış düşündüğünü söylüyorum. Bu kadar basit. Aslında sadece ben de söylemiyorum, dünya futbolu söylüyor. Zira senin dediğini yapan tek bir kulüp gösteremezsin bana. Messi'yi çat diye ilk 11 CL maçına mı çıkarttı Barcelona bi bak bakalım? Evet yine beni yanlış anlamayı başardın, bunu her seferinde nasıl yapıyorsun gerçekten takdir ediyorum. Bu kadar demogoji yapıp söyleneni terse çevirmek zor iş olsa gerek. Ben nerede kulübede otursun dedim yahu yuh? Adamı alır almaz avrupa maçında oynatamazsın dedim. Ne dedim sana? Oturur adam gibi lig maçında oynatırsın, ilk 11'e alıştırırsın sonra oynatırsın dedim. Topu topu 7-8 maçlık hadi bilemedin 10 maçlık bir süreç bu. Bu arada zaten futbol oynamayı unutacaksa o adamdan yarar gelmez. Ne kulübede oturması? Öyle duygusallıkla ruhla falan olacak şeyler bir yere kadar. Adamı direkt avrupa maçına çıkarırsan şapşala döner eli ayağına dolaşır zaten. Öyle basit düz mantıkla "abi adamda ruh varsa oynar baştan"la çözülecek iş değil bunlar.Ateşten gömlekmiş falan süslü kelimeler betimlemeler kullanıp dikkat çekmek maalesef doğru söylemek anlamına gelmiyor. Ve işler söylediğin gibi adamı kulübede oturtmakla olmaz zaten, ben de onu demedim. Ama sazan gibi alır almaz ilk 11'e sürüp Avrupa maçına çıkarmakla da olacak iş değil. Zaten kalitesini belli eden adam genç yaşında da çıkıp oynayacak şansı buluyor (Arda'nın Hasan'ı eleyip ilk 11'e geçmesi gibi) demek ki o adma yeterli değil ki aynısını yapamamış. Ve bir anda yüklenmekle olmaz bunlar. Spor yaparken nasıl ısınmadan yüklenmeye geçersen kasları zedelersen aynı şey işte. Adamı ısıtacaksın, bu kadar basit, birkaç maç yedekten sokup sonra ilk 11'e çıkaracan. Bunun sene boyunca kulübede oturtmakla alakası da yok, tamamen kendi hayal gücün bu, benim yazılarımdan bu mana çıkmıyor çünkü. Ve hayır senin dediğin gibi değil, işler "böyle" yürüyor dünyada, biraz bakarsan görürsün eminim. İyi ki teknik direktör deilsin "ateşte pişin" diye gençleri en kritik maçlarda hiç hazırlıksız ilk 11'e atarak hem takımı batırırdın her maçı kaybettirip hem de Türk futboluna sayısız genç oyuncu kaybettirirdin kovulana kadar :) Ha son bi not said: Dünyada bu işler böyle yürümez, adam gibi futbolcu transfer edilir ve çıkar ilk 11 de ya da yedek olarak sonradan oyuna katılarak kendini pişirir. Bak ben de aynısını diyorum. Futbolcu başta yedek sonra ilk 11 çıkarak pişsin ligde ve kupada sonra Avrupa Kupası maçına çıksın direkt oraya atılmak yerine diyorum. Çünkü Avrupa Kupası ciddi bir alan, futbolcuların pişeceği yer değil, pişmiş oyuncuların kapışacağı bir yer. Futbolcu pişirmek istiyorsan bunun yeri başta Türkiye kupasıdır, daha sonra kıvama gelince ligdir. Ama UEFA veya CL değildir kesinlikle. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeathLord Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 @rewendor Abi ben Serkan Çalık'tan bahsetmiştim ya forvet olunca konu =) Onu geçtim gerçekten hiç forma giymemiş bir adamı böylesine kritik uefa maçına o kadar seyircinin önüne çıkarmak çok yanlış bir hata yapar Galatasaray elenir olan adamın kariyerine olur. Keşke lig maçlarında falan daha önceden şans verilseydi de bugün oynatabilseydik.Ama günü kurtarma adına Servet sakat sakat oynatıldı Emre Aşık'ta ısrar edildi tecrübesine sığınıldı vs. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Serkan Çalık'ı ben unuttum bile yahu, geldiğinde 3-5 maç oynadı sonrasında daimi sakat adam :) İşte daha önceden alıştırılsa neyse de şimdi oynatılmaz bu maçta yeni adam. Başından beri söylediğim bu zaten, oyuncu pişirme yeri değil UEFA kupası maçları. Bakalım yarın görücez artık kadroyu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DeathLord Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Abi komiktir bende S.Kurtuluş'a bir türlü Galatasaray futbolcusu gözüyle bakamadım geldiğinden beri aklıma bile gelmiyor hatta =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
harrykewell Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Rewendor, Anladığım kadarıyla makarayı biraz daha başa sarmamız gerekecek. O zaman sana şöyle izah edeyim, bir adam sezon başında transfer ediliyorsa, ve bu adam belirli bir süre alt liglerde oynadığı maçlarda seyredilip transfer ediliyorsa, ister 16 yaşında olsun ister 26, hiç farketmez, bu adamı herhangi bir maçta oynatırsın. Ha senin dediğin gibi maç sonlarında oyuna sokarak, dandik diye nitelendirdiğin Türkiye kupası maçlarında oynatarak adam pişmez, çiğ kalır çiğ. Zaten kendin de aynı şeyi söylüyorsun, bunlar hafif maçlar, bu adam zaten transfer edilmeden önce o beğenmediğin hafif maçlardan bir dünya yaptı ve orada seyredilip transfer edildi. Messi kaç yaşında ? Kaç senedir CL maçlarında seyrediyorsun kendisini ? Ronaldo kaç yaşında ? Kaç senedir CL maçlarında seyrediyorsun kendisini ? Iker Casillas kaç yaşında ? Kaç senedir CL maçlarında seyrediyorsun kendisini ? Türkiyeden örnek istersen eğer anadolu kluplerine bak, o adamlar hiçbir avrupa kupası maçı yapamıyor diye onları topçuları pişmeyecek mi hiç ? Veyahut bu adamlar üç büyüklere transfer oldukları ilk senelerde avrupa kupası maçlarında oynamaması mı lazım ? Hiç alakası yoktur abicim. Lincolne laf atıyorsunuz maç seçiyor diye, sonra dönüp burada maçları kategorize ederek adam pişer pişmez diyorsunuz. Başından beri aynı şeyi söylüyorum. Hamuru iyi bir futbolcu zorluk derecesi ne olursa olsun çıkar ve aslanlar gibi topunu oynar, mücadelesini verir, alkışını alır. Ha amatör hareketler yapmaz mı, yapar. Onlarda ona ders olur. Bir müsibet bin nasihata bedeldir diye boşa söylememişler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 2. ligde oynayan oyuncu büyük maç nedir bilmez, dolayısıyla da tam anlamıyla belli bi yerden daha fazla olgunlaşmaz. İsters 40 yaşına gelsin. Büyük maçın ambiansı, atmosferi, ağırlığı çok farklıdır, haliyle alıştırmak gerekir. Süper lig maçıyla 2. lig maçı arasında bile dağlar kadar fark var. Ayrıca sırf oynadığı takim bile oyuncudan bekleneni kat kat değiştirir. 2. ligde takır takır gol atan forvet oyuncusu süper ligin güçlü bir ekibine geldiğinde eskisi kadar parlak kalmaz. 2. ligde sürekli çalım atabilirken süper ligda indirirler adamı aşağı vs vs. Bunca sene hayalini kurup da TV'den izlediği bir CL maçına, UEFA maçına canlı olarak oyuncu olarak katılmak bile apayrı bir strestir. Hepsini geçtim bahsettiğin Messi, Casillas, Ronaldinho (PSG döneminde) ve benzeri hemen hemen her oyuncu da direkt olarak ilk 11 UEFA ya da CL maçıyla başlamamıştır kariyerine. Hepsi önce kendi liglerinde (başta sonradan girerek, sonra ilk 11 olarak) oynar, sonra avrupaya adım atar. Genel prosedür bu. Sen aksini iddia etsen de etmesen de. http://en.wikipedia.org/wiki/Lionel_Messi Buyur Messi. 2004-2005 sezonunda 7 lig maçı ve 1 avrupa kupası maçı (sonradan oyuna girerek) başlamış kariyerine, sonraki sezon 17 lig maçında iyice ısınarak avrupa kupası maçlarında da 6 maça çıkmış. Ronaldinho'ya bakarsak futbola brezilyada başladığı için pişme dönemini orada geçirmiş zaten. Thierry Henry'e bakarsak ilk sezonunda 8 maçta fırsat bulmuş, Avrupa'ya anca 2. sezonunda, o da 1 maç olmak üzere adım atabilmiş: http://en.wikipedia.org/wiki/Thierry_henry Arda'ya bakarsak ilk sezonunda 1 lig 1 kupa olarak 2 maç fırsat bulmuş, ardından Manisa'da kiralık süresince pişmiş ve geri dönmüş: http://en.wikipedia.org/wiki/Arda_Turan Del Pierro ilk sezonunda 4 ikincisinde 10 lig maçında görev almış sadece: http://en.wikipedia.org/wiki/Alessandro_Del_Piero Michael Ballack'a (ki hiç sevmediğim bir takım olan Chelsea'ya gidip üzse bile aktif futbolcular içinde en sevdiğim adamdır) gelince. 2.ligde futbola başlamasına rağmen ilk sezonunda 15 maçta görev almış, 2. sezonunda 34 maçta oynaması göz boyamasın, zira ikinci ligde bile değil bölgesel ligde oynamış o sezon. 1. ligdeki ilk sezonunda 16 maç oynayabilmiş sonrasında (çoğu sonradan oyuna girerek) İlk sezonunda Avrupa vizesi almış çok nadir oyunculardan biri olarak Shevchenko (2 maç) var istersen, ama o zamanlar futbol kalitesi düşük ve rekabetin az olduğu bir kulüpte de bu çok zor olmasa gerek: http://en.wikipedia.org/wiki/Andriy_Shevchenko Kısaca genel yöntem budur, dünyanın en iyi oyuncuları bile bu aşamalardan geçti. Önce lig ve kupada ısınırlar, sonra Avrupa maçlarına geçerler. Direkt olarak cadı kazanına atmadan önce oyuncu alışmalı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
harrykewell Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 İyi ama sen şimdi adamın takıma uyum süreci ile karıştırdın olayı. O çok farklı bir mevzu. Adamların transfer olduktan sonra öncelikle lig maçlarında oynamalarının tek sebebi CL maçlarının liglerden daha geç başlamasıdır :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rewendor Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Hayır, takıma uyumla karıştırmadım, zira hepsinin "futbola başladığı kulüp"teki başlangıçlarını gösterdim, yani esas pişme sürelerini. Yoksa yeni kulübe transfer olsalar o ayrı alışma süresi olur. CL'de ya da UEFA'da daha az oynamalarından bahsetmiyorum HİÇ oynamamalarından ya da sadece 1 maç oynamalarından bahsediyorum başta. Çünkü orası pişme yeri değildir. Daha geç başlaması bir şey ifade etmez, zaten CL olsun UEFA olsun belli sayıda maç yapacaklar işte. Lütfen daha fazla mesaj yazacaksan da içeriği düzgün olsun, "çevir kazı yanmasın" tarzı mesaj olmasın. Her yazdığım mesajı itinayla tersten anlar gibi gösterip tamamen yanlış yorumlamanın tadı kaçtı çünkü, yakında troldür bu adam diyecez mesajlarını ciddiye almayacaz o olacak böyle giderse. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 18, 2009 tecrübesiz oyuncu tabii ki tercih edilmez böyle maçlarda; ama gerekiyorsa da oynatılır. geçmişte özellikle galatasaray'da örnekleri var bunun. as kadrodaysa her an göreve hazır olması lazım. genelde hüsranla sonuçlanıyor gerçi bu durumlar, genç oyuncu taraftar tepkisi, özgüven kaybı gibi nedenlerle ortadan kayboluyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
harrykewell Mesaj tarihi: Mart 19, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 19, 2009 Yapılan her hamlenin hem getirisi hem götürüsü vardır. Önemli olan bunları iyi analiz edebilip sonuçta bir adım ötesine geçmektir. Yoksa lgi maçı olmuş, cl olmuş, dünya kupası olmuş, bunların hepsi boş. Maç maçtır. Sen futbolcularına maç seçtirmeyi benimsetirsen onlarda ona göre tavır alırlar. İleride senin çok önemsediğin bir maçı onlar önemsemezler ve sonuç hüsran olur. Her neyse, bu konuyu açarken benim anlatmak istediğim şeyler çok farklı. İlk mesajımda bütün söylediklerim buz gibi ortada olan gerçeklerdir, tabi görebilen gözler için. Diğerleri ise vakti zamanı gelince anlayacaklar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
harrykewell Mesaj tarihi: Mart 20, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 20, 2009 Hiç sevmediğim birşeydir bu tarz konularda haklı çıkmak. Dün akşam bülentin ne kadar yetersiz ve futboldan alakasız bir teknik adam olduğunu bir kez daha gördük. Umarım daha geç kalınmadan tedbir alınır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
raw power Mesaj tarihi: Mart 20, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 20, 2009 Bülent Korkmaz'ın ileride iyi bir hoca olabileceğine inanıyorum,fakat son maçta Lincoln'ü çıkararak büyük hata yaptı.Mutlaka gol bulman gereken bir maç,ve en iyi hücum oyuncularından birini çıkarıyorsun.Kim giriyor?Bence futbol hayatı bitmiş biri olan Ümit Karan!Lincoln'ün dokunulmazlığı yok tabi ama yedek kulübendeki adamlar Ümit Karan,Hasan Şaş gibi adamlarsa gol aradığın bir maçta Lincoln'ü kesinlikle çıkarmaman lazım.Benzer hatalara Aragones de düştü bu sene.Gol aradıkları maçlarda Alex'i çıkarıp yerine Ali Bilgin'i,Burak Yılmaz'ı falan aldı;zararını da gördü. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
harrykewell Mesaj tarihi: Mart 22, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 22, 2009 ilk postumdakileri bir daha okumanızı tavsiye ediyorum, herhalde bazı şeyler trabzon, hamburg ve eskişehir maçlarından sonra biraz daha netleşmiştir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Red Mesaj tarihi: Mart 22, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Mart 22, 2009 başlıktaki 3lüden lincolnu ayırıyorum.feldkamp ztn önemli değili.bülent korkmaz hakkaten adam değilmiş.sildim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
harrykewell Mesaj tarihi: Mart 22, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mart 22, 2009 Lincoln arada sadece bir örnek, aynı oyunları kewell ve baros üzerinde de oynayacak aklı sıra büyük hoca ya, yeni adamlar yaratacak, nonda, ümit karan, mehmet güven gibi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
harrykewell Mesaj tarihi: Eylül 4, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 4, 2009 bugün bülent korkmazın verdiği demeç ; "Ben demiştim" Galatasaray'da geçen sezon Alman teknik direktör Michael Skibbe'nin yerine takımın başına getirilen, ancak istenen başarıyı yakalayamadığı için sezon sonunda ayrılan Bülent Korkmaz, takımın başarılı olamayacağını kulüp başkanı Adnan Polat'a ilettiğini söyledi. Korkmaz, Radyospor'da yer alan röportajında, başkan Adnan Polat'a elinde sihirli değnek olmadığını söylediğini ifade ederek, ''(Bu takım bu haliyle başarılı olamaz) dedim. 'Lincoln gönderilsin' dedim. Transfer yapılması gereken mevkileri söyledim. Gitmesi ve kalması gereken oyuncuları rapor ettim. Bu sezon söylediklerimin hepsi hayata geçirildi. Demek ki biz doğru işler yapmışız. Eğer sezon başında görevi alsaydım, UEFA Kupası'nı kazanırdık'' dedi. Genç teknik adam, Galatasaray Kulübü Başkanı Polat'a görevde kalması halinde bu sezon bitime 3 veya 4 hafta kala şampiyonluğu garantileyeceklerini söylediğine dikkati çekerek, ''İki sene içerisinde Avrupa Kupası'nı getireceğimizi söylemiştim. Bu planlamayı ben yapmıştım'' diye konuştu. Bülent Korkmaz, geçen sezon UEFA Kupası'nda final oynamalarının da imkanı olmadığını dile getirdi. Sezon başında takımın başına gelmesi halinde UEFA Kupası'nı hedef olarak koymayı düşündüğünü anlatan Bülent Korkmaz, ''Kazanamamamız durumda görevi bırakırdım. Ligde şampiyonluğu garanti edip, UEFA Kupası kazanılamasaydı eğer, görevi bıraktığımı söylerdim. Ben bunu Sayın Başkanımıza söyledim. 'Göreve geldiğimde bu koşullarda başarı beklemek hayalcilik olur' dedim. Sezon başı gelseydim, hedefler gerçekleşirdi, niye bunu söylüyorum. Çünkü Türkiye'nin en iyi yerli oyuncuları Galatasaray'da'' diye konuştu. ''LİNCOLN'ÜN GÖNDERİLMESİ İÇİN RAPOR VERDİM'' Galatasaray'ın eski çalıştırıcısı, geçen sezon Lincoln'ün sorun yarattığını ve istedikleri performansı gösteremediklerini ifade etti. Brezilyalı futbolcunun bu nedenle 4-5 maç oynamadığını vurgulayan Korkmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Zaten Lincoln konusunda verdiğim raporda bu takımda olmaması gerektiğini belirttim. Göreve geldikten bir ay sonra raporumu vermiştim. 'Lincoln gitmeli dedim'. Pek çok konuda önemli tespitlerde bulunduk. Benim dediklerim tek tek hayata geçirildi. Demek ki doğru yapmışız. Arda'nın kaptanlığı, gitmesi gereken oyuncular, hangi mevkilere transfer yapılması gerektiği konusundaki tespitlerim doğru çıktı. Ben hiçbir oyuncuya ayrıcalık tanımam. Benim yönetimimde hiçbir oyuncu kendisini kulübün üzerinde göremez. Lincoln konusunda da tavrım böyle oldu. Arda, Servet ve Ayhan gibi sürekliliği olan oyuncuları tercih ederim. Lincoln gibi kendini düşünen oyuncuları tercih etmem.'' Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar