Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ahmet Kaya'nın Mezarı Türkiye'ye Getirilsin


Masticore

Öne çıkan mesajlar

sg-1 said:
- Sen şimdi bizim misafirimizsin. Rahat ol. Yani kendini öyle sıkıntıya sokma. İstediğin birşey varsa...

- Ben ülkemi severim. Annem de Türk'tü.

- Biraz daha yüksek sesle konuşabilir misin?

- Bir hizmet imkánım olursa yaparım. Onun dışında bana bir şey söylemeyin. Hizmet gerekirse yaparım.

- Sorulara cevap verirsen, hizmet yapmış olursun. Yüzünü gözünü silelim eğer rahatsız oluyorsan.

- Türkiye'ye dönünce hizmet edeceğim. Fırsat verirseniz, hizmet ederim. Bunları, halkın içinde konuşuyorum. Başka bir şey de konuşmam. Bir hizmet imkánım varsa, ben inanıyorum vardır, daha üst düzeydekilere de bildirirsek, ben hizmeti seve seve ederim. Ben hizmet edeceğim. Çok iyi edeceğim.

- Şimdi bak kaydediyoruz, senin şeylerini.

- Yayınlayın. İşkence etmediniz, benim içimden geliyor. Ama ben gerçekten söylüyorum. Türkiye'yi seviyorum. Ve Türk halkını da seviyorum. Onlar için iyi hizmet edeceğime inanıyorum. Fırsat verilirse yaparım.

- Şimdi fırsat verilecek de. İstediklerin ne?

- Kendinizi yormayın, böyle şeylere gerek yok.

- Yok zaten, bir emniyet tedbiri.

- Pek sevindiğim bir nokta var. Eğer dikkat edilirse aslında konuşulacak bir konu bu. Ama içime öyle doğuyor ki. Gerçekten iyi hizmetler yapacağıma inanıyorum.



tekrar tekrar okuyorum şu diyaloğu,
ve ağlıyorum.
ne kadar sevecen bi adammış meğerse, büyük haksızlık etmişiz kendisine. iyi ki idam etmedik, iyi ki o hala yaşıyor.
Türkiye'ye büyük hizmetleri dokunacak onun.

Yersen...

bu diyalogtaki kişi ahmetciğiniz değil. şimdi yaşı yetmeyen veya bilgi eksiği olan kişilere açıklamamız lazım. bu diyalog, ahmet kayanın kankisi APOnun uçakla ülkemize getirilişi esnasında yanındaki askerlerimize ağladığı konuşmadır.
http://failblog.files.wordpress.com/2008/03/epicbikefail.jpg?w=500
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Jadelith said:
sg-1 said:
tekrar tekrar okuyorum şu diyaloğu,
ve ağlıyorum.
ne kadar sevecen bi adammış meğerse, büyük haksızlık etmişiz kendisine. iyi ki idam etmedik, iyi ki o hala yaşıyor.
Türkiye'ye büyük hizmetleri dokunacak onun.

Yersen...


ölenlerle dalga geçmek büyük eğlence galiba senin için?

terbiyeye davet ediyoruz sizi


evet, ölülerle dalga geçmeye bayılırım, benim için büyük eğlencedir.
ama dikkat edersen burada dalga geçtiğim ölüler değil, birtakım diriler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Ahmet Kaya cinayeti ve Ertuğrul Özkök

“Önümüzdeki günlerde bir albüm çıkarıyorum. Kürt asıllı olduğum için Kürtçe bir şarkı yapıyorum ve Kürtçe bir klip çekiyorum. Bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncuların olduğunu da biliyorum…”

10 Şubat 1999′da MGD ödül töreninde bunları söyledi Ahmet Kaya… Yuhalamalar, tacizler altında masasına gitti. Masasında uzatılan mikrofonlara da şunu söyledi…

“Her zaman Türkiye’nin bölünmez bütünlüğünden yana oldum. Binlerce yıldır böyle yaşamıştır bu ülke, binlerce yıldır da böyle yaşayacaktır diyorum ama Kürt realitesini sahiplenmek, kabul etmek zorundadır bu ülke. Bunu söylüyorum bu kadar yani…”

Devletin artık resmî bir Kürtçe kanalı var… Bu devletin başbakanı bu kanalı Kürtçe sözlerle açtı. İktidar partisinin milletvekili canlı yayında devletin Kürtçe kanalında Kürtçe bir şarkı söyledi… Bu devlet kanalında bir sürü Kürtçe klipler dönüyor… Kaya’nın dediği gibi Kürt realitesini kabul etmek zorunda kaldı bu devlet… Ama kabul etmek zorunda olmamalıydı, Cumhuriyetin kurulduğu günden itibaren öyle kabul etmeliydi zaten… Haklarımızın ve özgürlüklerimizin devlet tarafından biz yurttaşlara “bahşedilen” bir lütuf olmadığını bilmek zorundaydı Cumhuriyetimiz, ama bilmedi… İnsan olmamız sebebiyle doğuştan, vazgeçilemez ve devredilemez bir şekilde o haklara sahip olarak doğduğumuzu bilmeliydi… Elimiz, ayağımız, gözümüz, burnumuz neyse haklar ve özgürlüklerimiz de odur. Bu Cumhuriyet kendi yurttaşlarının doğuştan varolan ellerini yok saydı… Bu yok sayılma nedeniyle o eller silaha yöneldi… O eller silaha ve şiddete yöneldikçe de o eller kirlendi… İş karmaşıklaştı ve bugünlere kadar gelindi…

Bu feci gecede ve sonrasında yaşanılanlara odaklandık geçtiğimiz çarşamba Mahmut Övür ile sunduğumuz Politik Performans programında (Kaçıranlar için bugün tekrarı var,17.30,Kanal T) konuğumuz da Gülten Kaya idi. Detaylı olarak hiç montajlamadan o günün görüntülerini izleyicilerle paylaştık… Net bir biçimde görülüyor ki ortalık tam durulmuşken herkesi tetikleyen davranış Serdar Ortaç’ın şarkısının sözünü değiştirip “Bu vatan bizim ellerin değil” diyerek Kaya’nın masasına bakması olmuş… O andan itibaren, içindeki ırkçı kini kusmak ve Ahmet Kaya’yı linç etmek isteyen herkese cesaret gelmiş ve saldırmaya girişmişler… Serdar Ortaç fiilen bu linç güruhunu azmettiren, kışkırtan kişi… Sonradan pişman olduğunu da söylemişti Ortaç, ama bunu orada burada değil direkt Gülten Kaya’nın yüzüne söylemesi gerekir… O kitle faşizmi atmosferinin, o linç psikolojisinin yükselmesinde özellikle iki kişinin daha payı çok büyük… Birincisi yapımcı Tunca Yönder… “Atın bu adamı dışarı, kovun bu adamı” diye ahlaksızca insanları Kaya’ya karşı azmettirerek salonda dolaşıyor… İkincisi magazinci Şenay Düdek… Kaya hakkında “Sünnetsiz Pezevenk” diye bağırıyor… Bu azmettirici tavırlar ve hakaretler doğrudan savcıları ilgilendirmektedir… 10 yıl geçmiş olsa da bu yapılanların belgeleri ortadadır. Adalet mekanizması çalışmak zorundadır…

Bu gecenin sonrasında ise derin bir medya operasyonuyla Ahmet Kaya’ya bu ülke dar edildi. Kaya sürgüne gitmek zorunda kaldı ve orada vefat etti… Ağır çekim bir cinayetti Kaya’ya yaşatılan, 10 Şubat 1999′dan 16 Kasım 2000′e kadar süren bir cinayet…

Tam 10 yıl önce bugüne dönelim… 14 Şubat 1999 günü Hürriyet gazetesi “Ayıp ettin gözüm” diye manşet atıyor… 1993 yılında Ahmet Kaya’nın Berlin’de Öcalan’ın fotoğrafı altında konser verdiği iddia ediliyor. Bir resim basılıyor. Resmin alt başlığı “Bebek katilinin resmi altında“… Ardından Emniyet Müdürlüğü bu manşete dayanak teşkil eden kaset, ses bandı, röportaj ve buna benzer dokümanları gazeteden istiyor… Gazeteden gelen cevap ellerinde hiçbir dokümanın olmadığı şeklinde… Hürriyet’in hukuk bürosundan Aslıhan Dumlu’nun gönderdiği resmî yazıyı ve Emniyet’in yazısını Politik Performans yayınında da gösterdim… Sonradan yayınlanan resmin de fotomontaj olduğu yargı kararıyla sabitleşiyor… Tam bir operasyon var ortada…

Aynı 14 Şubat günü Ertuğrul Özkök de bir yazı kaleme alıyor… “O gece orada birçok gerçek sanatçı vardı. Her biri Türkiye’nin yüzakıydı. Bütün bunlar içinde bir tek çirkin adam çıktı. O da ne yazık ki Ahmet Kaya idi” diyor…

Özkök, gazetesinin bu manşetlerinden ve bu yazdıklarından bir zerre bile pişmanlık duymuyor mu bugün? Ahmet Kaya’nın eşi Gülten Kaya’dan babasız kalan kızı Melis’ten özür dilemesi gerektiğine inanmıyor mu? Hiç mi yüreği sızlamıyor? Çok merak ediyorum…

Rasim Ozan Kütahyalı
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bakın bu ülkede Apo nun asılmama nedeni çok açık belli.Bu ülkenin karşı tavır aldığı herkes ölünce kahraman oluyor.

Sizler gibi karanlık sorgulayamayan zihniyetler Apo nun idamından sonra Apoyu meşrulaştıracaktır.Devlet bunlara izin vermemek için Apo ne yazık ki idam edilemiyor.Geçelim iç çatışmaları falan apo kahraman olmamak için idam edilmiyor.

30 yıl sonra yine bir siyaset meydanında bu sefer terörist başınımı aklayacağız?

Türkiye ninde hesabını veremediği pek çok şey var.Evet MGD gecesinde Ahmet Kaya ya yapılanın hesabını kimse veremez bu ülkeye yakışmaz geri kafalı bi tavırdı.Ama Ahmet Kaya da Pkk bayrakları önünde şarkı söylemesinin apo yu özledim demesinin hesabını veremez.


Türkiye'de her gazeteye vatan sevgisi millet sevgisinden bahsediyor bu ülkeyi böldürtmem diyor.Ama Almanya da Belçika da ?
Yazarların anchormanların çoğu olaya bizler gibi bakmıyor.Önce insan önce sanatçı ve sonra ideolojisi nedeniyle vatanından siktir çekilen bir ölü olarak bakıyorlar.Bu kadar yüzeysel düşünmek tabi ki Ahmet Kaya yı meşrulaştırır.

Bizim burda konuştuğumuz Ahmet Kaya nın derin ideolojisi.Gerçekten hak etti mi etmedi mi?

Bırakın her lafa karşı çıkana faşist damgası vurmayı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ne ahmet kaya ne de nazım hikmet sütten çıkmış ak kaşıktır tabiy.

ayrıca bu adamları terörist örgütün başı ile aynı seviyeye koymak çok abes.

30 yıl sonra apo aklanmaz ama daha az bir nefretle bakılır. sonuçta adam tek başına pkk değil, onun dediklerini dinleyip peşinden gelen binlerce insan var. bunun sebebi araştırılabilir mesela.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Jadelith said:
sg-1 said:

evet, ölülerle dalga geçmeye bayılırım, benim için büyük eğlencedir.
ama dikkat edersen burada dalga geçtiğim ölüler değil, birtakım diriler.


ha diyosun ki ahmet kaya = apo.

ok tamam tartışmaya gerek yokmuş o zaman.


ha diyorum ki bi kazanın doğurduğuna inanıyorsun da öbür kazanın doğruduğuna niye inanmıyorsun?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tam 10 yıl önce bugüne dönelim… 14 Şubat 1999 günü Hürriyet gazetesi “Ayıp ettin gözüm” diye manşet atıyor… 1993 yılında Ahmet Kaya’nın Berlin’de Öcalan’ın fotoğrafı altında konser verdiği iddia ediliyor. Bir resim basılıyor. Resmin alt başlığı “Bebek katilinin resmi altında“… Ardından Emniyet Müdürlüğü bu manşete dayanak teşkil eden kaset, ses bandı, röportaj ve buna benzer dokümanları gazeteden istiyor… Gazeteden gelen cevap ellerinde hiçbir dokümanın olmadığı şeklinde… Hürriyet’in hukuk bürosundan Aslıhan Dumlu’nun gönderdiği resmî yazıyı ve Emniyet’in yazısını Politik Performans yayınında da gösterdim… Sonradan yayınlanan resmin de fotomontaj olduğu yargı kararıyla sabitleşiyor… Tam bir operasyon var ortada…



http://www.derindusunce.org/2009/02/15/ahmet-kaya-cinayeti-ve-ertugrul-ozkok/

Bulursam yargı kararınıda koyarım,zahmet edip siz nasılsa gerçek olanı aramaya uğraşmazsınız diye tahmin ediyorum.




x said:
O gün Ahmet Kaya’yı yeni albümünde Kürtçe şarkı söyleyeceğini açıkladığı için linç etmeye kalkan “seçkin” kalabalık bugün TRT Şeş için “Harika bir açılım” yorumlarını yapıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben masumiyetini kimsenin savunmuyorum,magazinden alıp hazıra konanlara kızıyorum.

Hazırcılık benim şu forumda sürekli tepki verdiğim tek nokta,hiç beni ilgilendirmez a b c istediğini düşün ilgilen,hazırcılık olayı beni kızdırıyor hep.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hazırcılık ne abi, sana resmi buldum getirdim, sen de şu fotomontaj olduğunu söyleyen mahkeme kararını koy da aydınlanalım.

bana "sen bul" demek hazırcılık olmuyor mu?



O diil de, aradan 10 yıl geçtikten sonra bir anda öğreniyoruz bunları, meğer resim fotomontajmış, meğer ahmet kaya apoyu hiç özlememiş felan.

tam da pkk ile savaşan askerler terörist damgası yiyip hapse atılırken.


Özlediğiniz apoyu ne zaman salıyoruz hapisten?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

O fotoğrafları yayınlayanların iddia ettiği tarihte ahmet kaya berlinde bile değilmiş, bırakın orada konser vermeyi..

Adam orada yazıyor açıkça , hürriyetten resmin belgesi orjinali istenmiş , 1 yıl boyunca gevelemişler verememişler. Ne kanıt ne bişey.. arkasından sahte olduğu tescillenmiş yargı tarafından.

Daha neyini hala öne sürüyorsunuz ?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi sen öne sürdüğün hikayenin doğruluğundan emin misin bi kere?

öyle olmuş, böyle olmuş, şöyle olmuş diye anlatıyorsun.

ortada bir resim var, gerçek veya değil, sonuçta bir resim var.
fotomontaj deyivermek çok kolay.
koyun şu mahkeme kararını, diyelim ki, yüce türk yargısı kararını vermiş, resim fotomontaj.

ama yok, siz olayı hala masal kıvamında anlatıyorsunuz.



birileri acayip manipüle edilmiş, ama kim?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Şimdi ben basitçe anlatayım;

Şimdi karşı taraf (iddia tarafı) bir delil sunmuşsa (olayımızda bir fotoğraf), ona karşı bir delil bulmak savunmaya düşer (ki olayımızda bu o fotoğrafın fotomontaj olduğunun iddiası). Asla duymadığım bir şeydir savunmanın iddia makamına "yahu şöyle birşeyler duydum, benim yerime araştırı ver" demek.

Nerede bu mahkeme kararı? Derindüşünce diye bir internet sitesi ne kadar güvenilir bir kaynaktır?

Yani daha neyi öne sürüyorsunuz demek komiktir. Somut dayanağı yoktur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu fotoğrafın zaten fotomontaj olduğu yıllardır bilinirken hala buraya konulup al bu mu denirse, zaten ortada 2dk lik google araştırması ile ortaya çıkan bir şeyi aramaya zahmet etmezse paşam bende kendisinden isterim.



Benim ilk attığım mesajda sormak istediğim şey ,neden böyle bir fotoğrafın bastırılıp yayınlandığı idi?

Bunun zaten fotomontaj olduğunu belirtmiştim....

Soruma hala cevap bekliyorum.


ged said:
He bir tane kürdistan haritası önünde güya ahmet kaya var, sonra fotomontaj olduğu ortaya çıkıyor.


ilk yazdığım mesaj, yani zaten kanıtlanmış bir şey bu, aksini buyrun kanıtlayın.

Bende fotomontaj yapayım, SG-1 gaydir diye , aksini buyursun ispatlasın.Hangimiz acaba o durumda gerçekliğini ispatlamalıyız? (Sorudur)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bir insanın suçunu ispatlayamadığın sürece suçsuzdur. Ben şimdi buraya birinin fotomontaj resmini koyduğumda suçlumu olmuş olacak ?

Siz bana ahmet kayanın bu fotoğrafının gerçek olduğunu ve bunun üzerine suçlu bulunduğunu gösterin öncelikle. Birsürü yazar ve kaynak var bu fotoğrafın fotomontaj olduğunu ve bunun yargı tarafından doğrulandığını söyleyen. Her davanın mahkeme kararı internetemi düşüyorda bulun koyun diyorsunuz.

Bu nasıl bir saçmalıktır ?

said:
-Bahsettiğiniz o manşet, kırılma noktasıydı. Manşet kadar, sözde Kürdistan fotoğrafı altında şarkı söyleyen Ahmet Kaya görüntüsü de…

O fotoğraf, fotomontajdı. Duruşmaya giriyoruz, ara karar çıkıyor. Hâkim, “Hürriyet gazetesine yazı yazılmasına, konuyla ilgili ellerindeki delillerin mahkemeye sunulmasına…” diyor, cevap gelmiyor. Karar aşamasına gelindi. O fotoğraf yok ortada. Mahkeme, “Polis marifetiyle getirilmesine…” diye karar alıyor. Hürriyet’in avukatlarından yazılı bir açıklama geliyor mahkemeye: “Elimizde başka hiçbir belge bulunmamaktadır.” Bu arada, bu konserin 1993’te Berlin’de yapıldığı söyleniyor. O yıl hiç yurtdışına çıkmadık. Bir an biz de kuşkuya düştük, oldu mu böyle bir şey diye. Hayır, yok. 1994’te Berlin’de Alevi Esnaflar Birliği’nin yaptığı bir konser var. Ahmet Kaya dışında Türkiye’den pek çok sanatçı da gelmişti o konsere. Oraya bir yazı yazdık: “Yaptığınız konserde böyle bir şey oldu mu?” Resmî yazıyla “Bir federasyon olmakla beraber, hiçbir siyasi örgütle bir ilişkimiz yoktur. Konserde asla böyle bir şey olmamıştır. Yalnızca, doğal önderimiz Seyit Rıza’nın portrelerini astık salona.” açıklamasını yaptılar. Bu yazı hem mahkeme dosyasına kondu, hem basına dağıtıldı. Buna da yer vermediler. Ahmet Kaya beraat etti. Ama o çamurun izi kaldı.


kaynak

Heryerde her kaynakta bunlar söylenecek , hepsi yalan olacak , yıllarca hürriyet buna karşı tek bir kelime etmeyecek , ya da kimse yalan yok böyle bir dava sonucu demeyecek. Taktir ettim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben bu hareketin neden yapıldığını soruyorum,sen ama olayı başka yerlere çekiyorsun şu anda.

Diğer konuları sormuyorum...


Resimin fotomontaj olmadığını gösteren bir tane yazı veya ifade göremezsin,bu resimlerden yargılanıp beraat etti sadece.

Tekrar soruyorum neden böyle bir hareket yapılıyor hürriyet gazetesi tarafından zamanında?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abicim, mahkeme kararını bulamıyorsan mahkeme kararını haber yapmış bi gazete göster, "ahmet kaya aklandı" desin misal başlık olarak.

"fotomontaj olduğu yıllardır bilinen bişey"miş, e işte bak ben bilmiyorum, "e bilseydin hemşerim, bu yıllardır biliniyo" dersen olmaz, çünkü yıllardır biliniyor olmak bir kanıt değildir.

neymiş, yazarlar yazıyormuş yıllardır, harika, o yazarların kaynaklarından faydalan madem, onlar nereden görmüşler de bilmişler resmin fotomontaj olduğunu?

ayrıca önce davanızı iyi bi anlayın, burada suçlanan taraf ahmet kaya değil, haberi yapan, fotoğrafı yayınlayan gazete. sen fotoğrafın fotomontaj olduğunu iddia ediyorsan gazete gerçek olduğunu ispatlamak zorunda değil, sen fotomontaj olduğunu kanıtlamak zorundasın, iddia makamı sensin.
ben sana onun bunun çocuğu desem, dediğimi ispatlamak zorunda olan sensin, demediğimi ispatlamak zorunda değilim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...