Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Master Lord Fethullah Gülen


sg-1

Öne çıkan mesajlar

http://www.meforum.org/article/2045

Middle East Quarterly'de çıkmış bir yazı.


Haberi:

[spoiler Fethullah Gülen İmparatorluğu]
WASHINGTON - ABD'deki Middle East Quarterly dergisinde Fethullah Gülen hareketinin Türkiye'de devlet haline gelmeyi hedeflediği ve AKP iktidarından bu yana ülkenin laik ve demokratik yapısının bozulduğu yönünde değerlendirmeler yer aldı.

Washington'daki Ortadoğu Medya Araştırma Enstitüsü'nün (MEMRI) Türkiye uzmanı Rachel Sharon-Krespin tarafından kaleme alınan “Fethullah Gülen'in Büyük İhtirası” başlıklı makalede Gülen hareketinin Türkiye'de polis gücü, ordu ve yargı kurumlarına sızdığı ve AKP ile birlikte Türk toplumunu İslamlaştırmaya çalıştıkları analizine yer verildi. Makalede AKP'nin “bürokrasiyi ele geçirerek Türkiye'nin temel kimliğini değiştirdiği” ifade edilerek “Türkiye artık AKP'nin yedi yıl önce devraldığı laik ve demokratik ülke değil” denildi.

Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi Avrupa'dan uzaklaştırarak Rusya ve İran'a yaklaştırdığının belirtildiği yazıda Türkiye'de Amerikan, Hıristiyan ve Yahudi karşıtlığının arttığı vurgulandı.

Türkiye'deki bu dönüşümün ardında “AKP'nin etkili siyasi makinesinin yanı sıra Gülen'in liderliğindeki karanlık İslamcı tarikat” bulunduğu da belirtildi. Makalede “Bugün Gülen ve Fethullahçılar yalnızca hükümeti etkilemeyi değil aynı zamanda hükümetin kendisi olmaya çabalıyorlar” ifadeleri kullanıldı.

Gülen'in Batı'da “ılımlı İslam” savunucusu olarak görüldüğü ve alkışlandığı, yalnızca ilkokul mezunu olmasına karşın özellikle ABD'de bir entelektüel, bilim adamı ve eğitmen olarak kabul edildiği belirtilen yazıda, “Gülen ABD'deki üssünden kendi ününü ve transnasyonal imparatorluğunu kurdu” denildi.

AKP'nin devraldığı laik ve demokratik ülke değil” denildi. Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'yi Rusya ve İran'a yaklaştırdığının belirtildiği yazıda Türkiye'de Amerikan, Hıristiyan ve Yahudi karşıtlığının arttığı vurgulandı. Türkiye'deki bu dönüşümün ardında “AKP'nin etkili siyasi makinesinin yanı sıra Gülen'in liderliğindeki karanlık İslamcı tarikat” bulunduğu da belirtildi. Makalede “Gülen ve Fethullahçılar yalnızca hükümeti etkilemeyi değil aynı zamanda hükümetin kendisi olmaya çabalıyorlar” denildi.

ABD'DEKİ ÜSSÜNDEN KURDU

Gülen'in Batı'da “ılımlı İslam” savunucusu olarak alkışlandığı, yalnızca ilkokul mezunu olmasına karşın özellikle ABD'de bir entelektüel, bilim adamı ve eğitmen olarak kabul edildiği belirtilen yazıda, “Gülen ABD'deki üssünden kendi ününü ve transnasyonal imparatorluğunu kurdu” denildi. Gülen'in medya, bürokrasi, üniversite, yargı, güvenlik ve istihbarat kurumları, iş dernekleri, sendikalar, sivil toplum arasında yandaşları bulunduğu ve daha önce hiç kimsenin Türk toplumunu bu denli temelinden değiştirmeyi hedefleyen bir hareket başlatmadığı da ifade edildi.

'EN ETKİLİ YALANLARDAN BİRİ'

Gülen'in eylemlerine yönelik endişelerin “önemsiz paranoya” olarak reddedildiğinin belirtildiği yazıda AKP kapatma davasının Batılı diplomatlarla birlikte İslamcı medyada “demokratik olmayan yargı darbesi” olarak görüldüğü oysa aynı çevrelerin bir tarafta İslamcılık ve demokrasi diğer tarafta laiklik ve faşizm ayrımına giderek Ergenekon iddianamesini alkışlarla karşıladıkları vurgulandı. Makalede “İslamcı çevrelerin Türkiye'nin İslamcılarını 'reformcu demokrat' ve modern; laik Türkleri ise 'köktendinci' şeklinde damgalaması modern siyasetin en aşağılayıcı ve üzücü bir biçimde en etkili yalanlarından biri olmalı” görüşü belirtildi.



http://www.gazeteport.com.tr/DUNYA/NEWS/GP_367106
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hoca gece yatarken bir ses duyar,

-Hoca karın seni aldatıyor, hoca karın seni aldatıyor !

Bakar karısı yanında, pencereden dışarı bakar kimseyi görmez. Uyumaya devam eder. Sonra ses tekrar duyulur,

-Hoca karın seni aldatıyor, hoca karın seni aldatıyor !

Hoca tekrar dışarı bakar, kimseyi göremez. Gene tam yatacakken ses tekrar duyulunca fırlar artık yataktan. Başlar sokaklarda sesi aramaya. Tam bu sırada da karısının aşığı içeri girer. Hoca pijama terlik dolaşırken, dışardan kendi evine bakar. Karısını aşığıyla görür ve der ki:
-Vay be dışardan böyle gözüküyormuş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 5 ay sonra ...
Fethullah Gülen, bir itidal insanı. Düşünce yapısıyla, yorum anlayışıyla, gönlüyle, aklıyla, seciyesiyle itidali âdeta güncelleyen ve yeni bir hayatiyete kavuşmasını amaçlayan bir insanlık idealinin savunucusu. Bu kimliğiyle bazı Müslümanlar tarafından eleştirildiğini de herkes biliyor. Böyle bir duruşun sahibine meşrûiyet ve demokrasi dışı mâlum eylemcilik ithamları nasıl yakıştırılır?
İnsafı bir tarafa bırakalım, her şeyden önce akla aykırı. Kimse inanmaz, kimse ciddiye almaz, akla mantığa sığmayan bu türlü yakıştırmaları. Ve işte asıl bu gerçek, bazılarını tedirgin ve huzursuz ediyor.

Asılsız isnatlarda bulunmanın şöyle bir kuralı vardır: Öyle bir şey söylemelisin ki, hiç değilse birkaç mâkul insan "acaba mı?" diyebilsin. Fethullah Gülen, 65 yaşını geçmiş, merhamet, muhabbet dolu, gözü yaşlı bir mümin; yüreği milletinin ve insanlığın mutluluğu için çarpan bir vatan evladı. Bu portre gücendirilmez, bu portreye sevgiyle bakılır. Milletimiz de böyle yapıyor, böyle bakıyor. Bunun rahatsız edici bir tarafı olabilir mi? Niçin olsun?

Herkeste sevgi ve saygı uyandıran bir imaj; hesapla, propagandayla, şununla bununla oluşturulamaz da, örtülemez de. Her şey gelir geçer, o imaj öylece durur. Bazılarını tedirgin ve huzursuz eden bir gerçek de işte bu.

İtidalden, sevgiden tedirginlik ve huzursuzluk duymak, hiçbir açıdan hiçbir anlam taşımaz. Düşüncesi ve eğilimi ne olursa olsun, hiçbir insana böyle bir zaaf yarar sağlamaz, hayır getirmez. İnsanın insanlığını zaafa uğratan tutarsızlıklar her meşrû düşüncede, felsefede ciddi hatalar olarak görülür. Solda da sağda da, modernitede de postmodernitede de, her türlü hakikat ve mutluluk arayışında da böyledir bu.

Mâşeri vicdanın duyarlılıklarına bazen saygı duymak içinizden gelmeyebilir, gelemeyebilir; ama öyle de olsa onlara "saygısızlık etmeme" gibi bir yükümlülüğünüz, rasyonel bir ihtiyat idrakiniz ve basiretiniz, her şeyden önce kendiniz için mutlaka var olmalıdır. Aksi halde hiçbir düşüncenin, eğilimin ciddi insanı olamazsın. Pozitivist bile olamazsın. Hele demokrat, milliyetçi, toplumcu, halkçı hiç olamazsın. Birey önce kendi var oluşunu gerçekleştirmenin gereklerini yerine getirmelidir ki, sonradan kendine "artı bir şey" eklemenin imkânlarını görüp tanıyabilsin.

Fethullah Gülen'i hiç görmemiş bir insan, bir şoför, arabasında bazı aydınımsılar ileri geri konuşunca, "Abiler lütfen bu bahsi kapatın. Ben o adamı görmeden seviyorum ve şu sözleriniz beni çok üzüyor. Arabayı bile zor kullanır hale geldim. Lütfen, ne olur" diyebiliyor. Bu sevginin hesabı, kaydı, ajandası, eylemi meylemi olur mu? Duası olur, şükranı olur, gönül bağı olur sadece.

Türkçe olimpiyatlarında hepimiz gözyaşlarına boğulduk. Neydi o biliyor musunuz?

Kısaca anlatayım:

İnsanın fıtratını, fıtratının özünü, özgürlüğünü ve özgünlüğünü korursanız, onu bir itidal şuuruna sahip kılıp kendi kendini koruma gücüne kavuşturursanız; o insan kendiliğinden gelişir. Bazıları bunu olağandışı bir hal gibi görür ama; tam tersine, olağanın ta kendisidir. Eğitimde başarının tek yolu da budur. Ve buna sevgi eğitimi derler. Sevgi eğitimi bizatihi demokratiktir; bizatihi, millî ile beraber evrenseldir. Bu hakikati anlamak, Fethullah Gülen'i anlamak demektir. Onun için siyaset, çok küçük bir ayrıntıdır. Sadece bizim değil, evrensel düşünce tarihinin bağrında iz bırakacak bir mesajın sahibidir Fethullah Gülen. İnanıyorum ki uğradığı gadrin hicabını da yine kendisi duyuyordur bazı nasipsizlikler adına. Ama hiç şüpheniz olmasın ki bir gün onlar da mahzun minnettarlık duyguları içinde kalacaklardır.

Zaman

Yaaa
siz ne zannettiydiniz ki
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:

yazı orda epey fail zaten. türkiyeyi iran ve rusya istikametine götürmeye çalışanlar silivride yargılanıyo çünkü şu an =)


çok ironik olmuş. yargılandıklarına göre kesin birşey söyleyemeyiz herhalde di mi ? belki akdeniz sahillerine güneşlenmeye yada maldiv adalarına götürmek istiyorlar yada hiçbir yere götürmek istemiyorlar.

ama sen yazınla kesin hüküm vermişşin birde yargılanıyorlar demişsin. Haklarında kesinleşmiş bir karar yok ne yazık ki.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Niye lan eski apprentice dookuyu*1 yeni apprentice vadera*2 yem etmedi mi bu adam.Kendi gizli servisiyle iki tarafı da belgeler, telefon kayıtları vs ile parmağında oynatmıyor mu.sith temple*3 da kendine özel sith assassinler yetiştirmiyor mu.Sith Lordlarının da lordu adam daha ne olsun.



*1 Herbakan *2 herdoğan
*3 ışık evi fem
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...