Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

İnternette Ermeni Savaşları Başladı (www.ozurdileme.com)


junkcan

Öne çıkan mesajlar

Diğer konuya attığım cevabı buraya da yazıyorum:
Özür Diliyorum kampanyasının metni:
"1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felâket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor.
Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum."

Demek ki neymiş, kimse Osmanlı adına özür dilemiyormuş kampanyada.
İmzalayanlar günümüzde hala iletişim adına adım atılmadığı için, bu eksiklikteki payından, ihtiyaç duyarsa özür diliyormuş.
Bildiride "Tek taraflı bir olay olarak Ermeni Soykırımını yaptığımız için özür diliyoruz" diyen yok.
Yaşananların soykırım olduğunu iddia eden bir şey de yok.
Sadece yaşananların büyük travmalar yarattığını, bu travmalara hiç olmamış gibi yaklaşmanın da bazı kişilerinin vicdanlarına sığmadığından bahsediyor.
Bunda kınanacak bir şey buluyorsanız, kendi değerlerinizle ilgili bir problemdir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bikbik said:
"1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felâket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor.
Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum."


Şunu tekrar bir okur musun ?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Antimodes52 said:
Diğer konuya attığım cevabı buraya da yazıyorum:
Özür Diliyorum kampanyasının metni:
"1915'te Osmanlı Ermenileri'nin maruz kaldığı Büyük Felâket'e duyarsız kalınmasını, bunun inkâr edilmesini vicdanım kabul etmiyor.
Bu adaletsizliği reddediyor, kendi payıma Ermeni kardeşlerimin duygu ve acılarını paylaşıyor, onlardan özür diliyorum."

Demek ki neymiş, kimse Osmanlı adına özür dilemiyormuş kampanyada.
İmzalayanlar günümüzde hala iletişim adına adım atılmadığı için, bu eksiklikteki payından, ihtiyaç duyarsa özür diliyormuş.
Bildiride "Tek taraflı bir olay olarak Ermeni Soykırımını yaptığımız için özür diliyoruz" diyen yok.
Yaşananların soykırım olduğunu iddia eden bir şey de yok.
Sadece yaşananların büyük travmalar yarattığını, bu travmalara hiç olmamış gibi yaklaşmanın da bazı kişilerinin vicdanlarına sığmadığından bahsediyor.
Bunda kınanacak bir şey buluyorsanız, kendi değerlerinizle ilgili bir problemdir.


Ermeniler, o yaşananlara "soykırım" mı diyorlar, yoksa "büyük felaket" mi, önce bunu araştır ondan sonra "vicdanlı" yazılar yaz lütfen.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ermenilerin ne dediği beni ilgilendirmez, herkes kendi davranışından sorumludur. işin siyaseti, kullanılan terimler falan hep ikincil konular.

zalimin kimliği olmaz. ama mağdurun kimliği, onun mağdur olmasına yol açtıysa önemlidir. o yüzden özür ermenilerden dilenmektedir. ancak kampanya metni "bireysel" bir metindir, "türk milleti adına" falan değildir.

özürün de şartı-şurtu olmaz. bu ülkede kendisine 100% "masum" veya "mazlum" diyebilecek kimse yaşamış değil. ama ortada bir "ayıp" var, biz 90 yıldır bu ayıbın üstünü örttüğümüz için, hatta bir de meşrulaştırmaya çalıştığımız için o ayıbın mağdurlarına bir özür borçluyuz bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

pekaziz said:
Hayatında tek satır Ermeni meselesi okumamış adamların, hele ki Kaçaznuni'nin Taşnak Partisi Kurulu'na sunduğu raporu dahi bilmeyenlerin, kalkıp burada 90 yıllık özür, bireysel bir hareket tarzı ifadelerle gülünç duruma düşmelerine ben "bireysel olarak" üzülüyorum.


bunu merak ettim. bi özet geçebilirmisin?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

iyi ki bi kitap okumuşsun pekaziz, ilgili her topikte yumurtlayıveriyosun.

ne diyo kitap, "ermeniler emperyalistlerin oyununa geldi" falan mı?

olay üzerine yazılan bunca makale, dünya çapında yapılan bunca araştırma-konferans, yerli yabancı birçok tarihçinin yazdıkları kitaplar, ayriyeten "toplumsal hafıza", kuşaktan kuşağa aktarılan olaylar, anadoludaki ermeni nüfusunun azalışı da ortada. sen "bizi" destekleyen bi kitap bulmuşsun, ne mutlu sana. yusuf halaçoğlu da var onu da oku istersen.

hayır, adil olmadıktan sonra solcu olmanın, anti-emperyalist olmanın anlamı nedir, ben de onu çözemiyorum. sen ermeni diye kundaktaki bebeği sürmüşsün, cepheyle hiçbir alakası olmayan insanları bile bile ölüme yollamışsın ve mallarına da el koymuşsun, 93 yıldır da bunları inkar etmişsin, yetmemiş varlık vergisi, 6-7 eylül olayları gibi saymakla bitmeyen zulümler yapmışsın..adil insan, vicdan sahibi insan, kendini biraz mahçup hisseder, hiç değilse bu olayların örtülü kalmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirir. bu kampanyanın amacı da tam olarak budur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
osmanlıyı falan boşverin de bu özür dileme işi çok gereksiz.



Zeki insan. Sen bugün bu sorunları ilk olarak osmanlının(yada itihat ve terakinin de diyebilziriz) zamanında yediği haltlar yüzündne yaşıyorsun. İkinci olarakta osmanlı yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bizzat bizim liderlerimizin(pek çoğunun) dalla.... hataları yüzünden yaşıyoruz. "Osmanlıyı boşver" "Oldu"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:
olay üzerine yazılan bunca makale, dünya çapında yapılan bunca araştırma-konferans, yerli yabancı birçok tarihçinin yazdıkları kitaplar, ayriyeten "toplumsal hafıza", kuşaktan kuşağa aktarılan olaylar, anadoludaki ermeni nüfusunun azalışı da ortada. sen "bizi" destekleyen bi kitap bulmuşsun, ne mutlu sana. yusuf halaçoğlu da var onu da oku istersen.


Yerli yabancı birçok tarihçinin yazdığı, ortada olan kitapların doğruluğunu kanıtladın mı da pekaziz'in okuduğu kitaba laf söylüyorsun?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kitaba laf söylemiyorum, ama tek bir kitap bütün meseleyi kapatmaya yetmez.

ermeniler günahsızdır da demiyorum. haksız yere öldürülen bitane bile türk yoktur da demiyorum, bunu diyen de kimse yok zaten.

ama diyorum ki, 1915te bu ülkeyi yönetenler bir insanlık suçu işledi. "şu yüzden işledi, bu ortamda işledi" gibi şeyler hiiiç önemli değil. hiçbir "milli" amaç, hiçbir "güvenlik" tedbiri, o dönemin hiçbir "konjonktürel" durumu, bütün ülkede çoluk çocuk demeden, her ilden ermeninin sürülmesinini meşrulaştıramaz. hele bunun sonraki kuşaklara anlatılmaması, olayların üstünün örtülmesi, ve kalan ermenilerin bile zulüm görmesini akıl ve vicdan sahibi hiçkimse kabul edemez. işte "özür" bu yüzden önemlidir, hiç değilse bu mağduriyetin farkında olduğumuzu ermenilere hissettirmek, manevi bir borçtur benim için.

bu olay kimin işine yarar, siyasi alanda nerede kullanılır hiç umrumda değil. çünkü adil olmak "kimin işine yarar" şeklinde bakmamayı da gerektirir. ve hangi gerekçeyle olursa olsun "zalim"in karşısında durmayı da gerektirir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kendince adil olucam diye kendi ayağına kurşun sıkmanın yanlışlığını anlayabilecek kadar zeki olduğunu düşünüyorum. Ha "varsın kendi ayağıma kurşun sıkayım ama özür dileyeyim" diyecek düşüncedeysen de, hatırlatayım, dünya böyle bir romantizmin üzerinde yürümüyor.
Osmanlı devletinin sürdükleri içinde bebekler ve çocuklar olması da osmanlı'nın iyi niyetidir bir bakıma. Tehdidi ortadan kaldırmak zorundaydı, bir karar aldı ve uyguladı. Kadınlara, bebeklere ve yaşlılara kalma izni verip militan olabilecek erkekleri sürseydi, kalanların güvenliklerini sağlayabilir miydi? Bugün bebeleri de sürdüler diye ağlaşıyorsunuz, o zaman da bebeler kaldı, türk çeteciler öldürdü diye zırlaşıcaktınız.

Bu arada, iki saattir konuşuyoruz, ölen Türklerden bahsedip de faşistleşmedik çok şükür.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:
iyi ki bi kitap okumuşsun pekaziz, ilgili her topikte yumurtlayıveriyosun.

ne diyo kitap, "ermeniler emperyalistlerin oyununa geldi" falan mı?

olay üzerine yazılan bunca makale, dünya çapında yapılan bunca araştırma-konferans, yerli yabancı birçok tarihçinin yazdıkları kitaplar, ayriyeten "toplumsal hafıza", kuşaktan kuşağa aktarılan olaylar, anadoludaki ermeni nüfusunun azalışı da ortada. sen "bizi" destekleyen bi kitap bulmuşsun, ne mutlu sana. yusuf halaçoğlu da var onu da oku istersen.

hayır, adil olmadıktan sonra solcu olmanın, anti-emperyalist olmanın anlamı nedir, ben de onu çözemiyorum. sen ermeni diye kundaktaki bebeği sürmüşsün, cepheyle hiçbir alakası olmayan insanları bile bile ölüme yollamışsın ve mallarına da el koymuşsun, 93 yıldır da bunları inkar etmişsin, yetmemiş varlık vergisi, 6-7 eylül olayları gibi saymakla bitmeyen zulümler yapmışsın..adil insan, vicdan sahibi insan, kendini biraz mahçup hisseder, hiç değilse bu olayların örtülü kalmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirir. bu kampanyanın amacı da tam olarak budur.


Evet iyi ki o kitabı okudum, bu sayede iki gram bilgisi olmayan adamların bilgisizliklerini yüzüne çarpabiliyorum.

Halaçoğlu, Aktan veya diğer büyükelçiler; hepsi olayın saçmalığını, haksızlığını ortaya sürüyor, buna tamam. Ama asıl meselenin etrafından dönüyorlar, vurguyu yanlış noktaya yapıyorlar.

Olayı "önce ABD Irak'tan özür dilesin", "bizim de 10 milyon insanımız öldü" tartışmalarına sürüklersek, varacağımız bir nokta yoktur.

Yeniden alıntılıyorum, çünkü pek çok kişi işine gelen kısımlarını okuyor yazıların.

"Türk devlet yetkilileri ve iktidar sahipleri bilsinler ki, ne bir Türkün ne de Türk devletinin bundan böyle herhangi bir Ermeni için hiçbir değeri yoktur. Varlıklarını korumak için başka yollar düşünsünler." Taşnaksutyun yayın organı Orizon 1912, sayı 196

Devam edelim:

"Dün Tiflis'e Çar'ın Kafkasya'daki vekili ekselansları yüce prens Nikolay Nikolayeviç teşrif etti. Yüce prensin kesin iradesi ve kararlılığıyla Türk hükümetinin varlığını sonsuza dek ortadan kaldıracağına derinden inanıyoruz. Bu inançla Kafkaslar'daki Rus ordusunun sevgili 6. Başkomutanını selamlar ve ona "Hoş geldin" deriz." Taşnakların diğer yayın organı Avrenik 24 Eylül 1915

Son bir yazıyla Taşnaksutyun önderliğindeki Ermeni birliklerinin kendi kaderlerini Rusya'nın başarısına nasıl bağladığını görelim:

"Şanlı Rus orduları, kendi hükümdarlık toprakları boyunca karlı Ermenistan tepelerinde ve engin Alaşkert vadisinde, Almanya'ya ihtiyaç duyarak kudretli Rusya'ya el kaldırma cüretini gösteren Türkiye'ye karşı savaşırken, Ermeniler, atalarının öğütlerini dinleyerek, hayatlarını ve varlıklarını Yüce Rusya'nın ve onun tahtının şanı için feda etmek için ayağa kalkmışlardır.

"Rus bayrağı, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarında özgürce dalgalanacaktır.

"Sizin iradeniz, yüce devletim, Türkiye'nin boyunduruğu altındaki halklara özgürlük verecektir." Mşak, No. 271, 1914


Savaşın sonunda ne olmuştur peki? Rus ordusu ve çeteleriyle işbirliği yapan Ermeni birliklerine karşı savaşılmış, Yunan tehlikesine karşı Doğu ordusunun batıya kaydırılması ve buranın güvenliğinin sağlanması amacıyla Ermeniler techire zorlanmıştır.

İşte, olayın düğüm noktası burası.

Bizim sözde aydınlarımız ve sözde patilerimiz buraya kadar olan kısmı görmek istemiyor. Ermenilerin nasıl Rusya'nın aleti olduklarını, Türkiye'nin vatan savunması yaptığını, dolayısıyla uygulamalarında haksızlıklar ve zulümler olabileceğini, ama temelde doğru olanı yaptığını görmezden geliyor.

Ama bir Ermenistan aydını, ilk başbakanı olan Ovanes Kaçaznuni, namuslu bir insan gibi tarihi gerçeklere bağlı kalıyor ve Taşnaksutyun Partisi'nin Kongresi'ne sunulmak üzere bir rapor hazırlıyor ve kazığa bağlanacağını bile bile kongrede bu raporu okuyor:

"Biz savaştan kaçınmak için yapmamız gereken her şeyi yapmadık. Sonuçlar bir yana, Türklerle ortak bir anlaşma zemini bulmak için var gücümüzle çalışmalıydık. İşte biz bunu yapmadık." Sayfa 76

"Biz Türkiye'de gürültü çıkarttığımızda, bu gürültü sayesinde büyük devletlerin dikkatlerini Ermeni konusuna çekeceğimizi ve onları bizim lehimize aracı olmaya zorlayacağımızı sanıyorduk. Şimdi ise böyle bir aracılığın kaç para ettiğini artık biliyoruz ve bu tür denemelerin tekrarlanmasına ihtiyaç hissetmiyoruz" Sayfa 79

Son noktayı da şöyle koyuyor:

"1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu bir techire tabi tutuldu, kitlesel sürgünler ve baskınlar gerçekleştirildi. Bütün bunlar Ermeni meselesine ölümcül bir darbe vurdu.

"Tarihsel Ermenistan'ın, bize devreden gelenekler ve Avrupa diplomasisinin vaatleri doğrultusunda, bağımsızlığımızın temelini oluşturması gereken bölgeler boşaltıldı; Ermeni vilayetleri Ermenisiz kaldı.

Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır; sonradan da anlaşıldığı üzere, Türkiye'de Ermeni meselesinin temelli çözümü açısından bu yöntem en kesin ve uygun bir yöntemdi." Sayfa 33


Şimdi o vicdan tüccarlığı yapan aydınlara ve patilere soruyorum.

Ermenistan'ın ilk Başbakanı kadar gerçeğe bağlılığınız var mı? Bir milletin tarihine çamur atmak bu kadar kolay mı? Savunduğumuz kampanyalarla bugün de Türkiye'nin bölünmesine hizmet ettiğinizi, BOP çalışmalarına dahil olduğunuzu görebiliyor musunuz? Her şeyden evvel, bu çabalarınızla Kurtuluş Savaşı'mızın, soykırımlar üzerine kurulu olduğu ve gayrimeşru olduğu tezlerine hizmet ettiğinizi göremiyor musunuz?

Dikkat ederseniz medyadaki bütün liboş, dönek, işbirlikçi kesim; kendilerinde bulunmayan insani vasıfları, sakız gibi döndürüp döndürüp dillendiriyorlar.

Nasıl ki Melih Gökçek, hayatında ona uğramamış "şeref" kavramını her cümlede 8 kere kullanıyorsa, vicdandan nasibini almamış bu aydınlar da vicdan hakimliğine soyunuyor. Olay bu kadar açık.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...