Netcafe Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Düşünüyorum bazen neden yanlızım? Tek başıma yürüyorum? Kimsesiz..Bir başıma.. Yokmuydu dostum,arkadaşım?Kardeşim? Vardı,var da. Ama onlar değildi isteğim. Sevmekti,sevilmekti istediğim. Düşündüm sevmedimmi? Sevdim hemde çok sevdim.. Acısnı çektim..Ağladım yakardım,isyan ettim tanrıya sordum neden diye? Duymadı sesimi..vermedi cevap..belkide yoktu zaten orda? Düşündüm sonra sevilmedimmi? Sevildim demek istedim... Ama varmadı dilim söylemeye.. İstemedim herkeze söylediğim yalanları kendime söylemek.. Sevilmedim dedim tirekçene..2 damla yaş akıttım.. Sordum tekrar kendime neden diye? Doğru ya ölüyorum ben...Aldığım her nefes daha bir zorluyor körelmiş ciğerlerimi.. Her dumanda dahada boğuyorum kendimi..Ama artık umursamıyorum..Çünkü artık anlıyorum.. Kim isterki bilerek acı çekmek? Yok olup hiç olucak birini sevmek? Artık bende istemiyorum sevmek..İstemiyorum acı çektirmek.. Yok olup giderken arkamda acıyan bir kalp bırakmak.. H.Emre KOÇ Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fede Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 4. satırda da ayrı olacak Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Asteroth Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Fiziksel olarak acı veriyor yazıyı okumak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Netcafe Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 sagol fede affola =) @Asteroth Benimle ilişkini kes..git başka topic trolle.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Asteroth Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Seninle ilişkim yok, topic trollemiyorum. Gerçekten çok kötü yazıyorsun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Netcafe Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 o zaman okuma yazılarımı ok? benim burdaki topicleri görünce es geç okuma Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Asteroth Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Arada gerçekten kötü yazıları okumak lazım ki, iyiyle kötünün arasındaki fark ortaya çıksın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ZaugnaKhaldun Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Hadi kötü yazdınız eyvallah da; noktalamaya falan dikkat edin bari be. Götüme benzetmişsiniz yazıyı. Yüreğinize sağlık ama. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Asteroth Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Götüne sağlık. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Asteroth Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 "Göt" ne zamandan beri küfür? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Netcafe Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Asteroth Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Seninle alakası yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Lancelion Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 imla lütfen. teşekkürler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquatik Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Yazım hataları olmasına karşın çok içten, çok sıcak geldi bana. Tebrik ediyorum :) Bence şiir yazma denemelerine, uğraşlarına devam etmelisin. Kimi üyeler aşağıdaki tür yazıları daha edebi, ve okunası bulmaktalar. Dolayısıyla elbette herkesin her şeyi beğenmesi beklenemez, ama eleştirilerin dozu çok önemli bana kalırsa. Eleştirilerin hakaret boyutuna vardırılması hoş değil. burtonesk said: Kıçıma kaş göz çizdiğim gecenin sabahıydı. Bozuk bağırsaklarımın verdiği ağrıyla geçmişi düşünmeden edemedim. Henüz bir ay öncesine kadar kendi halinde bir insan olan ben, nasıl bu kadar kısa zamanda bu kadar hızlı değişebilmiştim. Kendimi dünyevi ihtiyaçların eline bırakana kadar sürdüğüm yaşantım şimdi bana bir ömür kadar uzak geliyordu. Ve bu değişim adeta dönmeye bir başladı mı bir daha asla durdurulamayacak olan bir çığa dönen bir kartopu gibi benliğimi hayatımın eteklerine kadar sürükledi. Her şeyin başlangıcı, o güne kadar hep bastırdığım kadınsı yönümün bir erkek tarafından, hem de hiç beklenmedik bir erkek tarafından, okşanması oldu. Bu sentimental sevgilinin haşin dokunuşu, ruhumun derinliklerindeki hezeyanları uyandırarak, kadınlığımın vahşice uyarılmasına sebep oldu. Bir arkadaşımın bu "Kilo mu verdin sen?" deyişi, platonik aşklarımdaki heyecanı vermemiş olsa da bir uyuşturucu etkisi yapmış; Artık cinsellik benim vazgeçilmez bir parçamdı. İlk önce hemen anlaşılamayacak değişiklikler geldi, farklı bir yürüyüş, daha önce hiç dikkat etmediğim kıyafetlerin üzerimde nasıl görüneceğini düşünmeye başlamam ve daha da önemlisi, o kıyafetlerin içindeyken, erkeklerin benim hakkımda ne düşünecekleri hakkında fanteziler... Kafamda dört dönen erkekler içimde de sürekli yer etsinler istiyordum, bunu çok arzuluyordum, fakat onları nasıl buna ikna edebilirdim; işte bunu henüz bilmiyordum. Yardıma ihtiyacım olan konu erkekler olunca, aklıma ilk gelen isim Alev olmuştu. Kaba bir tabirle bir "kaşar" olan Alev'le her ne kadar yakın olmasak da, bu konularda ondan daha deneyimli bir tanıdığım yoktu. O akşam ders çıkışında Alev'in yanına gidip özel bir konu hakkında bana biraz zaman ayırıp ayıramayacağını sordum, başta şaşırsa da, sonradan ilgilenmiş görünüp kabul etti. Alev'e fantezilerimi gerçeğe dönüştürme isteğimden bahsettikçe daha da coşuyor, bir an önce bu işi tadına doyasıya vararak halletme isteği vücudumun her yerini yakıyordu. “Beni can kulağıyla dinle”, dedi, “sana bilmediğin çok şey anlatacağım”. Cesaretlendirici bir konuşmadan sonra Alev de heyecanlanmıştı, adeta gözlerinin içi ışıldıyordu. Bana yardım etmek için can attığını tenindeki kokudan bile anlayabiliyordum. “Gel”, dedi, “fakülteden arkadaşlarım Hard Rock Cafe'de bekliyorlar, seni onlarla tanıştırayım, laflarız”. Bu son sözleriyle yüzünde ufak bir gülümseme gördüğümü düşündüm, fakat çok da önemsemedim. Bu teklife karşı koyamazdım çünkü erkek kokusu almıştım. Gittiğimizde çoğunluğu kız olan bir grup bizi karşıladı. Hayal kırıklığını içimde hissediyordum fakat henüz yılmamıştım. Erkekler hakkında benden çok şey bildikleri her hallerinden belli olan bu gruptan faydalanmak belki de benim için en iyi deneyim olacaktı. Keza hayal kırıklığım da beni akşamki partiye davet etmeleriyle nihayete ulaştı. Akşamki parti öncesinde, Alev bana baştan çıkarıcı kıyafetler giymem konusunda sıkı sıkıya tavsiyelerde bulunmuştu. Oysa ki dolabımı açtığımda, içinde depresif ve genellikle dikkat çekmeyen, sönük kıyafetler dışında hiçbir şey yoktu. İlk kez bu kadar heyecanlı bir şekilde alış verişe çıkıyordum. Alev'in tavsiyesi üzerine gittiğim Marks&Spencer dükkanında gözler sürekli benim üstümdeydi. Sonunda dikkatleri çekmeyi başardığımı düşünürken benimle ilgilenmek üzere selamlayan satış görevlisinin "sizin bedeninizde uygun bir şey bulabileceğimizden emin değilim" demesiyle kendime geldim. Her ne kadar bozulsam da, bozuntuya vermeyip kıyafetleri denemeye başladım. Denediğim kıyafetlerin üzerimde çok seksi duracağının farkındaydım, o yüzden bir küçük beden aldım. Kıvrımlarımı saran bu seksi kostümlerin avımı çekmeme yardımcı olacağının bilincindeydim. Partide müziğin etkisiyle kendimden geçecek, biraz da alkolün etkisiyle çekingenliğimi üzerimden, aynı sutyenimi atacak olduğum gibi, fırlatıp atacaktım. Her şeyi planlamış olarak Alev'lere gittiğimde ev misafirlerle dolup taşmıştı bile. Kendime bir içki alıp etrafta gezinmeye, daha doğrusu erkekleri yoklamaya başladım. Sürtünüyor, yapışıyor, elimden geleni ardıma koymuyordum. Kendime güvenim doruk noktasına ulaştığında kendimi kız grubundan kurtarıp önceden yokladığım erkeklerle muhabbet etmeye gittim. Muhabbet koyulaştıkça içkim tazeleniyor, gülüşüm evde çınlıyordu. Kendimi resmen kaybetmiş, başka biri olmuştum. Kokular içimde geziniyor ve beni deli ediyorlardı. Daha fazla dayanamayacağımı biliyordum. Sarhoşluğun etkisi geçmeden amacıma ulaşmak istiyordum. Erkan'dan beni sessiz bir yere götürmesini rica ettim, başımın biraz ağrıdığını bahane ettim. Vücudu muhteşemdi, merdivenden çıkarken sarhoşluğumun maskesi altına gizlenerek onu tekrar tekrar yokladım. Sanki ağrı iyice saplanmışçasına duraksadım. Beni kontrol etmek için durduğunda devam etmesini, geleceğimi söyledim. Bu bahanesiyle bir adım arkasına düşerek muhteşem kalçalarını izleme fırsatı edinmiş oldum. Her adımıyla muhteşem poposu biraz daha ortaya çıkan Erkan’ı izledikçe, içimdeki ateş gittikçe daha güçlü yanıyordu. Karar vermiştim, o gece Erkan benim olacaktı. -----------------end of PART 1------------------- Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
burtonesk Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 4, 2008 ahaha elbette edebi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dunno Mesaj tarihi: Aralık 5, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 5, 2008 bence de edebi bi yazı burtoneskinki Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Netcafe Mesaj tarihi: Aralık 16, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Aralık 16, 2008 @aquatik tşk ediyorum imla konusunda ve yazım konusunda daha dikkatli olucam =) @Lancelion ztn türkçeden imla yüzünden kalmıştım onada bi çare bulucam hayırlısı =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Pyro Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Anladığın kadar anlatabilmekte bir sanat zira pek birşey anlatamamışsın. Bu yüzden de olmamış. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
z!uad Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 fede said: 4. satırda da ayrı olacak Başka kaçıncı satırda ayrı olacak ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Akhlaur Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Hmm. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Pyro Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Hmm diye yorum olmaz yapıcı bir yorum yap ya da hiç yapma. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Akhlaur Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Ehehe haklısın özür dilerim. Ben pek keyif almadım yazıyı okurken.Çok fazla "belkideler" "olmuştuklar" falan beni sıkıyor.Yine de ben genelde yazılardan ve şiirlerden etkilenmiyorum onun da etkisi olabilir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar