Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Almanya Deniz Feneri davası sonuçlandı


Bone

Öne çıkan mesajlar

Masticore said:
Horizon said:
Öncelikle o mesajım bu forumda değil başka forumdan arkadaş alıp oraya yazmış. Ayrıyetten niye yazmış anlamadım. Almanyadaki davada türkiyedeki deniz fenerinin dolandırıcılık yaptığı mı ortaya çıkmış ?


1. Biz ona forum değil de topic diyoruz yanlış açıklamayalım
2. Cevap vermeye bile değmeyen bir adamsın neden? Çünkü ne kadar mantıklı bir açıklama yapılırsa yapılsın senin tek cevabın konuyu başka yönlere çekmek.


Aynısını da senin için düşünmeye başlamıştım. Başından beri benim dediğim burada yazdığım şey ama sen de başından beri bunu farklı göstermeye çalışan bir saptırıcısın. Ama takan yok. Sen bana farklı birşekilde yazdığım bi yazıyı bulup göster konu ile alakalı sonra konuşmaya devam et.

Veyada iftira atmayı veya dediğimi saptırmaya çalışmayı kes. GÖzünün önündeki yazılanları göremiyorsan veya göz göre göre çarpıtmaya çalışıyorsan senin yazdıkların vız gelir vız gider.

Açıkçası durum şudur , birileri senin hakkında sana dolandırıcı şerefsiz der ise , hepimiz o kişilere hukuksuz belgesiz inanıp seni şerefsiz ve dolandırıcı belleyip sana hakaretlerde bulunup önünümü kesmeliyiz ? Buna evet veya hayır demediğin sürece bu konu ile alakalı hiçbir tarafsız fikrin yoktur bana göre. Tek olayın laf atmaktır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Horizon said:
. Almanyadaki davada türkiyedeki deniz fenerinin dolandırıcılık yaptığı mı ortaya çıkmış ?


Alman Savcının açıklaması:
Asıl bu olayı yönetenler Türkiyeden.Türkiyedeki ve Almanyadaki deniz feneride aynı kişilerce yönetiliyor,Savcı isim bile vermiş Rtük başkanı Zahit bilmemne,kanal 7 başkanı 1 kişi daha var,Alman savcı türk polisine de 1 sene önce demişki,bu kişilere Türkiyede baskın yapalım,dolandırıcılığı kanıtlayalım,bizim içişlerinden ret yanıtı gelmiş,almanyada tutuklananllar sadece kuryelik yapıyorlar paraları Türkiyeye taşıyorlar.

Bu olay üstüne Rte açıklama yapıyor: Vatandaşlarımızı bu yalan(Alman mahkemesince kanıtlanmış) olayları haber yapan gazeteleri almamaya çağırıyorum,ardından dün gece yine ergenekon ayağına Nurseli İdizi falan gözaltına almışlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Peki sen şimdi öyle diyorsun ben de şunu yazayim buraya ayrıntılı olarak yaznın içeriğinde var. Bu davanın önceden anlaşmalı dava olduğu , taraflar arasında anlaşma yapıldığı vs. Yargıçın davada yargılanmayan kişileri belgesiz , iddialar ile kendi kendine bunlar suçludur demesinin hiçbir anlamı ve değeri yok. Hukukta böyle birşey yok. Ama ne olur ? bizim savcılar incelerler varsa gerekli belgeleri delilleri bulurlar incelerler , dava açılır ve kim ne yaptı ise adam gibi ortaya çıkar.

said:
Alman yargıç Jochen Müller, “Almanya tarihinde böyle dolandırıcılık görülmedi” demiş; Hürriyet bu sözleri tekrarlayıp duruyor. Almanya adına müthiş bir tevazu göstermiş Müller. Bırakın Almanya'da, dünyanın yargı sistemi en az gelişmiş ülkesinde bile Deniz Feneri gibi bir dava görüldüyse, ben ne olayım...

Bütün yargı sistemlerinde mahkemeler yalnızca sanıkları yargılar; karşısına sanık olarak getirilmemiş, yargılamadığı insanlar hakkında da görüş açıkladı bu davanın yargıçları ve Doğan Medya Grubu'nun (DMG) dünkü manşetlerinden mahkum da etti.

Akıl alacak gibi değil, ama Almanya'da bu da oldu işte.

Yargıç, “Sanık avukatları ve savcılıkla yapılan anlaşma dava süresini kısalttı; yapılan anlaşma mantığın bir ürünüydü” de diyor açıklamasında...

Şimdi müsaadenizle sorabilirim herhalde: Daha yargılama başlamadan verilecek ceza karşılıklı anlaşılarak kararlaştırıldıysa, mahkemeniz iki hafta boyunca bize ne izlettirdi?

Yargı safhasında tarafların anlaşmasına izin veren sistemlerde, bu kolaylık, mahkemelerin işini azaltmak için sağlanır. Masraflı yargılama safhasına geçilmeden, “Tamam, suçu işledim, ama sorun bakalım neden işledim?” der sanık ve yargıçlardan öngörülenden daha az bir ceza talep eder. Uygun görülürse, ilk duruşmaya çıkar, cezasını tebellüğ eder, başına gelene katlanır...

Bu davada da böyle bir yola gidilmiş: Üç sanıktan muhbirliği kabullenmiş biri himayeye alınmış, “Uslu durur ve istediğimiz gibi davranırsan sana da bir kolaylık yaparız” vaadinde bulunulan ikincisi az bir cezayla özendirilmiş, bütün suçun üzerine yıkıldığı üçüncüsü ise böyle davalarda verilebilecek cezanın bir altına razı edilmiş...

Sonunda en başta sözleşilmiş cezalara çarptırıldı üç sanık...

Biraz önceki soruyu burada bir kez daha tekrarlayayım: Bu durumda, iki hafta boyunca bizlere ne izlettirmiş oldu Almanlar?

Aslında yargılamanın biraz daha kısa sürmesi planlanmış olmalı; geçen hafta çarşamba günü bitecek şekilde... Yargıçlardan biri, “Yakınım vefat etti” deyince bir hafta daha uzamış oldu yargılama...

Davayı uzatan mazeretin Türkiye'de “Erdoğan-Doğan kavgası” patladığı ve tam gaz devam ettiği günlere denk gelmesi tesadüftür herhalde. Yoksa, birileri, “Bütün Türkiye bu olaya kilitlendi, davayı biraz daha uzatarak vermek istediğimiz mesajı iyice zihinlerine kazıyalım” diye mi düşünmüştür?

Konuşkan yargıç Müller, “20 bin bağışçı olmasına rağmen garip bir şekilde bu davaya ilgi gösterilmedi” demiş Hürriyet'e... Neden ilgi gösterilmedi acaba? Dava sırasında Almanya'da bulunan ve izlenimlerini yazan bir meslektaşın yazdıklarından, oradaki Türkler'in davayı fazla inandırıcı bulmadıkları anlaşılıyor.

Başından sonuna Alman devlet birimlerinin elele vererek sahneledikleri bir mizanseni bizlere izlettirdiler açıkçası... Sadece Almanya'dakiyle de yetinmediler, geveze bir polis şefi ve yargıç aracılığıyla Türkiye'yi de etkilemeye ve sonuç almaya çalıştı Almanlar...

Gerçi en başta planladıkları türden 'köklü bir siyasî sonuç' almayı başaramayacaklarını sonunda onlar da anladılar...

Şimdi bakmayın siz, bazı kalemlerin “Biz en başta bunu yazmıştık” türü yavelerle karşımıza çıktığına; başlarda Başbakan Tayyip Erdoğan ve kadrosunu da davayla ilintili hale getiren yayınlar yaptılar...

Şaban Dişli olayıyla başlamışlardı yaylım ateşe; hemen ardından yalan olduğu neden sonra ve itirazlarla günışığına çıkan Gaziantep ve Batman'ı gündeme taşıdılar... Eğer Başbakan Erdoğan en baştan ayak koymasaydı, dünkü gazetelerde 'kare as' değil bir 'beşli' resim görecektik.

Tıpkı, 1997 Ocak ayında, Refahyol'u devirmeye destek verenlerin, yine Frankfurt'ta bir mahkemeyi kullanarak, “Türkiye'nin Başbakan Yardımcısı uyuşturucu kaçakçısı, Türk hükümeti soruşturmayı engelliyor” yalanlarını yaydıkları gibi...

O olaydaki başarı, zihin karışıklığından siyasî sonuç alınabilmesi, Almanya'nın Türk medyasına ilgi duymasına yol açtı... Bugün Doğan'ın en büyük ortakları Alman medya devleridir. Özellikle de 'stratejik ortağı' olarak da bilinen Axel Springel...

“Kimdir Axel Springel, Alman devletiyle ilişkileri ne kadar yakındır? Almanya'da siyasî olaylara karışmış mıdır?” sorusuna verilecek cevap, olan-biteni biraz daha iyi anlamamızı sağlayabilir.

İki hafta boyunca önceden yazdıkları mizanseni sergilediler ve yalnızca Almanya'da usul hataları yapmış ve bunun üzüntüsünü yaşayan birkaç kişiyi değil, Türkiye'deki Deniz Feneri gibi büyük bir hamiyyet âbidesini de yıpratmış oldular... Yargılamadıkları kişileri mahkum etmeleri de cabası...

“Yapanlara helâl olsun” diyorum, başka ne diyeyim?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Horizonun ne yedüğü belirsiz alıntısı said:
İki hafta boyunca önceden yazdıkları mizanseni sergilediler ve yalnızca Almanya'da usul hataları yapmış ve bunun üzüntüsünü yaşayan birkaç kişiyi değil, Türkiye'deki Deniz Feneri gibi büyük bir hamiyyet âbidesini de yıpratmış oldular... Yargılamadıkları kişileri mahkum etmeleri de cabası...


Vah vah vah... Mesala sahte muhtar mühürü ile ufacık mahelleye 150 ton beyaz peynir dağıttık şeklinde evrak hazırlayan adamlar aslında sadece usul hatası yapmışlar... Yazık değil mi adamlara sırf böyle ufak tefek usul hataları için adamlara toplam 15 yıl hapis verilir mi!!!11

Horizon çok ikna edici olan bu alıntıyı buraya yapıştırarak bizi aydınlattığın için teşekkür ederiz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@horizan msjındaki yazıda:
Başından sonuna Alman devlet birimlerinin elele vererek sahneledikleri bir mizanseni bizlere izlettirdiler açıkçası.

bu dediğin olay Almanya gibi bir ülkede olmaz,ayrıca bana sallıosun demişsin aç bak gazetelere,peki senin bu uydurduğun yada alıntı yaptığın msjdaki olayların kaynağı-dayanağı varmı?
Alman hükümetinin ve yargısının bu olayı tezgahladığını kanıtla?
Ama aksi kanıtlandı, tutuklanan adamlar suçlarını itiraf etti,Türkiyede parayı kime yolladıklarını bir bir sölediler,sahte 1000 lerce makbuz çıktı ortaya,hepsinin kanıtı var,hala diyosunki bu olayı Almanya tezgahladı.
Ha bide bizim savcılar türkiyede bu konu hakkında inceleme yapsalar hiç bişeye ulaşamazlar,neden?Bu mahkeme Almanyada 1 seneden fazladır sürüyor ve Türkiyeye bilgi verilip polislere Deniz fenerine baskın yapın kanıtları toplayın deniliyor,iyi güselde burdaki deniz feneri hükemete sıkı sıkıya bağlı, sırf bu derneğe imtiyazlar tanınıyor,hükmetin çatısı altında,hükümette(içişleri bakanlığı) bu derneğe baskın yapılmasına izin vercek he,suçluyu suçluya şikayet etmekten başka bişey değil,ortada yolsuzlukla ilgili belge vs. varsa bile çoktan yokedilmiştir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ya nasil bir ulke olmus Turkiye. Deliricem. Hala HORICAN gelip savunuyor, agir kufur edicem.

Horizon savunuyor, RTUK baskani oylamayla "isine devam etsin" karari aliyor, Deniz Feneri almanya bolumunun hapis cezasi alan, suclu bulunan adami "suclu degilim, ifadem gercekleri yansitmiyor" diye YALAN soyledigi basin aciklamasi yapiyor, isin ucu basbakana gittigi soyleniyor, basbakan salya sumuk havliyor kuyruguna basilinca... Millette bunlara inanip, savunmaya, HICBIRSEY olmamis gibi davranmaya devam ediyorlar.

Ergenekon diye sacma, yalanlarla dolu bir dava ile ortaligi kaldiran hukumet yada gerekli merciler dolandiriciligin Turkiye kolunda HICBIR BOK yapmiyor.

Bu hale geldi Turkiye. Amele ulkesi olduk, cahil ulkesi olduk. Cahilligin prim yaptigi, horizon gibi adamlarin prim yaptigi bir ulke haline geldik.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

e.V.= Eingetragene Verein
Firma ismini yasal olarak register etmis firmalara verilir. Yasal olarak kayit yapabilmek icin gereken sartlari yerine getiren firmalar alabilir sadece. Bunda firmanin kurulus amaci, üye sayisi vs. bir cok kriter rol oynar. Deniz fenerinin yargilanabilmesi de bu yüzden olmusdur. Amaci disina cikmis ve yasal bazi noktalar cignenmisdir. Eger e.V almasaydi, kimseye karsi herhangi yasal bir bagimliligi olmayacakdi. Fakat e.V eklentisini almak almanyada zor oldugu icin bunu alarak güven saglamak amac güdülmüsdür.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...