Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Turkiyede bu kadar ac insan varken neden evcil hayvan....


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Balık mutlu ediyor

Ağırlıklı olarak balıkla beslenen toplumlarda, et ve sebze ağırlıklı beslenenlere kıyasla ortalama yaşam süresinin daha uzun olduğu, insanların daha çok fiziksel direnç gösterdikleri belirlendi. Uzmanlara göre işin sırrı, tuzlu su balıklarının etinde bulunan Omega-3 yağlarından kaynaklanıyor. Genetik beslenme uzmanlarının yaptığı araştırmaya göre, Omega-3 yağları total kolesterol seviyesini düşürüp kalp-damar sisteminin daha iyi çalışmasını sağlıyor. Omega-3 yağlarının, kalp-damar sistemi üzerindeki koruyucu etkilerinin 6 hafta boyunca günde 100 gram balık tüketimiyle kendini gösterdiği belirtiliyor. ABD'li genetik beslenme uzmanı Doktor Artemis Simopoulos, Omega yağlarının enfeksiyonlara karşı vücudun savunma sistemini güçlendirdiğini, beyin ve hücre gelişimine katkıda bulunduğunu belirterek, "Eğer yaşlanmayı yavaşlatmak istiyorsanız Omega-3'ü artırmanız gerekir" diyor. Dr. Simopoulos, "İtalya'da yapılan bir araştırmada, İtalyan diyetlerinin üzerine 1 gram balık yağı verildi ve bu kişilerde kalp krizinden ölüm oranının çok az olduğu gözlendi. Ayrıca çok miktarda balık tüketen ülkelerde depresyonun da azaldığı belirlendi" diye ekliyor. Dr. Simopoulos, özellikle 65 yaşın üzerindeki insanlara daha fazla balık yemelerini öneriyor. Yapılan araştırmalar Omega-3 yağının yetersiz alımıyla kandaki serotonin seviyesinin düşük olması arasında bağlantı olduğunu gösteriyor. Mutluluk duygusu üzerinde etkili olan serotoninin düşük olması ise depresyon nedeni olarak vurgulanıyor. Yeni Zelanda, Kanada ve Almanya gibi Omega-3 yağının az tüketildiği ülkelerde depresyon oranı yüzde 5 iken Japonya ve Tayvan gibi yeterli dengede Omega-3'ün tüketildiği ülkelerde bu oran yüzde 1 civarında. Amerika'da 44 kişi üzerinde yapılan araştırma, günde 100 balık yağı alımının 4 ay sonra depresyonu azalttığını ortaya koyuyor. Bir başka araştırmaya göre, kandaki yüksek Dha seviyesi (omega-3 yağının bir komponenti) beyin sıvısındaki serotonin seviyesine katkıda bulunuyor. Serotonin 'rahatlık, mutluluk' hisleriyle bağlantılı önemli bir sinir iletkeni. 11 ülkede yürütülen araştırmalar, depresyon oranıyla tüketilen balık miktarının ters orantılı olduğunu gösteriyor. Amerika'da 12 yıl süreyle 80 bin hemşire üzerinde yapılan bir diğer araştırma, haftada bir balık yiyen kadınların enfraktüs geçirme olasılığının, ayda bir kez balık yiyenlere oranla yüzde 22 daha az olduğunu gösteriyor. Uzmanlara göre, haftada beş kez balık tüketimi ise enfarktüs riskini yarı yarıya azaltıyor. Avustralya'da geçtiğimiz günlerde yayınlanan bir araştırma, beslenmenin cilt yaşlanmasıyla bağlantılı olduğunu ortaya koydu. Özellikle de bol sebze, zeytinyağı, balık yiyen insanların cildinin daha az yaşlandığı, kırışık sorunuyla daha geç tanıştığı görüldü. Balığın cilt yaşlanmasını önleyici etkisi, güneşin ultraviyole ışınları gibi atmosfer etkenlerinin neden olduğu zararları hafifleten antienflammatuar özelliğine bağlanıyor.
Mesaj tarihi:
aquila said:
yeter artik her turk fakir dogup ulkeyi terketmek zorunda kalmasin ki, amerikaya gidince iki kizla iliskiye girince hangisini secsem acaba diye sikinti cekmesin.


giden seçim sıkıntısı çekiyo gitmeyende bulduguna gidiyo zeytinburnu style
Mesaj tarihi:
Ben hic birsey demek istemiyorum tarih yargilayacak bu basligi.

Insanlarin ne kadar demokratik ve ne kadar adaletli olugunun en guzel ornegidir.

Iste TR yi kotu kilan sey buur, gercekten birseyler soylemek isteyen insanlar surekli olarak bi MAHALLE BASKISI ile karsi karsiya kalip, savunmasiz birakiliyor,

Ne huku ne adalet onladan yana oluyor,

Benim icin bu basligin kilitlenmesi veya kilitlenmemesi onemli degil, ama sunun yuzde birini yapan kisilere reva goruler ile, benim olgunlugum ve yanlizligima ragmen halen fikirlermini karsimdakilerin yeterli olgunluga sahip birilerini oldugunu dusunup yazmam gercekten birilerine elestirdikleri toplumdaki yanlislarin aynilarini kendilerinin yaptiklarini belki 5 sene bile olsa kanitlayacaksa ben gocunmadim.

Hepinize tesekkur ederim, fikirlerimi dinleme sabrini gosterdiginiz icin..
Mesaj tarihi:
Recall06 said:
Ben hic birsey demek istemiyorum tarih yargilayacak bu basligi.


YARGITAY BİRİNCİ BAŞKANI
Hasan GERÇEKER

01.06.1946 tarihinde Ankara'da doğmuştur. Ankara Gazi Lisesini bitirmiş, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1970 yılında mezun olduktan sonra, askerliğini İstanbul'da yedek subay olarak yapmıştır.

Ankara hakim adayı olarak mesleğe başlayan Gerçeker; sırasıyla Doğubeyazıt, Pazaryeri, Aksaray Cumhuriyet Savcı Yardımcılığı, Askeri Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı Yardımcılığı ve Yargıtay Tetkik Hakimliği görevlerinde bulunmuştur.

20.01.1995 tarihinde Yargıtay Üyeliğine seçilen Hasan Gerçeker, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca 21.01.2002 tarihinde ilk kez, 23.01.2006 tarihinde ikinci kez Yargıtay Dokuzuncu Ceza Dairesi Başkanlığına, bu görevini sürdürürken 06.02.2008 tarihinde de Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca, Yargıtay Birinci Başkanlığı'na seçilmiş olup halen bu görevini sürdürmektedir
Mesaj tarihi:
Akhlaur said:
said:
Benim humanizmim baska bir insanin humanizminin basladigi yere kadardir, ben asla baskasina islenmis bir sucu humanist oldugum icin gormezden gelemem. Bana karsi islenmis suclari belki zamnala affedebilirim ancak, devlet dahil olsan baska bir insana suc islemis birini affetme yetkisine sahip olabilecegine inanmiyorum. Ceza senin icindir ancak karsi tarafin yasadigi TRAVMAYI azaltmaz. Tahliye ve hukuk sistemini sahsen devlete karsi islenmis suclarda kabul edilebilir buluyorum.
Cocugunu olduren anne zaten bu kisisel tatmini icin cocuk yapmis bu sistemin zavalli carklari arasinda heba olmus bir insandir. Onu kurtarmak veya o tip insanlara sahip cikmak egildir emel, onlarin oyle olmasini engellemektir.
Dogada herkez esit olsa keske, malesef hayat geldigi cografyadan tutda maddiyata, tarimsal topraklara sahip plmaya kadar esitsiz bir dunya vardir..

Bir insanı affedip affetmeme olayı da sana kalmamış ama.Devlette bu yüzden genel bir inanışa dayanıyor kısmen ve bizde buna karar veremeyiz sadece kendi ve toplum iyiliği için onu bir "düşünme" sürecine sokabiliriz diyor.Diyelim ki adamın biri psikopat delirdi bir çocuğu öldürdü.Ailesi perişan.Baba kalktı devletin verdiği cezayı yetersiz buldu.Bu adamı öldürdü.Bu doğru mudur?Değildir.Neyse devam edelim.Bir süre geçti.Ölen oğul aileye maddi destek yapıyordu diyelim artık yapamıyor.Aile aç.Baba hırsızlık yaptı.Bir mağazayı soydu.Suçlu.Hapise atıldı.Kötülük yaptı adam tabi ki.Mağazanın sahibi soyulunca işleri aksadı.Adam borçlandı.Çıkar yol ararken yasadışı işler yapmak zorunda kaldı.Uyuşturucu sattı.Bu adam kötü.Suçlu.Herşeyin de bir zincir olduğunu düşünürsek kim kötü burda.En baştaki psikopatı geçtim onu da babası annesi ölen bir yetim sokak çocuğu diye tanımlayabilirdim o da para için öldürmüş olsun.Şimdi hakikaten kim kötü?İnsan en aşağılık varlıktır bunları yapabildiği için.İyi olan bir insana sen o adam iyidir iyilik yapmıştır hakkını yiyemem demiyorsun ama o iyi insan zor bir durumda kötülük yaptığı için bu adam kötüdür diyorsun burda da bir çelişki var bence.Ayrıca dünyayı eşit olmayan bir hale getiren de bizleriz.Bu da en aşağılık varlık olduğumuzu gösteriyor.
Bu kadar azimle sana cevap veriyorum sadece haklı olabilrsiniz ben bu konuyu biraz daha düşüneceğim demeni beklediğim için.Zayıflık değildir bu düşün.
Mesaj tarihi:
Var da, siz yetemiyosunuz.


dasaaa said:
Youtube yasağını delmek için..

Temmuz 10, 2008 Web 2.0 Yorum bulunmamakta

Yapılması gerekenler çok basit; bir kereye mahsus bu küçük işlemi gerçekleştirdiniz mi bir daha açılsa da kapansa da youtube ile ilgili sorun yaşamazsınız.

Bunun için;

PC Kullanıcıları:
C:/WINDOWS/system32/drivers/etc klasörü altında yer alan, uzantısız hosts isimli dosyayı bir boş notepad sayfasına sürükleyip bırakın.

Açılan ekranda en alta

208.117.236.69 youtube.com
208.117.236.69 www.youtube.com

satırlarını ekleyip save edin ve kapatın.

tarayıcınız açıksa, kapatıp açın.

yicit.com'dan alıntılayıp duruyorum hâlâ


Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...