Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

It Came from the Desert (19. yıl şerefine)


Sam

Öne çıkan mesajlar

esasen önümüzdeki yıl çıkışının yirminci yılı şerefine açmayı düşünüyordum bu başlığı ama ardeth dürtükleyince şimdi elim değmişken açmayı doğru buldum. :)

amiga kullanıcılarının ismini kesinlikle hatırlayacağı efsane şirket cinemaware (wings, defender of the crown gibi diğer klasiklere imza atmışlardır, kanımca amiga çağının bir numaralı şirketi) tarafından 1989 yılında çıkarılmış muhteşem bir oyun. türünü çok kısaca action/adventure olarak özetlemek mümkün ancak bunu 90'larda popüler hale gelmiş third person shooter'larla karıştırmamak lazım. çünkü free form sayılabilecek adventure kısmı sizin hareketinize göre action sekanslarıyla bölünüyor sadece.

oyunun konusu 50'lerin klişe canavar filmlerine bir referans olarak düşünülebilir, özellikle de them! (fallout ekibinden tim cain'in fallout'u yaratırken ilham aldıklarını söylediği aynı zamanda) adlı filme. (paticik başlığı) amerikan ortabatısında lizard breath adlı bir kasaba yakınlarına düşen bir meteor sonrasında gelişen açıklanamayan olayları inceleyen bir jeologu canlandırıyoruz. inanması her ne kadar güç olsa da bu esrarengiz olayların arkasında mutasyona uğramış dev karıncalar vardır. ancak kasaba halkını, belediye başkanı ve orduyu ikna etmek için araştırmamızı kanıtlarla destekleyebilmemiz gerekmektedir.

bu oyunu oynadığımda henüz ilkokula bile başlamamıştım sanırım, ingilizce öğrendiğim ilk kelimeler yes, no ve ant diye hatırlıyorum. türkçe okuyabiliyordum ama devamlı abimi çekiştiriyordum yazıları tercüme etmesi için. yaşadığım en unutulmaz oyun deneyimlerinin başını çekmektedir halen. :)

günümüzde freeform oynanış diye nitelendirilmeye başlayan bir türe de benzetmek mümkün bir bakıma zira oyun esnasında karakterlerle konuşup kanıt toplamaya çalışıyor, karıncalarla karşılaştığınızda onları tabanca (antenlerini vurmanız gereken bir first person sekansı, bir defasında tek kurşunla iki anteni birden vurduğumda abim ve kuzenim öyle kalmışlardı :)-D ) ve patlayıcılarla durdurmaya çalışıyorsunuz kuşbakışı bir aksiyon sekansında. bunun yanısıra uykusuz kalmanız ya da karıncaların sizi yakalaması durumunda hastaneye düşebiliyorsunuz. ancak kanatlı karıncalar ortaya çıkmadan ve dünyanın geri kalanına dağılmadan önce insanları ikna etmek ve kraliçe yuvasının yerini bulup yoketmek için zamanınız sınırlı. bu nedenle hastaneden kaçmayı tercih edebiliyorsunuz, bu da kuşbakışı başka bir aksiyon sekansı doktor ve hemşirelere yakalanmadan kaçmanızı gerektiren. bunun yanısıra kasabanın serseri çetesi sizi 'tavuk' oyununa ya da bıçak dövüşüne mecbur bırakabiliyor, bir yandan da kasaba ahalisiyle ve radyoda çalışan sevgilinizle etkileşiminiz var. ikna olduktan sonra kasaba halkı, polis ve orduyu harita üzerinde kritik öneme sahip noktalara yerleştirmeniz gereken basit bir strateji bölümü ortaya çıkıyor.

bunun sonrasında antheads isimli bir devam oyunu hazırlandı, aşağıdaki linkleri biraz karıştırırsanız onun hakkında bilgiye de ulaşabilirsiniz. bunun kadar olmasa bile o da çok güzeldir, ilginizi çektiyse muhakkak göz atın.

oyunlarda atmosfer nasıl olmalı diye düşünürken, bir oyunu oynarken atmosferini değerlendirirken ister istemez aklıma bu oyun gelir. zamanına göre mükemmel bir oynanış ve atmosfere sahip. tüm zamanlar için favori oyun listemin hala ilk iki sırasından birine sahiptir. ve görünen gelecekte bunun değişebileceğini pek sanmıyorum doğrusu. :)

eğer aşağıda sunduğum linkten oyunu indirip oynamayı düşünmüyorsanız bile longplay'i izlemenizi ve iki floppy diskete böyle bir şaheserin nasıl sığdırılabileceğine tanık olmak için izlemenizi tavsiye ederim.







cinemaware tarafından hazırlanan sayfa (şirketin kendisi tarafından yasal olarak sunulan oyunun amiga ve dos dahil çeşitli sürümleri bulunabilir)

oyunun longplay'i (oynayacaksanız spoiler niteliğinde, takılırsanız walkthrough olarak yararlanılabilir tabii)
[video]http://youtube.com/watch?v=KTWd_eyAmgQ?feature=oembed" width="459">



iyi oyunlar, seyirler. :)

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya şöyle diyeyim, yukarıda ilginç bir ironi olmuş lopeth'in mesajında çünkü crysis 2007'de neyse bu oyun 1989'da öyleydi grafik olarak. amiga grafikleri pc'nin hayli önündeydi o zamanlar (bu dos sürümünün grafikleri daha zayıftır mesela) ki bu oyun da ağzı açık bıraktırıyordu amiga oynayanlar için. cinemaware oyunları hep öyledir zaten "film gibiler" derdik. :)

oyunlarda iyi grafikle iyi oynanışı beraber arayışımın temelinde bu ve myth gibi oyunlar yatmaktadır. (:P)

şöyle oluyor led: karakterle konuşurken o bölgede karıncalar geziyorsa (her zaman değişik yerlerde oluyorlar belli bir mantığa göre, videoyu izleyince anlaşılıyor zaten ki onları doğru yerde ve doğru zamanda aramanız lazım kanıt toplamak için) adam konuşmanın ortasında tüyüyor ve tabancayla anten vurma moduna geçiyoruz. (ikinci resim) ilk karıncanın antenleri vurunca kuşbakışı bomba/dinamit (sınırlı sayıda taşıyoruz, isabet yüzdesini arttırmak gerekiyor oyun ilerledikçe çünkü karıncalar sayıları arttıkça kolay kolay kaçmıyorlar artık, kaçırtamazsanız da siz onlardan kaçarken güneş çarpmasından gene hastaneye :P ) sallıyoruz. (birinci resim)

bu kuşbakışı olayında eğer bölgeye yüksek sayıda asker yerleştirmişsek bize yardım eden üç tane ordu tankı oluyor ve biz de binip kullanabiliyoruz bunları. ve hava saldırısı emri verebiliyoruz hedef belirleyip. bunun dışında huun'un dediği gibi havaalanından uçağa binip yuvayı aradığımız bir uçak kullanma bölümü de mevcut ki ben de huun gibi benzin bitirmişimdir hayli ehe. (yüksekten uçunca yakıt daha az gidiyor ve hızlanıyorsunuz, karınca üzerince gaz sıkmak için de alçalıyorsunuz ve iniş için düz pist gerekiyor ki karayolu da olur ama uzaktaysanız güneş çarpması olabilir, hatırlayamıyorum)

fps değil yani maalesef ama olsaydı zaten doom yerine bunun adı geçerdi eheh, yıl 89 zaten daha. :) (öte yandan ismini hatırlayamadığım bir fps'e benzer oyun vardı amiga'da, bir laboratuarda serbest kalan yeşil canavarları avladığımız ki o oyun da facehugger benzeri yaratık birden bütün ekranı kaplayınca bana hayatımda ilk ve son kez cold reset attırmış oyundur :D )

yine de aksiyon kısmı o zamanlar için adeta bir gta3 diyebilirim, (gta2 gibi bir kısmı ama fps kısmı da var diye gta3 diyorum) uçak bile kullanıyorsunuz ve bütün haritanın yer şekilleri de birebir ana harita ekranındaki gibi. bir yerde bina görünüyorsa orada var ve siz karıncalarla savaşırken o bina hasar görürse bir daha gidemiyorsunuz oradaki karakterle konuşamaya. günümüzün "bu karakteri öldüremezsiniz çünkü main quest'e lazım" oyunları gibi değil yani. ;) (tabii alternatif çözümler var gene ama profesör mesela önemli, gerçi şehir merkezine son güne kadar dalmıyorlar ve ikna oluyor zaten başkan kapısında karıncaları görünce ehe)

ha söylemeyi unutuyordum, romancing olayı da var oyunda. :o radyocu sevgiliniz ve bir kaza kurbanıyla konuşurken yapacağınız seçimlere dikkat edin. ;)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya amiga pc gibi geniş donanım seçeneklerinde olan bir platform değildi ama bazı oyunlar öne çıkıyordu o platformu verimli bir şekilde kullanabilmeleriyle.

çizim elbette ki önemli, zaten bu oyun ekibinde iki kişi mi ne yapmış grafikleri. bugün en kıytırık oyunun grafiklerinde bir düzine insan çalışıyor artık. :) grafiklerin ne kadar iyi olduğunu o günleri hatırladığım için söyleyebiliyorum ama görmemişse insan inanması ona kalmış elbette.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yalnız fark ettiniz mi bilmiyorum sitede defender of the crown'un web üzerinden oynanabilecek bir versiyonu var. başlık açıldığından beri akşamları atıyorum 4-5 el, hala zevkli oyun hehe

gerçi biraz buglı, bazen antin kuntin işler oluyor.

bi de wings'i koysalar süper olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 6 yıl sonra ...
pc sürümünü çalıştırabilmiştim ama burada amiga sürümü de düzgün çalışıyor ve o kadar iyi ki grafikler pc'ye kıyasla. pc nereden nereye geldi ya lol.

25 yıl sonra tekrar diyorum ki bu kadar çeşitli gameplay'i bir oyunda bu iyi harmanlayıp üstüne bu kadar iyi atmosfere sahip oyun çıkmıyor çok net. tiril tiril heyecanla oynuyorum ya. ilk karıncaları patlattığımda ağlayacak gibi oldum. :')
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...