Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Babadan oğluna mektup


Halfmumi

Öne çıkan mesajlar

Oğluma Mektup;

Bu mektubu Nisan 2001 tarihinde sessiz bir ilkbahar akşamında bana eşlik eden demli çay ve yeşil çimen kokuları arasında sana yazıyorum. Ben, baban. Senin adını bilmiyorum çünkü şu anda sen yoksun :). İşin garibi annen de yok. Daha dünyaya gelmesen de seni tanıyorum. Bu mektup ne zaman eline geçer onu da bilmiyorum. Bir gün okuyacaksın ve sonra başka bir zaman ne dediğimi anlayacaksın. Anneni de tanımıyorum. Tanıdığım kadınlardan biri değil sanırım. Hani gençler kendi aralarında şakalaşırken derler ya “sen benim yediğim portakalda vitaminsin”. Biyolojik olarak öyle olabilir ama gerçekte yüreğimde varsın.



Annenin bir gün karşıma çıkacağını, onu seveceğimi, onun beni seveceğini, senin dünyaya geleceğini ve seni SEVECEĞİMİZİ biliyorum. Bütün bunların olacağına inanıyorum. Peki nerden biliyorum senin olacağını. Bilmiyorum, sadece inanıyorum. “Gerçek aşıkların ve inananların delillere ihtiyacı yoktur” derler. Hiç kimseden bir delil istemiyorum ve hiç kimseye bir delil yada açıklama sunmayacağım. Neyin nasıl olacağını anlatamıyacağım çünkü bende bilmiyorum, ama olacak.

Sevgili oğlum

tanımadığım, kim olduğunu bilmediğim annene aşığım, seni seviyorum ve “biz”e inanıyorum. Sen benim geleceğimde köklenen ve bu günüme dallarını sarkıtan bir salkımsöğütsün. Oğlumsun. Doğmuş yada doğmamış olman önemli değil. Varlığın sadece bir beden bulmadı ama varsın, en azından kalbimde. Herkes öldükten sonra nereye gideceğimizi merak ediyor oysa ben doğmadan önce neredeydik diye soruyorum sürekli. Doğmadan önce başka kalplerdeymişiz. Bunu seninle anladım.



Seni ilk önce beni kendime inandıran harika bir kadından duydum. Bir gün onunla tanışacaksın. Oğlan olacağını o söyledi. Bir falcı değil, bir bilge... Sözlerin ötesinde hınzırca saklanan gerçeği bilen bir kadın. Ruhumun uçurumunun kenarında gri bir sonsuzluğa bakarken o geldi ve önce başımın üstündeki tacı gösterdi, sonra da seni. Benim başımın üstüne olduğu için hiç göremediğim tacı bana gösterdi. Ben önce ona, sonra kendime ve sana inandım. Sonra rüyamda seni gördüm. Bir yerde birkaç bebek oturuyor, bir kadına soruyorum benim oğlum nerede diye seni veriyorlar kucağıma. Dizime oturuyorsun ve başını kaldırıp beni görünce, gülümsüyorsun. Sabah uyanınca içimde bir arınmışlık vardı. Gülümsemende yıkandı ruhum. Bir gün belki okursun, gözleri ufuktaki hiçliğe cesaretle bakan bir filozof var, adı Nietzsche, onun dediği gibi ruhun üç hali var, “önce aslan, sonra yük taşıyan deve en sonunda çocuk”. Gerçek güç senin kutsayan gülüşünde oğlum.

Bu mektubu kaç yaşında okursun ve dediklerimi ne zaman anlarsın bilmiyorum. Belki bir gün sen, ben ve annen hep birlikte okuruz bu mektubu. Siz şaşkınlık ve hayretle nasıl bildiğimi soracaksınız, ben de alışıldık sevimli bir gülümsemeyle soruyu geçiştireceğim.

Oğlum, biz insanlar bu günde yaşarız, geçmişten ders alırız ama gücümüzü ve inancımızı veren geleceğimizdir. Sen benim geleceğimsin oğlum. Bir düş, inanç yada sıcak bir kurgu olsan da ben senden güç alıyorum. Minik pembe parmakların, kolların ve ellerinle birlikte hareket edip boşlukta ani bir hareketle parmağımı kavradığında anlayacağım bir çok şeyi; neden çimenler bu kadar yeşil kokar, denizin kokusu neden cam göbeği mavisidir, güneş neden doğudan doğar, bütün otobüs şoförleri neden hüzünlü bıyıklar bırakırlar, sıcak simitler neden annemi hatırlatır (babaannen dünyanın belki de en komik ve sevgi dolu kadınıdır, onu tanıyınca sen de anlayacaksın), ilk yağan kar nasıl oluyor da ilkbahar çiçeklerine dönüşüyor yada supermarket kasiyerleri neden göz alıcı kırmızı ojeler sürerler ve yaşam nedir. Bütün bunları o kısacık an içinde anlayacağım. Elinin parmağımı yakalayıp sonra bir sevinçle bana güldüğün an bir renkli topu atar gibi elimi bıraktığın o kısacık zaman-zirvesinde anlayacağım. Kelimelere ne kadar hakim olursam olayım senin bana anlattığını ve benim sadece hissedebildiğim o anlamı anlatamayacağım. Benim sana daha sonradan öğreteceğim bir çok şey var: araba sürmesini, bilgisayar kullanmasını, bisiklet tekerini değiştirmesini, yüzmeyi, sigorta değiştirmeyi, kravat bağlamasını ve bir kadını taçlandırıp kraliçe yapmasını, traş olmasını öğreteceğim ama bütün bunlar senin bana gösterdiğin gerçek dünyanın yanında çok da fazla değil. Senin için aforizmalar uyduruyorum. “Babam der ki” diye başlayacağın türden aforizmalar. Kendimi komik buluyorum ama sevincin böyle yapıyor beni. Bir zamanlar bir film seyretmiştim adı “my life”dı. Ölümüne cok az kalan bir adam oğlu için video kasetler dolduruyordu. Ona bir çok şeyi öğretiyordu. Tanrıma şükürler olsun ki ben yaşayacağım ve seni göreceğim.



Herkes huzursuz Moğol atlıları gibi yeni bir dünyanın peşinde oğlum. Herkes önce dünyayı, sonra insanlığı en sonunda da kendini değiştirme peşinde. Aslında apaçık olan bir şey var. İhtiyacımız olan yeni bir dünya değil, zaten böyle bir şansımız da yok. Gerçekten ihtiyacımız olan yeni bir bakış, ku
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yazık mumi sapıttı ehuheuehue[signature][hline]Halfmumi bir ara demiş ki:
İcq yönetimi Mastericq sahipleri 25 haneye kadar icq dağıtcaklarını bununda icqnun ortamını dağıtcağını belirttiler
-coLdwind-, 13 February 2004 00:17 tarihinde demiş ki:
mumi the sucker
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

okumamızı bekliomusun:D[signature][hline]Bathory, 07 December 2003 21:43 tarihinde demiş ki:
butun kız arklarım cok sevmisti cok rahat alıolar ellerine
Emaleth, 24 December 2003 12:33 tarihinde demiş ki:
"bok sıçtım"
Halfmumi, 15 February 2004 21:21 tarihinde demiş ki:
ehem,yumurtada yemiyoruz herhalde?oda civcivden çıkıyor?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yazıları "arkası yarın" şeklinde yaparsan sanırım okunurda walla görünce gözüm korktu... Yoksa baban gözlükçü filanda ona müşteri kazandırmak için mi yapıosun ;)[signature][hline]İCQ::yapma:
MAİL::hrr:
CaPuLeT, 06 September 2003 11:28 tarihinde demiş ki:
Merhaba komutla paperdoll u nasıl açtırırım ?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Gilean, 16 February 2004 00:07 tarihinde demiş ki:
okumamızı bekliomusun:D


kınıyorum...
okumak istemiyen okumaz...Böylede mesaj yazma Gilean.. :

Bu arada unutmuşum yanlışlıkla karalama defterine açıcaktım..Biri oraya alabilirmi lütfen? i suck olmuş yine :)[signature][hline]Dream as u never die,live as you can die tomorrow
Always remember;death is only a Begining

Shimano XTR...Key to burn,let's ride together...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...