Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Taraftan şok iddia: Genelkurmay dağlıca baskınını biliyordu


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
bırakın demokratikleşme ayağını ,geçin bunları , ekonomiden ,eğitimden , ülkedeki yozlaşmadan haber verin.


Hangi teknolojik projeleri üretiyor türkiye, hangi alanda güçlendik AKP iktidarında?


Ülke 2 ye bölünmüş birbirine düşman olmuş hala demokratikleşme diyorsunuz, size gelip buraya mesaj bile yazmak için kaybettiğim zamana yanarım.



yalakalık yapıyorsunuz bariz bir şekilde , kimisi orduya kimisi chpye sizde AKPye yalakalık yapıyorsunuz resmen.


azıcık muhalif olun en öncesinde , nasıl daha iyiye gider diye.



edit: icraate bakarım ben demokrasiye değil, sizin bu dediğiniz demokrasiler icraatlerle birlikte gelir zaten.


öyle tepeden indirmeyle demokrasi geldiği görülmemiş dünyanın hiç bir yerinde.Demokrasi dediğin sağlam ekonomiden, sağlam eğitim sisteminden çıkar.

Öyle biz demokrasiyi getiricez diye konuşmakla olmaz bu işler.


Aksine akp zamanında yozlaşma arttı, daha da demoktratik olmayan ortamlara doğru gitmekte bu ülke, ekonomi eğitim sistemi iyiye gitti mi ? gitmedi ? o zaman hangi demokrasi çabasından bahsediliyor.
Mesaj tarihi:
sir said:
çok basit, taraf'ın iddiaları belgelere dayanıyo, ve bu belgelerin "authentic" olduğunu isterseniz mahkemede gösterelim diyecek kadar da güveniyolar kendilerine.

TSK ise tarafın "finansörü" hakkında muğlak bi iddia ortaya atıyo, isim vermiyo, bağlantı vermiyo, belge vermiyo.

kurumlar bazında düşünme, A ve B'nin ortaya koyduklarına bak sadece. sence hangisi daha sağlam duruyo bu iddiaların?

edit: o zaman TSK'ya düşen bu araştırmaların kesin sonucuna bakıp öyle beyanat vermektir.


Sir, belgelerin özgün(aha buldum :)) olduğunu kanıtlarım demesi pek bir şey ifade etmiyor, TSK'nın yapısını bilen herhangi birisi bunu çok rahat söyleyebilir.

TSK çok sıkı ve biz sivillerin anlamakta zorluk çektiği bir onur anlayışına sahiptir, bizim için oldukça normal bir şeyi yapmak TSK için imkansız denilecek bir ayıp olabilir.

Asker mantığına göre: TSK Türkiye'nin en önemli kurumudur ve bir iki gazeteyi ciddiye almaz(onunla eşit seviyede görülmüyor, cevap vermeye bile tenezzül edilmiyor, güya).

Hayatında bir subayla iki kez konuşmuş birisi, TSK'nın Genelkurmay Başkanı'nın başına silah dayasanız yine de Taraf'a dava açmayacağını bilir. Çünkü Genelkurmay bir gazeteyi muhatabı olarak görmez.

Bu bilinen bir şeydir, ki Taraf'ın eğitimli ekibi de bunu mutlaka biliyordur.

Kısacası, zaten karşı tarafın sana dava açmayacağını biliyorsan bu tehditi savurursun, ne olacak ki?

Genelkurmay zaten savcıları harekete geçirmiştir, ama maalesef TSK'nın halkla ilişkiler(PR, halktan kopuk demek istemiyorum) konsepti olmadığı için bunun sonucunu bile duyamayabiliriz, duyduğumuz zaman ise iş işten geçmiş olur zaten(sonuçta bence amaç TSK'yı yıpratmak, özellikle şu Genelkurmay'daki devir teslim öncesi).

TSK halkla ilişkiler bilmez dedik ama bürokrasiden anlar. TSK Taraf'ı zaten muhattabı almadığı için onu açık açık suçlamıyor. Ama bu haberi(Fethullah Gülen bağlantısı iddiasını) bir şekilde yaymayı beceriyor, zaten ben de gazetelerde okudum bu iddiayı.

Sırf muhattap almamadan ziyade iftira davalarından korktuğu için de açık açık söylemiyor olabilir tabii(birisinin dediği gibi bu işler paravan şirketlerce yürütülür, kesin kanıt istemek belki de rüşvetin belgesi kadar absürd bir fikirdir).

Şimdi burada bu iddiayı bir durup düşünmek gerekiyor. İddiayı TSK yaymasa bile destekledi, üstüne üstlük bir sürü köşe yazarı da(Ahmet Altan'ın da dediği gibi) bu iddiayı çok söylediler. Bunun altında yatan sebebi düşünmeden önce bir bakalım iddia tutarlı bir iddia mı?

Denildiği gibi Taraf gazetesi nispeten az satan bir gazete, yani çok kar etmemesi gerekiyor. Yazarlarının eğitimi, duruşu, konumu düşünülecek olursa onlara özellikle ciddi paraların ödendiğini düşünmek pekde garip olmaz(bunun sonra lojistiği var, muhabiri var...vs, unutmadan ilk tanıtım için aldıkları reklamların paralarından da bahsedelim, bir sürü billboard, reklam ucuz olamaz).
Dolayısıyla Taraf zarar etmesi gereken bir gazete ve dolayısıyla finansal olarak batmalı.
Fakat bu böyle değil, dolayısıyla soru şu Taraf'ın finansörü kim? Kim Taraf'ın açığını kapatıyor?
Bu sorunu cevabını ben bilmiyorum, ama eğer bir sürü kişi ve ciddi kurum bunun Fethullah Gülen cemaati olduğunu söylüyorsa, savcılık iddiaları denetlemelidir.

Benim asıl sorunum burada değil, bu benim boyumu aşan şeyler, ben bu tarz bir araştırmayı yapma yetki ve donanımına sahip değilim.
Taraf liberal görüşte bir gazete, Ahmet Altan, Murat Belge...vb yazarlar liberal(sol tandanslı) bir görüşe sahipler ve bu gazetedekiler şeffaflığı savunuyorlar.
Soru şu: Bu kadar şeffaflığı savunan bir gazete finansörünü neden halka açıklayarak herkese örnek olmuyor? Neden kendi dedikleri, önerdikleri görüşü uygulamıyorlar?

TSK ve Taraf'ın iddialarının geçerliliğine/inandırıcılığına gelince.
Bir kere dürüst olmak gerekirse TSK'nın iddiası desteksiz bir iddia, zaten resmi olarak araştırılmasını istemiş. Sen bana saldırırsan ben de senin kirli çamaşırlarını dökerim tarzı bir tehdit havası bile sezdim.
Ama lütfen biraz düşünelim. TSK bu ana kadar çıkan 2 belgeden birisinin varlığını onayladı(ki çok ciddi suçlamalar yöneltilmişti bu belge ile ilgili, bunu göze alarak söylediler belgenin doğruluğunu) ama öbür belgeyi her iki açıklamasında da reddetti(lütfen sir, komuta kademesi filan deme, düşün biraz lütfen, eğer sen bir suç işlesen onu inkar mı edersin kabul mu edersin? O suçu işleyecek adam onu yazılı bir belge ile kabul eder mi? Orada gerçekten başka kademede belge var diye bir aptallık yapar mı?).
Üstüne üstlük iki belgenin de özgünlüğünün araştırıldığına dair en ufak bir kanıt yoktu gazetede.
Böylesi bir belge adli tıp kurumlarında test edilmeden basılmıştı(olsa kesin söylerlerdi, kendi argümanlarını destekleyen bir bilgi bu). Bir belgeyi tutturdular diğerini tutturamadılar gibi geliyor açıkcası bana(çünkü düşünecek olursak Dağlıca'daki ihmal belki de diğerinden daha bile vahim bir iddia).

Bir de etik bir sorun, askeri mahkeme biliyorsunuz daha geçen gün bir karar verdi: Gizli ve Çok gizli TSK dökümanlarına yayın yasağı geldi.
Bundan hemen sonra Taraf gizli bir belgeyi(istihbarat belgesi) yayınlıyor. Bu hukuk tanımazlık(kendileri insanları hukuksuz diye suçladıktan sonra hemde) değil de nedir? Hani hukuğa saygı? Hani gazetecilik etiği?

Neye güvendiklerini söyleyeyim mi size? Kimse artık Taraf'a dokunamaz, çünkü ona dokunan her kurum üstüne atılan iddiaları kabul etmiş sayılacaktır ve üstüne üstlük Taraf'ın çok işine gelecek baskı rejimi, sansür tartışmaları ortaya çıkacaktır. Kimse bu tarz bir baskıyı göze alamayacağı için Taraf daha uzun süre dayanır gibi geliyor.
Mesaj tarihi:
perihan magden said:
"Yasemin Çongar’ın 4 Temmuz tarihli köşesinden alıntılıyorum: “Taburdaki üç komutanın, baskın günü izinli olması; Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik’in aynı gün bir köy düğününe gitmesi; taburdaki taarruz tipi el bombalarının baskından on gün önce değiştirilmek üzere toplanmasına karşın askere yenilerinin verilmemesi; baskından iki gün önceki helikopter talebinin karşılıksız bırakılması; baskın yiyen tepeyi korumakla görevli nöbetçi erlerin sayısının 100’den 26’ya indirilmiş olması; hep ama hep ‘Dağlıca her an basılabilir’ ikazına rağmen gerçekleşmiş.”"



aynı yazı said:
Zira ‘Her Türk şehit doğar: kalan sağlar bize yeter.’ Ve fakat NEREYE KADAR?
Gün geliyor, devran devriliyor; değişiyor gidişat. Artık şehirlerde yüz binlerce ‘çocuksalak’ aile var. Ve bunların sayısı habire artıyor. Bir ya da iki çocuğu olan; çocuğunun üstüne titremekten bir nevi sevgi sıtmasıyla yaşayan aileler. (Bknz: Ayça Şen)
Bunların çocuğuna ‘el koymak’, bunların çocuğunu alıp:
diyelim Bursalı 2 ailenin bilgisayar mühendisliği okumuş/üstüne titrenmekten bisiklete dahi bindirilmemiş çocuklarını alıp Zayiat Raporlarında BİRER SAYIYA indirmek, kolay olmuyor. Kolay olmayacak. Kolay olmamalı.
Mesaj tarihi:
bunu mu diyorsun

devam said:
“Sonuçta tutuklanan kuvvet komutanlığı yapmış bir isim... O nedenle travma yaratabilir. Ordu içinde de kafalar net değil, karışıktır. Ama BUNLAR SİYASET YAPAN ORDUNUN SONUCUDUR. Türkiye’nin birinci gündemi ‘Orduyu nasıl siyasetten arındıracağız?’ olmalı. TSK genel olarak şeffaflaşmak, siyasi iktidara veya parlamentoya hesap vermek istemiyor. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi ve tehditleri ‘Ben tayin ederim’ diyor. Burada AKP’nin tutunacak dalı AB oldu. Bu durum TSK için kaygı verici bir unsur oluşturdu. YOKSA MESELE LAİKLİK VE TÜRBAN DEĞİL.”
Mesaj tarihi:
"TSK kendi kabuğuna çekilince PKK bitecek, artık askerlerimiz ölmeyecek" mi demek istiyor?
Terörün çözümü bu mudur?
Bence yanlış kısmı c/p'lemişsin.
Mesaj tarihi:
hiç olmazsa siyasi hesaplaşmalar için çocuklarımız ölmeyecek diyor. ittihat ve terakki yüzünden olan balkanlardaki facianın benim gözümde dağlıca baskınından hiç bir farkı yok.
Mesaj tarihi:
Siyasi hesaplaşma için böyle bir çatışmaya göz yumulduğu iddiası çok ağır bir suçlamadır, bunun farkındasın, değil mi?

Böyle birşey varsa, çongar'ın (kimin maşası olduğunu da biliyoruz) iddiaları ispatlanabiliyorsa ergenekon geyiğinden çok daha önemlidir. Hükümet gidebiliyorsa yersenekon safsatasının peşinden değil, bunun peşinden gitsin.
Ha hükümet bunu kovalamaktan acizse veya bunlar sadece iddiaysa hepiniz susun oturun, yersenekonla oyalanmaya, rüyalar görmeye devam edin bi zahmet.

Veya Hitabe'yi Atatürk mü İnönü mü yazmış diye mastürbasyon yapın.
Mesaj tarihi:
şimdi 1) genelkurmay baskının bilindiği iddiasını kendisi kabul etti. resmi açıklamayla.
2) yasemin çongar'ın verdiği bilgiler gayet somut bilgiler. izin konuları el bombaları vs. bunlar gayet kolay bir şekilde doğru mu yanlış mı anlaşılabilir.

orduya tapmadığım için çok üzgünüm. keşke ben de sizin gibi olabilseydim, yaşasın ordumuz diyip o senin resmini koyduğun at gibi olsaydım.
Mesaj tarihi:
"Ne anlatırsan anlat, anlattıkların karşındakinin anladığıyla sınırlıdır" mı neydi, öyle bi laf vardı.

Ne demişim ben yazımda, bu çok ciddi bi suçlamadır. Daha iddianamesi bile olmayan, yılan hikayesine dönmüş bir yersenekon yerine, senin sözünle, somut iddialara dayanan, TSK'nın da kısmen kabul ettiği bir "siyasi değerler uğruna göz yumulan çatışma"nın davası bu ülkede pek çok kişiden destek görür. Hele ki binlerce askerimizi bu yola şehit vermişken, dağlıcadaki askerlerin pisi pisine göz göre göre öldürüldüklerinin ispatlanması toplumda infial uyandırır.İşte bunu gösterebilirsen ordunun tepesinden kelleler gider, yerlerine gelenler de süt dökmüş kedi gibi olacağından orduyu kabuğuna itebilirsin.

E madem hükümet "normalleşmekten, orduyu siyasetten atmaktan" yana, niçin bunun üzerine gitmiyor?

Bence iddiaların astı astarı yok, yıpratma kampanyasının, "çamur at izi kalsın" yayıncılığının bir meyvesi daha. O yüzden Taraf'a hiçbi taraftan destek gelmiyor.
Kendileri çalıp kendileri oynuyorlar.
Mesaj tarihi:
bende askeri bilginiz 0 oldugu icin ve bir boktan anlamadan ahkam kestiginiz icin uzgunum

kicimi yirttim

asker her turlu tehtidi her turlu olasiligi degerlendirir rapor eder

giden rapor "oraya bu aksam su saatte baskin olucak" raporu degildir

o rapor "su su su birliklere baskin tehtidi var hazir olun" raporudur


abov daha saldiri olmadan mucizevi bir skeilde ordaki birsuru sinir karakolundan daglicanin tehtid altinda oldugu anlasilicak hani orduda calisan medyumlar varya

daglica ya adam sevkedersen baska yeri bosaltirsin orasini bosaltinca bu dea adamalr oraya saldirir ise gercek anlamda "fail" olur

dusman gelip saldirmaya baslamadan nereden saldiricagini anca tahmin edersin
dogru tahmin edersen kahraman komutan yanlis tahmin edersen yetersiz olursun

kimi zaman dusman ikiye ayrilir X Y noktalari vardir 1 ve 2 numarali dusman guruplari vardir

1 numarayi X in ustune salip agir makineliler ile baski kurar bide bunu gece yapar kac kisi saldiriyor anlamassin
gerizekali gibi Y den destek istersen o sirada senin bu hariketini tahmin eden 2. numarali gurup Y noktasindan istedigin destegi pusuya dusurur capraz tarar hem kariyerin hemde hayatin biter


ayni zamanda can kaybi vermedende savas olmaz
savasi kazanan da kaybedende kayip verir
savasin kazanani olmamasinin yegane nedeni budur
iki tarafta en basindan adam kaybetmeye mahkumdur

10 kisi vurur 1 kisi kaybedersin hemen elestiri gelir

burda ninjacilik oynamiyoruz veya bu bir MMO degil koy arkaya healer i spamlasin

gercek hayat bu
insanlar hergun akla gelmiycek yontemelrle zamansiz hayatlarini kaybediyor

kene isiriyor, kafasina elektirik diregi dusuyor, kalp krizi geciyor, suclanmadan 1 sene hepiste kalip hastalanip oluyor, bogazina cubuk kraker kacip oluyor

insan hayati ucuz degildir ancak kaybetmesi son derece kolaydir heleki askerde
adam cahildir omrudne asi olmamistir civi batar eline tetanozdan olur hicbrisey yapamassin

temzi sandigin bir alana mayin konmustur gule oynaya yururken basarsin yildizlara ucarsin

silahin elinden yere duser ates alir hoop kazara arkadasini gogusunden vurur tamam gitti
Mesaj tarihi:
eh bak burası türkiye işte. muvazzaf olan genelkurmay başkanına sen siyasi çıkarlar için görevini kötüye kullanıyorsun diyecek siyaset adamı daha anasının karnından doğmadı. erbakan gibiler el pençe duruyordu çevik bir'in önünde. şimdiye kadar verilmiş muhtıra benzeri açıklamalara karşı açıklama yapabilme cesaretini gösteren tek hükümet akp hükümeti. askerlerin de dokunulur olduğunu gördüğümüz ilk dönem bu.

belki devamı da gelir. belki militarist olmayan şeffaf bir döneme kavuşuruz da, insanlar apoletlerine değil, yaptıklarına güvenir.
Mesaj tarihi:
Viktor said:

giden rapor "oraya bu aksam su saatte baskin olucak" raporu degildir

o rapor "su su su birliklere baskin tehtidi var hazir olun" raporudur


sen böyle bir bilgi alsan böyle mi yaparsın muhteşem askeri bilgilerle donatılmış sayın viktor.

tekrar said:
“Taburdaki üç komutanın, baskın günü izinli olması; Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik’in aynı gün bir köy düğününe gitmesi; taburdaki taarruz tipi el bombalarının baskından on gün önce değiştirilmek üzere toplanmasına karşın askere yenilerinin verilmemesi; baskından iki gün önceki helikopter talebinin karşılıksız bırakılması; baskın yiyen tepeyi korumakla görevli nöbetçi erlerin sayısının 100’den 26’ya indirilmiş olması; hep ama hep ‘Dağlıca her an basılabilir’ ikazına rağmen gerçekleşmiş.”
Mesaj tarihi:
Buyse said:
eh bak burası türkiye işte. muvazzaf olan genelkurmay başkanına sen siyasi çıkarlar için görevini kötüye kullanıyorsun diyecek siyaset adamı daha anasının karnından doğmadı. erbakan gibiler el pençe duruyordu çevik bir'in önünde. şimdiye kadar verilmiş muhtıra benzeri açıklamalara karşı açıklama yapabilme cesaretini gösteren tek hükümet akp hükümeti. askerlerin de dokunulur olduğunu gördüğümüz ilk dönem bu.

belki devamı da gelir. belki militarist olmayan şeffaf bir döneme kavuşuruz da, insanlar apoletlerine değil, yaptıklarına güvenir.



Evet, ne dediler e-muhtıraya, "muhattabı biz değiliz" miydi, neydi? Süper kapak etmişlerdi TSK'yı, onlar da "pardon, karıştırmışız" demişlerdi.

Yav, tutukladıklarınız emekli general, daha suçlama bile yok, olsa da adamlar darbe yapmaktan değil, ortalığı bulandırmaktan girecek içeri, anladığım kadarıyla. Ha bana kalırsa ortalık zaten yeterince bulanık da pembe gözlüklerden pek öyle görünmüyor olabilir.

Yani ortada bi cesaret falan yok, emekli paşa tutuklayacaksan, darbenin hazır yapılmış var, sıkıysa Kenan Evren'i al içeri. Veya git Dağlıca olayının üzerine, madem o kadar cesaretlisin, madem somut deliller var, al Genelkurmay Başkanı'nı aşağı.
Bunu yapabiliyo musun, yoksa emekli bir iki paşayla suçlama bile olmadan oynaşıp duruyo musun?

Cevabın ikicisiyse, ilki olana kadar "ben kedi öldürdüm, istersem aslan da öldürürüm" demeyeceksin.
Mesaj tarihi:
keşke bende yetki olsaydı. akp buna cesaret edebilse, bu dediklerini yapabilse türkiye bu halde olmazdı zaten.

bir planlar dönüyor bir şeyler oluyor bu aralar. başbuğ ile erdoğanın görüşmesi, erdoğan'ın çevresinden başbuğun genelkurmay başkanlığına destek verileceği yönünde haberlerin gelmesi yeni bir dengenin ortaya çıkacağını gösteriyor gibi.

bazı emekli askerlerin ağzından ordudan ulusalcı subaylar "rusya yanlısı" olduğu gerekçesiyle tasfiye ediliyor gibi bir haber okudum bugün.

şu anda durum inanılmaz karışık. bu yaz sonunda bazı şeyler açığa çıkacaktır.

akp kapatılmayıp, bir takım cezalarla bu dava geçiştirilebilir ( devlet yardımının kesilmesi gibi).

bekleyelim görelim.
Mesaj tarihi:
valla kim ne derse desin taraf accayip bi gazete. 60,000 tirajin tamamini hakediyorlar.

ha akp ye giydirmiyorlar cok, onun farkindayim.

atv-sabah tek firmayla ihaleye girdigi zaman bisey demismiydi taraf? bildigin tehditle diger firmalari ihaleye sokturtmamisti akp cunku : )
Mesaj tarihi:
Sanırım demek istediğimi anlatabildim sonunda.
Ergenekon davası, iddianame ve somut delillerle süslenmiş olsaydı bugün hepimiz ayakta alkışlıyor olurduk. Ama şu anki haliyle hükümetin bir piyesi gibi duruyor.
Dağlıca baskını da bi gazetenin piyesi.


TSK siyasete bulaşmamak için zorluyor kendisini. Dikkat edersen, ne ergenekon ne başka birşey, e-muhtıradan beri aylardır konuşmadı TSK ve Büyükanıt.(Buna rağmen hala darbe söylentilerinin ortada dolaşması tamamen bir öcü yaratılıp ondan korkulmasını sağlamaktır.)

Arka planda dolaplar dönmesi normaldir. Yeter ki bunlar birşeylerin örtbas edilmesi, birşeylere göz yumulması ile sonuçlanmasın.
Ne darbe olsun, ne de Tayyipcan istediği gibi at koştursun.


said:
akp kapatılmayıp, bir takım cezalarla bu dava geçiştirilebilir


Şu an Tayyip'e verilecek en güzel hediye bu olur, ki olacağını hiç sanmıyorum.
En iyi ihtimalle parti kapatılmaz, birkaç kişi siyasi ceza alır veya parti kapatılır, ama kimse ceza almaz.
Mesaj tarihi:
geçerken uğradım. tembel kullanıcılar için olayı özetliyorum:

1 - tsk'nın dağlıca baskını'ndan 9 gün önce haberi oluyor, istihbarat var.

2 - dağlıca baskını günü bölgedeki olaylar ise şöyle:

“Taburdaki üç komutanın, baskın günü izinli olması; Tabur Komutanı Yarbay Onur Dirik’in aynı gün bir köy düğününe gitmesi; taburdaki taarruz tipi el bombalarının baskından on gün önce değiştirilmek üzere toplanmasına karşın askere yenilerinin verilmemesi; baskından iki gün önceki helikopter talebinin karşılıksız bırakılması; baskın yiyen tepeyi korumakla görevli nöbetçi erlerin sayısının 100’den 26’ya indirilmiş olması; hep ama hep ‘Dağlıca her an basılabilir’ ikazına rağmen gerçekleşmiş.”


bunun özeti: 3 komutan o gün izinli. helikopter gönderilmiyor. el bombaları bozuk/yok. asker sayısı düşürülmüş. unutkanlar için geliyor: bunlar eldeki istihbarata karşın yapılıyor.



tekrar özet: belgeyi tsk doğruluyor. 2. maddedeki olaylar ise o gün gerçekleşenler.

bir daha özetleyeyim mi yoksa neden-sonuç ilişkisini kendiniz kurabilir misiniz?

ha, 12 er/astsubay ölmüştü ya orada, ondan sonra da bayağı gazlanmıştı millet hani. onları da hatırlayın; sokağa dökülenler, kanlarıyla türk bayrağı yapanlar, "bizi de askere alın diye bağıran" kadınlar, vs. bir de baskından sonra gözden kaybolan 8 asker de geri gelince ne yaygaralar kopmuştu ama di mi? bunları da düşünün bakalım.

hmmmm. biz bunları nasıl öğreniyoruz aylar sonra? taraf diye bir gazete başka gazetelerin ellerinde olmasına rağmen yayınlamadıkları belgeleri kullanıyor, sorulması gereken sorular soruyor. hmmmmm. yoksa belki 50 yıl sonra öğrenirdik heralde. hmmm.


bunlar ortadaki gerçekler, şimdi düşünmeye devam edin.
Mesaj tarihi:
bizim ordumuz hiç üçkağıt yapar mı? bütün dünya yapar ama bizimkiler asla! çünkü türk halkının en çok güvendiği kurum!

şimdi aklıma "polonyalılar bize saldırdı" haberleri geldi ağustos 1939'da yayınlanan heh
Mesaj tarihi:
Sam said:
bizim ordumuz hiç üçkağıt yapar mı? bütün dünya yapar ama bizimkiler asla! çünkü türk halkının en çok güvendiği kurum!

şimdi aklıma "polonyalılar bize saldırdı" haberleri geldi ağustos 1939'da yayınlanan heh


Niye?bizim ordumuzda "insan" görev yapmıyor mu ? İnsan ın olduğu yerde "düzen, disiplin, saygı" kadar "ihanet, aşağılık kompleksi ve makyavelizm" gibi unsurlar bulunmuyor mu?
-Sadece askerliğini tümen ve kolordu içinde yapmış, orgeneral ve korgeneral e selam vermiş kişiler cevap versin, teşekkürler-
Mesaj tarihi:
tüh, ben de praw ve bone gibi ironide çuvalladım anlaşılan. :(

tabii mesajın bütününü okuyan bir insan maksadı anlayabilirdi ama anlaşıldı, smiley'e abanacağım bir dahaya. ünlemler kafi gelmedi.
×
×
  • Yeni Oluştur...