sir Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 mani said: nazlı ılıcak ve haklılık hmmm. meclise türbanlıyı sokup şov yapan insan. oğlu zamanında yurt dışına kaçan insan. bu insan laikliğin uygulaması hakkında haklı olacak. o diil de TC bu meclise türban sokma yüzünden nazlı ılıcak ve merve kavakçıya tazminat ödeyecekti AİHM kararıyla, noldu o? sg-1, hürriyeti de milliyeti de yeteri kadar okuduğumu düşünüyorum, orada da hep aynı şeyler yazılageldi, yazılagidiyo, söylem belli, manipülasyon belli, yazar kalitesi de ortada. cumhuriyet desen zaten babamlar hergün alıyo, illa ki okumadan geçmiyorum, ama gülerek =) ha tabi oral çalışlar var, saygımız sonsuz. benim tercih ettiğim gazetelerle hem politik görüşüm uyuşuyo, hem de yazar kalitesi olsun, entelektüel birikim olsun diğer gazeteler fark atıyo. en son murat belge de tarafa geçince "işte budur" dedim, doğru tercihi yaptığıma bi kez daha inandım. öyle "adam sansınlar" ayağı filan çok lüzumsuz yani. yılmaz özdil okumanın bana katiyyen hiçbişey katmayacağına eminim çünkü. ha emin çölaşan hala yazıyo olsaydı hürriyet de okurdum sorun değil. politik görüşüme tamı tamına zıt da olsa adamın gazeteciliği, her yazısının belgeli olması, gösterdiği özen çok başka. ulusalcı gazetelerde pek öyle kalitede insan kalmadı doğrusu.
BonePART Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Nazli ilicak mahserin 4 atlisinindan bii lanet gibi bisi kadin ya
MacLeod Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 sir said: nazlı ılıcak laikliği değil, bu ülkedeki uygulamasını eleştiriyo her daim. genelde de haklı bence. efsaneymiş cidden. bende bu kadını ciddiye alıp okuyabilen var mı diye düşünüyodum. varmış cidden. lol
Karag8z Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 MacLeod said: sir said: nazlı ılıcak laikliği değil, bu ülkedeki uygulamasını eleştiriyo her daim. genelde de haklı bence. efsaneymiş cidden. bende bu kadını ciddiye alıp okuyabilen var mı diye düşünüyodum. varmış cidden. lol Dostum algı bozukluğu diyorum. Türkiyedeki tek sorun bu. Nazlı ılıcak bile ciddiye alınıyorsa vah türkiyemin haline vah. (ki tayyip bile kıçına tekeyi vurmuşken kadını ciddiye alan tipler var düşün artık)
sir Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 yılmaz özdili veya bekir coşkunu okuyup da buraya hergün yazısını koyanlar var, bence o daha vahim =)
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 @sir, sana hürriyet okumanı söylemedim ki, "eleştirenlerin neden eleştirdiğini bil" dedim. Buraya çok çeşitli yazarlardan çarşaf çarşaf yazılar koydum. Onların çoğu sadece gündemlik eleştiriler içeren yazılardı, yalnız bir tanesi, evvelki hafta koyduğum Ahmet Hakan yazısı, bu ülkedeki akp gerçeğini, korkusunu ve bölünmesini %100 bir şekilde dile getiriyor. Okumadıysan oku derim. Henüz o yazının karşısına çıkacak, o yazıyı haksız çıkartacak hiçbir karşı olay veya yazı olmadı, geçtim son 2 haftayı, 6 senedir durum bu. Sizin burada yargıya, orduya vs'ye laf söylemeniz hiçbir şey değiştirmez. Onlar da benzer bir korkuyla hareket ediyor çünkü. Önce korkuya neden olup, sonra da benden neden korkuyorlar derseniz, içinden çıkılmaz bir kısırdöngüye ilerlersiniz. Olayı gazetelere bağlayacak olursak, o beğenmediğin "kalitesiz" yazarlar yeri geldiğinde iğneyi "en büyük düşmanlarınız" yargı, ordu ve chp'ye batırabiliyorken, o bayıldığınız gazetelerin hiçbirisinde akp karşıtı tek bir satır bulamazsın. 301 çıkmaz, suçlu ordudur, hükümet türbanı eline yüzüne bulaştırır, suçlu yargıdır. Dolar düşer, şakşaklar hükümete, dolar çıkar, yuhlar başsavcıya. Bu kadar yüzeyseldir akp basını aslında. Geçenlerde Ergun Babahan'ın Sabah'ta alevilerle ilgili güzel bir yazısı vardı, ama yazının başlığı şuydu: "Sünniler hem azınlık, hem çoğunluktur" E adama ne alaka derler, buraya bile bunu sıkıştırma zorunluluğu hissedip Babacan'a selam çakmış. E pes. "Adam sansınlar"dan kastettiğim bu yüzeysellik, sadece şakşak medyası, bu kadar. Şimdi kalkıp bana taraf'ta ahmet altan'ın araya iki cümle eleştiri sıkıştırıp sonra yağlama yıkama yaptığı yazılardan birini koyacaksan hiç uğraşma derim. Solcu adam halkçı adamdır, son SGK yasasından, şu bahsi geçen petrol yasasından, iyice komediye dönen 301 yasasından sonra hala daha hükümete destek veren solcu varsa kaleminden şüpheye düşerim. Aynı şey Murat Belge için de geçerli.
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mustafa Mutlu said: ‘Egemenlik milletinse AKP kapatılmamalı’ diyenlere bir çift söz! AKP’nin kapatılması davasına tepki gösterenler, “Millet bu partiyi istiyor. Kapatamazsınız” diyor... Sonra da devam ediyor: “Madem egemenlik kayıtsız şartsız milletin, o zaman buna saygı göstereceksiniz... Milletin yüzde 47’yle tek başına iktidar olabilme yetkisi verdiği bir siyasi partiyi kapatamazsınız... O da millet adına istediği yasayı yapacak ya da anayasayı dilediği gibi değiştirecek... Halk ne derse o olur. Halkın istediği yasaların çıkarılmasını hiçbir güç engelleyemez!” *** Bu arkadaşlara çok basit birkaç soru sormak istiyorum: Diyelim ki halkın oylarıyla seçilen bir iktidar... *Çocuk istismarını serbest bırakan... *İnsanların birbirlerini öldürmelerine izin veren... *Tecavüzü hak sayan... * İktidardakiler gibi düşünmeyenlere ölüm cezası öngören... *Mahkemeleri kaldırıp yerine kadılık müessesesini getiren... *Yurttaşların eğitim görmelerini yasaklayan... *Yurt içi ve yurt dışı seyahatleri kısıtlayan... *Meslek seçimi özgürlüğünü engelleyen... ...yasalar çıkardı... Ve varsayalım ki; daha da ileri giderek anadilde konuşmayı yasakladı, İspanyolca konuşma şartı koydu... Topraklarımızın bir bölümünü de komşu devletlere vermek için Anayasa’yı değiştirdi... Böyle bir iktidara sırf, “arkasında millet desteği var. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek, hoşgörüyle bakabilir misiniz? Böyle bir sisteme “demokrasi ve özgürlükler” adına sahip çıkabilir misiniz? Bu gariplikleri hayata geçirmek isteyen parti hakkında açılması muhtemel kapatma davasına itiraz edebilir misiniz? *** Egemenlik elbette kayıtsız şartsız milletindir... Bu konudaki tek kayıt, “hukuk” kurallarıdır... Yetkisini nereden ve kimden alırsa alsın hiçbir iktidar, temel ve evrensel hukuk kurallarına, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne ters düşen yasalar ve yönetmelikler çıkartamaz! Şimdi “gözleri türbanla bağlı” bazı arkadaşlar çıkıp diyecek ki, “Örtünmek de bir insan hakkıdır. Türbanın üniversitelerde ve kamusal alanda takılmasını engellemek inanç özgürlüğüne müdahaledir...” İyi de bu tezle defalarca Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne gittiniz ve haklı bulunmadınız... “Millet”i bahane ederek bu konuyu kaşıyıp durmanın, yine aynı millete zarar verdiğini neden görmüyorsunuz? Neden işinize gelmeyen “temel hukuk kuralları”nı yok saymak için “millet”i paravan etmeyi sürdürüyorsunuz? *** Kısacası, hukuk devletlerinde siyasi partiler kapatılabilir... Buna da “millet” değil, “hukuk” kurallarının uygulayıcısı olan mahkemeler karar verir! Mahkemelerin “yandaşlaştığını” düşünenler, AİHM’e kadar gidebilir... Milletin temsilcilerini “seçme” yetkisiyle “hukuk”un yargılama yetkisini birbirine karıştıranların sonu ise hüsran olur! Bu da haftalardır anlattığımızın basit bir özeti, e tabi anlayana.
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mustafa Mutlu said: Laiklik yanlısı oldular da mevcudu beğenmiyorlar! Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından “Laikliğe aykırı eylemlerin odağı olmak”la suçlanan AKP’liler, aksini ispat edemeyeceklerini anladılar... Bunun için de önceki gün Anayasa Mahkemesi’ne verdikleri esas hakkındaki savunmalarında laikliğe yeni bir tanım getirmeye çalıştılar... Dediler ki: “Laiklik yaşam biçimi olamaz!” İçi boş bir lâf... Yazanların bile neyi anlatmaya çalıştıklarından emin olduklarını sanmıyorum... Sadece laiklik karşıtı olmadıklarını kanıtlayamadıkları için, laiklik tanımını tartışmaya açıyorlar; o kadar! *** Hatırlayın; bu siyasi partinin başı 12 yıl önce, “Tutturmuşlar ‘Laiklik elden gidiyor’ diye! Yahu bu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek” diyordu! “Nedir bu Allah aşkına? Bu ne menem şeydir” diye laiklikle dalgasını geçiyordu... “Ben Müslümanım diyen biri, aynı zamanda laikim diyemez” diye efeleniyordu... “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyenlere, “Egemenlik kayıtsız şartsız Allah’ındır” diye kafa tutuyordu... Şimdi ne diyor bu beyefendi? “Laiklik yaşam biçim olamaz!” Ne demesini bekliyordunuz ki? *** Ananızdan beyaz doğduysanız, siyaha boyanarak zenci olamazsınız! Gün gelir, en kaliteli boya bile silinir; gerçek teniniz ortaya çıkar... Bu arkadaşların durumu da bu: Boya tutmuyorlar! Ne kadar aksini söyleseler de genetik kodları “laikliği” benimsemiyor! “Laiklik neyse ne kardeşim; boş verelim bunları... Biz tüm enerjimizi yoksul halkı zengileştirmeye verelim” diyeceklerine; sadece kendilerinin değil, 85 yıllık koca bir devletin geleceğini de tehlikeye atıyorlar... *** Eğer zamanında “Tutturmuşlar ‘Laiklik elden gidiyor’ diye” başlayan o cümleyi kurmamış olsalardı; kim bilir, belki inanabilirdik bugün “Laiklik yaşam biçimi olamaz” demelerine... Oturur, onlarla felsefi bir tartışmaya girerdik! “Laikliğin nasıl olması gerektiğine” kafa yorardık... Ama şimdi bu çok zor... Çünkü gerçek niyetlerini biliyoruz; bu yüzden de güvenmiyoruz, inanmıyoruz, aldatılmaktan korkuyoruz... Hırsızlığı hak sayan birine, dükkân emanet edilmez ki! Bir de bu var, yeri gelmişken.
sir Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 okumadan laf atmak da çok güzel inan ki valla da çok güzel =) sabahın akp ile ilgili bazı haberleri görmezden geldiğini kabul ederim, yine de bu köşeyazarlarının kalitesini düşürmez. hıncal uluç gayet ulusalcı ve elitist bi çizgide yazmaya devam ediyo örneğin sabahta. ben de zaten sabah almıyorum, internetten sadece köşeyazılarını okuyorum. ama taraf yeri geldiğinde hükumeti gayet de güzel eleştiren, hatta öyle ahmet hakan falan gibi light-eleştiri değil, dibine kadar eleştiren bi gazete. tuzla tersanelerini kaç kez manşetten verdi, ve olayların sorumlusu olarak kaç kez başbakana bu konuda gayet ağır ifadelerle yazılar yazıldı, 1 mayıs olayları, sosyal güvenlik yasa tasarısı, 301 meselesinde cemil çiçek, senato meselesinde köksal toptan yerden yere vuruldu..ama tabi okumayıp uzaktan bakan insanlar için "huhu entel-liboş onlar" demek çok kolay. esas sorun şu, eskiden hürriyet, kendisi gibi düşünmeyen gazetelere "dinci basın" diyip geçiyodu..ama artık dinci olmayıp da "demokrat" olan bi basın gelince, bu sefer "akp basını"na dönmek gerekti. murat belgeyle kıyaslayabileceğin bitane adam bile bulamazsın o yüzeysel gazetelerde, o yüzden hiç uğraşma derim. bana da yılmaz özdilin orduyu ya da yargıyı eleştiren bi tane yazısını getir nolursun, çok merak ediyorum. chpyi eleştirir tabi, chp artık sürünüyo zaten. üstteki yazıya gelecek olursak, hukuk devletinde mahkemelerin de anayasadan aldığı yetkileri aşma, hukuku çiğneme yetkisi yoktur der, bitiririm bütün yazıyı, fazla uğraşmama gerek kalmaz. ha ordu mu korkuyomuş akp'den? vah canım ya.. buyrun bugünkü taraftan okuyalım hep beraber: Genelkurmay'ın Türkiye'yi biçimlendirme planı
Bone Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Yarın mı gösteri? Çok merak ettim hangi kanalda, izleyip de gülelim bari. sir said: yılmaz özdili veya bekir coşkunu okuyup da buraya hergün yazısını koyanlar var, bence o daha vahim =) emin ol Engin Ardıç'ı ve Mehmet Barlası'ı okuyup bunları adam yerine koyanlar daha vahim. En azından Yılzmaz Özdil ve Bekir Coşkun birşeyleri savunuyor, halka değer veriyor felan.
sir Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 halka değer veriy-aheugaehguahegudhfilgşşhlkgjhdfgkajhro
fizban Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 benim de akp kaynaklı bilgisayardan çıkma akp nin türkiye yi satıp o parayla ronaldinhoyu halı sahaya çağırma planını açıklayna belgeleri var. hadi bakalım.
sg-1 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Uluç dedin beni bitirdin. Uluç'un o gazetede olması, gazetenin ne yazdığını, manşete ne attığını değiştirmiyor maalesef. Ona bakarsan arka sayfada her gün boy boy bikinili kızlar, hatırlarsın başbakanın buna nasıl kızdığını zamanında. Yine de şakşaklar bir türlü bitmiyor, ne Uluç ne de bikinili kızlar gelinen çizgiyi değiştirmiyor. Sadece Babahan örneği bile niyetin ne olduğunu anlatmaya yeter. Taraf gazetesi Tuzla'yı, 301'i, 1 Mayıs'ı yazmasaydı, bir solcu gazetesi olarak kimse onu ciddiye almazdı. Nasıl ki Vakit türbanlı bir kıza yapılanı es geçmez, Taraf da Tuzla'yı vs'yi es geçemez. Ama ahmet Altan'ın yazısını da okuduk işte, başbakanı eleştirirken bile nasıl yücelttiğini gördük. E bize de tatlı su solcuları demek düşer. Özdil'in yazılarını epeydir takip ediyorum, direkt olarak orduyu veya yargıyı eleştirme gereği duymadı hiç. Çünkü bu adamlar harekete geçme ihtiyacı hissediyorsa başka bir yerde başka bir sorun vardır. Al e-muhtıra sonrası yazısı: http://arsiv.sabah.com.tr/2007/04/29/haber,E5EDFFF516C44629B144840070EDE7DF.html TSK'ya tek bir övgü yok. "Üstteki yazıya gelecek olursak" deyip ad hominem yapmışsın, bir "pes" de sana gelsin. Önce o yazıda eleştirilenleri anla, sonra sıra senin eleştirilerine de gelir. "A, B yaptığı için C bunu yapmıştır" dedikten sonra "C'nin de D'yi yapmaması gerekirdi" demek B ile D arasında bi ilişkiyi göstermez. Taraf'taki yazıya gelecek olursak da "velev ki" böyle bir belge var, "velev ki" TSK böyle bir işe kalkışıyor, bunda yasalara aykırı bir durum var mı? Sana birşey söyleyeyim mi, aslında akp ve cemaatçi zihniyetin çalışma şekli de aynen burada anlatılanlar. Orada TSK yerine AKP koy, cemaat koy, bir iki temel kelimeti de değiştir, al sana onların politikası. Ama bunları konuşmak nedense işinize gelmiyor. Eğer doğruysa TSK da aynı silahla cevap vermeye karar vermiş demektir.
sir Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 ahah eleştirme gereği duymadı, süpermiş ya. nası oluyosa hiçbi zaman eleştirilcek bişey yapmıyo bu kurumlar, insanüstü şeyler doğrusu. üzerlerine vazife olmayan konularda yargının ve ordunun harekete geçmesi, sivil siyasete müdahaledir, a.k.a. darbe. taraf'ın solcu gazetesi olma gibi bi derdi hiçbi zaman olmadı, nerden çıkardın bunu bilmiyorum. taraf "demokrat" bi gazete, ve "sivil siyasetten" yana bi gazete, hepsi bu. halil berktay, murat belge gibi akademisyenlerin de türk solculuğunu derinlemesine eleştiren yazılarına raslayabilirsin tarafın sayfalarında. ahmet altan da hangi yazısında başbakanı yere göğe sığdıramamış çok merak ediyorum doğrusu, hergün okuyorum ama öyle bi yazıya rastlayabilmiş değilim. akp+mhp+dtp birleşip bir anayasa değişikliği yaptılar, bu anayasa değişikliği de anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez maddeleriyle çelişmiyordu..ancak o da ne? anayasa mahkemesi bu değişikliği yalnızca şeklen inceleyebilme yetkisine sahipken hooop iptal etti, yetkisini aştı. ilişki bu işte. öyle çocuk istismarı falan gibi bi yasa geçmedi yani, yasama bi yetki aşımı ya da anayasaya aykırı bi harekette de bulunmadı. akp bir siyasi partidir. politikalarını eleştirirsin, kadrolaşmasını eleştirirsin, çıkardığı yasaları, verdikleri beyanatları, ekonomik programını, gelmişini, geçmişini yani baştan sona herşeyini eleştirirsin, eleştirme özgürlüğüne de sahipsin. ama ordu, bir siyasi parti değil, o yüzden siyasete dahil olma hakkına da, topluma "önder" olma hakkına da, bu "bilinçlendirme" ve "toplum mühendisliğini" yapma hakkına da sahip değil. bu da 4000. mesajım olmuş, bu aralar sağlam post kasıyorum =)
Sparkcaster Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 sir said: bu anayasa değişikliği de anayasanın değiştirilmesi teklif edilemez maddeleriyle çelişmiyordu. lütfen ....
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=13485472
sir Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 lütfen..raportör osman can'a soralım?
Sparkcaster Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 raportör osman can herşeyi bilir zaten anaayasa profesörleri yüzlerce hukukçu, bizim gibi gerizekalı insanlar ne anlar anayasa hukuk felan... sadece burhan kuzu zafer üskül ergun özbudun var bu ülkede hukukçu olarak, bi onları dinliyoruz çünkü onlar biliyor herşeyi. evet ayrıca ordunun genelkurmay başkanı değişiminden önce yıpratılmaya çalışıldığını 2 sene öncede gördük, çok şaşırmıyorum artık.
Buyse Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Sparkcaster said: raportör osman can herşeyi bilir zaten anaayasa profesörleri yüzlerce hukukçu, bizim gibi gerizekalı insanlar ne anlar anayasa hukuk felan... sadece burhan kuzu zafer üskül ergun özbudun var bu ülkede hukukçu olarak, bi onları dinliyoruz çünkü onlar biliyor herşeyi. evet ayrıca ordunun genelkurmay başkanı değişiminden önce yıpratılmaya çalışıldığını 2 sene öncede gördük, çok şaşırmıyorum artık. ergun özbudun a sor o zaman? anayasu hukuku dersinde kitabı okutuluyor o adamın. türkiyenin yaşayan bir numaralı anayasa hukukçusudur. nerden biliyorsun diyorsan ben de hukuk okuyorum. şu anayasa mahkemesinin kararını yazsam sınav kagıdına ankara üniversitesi hukuk fakültesi 1. sınıf final sınavında, fahiş hata yaptığım için "0" yazıyla sıfır alırdım. ama tabi hukuk böyle bir şey. dün öyle bugün böyle.
Slat Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Bu kadar da kemiksiz olunmaz ki. İşlerine gelmeyince "niyet okuma" "yeterli delil yok", işlerine gelince 3-5 tane paragöz köpeğin desteksiz sallamalarını gerçek gibi göstermek.. Siz de okuduğunuz adamlar kadarsınız işte
sir Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 havla havvlaaa belki de bulursuuun gündüz geecee darbeci olursuun
Slat Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Benimde elimde çok özel belgeler var.. Sir küçükken kafasını kamyon damperinin köşesine vurmuş.. O yüzden böyle saçmalıyor zaman zaman..
sir Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 Mesaj tarihi: Haziran 20, 2008 sana şarkılar yazıyorum, hala çocukluğuma iniyosun =((
Öne çıkan mesajlar