Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Telekulak Skandalı, Tayyip kendi Derin Devlet'ini mi kuruyor?


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Mehmet Y. Yılmaz said:
Başbakan buna seyirci kalamaz


CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın, odasında yaptığı bir özel görüşmenin kayda alınarak, siyasal İslamcı bir gazeteye servis edilmesi, "sıradan bir olay" değildir.

Başbakan, başını deve kuşları gibi kuma gömerek, bu olayın kimler tarafından yapıldığını ortaya çıkarmak sorumluluğundan kurtulamaz.

Bu olay ortaya çıkar çıkmaz hemen harekete geçmeliydi.

Sorumluları ortaya çıkarmaya yönelik geniş kapsamlı bir araştırma yapılmalı, sonuç alınmalıdır.

Bu ağır suçu işleyenlerin cezasız kalmayacağını hepimiz görmeliyiz.

Ancak Başbakan, sanki böyle bir olay yaşanmamış gibi -akşam saatlerine kadar- sessizliğini koruyor.

Farkında değil ki bu rezalet, bugün üzerine gitmezse, gelecekte kendi başına da gelebilir!

Çünkü devlet içindeki bu tür çeteleşmeler, önünde sonunda kendine çalışırlar.

Bugün onları kullandığınızı zannedebilirsiniz, ama gelecekte onların sizi kullanmakta olduğunu anladığınızda, iş işten geçmiş olur.

ABD’deki ünlü Watergate Skandalı ile Önder Sav’ın odasının dinlenmesi olayı arasında hiçbir fark yok.

Orada da devletin güvenlik birimleri içindeki bir oluşum, muhalefet partisinin merkezini dinlemişti, burada da aynı durum söz konusu.

O olay Nixon’un başını yemişti.

Başbakan, ileride bu rezalet ile birlikte anılmak istemiyorsa, bütün gücüyle bu olayın sorumlularını açığa çıkarmak için çabalamak zorundadır.



Haber detay: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/9047635.asp
Mesaj tarihi:
Ahmet Hakan said:
Abdestli, namazlı bir istihbarat örgütü


CHP Genel Sekreteri Önder Sav, hacca gitmek istediğini söyleyen bir vatandaşa, "Paranı Araplara kaptırma", "Bakarsın Muhammed seni bırakmaz orada" falan diyerek...

Din ve dince kutsal sayılan değerlerle kafa bulmaya kalkmış bir siyasetçidir.

Hiç lamı cimi yok...

Önder Sav ayıp etmiştir... Hem de çok ayıp etmiştir...

Çıkıp mertçe özür dilemek, özür dileyerek büyümek yerine...

Kaçarak, saklanarak, geçiştirmeye çalışarak, kulağının üzerine yatarak bir kat daha ayıp etmiştir...

Mesele bu kadar basittir...

Ama şunu da söyleyelim:

Bu ayıp, Önder Sav’ın kişisel ayıbıdır...

Kendisini bağlar...

Oysa...

Önder Sav’ın CHP Genel Merkezi’nde yaptığı bir görüşmenin dinlenmesi, hepimizi ama hepimizi ilgilendiren muazzam bir hak ihlalidir...

"Ergenekon" kadar mühimdir...

"Susurluk" kadar ürkütücüdür...

* * *

Dolayısıyla...

Gün, mesela "Ekrem arkadaş"ın, mesela "Fehmi üstat"ın, mesela "Şamil kardeş"in, yani bilcümle sıkı "Ergenekon avcıları"nın harekete geçme günüdür...

Madem gayri nizami istihbarat örgütlerine, derin devlet faaliyetlerine, çeteleşme gayretlerine karşı kahramanca bir direniş gösterilmektedir...

O halde...

İşte buyurun:

Karşınızda yakalanmaktan, deşifre olmaktan, bela çıkarmaktan, skandal yaratmaktan çekinmeyen, CHP Genel Merkezi’nde genel sekreterin makam odasında ortam dinleyen, cüretkár mı cüretkár, tehlikeli mi tehlikeli bir odak!

Adamlar, anamuhalefet partisinin ikinci adamını dinliyorlar...

Hem de "dinleme böceği" falan yerleştirmeden...

Uzaktan ortam dinleme yöntemiyle...

Yani fena halde profesyonelce...

Peki dinliyorlar da ne yapıyorlar?

Şunu yapıyorlar:

Dinleme sonucu elde ettikleri sonuçları, İslami cenahın en müptezel, en kalleş, en kullanılmaya müsait, en ilkesiz yayın organına servis ediyorlar...

* * *

Evet... "Ergenekon avcıları"nın bütün ustalıklarını sergileyerek üzerine gitmesi gereken bir olaydır bu...

Hatta ben, "hazırlık soruşturması" için beş adet soru bile hazırladım...

Dileyen kullanabilir:

BİR: İçişleri Bakanı Beşir Atalay, "Dinlemeyi kimin yaptığı belli değil" diyor...

Böylesi bir profesyonel dinleme faaliyetini, "Casusluk oyunları oynayan amatör bir grup"un gerçekleştirmesi mümkün müdür?

İKİ: Devlet içinde yapılanmış bir odak, hükümetten yüz bulmadan bu tür bir faaliyeti yürütmeye cüret edebilir mi?

ÜÇ: Medya organlarını satın alarak kendi medyasını yaratan, yandaşlarını zengin ederek kendi zenginini yaratan bir iktidar yapılanmasına neredeyse alışmaya başladık...

Acaba bundan sonra da kendi istihbaratını, yani kendi MİT’ini kurmuş bir iktidar yapılanmasına mı alışacağız?

DÖRT: Daha düne kadar sorumlularını uçaklarında ağırladıkları bir gazetenin, böylesi bir faaliyetin merkezinde yer almasının hiç mi bir anlamı yoktur? Bu gazete pis işler için kullanılan bir gazete mi olacak?

BEŞ: Bu dinleme olayı, toplumda "Hepinizi dinleriz / Adamı rezil ederiz" korkusu yaymak için mi gerçekleştirilmiştir?
Mesaj tarihi:
Yılmaz Özdil said:
Kulakları var duyarlar...


Gelir kayıtdışı.

Vergi kayıtdışı.

İstihdam kayıtdışı.

Seçmen kayıtdışı.

Telefon konuşmaları kayıtlı!

*

Devlet diye buna derim ben.

*

Ve, soru şudur aslında:

Dinledi mi... Dinledi.

Kaydetti mi... Kaydetti.

Niye gazeteye verdi?

*

Amaç, dinlemek değil çünkü.

Amaç, dinlediğini göstermek.

*

Demokrasi memokrasi ayaklarıyla "korku imparatorluğu" yaratıldı Türkiye’de... Fikir özgürlüğü dediler, oturma odanda konuşma özgürlüğü yok. İnsan haklarına saygı dediler, Ankara’da herkes arkasına bakarak yürüyor. Savcılar, yargıçlar, eşiyle çocuğuyla bile telefonda konuşamıyor. Komutanlar, sigara paketi veya çakmak şeklindeki jammer’larla dolaşıyor. İşadamları, kulak organının bulunduğu semtteki restoranlara gitmiyor. Siyah Doblo gören, masadan kalkıyor.

*

Özetle...

Kendi düşen ağlamaz.

"Din"i bu kadar "alet" etmelerine göz yumarsan, sonuçta ne olur?

Din’leme cihazı!
Mesaj tarihi:
içişleri bakanı direk 1 saat soora açıklamasını yaptı, girdi olaya zaten bu bir.
ikincisi de odada "böcek" bulunamadı.
üçüncüsü, evet büyük skandal, umarım failleri bulunur..altından neler çıkıcak merak ediyorum. anti-ergenekon?
Mesaj tarihi:
Ahmet Hakan said:
Abdestli, namazlı bir istihbarat örgütü


CHP Genel Sekreteri Önder Sav, hacca gitmek istediğini söyleyen bir vatandaşa, "Paranı Araplara kaptırma", "Bakarsın Muhammed seni bırakmaz orada" falan diyerek...

Din ve dince kutsal sayılan değerlerle kafa bulmaya kalkmış bir siyasetçidir.

Hiç lamı cimi yok...

Önder Sav ayıp etmiştir... Hem de çok ayıp etmiştir...

Çıkıp mertçe özür dilemek, özür dileyerek büyümek yerine...

Kaçarak, saklanarak, geçiştirmeye çalışarak, kulağının üzerine yatarak bir kat daha ayıp etmiştir...

Mesele bu kadar basittir...

Ama şunu da söyleyelim:

Bu ayıp, Önder Sav’ın kişisel ayıbıdır...

Kendisini bağlar...


ZUAAA
Mesaj tarihi:
Can Dündar said:
Öndergate

Uzun yıllar siyasi liderlerin teknik danışmanlığını yapan rahmetli Erkal Zenger’den dinlemiştim.
1970’lerde Bülent Ecevit’le çalışıyormuş.
Bir gün Ecevit, makam odasının dinlendiği şüphesiyle Zenger’i çağırmış. Odayı elden geçirmesini rica etmiş.
Zenger bütün makamı aradıktan sonra avizede bir sinyal tespit etmiş. Oraya doğru yöneldiğinde telefon gelmiş. Telefondaki ses, “odayı fazla kurcalamamasını” tavsiye etmiş.
Zenger korkmuş. Ecevit’e “Sorun yok” deyip çıkmış.
* * *
Benzer bir öyküyü daha sonra yayımlanan anılar kitabında da (“Thencere Ghottin Khara”, 21. Yüzyıl Yayınları, 2000) anlatmıştı.
Özal, Başbakanlığı döneminde, dinleniyor diye önemli toplantıları konutundaki salonda yapmazmış. Özel bir şey söyleyeceği zaman koridora çıkarmış. Koridorun duvarlarında kendisiyle ilgili karikatürler asılıymış. Zenger bir gün, o çerçevelerden birinin değiştirildiğini fark etmiş. Kuşkulanmış. Ahşap kısmı oyunca içinde dinleme cihazını bulmuş.
Kitapta Özal’ın kendisini Almanya’ya “Gizli Kulak Fuarı”na yolladığını da anlatıyor Zenger; Konut’taki aşçı yamağının “teşkilattan” çıktığını da...
* * *
Amerika’da Başkan deviren böylesi skandallar, bizde vaka-i adiyeden sayılır.
“Böcekler”, siyaset tarlamızın tanıdık keneleri, kımıl zararlılarıdır.
Kim bilir kaç siyasetçiye, gazeteciye, bürokrata kulak kabartmış, kaçının canına okumuşlardır.
Bunlara alışkınız. Hatta bazılarının “Telefonumu dinliyorlar” iddiasını, “Bakın ne kadar önemliyim” böbürlenmesinin itirafı sayarız.
Ama son dönemde olup bitenler, sıradan bir dinlemenin ötesinde muhalefeti ezip devleti kuşatmaya dönük bir genel planın “dinleme faslı”nı andırıyor.
Bir kuvvet komutanının, bir üniversite rektörünün, bir cumhuriyet savcısının özel konuşmalarının Adalet Bakanı’nın tabiriyle “ortam dinlemesi”ne takılıp- internet’e sızdırılmasıyla başlayan süreç, bir başyazarın, bir parti liderinin özel konuşmalarının deşifresiyle sürdü.
İktidar partisini yargılayacak Anayasa Mahkemesi’nin başkanvekilinin “İzleniyorum” kuşkusuyla polis çağırmasına kadar uzandı.
Şimdi de ana muhalefet partisi Genel Sekreteri Önder Sav’ın odasında bir valiyle baş başa yaptığı konuşmanın tutanakları iktidara yakın bir gazetede yayımlanıyor.
Hacla ilgili gafı nedeniyle günlerdir İslamcı basının hedefi haline gelen Genel Sekreter’in bu yöntemle “kulağının çekilmesi”, şantajla sonuç alma taktiklerini akla getiriyor.
Eskiden MİT’ten kuşkulanılırdı; şimdi şüpheli kulak, Emniyet’teki tarikat örgütlenmesininkine benziyor.
Dün dinlenenler, bugünün dinleyenleri oldular.
* * *
Yapılan iş, boyun eğdirmek için şantaj bantlarının kullanılmasıdır. Ama asıl tahribat, herkeste “izleniyorum” paranoyasının doğması, korku hükümdarlığında güven hissinin kaybolmasıdır.
Bu skandal “kulak” ardı edilmemelidir.
Yüce Divan’lık suçtur. Hesap sormak gerekir.
Siyaset keneleriyle topyekûn mücadeleye, Emniyet’ten başlayarak yoğun bir ilaçlamaya ihtiyaç var.
“Büyük birader”in böcekleri bütün evlere sızmadan...
Cemaat bağlantılı bir polis devleti yaratmadan...
Mesaj tarihi:
hiç kimse yaptığı ajanlığı anında basına yansıtmaz
en azından kendine yakın olan gazeteye yaptığı telekulak olayını aktarmaz
düşünsene sen muhalefet partiyi dinliyosun sonrada aldığın bilgileri
basına sızdırıyorsun çılgınlık olur boyle bişey
bu iş başkaları tarafından iyi tezgahlanmış bi komployo daha yatkın
ipuçları yansıtıyor bakalım ilerleyen günlerde belli olur
Mesaj tarihi:
süpermiş ya parası neyse verip alcam o programdan nihahaha bundan sonra erkekler için acaba hoşlanıyor mu yoksa sadece arkadaş mıyız sorunu olmicak dinle babam telefonu bak arkadaşlarıyla konuşurken senden bahsediyor mu vs...
25saniyede hedef telefona program yüklüon ve dinlion süpermiş, abi telefonunu versene benim yeni numarayı kaydetcem fln diyip yükleriz artık
tek çözüm 3310fln kullanmak :F
Mesaj tarihi:
al işte demokrasi yeşermeye başladığı anda türlü iftiralarla halkı bezdiriyorlar. yıllar yılı faşist elitler garibanları dinledi de ne oldu? bir asır köhne bir ideolojiyi dayattın da ne oldu? nedir yani %47 ile başa gelen bir partinin iktidarında dinlense? ezilmiş halkların kurtuluşunda, hor görülen inançlıların, yaşadıkları bile inkar edilen mezheplerin yaralarına merhem oluyor mu bu iddialar. varsa yoksa statükonun korunması için hep.

geçin bunları birader. okuyun biraz ufkunuzu açın.



(ne kadar kolay lan akp-yalar-liboş solcu olmak. zuzuzu.)
Mesaj tarihi:
porsuk said:
hiç kimse yaptığı ajanlığı anında basına yansıtmaz
en azından kendine yakın olan gazeteye yaptığı telekulak olayını aktarmaz
düşünsene sen muhalefet partiyi dinliyosun sonrada aldığın bilgileri
basına sızdırıyorsun çılgınlık olur boyle bişey
bu iş başkaları tarafından iyi tezgahlanmış bi komployo daha yatkın
ipuçları yansıtıyor bakalım ilerleyen günlerde belli olur


lol evet ergenekon hazırlamış bu komployu başka açıklaması olamaz
Mesaj tarihi:
E sonuçta balık milletiz 2 iş gününe bunuda unuturuz.
Yüce devletiiz bunun içinde bir soruşturma açar gider (O soruşturmalar nereye gider sahi?).
Mesaj tarihi:
Ahmet Hakan said:

VAKİT adlı gazetenin "Ankara Temsilcisi" sıfatını taşıyan "kolpacı meczup", hükümeti ve Tayyip Abi’sini temize çıkarmak için öyle acayip komedi dans figürleri attırıyor ki...

Bu kadar olur...

Galiba "bir iktidar yalakasının Tayyip Abi’den fırça yeme ihtimali karşısında duyduğu tedirginlik" dedikleri şey, böyle bir şeydir...

Peki ne yapıyor "kolpacı meczup"?

Ne yapacak?

Önce "Vallaha billaha bu işin Tayyip Abimizle hiçbir ilgisi yoktur... Önder Sav’ı Tayyip Abi dinletmedi... Kaset ondan gelmedi... Hükümetimiz bu konuda sütten çıkmış ak kaşıktır" diye yemin billah ediyor...

Sonra?

Sonra "Önder Sav’ın konuşmalarını temiz süt emmiş, dini bütün bir CHP’li dinledi ve bize getirdi" diyor...

Böylece hem mazlumun, hem zalimin CHP’li olduğu bilgisini vererek bir taşla üç beş kuş vuruyor...

Bunlarla da yetinmiyor...

En sonunda bize yeni bir masal anlatmaya kalkışıyor...

Bu kez senaryosu "Anlat... Anlat... Heyecanlı oluyor" türünden bir senaryo...

Şöyle diyor "meczup":

"Önder Sav’ı cep telefonundan aradık... Bizimle konuşmak istemiyordu... Bu yüzden yanlışlıkla ’no’ tuşuna değil de ’yes’ tuşuna bastı... Biz de odada yaptığı konuşmayı dinledik."

Ne diyelim?

Yuh artık!

Zekaya hakaret olur da bu kadar olur...

* * *

Ama Tayyip Erdoğan’a müstahaktır bu...

O değil miydi, "cezai ehliyeti olmayan" adamların yuvalandığı "Vakit" adlı ajan provokatör gazeteye "normal bir yayın organı" muamelesi çeken?

O değil miydi, paçalarından ilkesizlik, üslupsuzluk ve bayağılık akan bu meczuplar güruhunu, "Bunlar da bizim yaramaz çocuklarımız" muamelesiyle selamlayıp taltif eden?

O değil miydi, bu yayın organının en küfürbaz sorumlusunu uçağında ağırlayıp, lisanı hal ile sırt sıvazlayan?

O değil miydi, cepheleştirerek, nefret ettirerek, küfür ederek İslam davası savunuculuğu yapılamayacağına dair tek bir kelime bile etmeyen...

Eh, meczuba haddini bildirmez, bir de iş tutmaya kalkarsan, günün sonunda başına işte böyle bela olur...
×
×
  • Yeni Oluştur...