sir Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 ya bi git slat hakkaten, ne demek istediğimi bal gibi anladın ve demagoji yapıyosun. ben burada iddianamede yer alan bi cümleden bahsediyorum, kişiler "tanım gereği" laik olamazlar, o yüzden kişilerin laik olamayacağını söylemek, laikliğe karşı söylenmiş bi laf olamaz. laiklik yalnızca devletin işleyişiyle ilgili bir kavramdır, "demokratlık" gibi değildir, kişilere atfedilemez. bunun haricinde yazdıklarınla da seviyeni bi kez daha ortaya koymuş oldun, argümanı zayıf olan insan napsın, saldırıyo tabi otomatik. benim daha bişey söylememe gerek yok. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Slat Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Sir gene anlayamadın ya da ben anlatamadım =/ Dur yazının zorluk seviyesini iyice düşüreyim. İki arkadaş var. Biri Osman diğeri Mahmut. Osman; din ve siyasetin birbirinden ayrı olmasını, dinin sömürülmemesini, her dine eşit mesafede yaklaşılmasını ve devletin dinsiz olması gerektiğini savunuyor. demekki.. OSMAN = LAİK Mahmut; dinin herşeyden önemli olduğunu, devletin din esaslarına göre yönetilmesi gerektiğini, devletin dininin olmasını gerektiğini savunuyor. Evet kendisi biraz kaypak bir arkadaş demekki MAHMUT =/= LAIK Senin de anlayacağın üzere insanlar böyle laik veya laik olmayabiliyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 eh madem benim yazdıklarımı yeterli bulmuyosun veya anlamıyosun, veya anlamamazlıktan geliyorsun, ve saçma sapan argümanlara devam ediyosun, sana bu yazıyı armağan ediyorum. laikliğe "yaşam biçimi" demek laikliğe aykırıdır said: Laikliğe 'yaşam biçimi' demek laikliğe aykırıdır AK Parti'nin savunması nihayet kamuoyuna da sunuldu. Daha önce bazı kısımları medyaya bölük pörçük şekilde yansımıştı. Ve bu kısımlarda iddianamede yer alan " bir yaşam biçimi olarak laiklik " iddiasına verilen cevap göze çarpmıyordu. Halbuki iddianamenin en önemli özelliklerinden biri de buydu. Yargıtay Başsavcısı birçok farklı laiklik anlayışını aynı anda iddianamesinde kullanıyordu. Bunlar arasında " laiklik bir yaşam biçimidir " iddiası da yer alıyordu. Başta sosyoloji ve siyaset bilimi olmak üzere, toplum bilimlerinin tüm alanlarını ilgilendiren bir tuhaf iddiaydı bu... "Laik yaşam biçimi" ('laik hayat tarzı') diye bir şey mümkün müydü? 30 yıldır bu tip konularda Türkçe ve İngilizce kitaplar, makaleler okudum. Hiçbirinde laiklik bir 'yaşam biçimi' olarak ele alınmıyordu. Sadece sosyologlar ya da siyaset bilimcileri değil, tarihçiler, psikologlar, antropologlar da böyle bir şeyden söz etmiyor. Sebebi çok basit: Laiklik siyasi ve hukuki bir kavram... Devlet ile din (inançlar) arasındaki ilişkiyi düzenliyor. Uygulama biçimleri arasında elbette bazı farklar var. Ancak laikliğin amacı, bir yandan devletin din kurallarına göre yönetilmemesini garanti altına alırken, aynı anda devletin değişik inançlara eşit uzaklıkta durmasını sağlamak. Laik devletin vatandaşları, kanunları çiğnemeden, diğer insanların özgürlüklerine mani olmadan, kendi inançlarını (ya da inançsızlıklarını) gönlünce yaşar. Yani laiklik, bir " yaşam biçimi " değil, farklı yaşam biçimlerini koruyan bir " ilke ". Böyle olduğu için de ben laikliği savunuyorum. Ama " laiklik bir yaşam biçimidir " dediğiniz anda, niyetinizin beni devlet eliyle belli bir " kalıba sokmak " olduğu ortaya çıkar... Bana " öyle yaşama, böyle yaşa " demektesiniz ki... İşte tam da bu " zorlama " laikliğe aykırıdır. Özetle: Laikliği bir yaşam biçimi olarak tanımlamanın kendisi laikliğe karşıdır! Böyle düşündüğün için, " acaba bu konuda ne denmiş, yoksa mesele es mi geçilmiş " diye merakla savunmaya baktım. Ve aradığımı buldum: "Modern laiklik anlayışı, farklı din ve inançları sosyolojik bir gerçeklik olarak kabul ederek, onların bir arada barışçıl beraberliğini sağlamayı hedefleyen siyasi bir ilkedir . "Bu nedenle laiklik bireyi değil, devleti muhatap alır . Nitekim Anayasamızın 2'nci maddesinde değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek bir ilke olan laiklik, devletin bir niteliği olarak sunulmuştur. (...) "Devletin temel niteliklerinden biri olarak laiklik (...) Anayasanın 2'nci maddesinin gerekçesinde de ifadesini bulmuştur. "Bu maddenin gerekçesine göre ' Hiçbir zaman dinsizlik anlamına gelmeyen laiklik ise, her ferdin istediği inanca, mezhebe sahip olabilmesi, ibadetini yapabilmesi ve dini inançlarından dolayı diğer vatandaşlardan farklı bir muameleye tabi kılınmaması anlamına gelir.' (...) "Kısacası, çağdaş laiklik anlayışı bir yandan devlet düzeninin dini kurallara dayanmamasını, diğer yandan da devletin bireylerin sahip olduğu din ve vicdan özgürlüğünü güvenceye almasını gerektirmektedir." İşte bu kadar! Olayın esası tam da bu... Belli ki o satırları kaleme alanlar, laikliğin özünü gayet iyi kavramış: Ben şarabımı içeceğim, Mehmet namazını kılacak, Moris sinagogda ibadetini yapacak... Devlet de vatandaşlarının tüm bu hallerini garanti altına alacak, birinin ötekine baskı yapmasını engelleyecek. Yaşayıp gideceğiz. Emre Aköz Sabah Gazetesi 07.05.2008 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Peki senin bu dediğini doğru sayarsak , kim devletin dine göre yönetilmesini istemiş ve beyan etmiş ? İddianamede varmı böyle bir örnek söylem parti tarafından ya da başbakan tarafından. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mighty_THoR Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 sir kaynak kısmın yanlış kaynak başbakanın damadının şirketinin tehditle aldığı gazete olacaktı Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fedaykin Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Şimdi buradaki süngüye sahip olma ihtiyacı duyan kişiler bu süngüleri tarla sürmek için mi kullanmak niyetindedirler. Peki miğferin içine çiçek mi ekecekler. Askerlerin normalde bulundukları kışlalar pek camiye benzemiyor ama Hizbullah gibi örgütler camileri kışla olarak kullanıyor. Yoksa buradaki amaç Hizbullah gibi örgütleri camilerden kovma girişimi mi. Peki bu askerler aşk ordusunun askerlerimi? Elinde süngülü, miğfer takan, camileri kışla olarak kullanan dini bütün askerler. Nedense bu bana demokratik bir ülkenin başbakanının ağzından değilde Hizbullah liderinin ağzından çıkacak sözler gibi geliyor. Ama bu bir şiiiirrr.... Madem o bir şiir o zaman sorun yok. Şiir olunca bütün anlamı yitiyor, hemen masumane hale bürünüyor, yerseniz... becool said: fedaykin said: minareler süngü kubbeler miğfer camiler kışlamız müminler asker Ben bunu kanlı mı kansız mı muhabbetinden farklı görmüyorum açıkcası. farklı görmüyorsun. niye farklı görmedigini şurda 4 mısracık var. bi zahmet açıkla bunun şeriat istegiyle alakası neymiş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 oo yüce hukukçu konuştu, tamamdır hemen susuyoruz. tabi oradaki argümanlara söyleyecek lafınız yoktur, anca böyle "o gaste zaten bıdıbıdı, bu gaste şöyle bilmemne".. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fedaykin Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 fedaykin said: Pardon ama ben çok merak ediyorum, yargı dokunulmazlığı olan ve yargılaNAmayan kişiler hakkında nasıl bir yargı hükmü olması gerekiyor ki iddianemeye konulsun. Antimodes52 said: .... Ancak hukuk, kişiye özel muamelelerle ya da varsayımlarla işlemez. "Bu adam bu gruplara üye, bunu da söyledi, bu herif laiklik karşıtı." diyip de, bunu hukuk üzerinden meşrulaştırmaya kalkamazsın. Okuyun o iddianameyi, 150 küsür sayfa bir şey zaten, atıp tutmadan önce öğrenin bir neyden bahsettiğinizi. Çeşitli milletvekillerinin çeşitli açıklamalarından oluşuyor sözümona "kanıtlar"ın büyük bir çoğunluğu. "Laiklik karşıtı odak haline gelme" kriterinin de içinin doldurulması için, parti vekillerinin, parti çatısı altında planlı ve sürekli olarak gerçekleştirdiği somut olayların varolması gerekiyor. .... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LathspeLL Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Cahillik diz boyu. Camiler kisla olayini "guzide bir siirimiz, sorun yok" diye goruyorsaniz basin gidin. Nasil adamlarsiniz siz ya. "Dinci degiliz" ama kokune kadar din sloganlari soyleyenleri savunuyoruz. "AKPci degiliz" ama Tayyibin her bokunu savunuyoruz. (Tayyip ve bok dedim kutsala hakaret??!11) "Fasist degiliz, ozgurlukcuyuz" ama AKP`nin butun fasist hareketlerini destekliyoruz, turban gibi yasakci zihniyete ozgurluk diyoruz. Komple yalansiniz. AKP kapanirsa AIHM'e yollarsin eski videolarini biter. Birinin sizin kafaniza vura vura "bu ulke Ataturk`un ulkesi, onun kurallariyla yonetiliyor, bu ulke %100 ozgurluklerin ulkesi yada dini ozgurluk ulkesi degil" lafini ogretmesi gerekiyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Antimodes52 Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 fedaykin, tam olarak anlayamadım sormak istediğini, o yüzden cevap veremedim pek. Şimdi öncelikle şöyle bir şey var, dokunulmazlığın iki ayrı noktası var: 1-)Freedom of speech: Bu, milletvekillerinin görevleri süresince istediklerini söyleyebilmelerini mümkün kılan yönüdür dokunulmazlığın. Hiç bir milletvekili, görev döneminde söylediği sözlerden HİÇ BİR ZAMAN yargılanamaz. 2-)Freedom from arrest: Buysa, milletvekillerinin görevleri süresince tutuklanamamaları, yargılanamamaları yönüdür. Amacı muhalefeti korumak, iktidarın muhalefet üstünde baskı kurmasını önlemektir. Ancak bu, freedom of speech'in aksine mutlak bir hak değildir, yani bir milletvekili suç işlerse, milletvekilliği bittikten sonra yargılanabilir ya da meclis tarafından karar alınırsa yargılanabilir sadece. Ha bir de tabii Anayasa'nın 14. maddesi istisnası var, o da ayrı. Bu bağlamda milletvekilleri zaten yargılanamıyor diye bir şey yok. Sadece milletvekillikleri bitene kadar işledikleri suç soruşturulamıyor, yargılanamıyorlar. Ancak işledikleri iddia edilen suçlar zamanaşımına uğramıyor, yani 15 sene milletvekili olsalar da işledikleri suç zamanaşımına uğramıyor. Bunun dışında, freedom from arrest sadece cezai sorumsuzluk demek oluyor. Dolayısıyla kişilere siyasi yasak gelebiliyor gayet. Sorunu cevapladım mı bilmiyorum ancak, biraz daha açık söylersen ben de cevaplayabilirim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 LathspeLL said: "bu ulke %100 ozgurluklerin ulkesi yada dini ozgurluk ulkesi degil" lafini ogretmesi gerekiyor. hah şöyle yaa, söyleyin rahat rahat faşizmden yana olduğunuzu rahatlayalım biz de..boşuna argüman üretmeyelim yani sizi tartışılabilir insanlar falan zannederek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Slat Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Rezalet Cemil Çiçek said: Bu siyasi bir bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez said: Yargıtay bildiri ile kapatma davasını etkilemeye çalışıyor. Yargıtay tarafsızlığını yitirmiştir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Slat said: Rezalet Cemil Çiçek said: Bu siyasi bir bildiridir ve hiçbir şekilde kabul edilemez said: Yargıtay bildiri ile kapatma davasını etkilemeye çalışıyor. Yargıtay tarafsızlığını yitirmiştir. Çokta yerinde bir açıklama , bi yandan birşeyi savunurken ve hükümeti suçlar iken yapılmasının sakıncalı olduğu şeyi kendisi yapıyor ki bunu yapan o şu bu derneği değil kocaman yargıtaydır. Resmen yargıtay kendi kendine zarar verip saygınlığına zarar veriyor. Hiç bahsedilmiyor , nedense ülkede herkes dava hakkında atıp tutup baskı olabilcek sözler söyler iken durup hükümet bunu yapıyor diye bildiri yayınlanması hükümet karşıtı olmak değilde nedir ? Yani siyasi tavır. Hep atlanıyor başkalarının yaptıkları , Deniz Baykal kaç defa anayasa mahkemesinin kararları ile ilgili 367 olsun şu anki dava olsun sonuçlanmadan şöyle demiştir. Eğer şu şekilde karar alınırsa ÇATIŞMA ÇIKAR. Buyrun size şiddet çağrısı ve baskısı. Erbakanın zamanında kanlımı kansızmı olacak demesini andırmıyormu ? Aa pardon CHP Cumhuriyet'in Mustafa Kemal ' in partisi , Baykal ne dese doğrudur yasalara uygundur. Şu şiir hakkında da şunu söliyim , Osmanlı zamanında biz Türkler hangi sloganlarla düşmanlarımızla savaşmışız mücadeleler vermişiz bi düşünün bakalım. Bunlar bizim değerlerimiz. Tabi unutanlar veya onlar benim değerim değil idyenler olabilir diyebilirler de ama bu Türklerin geçmişteki tarihteki değerlerinin olmadığını göstermiyor neyazıkki. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rahan Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 "devletler laik olur, insanlar laik olmaz." bunu ben yıllar beri diyorum. laik devleti destekleyen adama "laik" denmez laiklik yanlısı veya (yanlış hatırlaymıyorsam) laisist denir. "insanlar laik olmaz" argümanı; akp nin saçma sapık propagandası "hem müslüman hem laik olunmaz"'dan geri adım atmasıdır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fedaykin Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Şimdi olayın özüne inelim. Konuşma özgürlüğü olarak işe bakarsak, mesela bir milletvekili meclis kürsüsünden çıkıp "Bu ülkenin menfaati gereği bütün sarışınları öldürmemiz gerekir. Ey ahali, alın elinize satırı bıçağı ve bildiğiniz ne kadar sarışın varsa öldürün" derse burada 14. madde işlemez zira seçilmeden öncesi içindir madde 14. Yani bu adamı cezalandıramazsınız mevcut anaysaya göre. Peki mensubu olduğu partiye ne yapmak düşer, o zatı üyelikten çıkartıp yargılanabilmesi için gelecek fezlekeyi derhal işleme alıp dokunulmazlığını kaldırması gerekir. Peki o partinin en yetkili kişileri de bu arkadaşı destekliyor ise ne olur? İşte o zaman devreye anayasa mahkemesi ve parti kapatma davası devreye girer, zira bu tür işlerin odağı haline gelmiştir o parti. Peki o parti hakkında iddianame hazırlarken elde mevcut bir mahkeme kararı varmıdır, tabii ki yoktur zira o kişiler yargılanamamaktadırlar. Umarım anlatabildim kısırdöngüyü. Kısaca kimilerinin iddia ettiği gibi kişilerin konuşmaları esas alınmayıp sadece mahkeme kararları esas alınmalı dersek, gerçekte hiç bir şey yapma demiş oluruz. Hem adamı yargılayamayacaksın, hemde ortada mahkeme kararı yoko zaman hiç bir şey yapamazsın diyeceksin. Oh ne güzel iş... Antimodes52 said: fedaykin, tam olarak anlayamadım sormak istediğini, o yüzden cevap veremedim pek. Şimdi öncelikle şöyle bir şey var, dokunulmazlığın iki ayrı noktası var: 1-)Freedom of speech: Bu, milletvekillerinin görevleri süresince istediklerini söyleyebilmelerini mümkün kılan yönüdür dokunulmazlığın. Hiç bir milletvekili, görev döneminde söylediği sözlerden HİÇ BİR ZAMAN yargılanamaz. 2-)Freedom from arrest: Buysa, milletvekillerinin görevleri süresince tutuklanamamaları, yargılanamamaları yönüdür. Amacı muhalefeti korumak, iktidarın muhalefet üstünde baskı kurmasını önlemektir. Ancak bu, freedom of speech'in aksine mutlak bir hak değildir, yani bir milletvekili suç işlerse, milletvekilliği bittikten sonra yargılanabilir ya da meclis tarafından karar alınırsa yargılanabilir sadece. Ha bir de tabii Anayasa'nın 14. maddesi istisnası var, o da ayrı. Bu bağlamda milletvekilleri zaten yargılanamıyor diye bir şey yok. Sadece milletvekillikleri bitene kadar işledikleri suç soruşturulamıyor, yargılanamıyorlar. Ancak işledikleri iddia edilen suçlar zamanaşımına uğramıyor, yani 15 sene milletvekili olsalar da işledikleri suç zamanaşımına uğramıyor. Bunun dışında, freedom from arrest sadece cezai sorumsuzluk demek oluyor. Dolayısıyla kişilere siyasi yasak gelebiliyor gayet. Sorunu cevapladım mı bilmiyorum ancak, biraz daha açık söylersen ben de cevaplayabilirim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
becool Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 fedaykin said: Şimdi buradaki süngüye sahip olma ihtiyacı duyan kişiler bu süngüleri tarla sürmek için mi kullanmak niyetindedirler. Peki miğferin içine çiçek mi ekecekler. Askerlerin normalde bulundukları kışlalar pek camiye benzemiyor ama Hizbullah gibi örgütler camileri kışla olarak kullanıyor. Yoksa buradaki amaç Hizbullah gibi örgütleri camilerden kovma girişimi mi. Peki bu askerler aşk ordusunun askerlerimi? Elinde süngülü, miğfer takan, camileri kışla olarak kullanan dini bütün askerler. Nedense bu bana demokratik bir ülkenin başbakanının ağzından değilde Hizbullah liderinin ağzından çıkacak sözler gibi geliyor. Ama bu bir şiiiirrr.... Madem o bir şiir o zaman sorun yok. Şiir olunca bütün anlamı yitiyor, hemen masumane hale bürünüyor, yerseniz... becool said: fedaykin said: minareler süngü kubbeler miğfer camiler kışlamız müminler asker Ben bunu kanlı mı kansız mı muhabbetinden farklı görmüyorum açıkcası. farklı görmüyorsun. niye farklı görmedigini şurda 4 mısracık var. bi zahmet açıkla bunun şeriat istegiyle alakası neymiş. kubbeler migfer :dindar askerler camiler kışla: dindar askerler müminler asker: bak burda demiş zaten asker diye. bu adam müslüman bir ordudan bahsediyor bence. bunun dinle yönetilen bir devlet anlayışını çıkaramadım. ama dindarlık batıyor tabi bazılarına,degişik hayat tarzlarını anlayamayan tek renkli insanlara. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
becool Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 LathspeLL said: Cahillik diz boyu. Camiler kisla olayini "guzide bir siirimiz, sorun yok" diye goruyorsaniz basin gidin. Nasil adamlarsiniz siz ya. off baba ne kadar asabi adamsın yıkıyosun ortalıgı.basıp gidiyom. "Dinci degiliz" ama kokune kadar din sloganlari soyleyenleri savunuyoruz. din sloganlarını söyleme hakkını savunuyorum.isteyen dinsizlik sloganlarınıda söyleyebilir. "AKPci degiliz" ama Tayyibin her bokunu savunuyoruz. (Tayyip ve bok dedim kutsala hakaret??!11) tayyipin haklı oldugu durumları savunurum. off adeta bi cmylmz espriye bak. "Fasist degiliz, ozgurlukcuyuz" ama AKP`nin butun fasist hareketlerini destekliyoruz, turban gibi yasakci zihniyete ozgurluk diyoruz. vay be dünya faşist olmuş,türbanlı müslüman kadınlar heryerde,tek faşist olmayan ülke türkiye,türkiyede vatandaşlarına zorla türban taktırıyor.amanin bo. profesör olucak adamsın kanka. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Theghosthand Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Okuduğumuzu anlayalım.Plak bozuk heralde.O cümlerlerin hepsinden müslüman askerler bunlar işte çıkarırsan seni ilkokula geri alırlar. Kubbeler miğfer:Caminin kubbesi bizim korunaklı yerimiz,ya da islam başımıza geçirdiğimiz miğfer,koruma anlamı da çıkabilir ama müslüman askerler buradan çıkmaz Camiler kışlamız:Camiler islam adına asker yetiştirdiğimiz yerler.Müslüman askerler değil yani Müminler asker:Müslüman askerler anlamını burdan çıkartabilirsin ama ben şiirin gidişatından şu anlamı çıkardım''Her müslüman bizim askerimiz''. Buradan sadece sıradan müslüman bir ordu anlamını çıkarabiliyorsan seni tebrik ediyorum.İslam adına savaşan , islamın ordusu anlamı çıkardığında sana giydiğim tek renkli formamı armağan ediyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
becool Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 21, 2008 evet o anlamında çıkarıyorum. islamın ordusu anlamınada gelebilir sana katılıyorum.bende öyle düşünüyorum fakat bu müslümanlar arasındaki birlik beraberligi saglamak amacıyla söylenen gaz bir kıta. şeriat ordusu falan anlamı çıkarmak art niyetlilik. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Theghosthand Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 Bu şiir yazıldığı zaman kurtuluş savaşı zamanı diye hatırlıyorum ya da daha öncesi bir savaş.Bu şiir; Dağılan Türk toplumunu din birliği ile bütünleşmesini ve esaretten kurtulma düşüncesini anlatıyor.O zaman savaşacak askeri olmayan , miğferi , süngüsü olmayan Türkleri cesaretlendirmek amaçlı.İnançlarına sarılmalı ve düşmana karşı durmalı bunu anlatıyor. Tabi Tarihimize baktığımızda bu kozu İngilizler kullanıyor.Halifenin ordusu diye bir şey kurdurtuyorlar aşırı dincilere.Para silah yardımı falan.Yani din etrafında toplanma hayal oluyor.Türk milleti kavramında toplanıyor hareket. He şimdi bu şiiri herhangi bir dini sohbette , kendisini dindar tanıtan partilerin toplantısında okumak neden art niyet oluyor bunu söyliyeyim.Şu anda herhangi bir islam ordusuna ihtiyaç yok.Çok şükür ordumuz var.Neden bir islam ordusuna gerek duyuluyor?Hangi düşmana karşı kullanılacak bu ordu.Şiiri okuyanlar mı bu orduyu kuracak, önderi olacak?Bir islam ordusu varsa bir amaç olmalı deil mi kimse kimseyi boş konuşuyor farz edemez , görmezden gelemez. İslam ordusu, islam ordusu... Ne yapar bu islam ordusu? Adamların bir ordu kurup şöyle sohbet mi etmesini hayal ediyorsun bu orduda: +Biz böle islam ordusuyuz.. -Kaç kişisiniz? Ne yapıyonuz? +Hasan Hüseyin ,Şevki ,Tayip bu kadarız islam ordusuyuz biz öyleyiz yani bu tarafımız islam ordusu , öyle geziyoruz biz. Adam Böyle bir güç yaratıyorsa ya da yaratmayı amaçlıyorsa çatırt diye devletede , yargıyada , insanlarada islami kuralları dayatır.Sen buna özgürlük dersin ben buna şeriat derim.Niyet önemli demişsin evet önemli niyet .Nerde ,ne zaman kim ,kime söylenmiş işte buna bakmalı.Bunlar görmezden geliniyorsa art da senin olsun niyette. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
becool Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 niyet önemlidir ama okudugun niyet senin gözünde o kişinin durumunu belirler. Niyetin hukukla ilgisi yoktur hukuk niyete degil eyleme bakar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Theghosthand Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 eylemin niyetine bakmaz yani öyle mi? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dregoth Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 fedaykin said: Umarım anlatabildim kısırdöngüyü. Kısaca kimilerinin iddia ettiği gibi kişilerin konuşmaları esas alınmayıp sadece mahkeme kararları esas alınmalı dersek, gerçekte hiç bir şey yapma demiş oluruz. Hem adamı yargılayamayacaksın, hemde ortada mahkeme kararı yoko zaman hiç bir şey yapamazsın diyeceksin. Oh ne güzel iş... E o zaman, bu kadar vahim bir açıklama yapılmışsa iktidar sırasında, halkta bu adamları iktidardan alacaktır. LathspeLL said: "bu ulke Ataturk`un ulkesi, onun kurallariyla yonetiliyor, bu ulke %100 ozgurluklerin ulkesi yada dini ozgurluk ulkesi degil" lafini ogretmesi gerekiyor. Bu ülke benim ülkem ya, Atatürk bu ülkeye kendi sınırları çerçevesinde birşeyler yapmış. Bunlar tabiiki bu ülke tarihinin önemli parçalarıdır ancak bu noktada bu ülke bu yüzden onun olmaz. Bu ülke Atatürk'ün ülkesi değildir. Bu ülke bu cumhuriyetin vatandaşlarının ülkesidir. Ayrıcana Atatürk'ün ilkeleri neredeyse 100 sene önce yazılmış ilkelerdir, şimdi ben milliyetçilik ilkesinin anlamsız olduğunu düşünüyorum, o zaman bir ülkeyi birleştirmek için gerekli bir olguymuş, lakin bu noktada sevmiyorum milliyetçiliği. Ne yapacağım, "özgür" bir cumhuriyette buna inanamayacak mıyım? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Dregoth Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 çift mesaj pardon. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Antimodes52 Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 22, 2008 Dregoth'cuğum adam faşist işte. Özgürlük ülkesi değil burası diyor zaten. Onun ideallerine uygun yaşamak zorundasın ona göre. Ha, sorsalar bu adamın şeriat peşinde koşturanlardan ne farkı var diye, bence yok yani, ikisi de kendi idealleri ve doğruları adına birilerinden üstün olduğunu, doğru yolun kendi yolu olduğunu, başkalarını bu uğurda gerekirse "susturması" gerektiğini savunuyor işte. Faşizm ha din üstünden olmuş, ha ülkeyi kuran tarihi karakterler üzerinden. Aynı tas, aynı hamam sonuçta. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar