Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Kutlu Dogumgunune Cok Az Kaldi


pwnbot

Öne çıkan mesajlar

nileppezdel said:
Laraken said:
alayınız allahsız çılgınlarsınız di mi lan? kıyamam.


Cimbom için çıldırdık!! :D

Olay din düşmanlığından ziyade bunun 23 nisanı gölgede falan bırakmasına, dünyanın en önemli şeyiymiş gibi devlet aktiviteleriyle kutlanmasına bir tepki.

Laik devletiz ya...


müslümanlıgı irdelemiş bi insan için dünyanın en önemli şeyiyse şurda söylenen laflar ağır deil mi?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ohyeah said:
nileppezdel said:
Laraken said:
alayınız allahsız çılgınlarsınız di mi lan? kıyamam.


Cimbom için çıldırdık!! :D

Olay din düşmanlığından ziyade bunun 23 nisanı gölgede falan bırakmasına, dünyanın en önemli şeyiymiş gibi devlet aktiviteleriyle kutlanmasına bir tepki.

Laik devletiz ya...


müslümanlıgı irdelemiş bi insan için dünyanın en önemli şeyiyse şurda söylenen laflar ağır deil mi?


Benim için de evrim teorisi dünyanın en önemli şeyiyken ona köhne denmesi de ayıp mesela..

Her neyse dalga geçilmesi her türlü yanlış da şu gergin günlerde tepkiliyim sonuta
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hz. Ali (ra)'nın oğlu Hz. Hüseyin (ra) naklediyor: Babam Hz. Ali'den, Peygamber Efendimiz'in, meclisinde bulunan dost ve arkadaşlarına karşı nasıl davrandıklarını sorduğumda şöyle anlattılar:
"Resûlullah (sav) Efendimiz: Her zaman güler yüzlü yumuşak huylu ve alçak gönüllü idiler. Asla asık suratlı katı kalpli, kavgacı, şarlatan, kusur bulucu, dalkavuk ve kıskanç değildiler. Hoşlanmadığı şeyleri görmezlikten gelir; kendisinden beklentisi olan kimseleri hayal kırıklığına uğratmaz ve onları, isteklerinden tamamen mahrum bırakmazdı. Üç şeyden titizlikle uzak dururlardı: Ağız kavgası, boş boğazlık ve malâya'ni! Şu üç husustan da titizlikle sakınırlardı: Hiç kimseyi kötülemezler, kınamazlar ve hiç kimsenin aybı ile gizli taraflarını öğrenmeye çalışmazlardı. Sadece yararlı olacağını ümid ettikleri konularda konuşurlardı.

Hz. Peygamber konuşurken, meclisinde bulunan dinleyiciler, başlarının üzerine kuş konmuşçasına hiç kımıldamadan kulak kesilirlerdi. Zât-ı Risâletleri susunca da konuşma ihtiyacı duyanlar söz alırlardı. Ashab, Resûl-i Ekrem'in huzurunda konuşurlarken bir birleriyle asla ağız dalaşında bulunmazlardı. İçlerinden birisi
Resûlullah (sav)'ın huzurunda konuşurken o sözünü bitirinceye kadar, hepsi de can kulağıyla konuşanı dinlerdi.
Peygamber Efendimiz'in katında onların hepsinin sözü, ilk önce konuşanın sözü gibi ilgi görürdü. Ashabın güldüklerine kendileri de güler, onların taaccüb ettikleri şeylere kendileri de hayretlerini ifade ederdi. Huzurlarına gelen gariblerin (bedevilerin) kaba-saba konuşmaları ile pervasızca suallerinin yol açtığı tatsızlıklara sabrederlerdi. Ashabı ise, onların gelip sual sormalarını çok isterlerdi.

Peygamber Efendimiz: "Hacetinin giderilmesini isteyen bir ihtiyaç sahibi ile karşılaştığınız zaman ona yardımcı olunuz" buyururlardı. Hz. Peygamber, ancak yapılan iyiliğe denk düşen ve fazla dalkavukluğa kaçmayan övgüleri kabul eder ve haddi tecavüz etmediği müddetçe hiç kimsenin sözünü kesmezdi. Şayet yüksek huzurlarında haddi aşacak şekilde konuşulursa, o zaman, ya konuşanı susturmak ya da o meclisten kalkıp gitmek suretiyle ona engel olurlardı."

Şimdi gerçekten en eski yazıtlarda bile böyle bahsedilen biri hakkında dalga geçmek istiyorsanız geçin
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...