Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Breaking Bad (2008) - AMC


arcane

Öne çıkan mesajlar

OFFFFF ALLAHIM SANA GELİYORUM süper bölümdü süper!


3x07

pinkman'ın hastanede walt'un teklifini reddettiği sahnede oyunculuğu tavan yaptı resmen.
hank'in ise arabada gelen telefondan sonraki o paranoyası korkusu anlatılmazdı hakikaten lan ne yazsam boş ne güzel dizidir bu böyle.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sezon 3, bölüm 7.

pilot bölümünün airing'den 5 saat sonra izledim ilk seni breaking bad. uykusuzdum, işsiz güçsüzdüm. pilot bölümünle etkiledin beni ilk, hadi dedim; bir kaç bölüm daha izlenir güzele benziyor. ilk sezon geldi geçti, unuttum gittin. sonra ikinci sezon başlayacak dediler, gene ilk bölümünü hemen indirdim çıktığı gibi. ikinci sezon böyle daha bi güzelleştin, dallandın budaklandın. güzel bir diziydin, çok güzel bir dizi oldun. ama breaking bad, üçüncü sezonun başlangıcıyla bir şey demek istedim sana; daha da güzel oldun. gittikçe güzelleştin bre allahsız.

sezon 3, bölüm 7.

boşaldım. piyasayı geçtim, geçmişte de bundan daha iyi dizi olmadığını iddia ediyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dayanamadım.
ayrıca ekşide bir yazar, heyecanım yüzünden ağzıma dolananları benim yerime yazmış;

ek$i said:

modern zamanlar atlasımda, ilk kez ilk bölümünden bu yana hep dünya ile aynı anda izlediğim tv prodüksiyonu olarak yerini almıştır. 3 yıl önce ortalıkta dolanan pilot bölüm fotoğrafları ve pilot bölümün konusu, bryan cranston'ın imza atmadan önce başına gelenler, yayınlanmadan önce sağda solda okuduğumuz dedikodular, yayınlandığı ilk günü, pilot bölümü heyecanla beklemeye yetmişti. hiç bir zaman da pişman etmedi bu zaman zarfında..

gençliğin sonu 30'lu yaşlar için "durgunluk" derler; artık gereksiz tartışmalar istemiyor, kendinizi kanıtlamaya uğraşmıyor, hiç bir şeye karşı ateşli sevgiler geliştiremiyor, hiç bir sanat eserine, fikre ya da hayale eskisi kadar derin bağlanamıyorsunuz. bu anlamda "breaking bad" in açtığı parantez, ona beslediğim bu hayranlık, tekrar tekrar dikkate değer..

artık 3. sezon itibariyle inanılmaz bir yapım gerçekten.. sinematografisi, altını kalın çizgilerle onlarca kez çizmeyi gerektiriyor. hikayeye ve psikolojik örgüye deliler gibi hizmet eden bu kadar titiz fotoğraflar, görüntü yönetimi, çok az yapımda karşılaşabildiğimiz türden. nefessiz izlediğimiz plan çekimler, omuzda kamera-hareket eden kadrajlar.. çoğu zaman hikayenin mi, yoksa anlatımının mı bu kadar etkileyici olduğunu düşündürüyor. kurgu ise; gereksiz yere kompleksleştirilmeyerek, 21.y.y'ın en gereksiz gösteriş modasından uzak.

vince gilligan'ın ilk sezon yapımcısını, 7 bölümlük pilot sezonu çekmeye ikna ettiği tohum senaryo, gittikçe genişleyen ve 7 kişiye ulaşan yazar kadrosuyla, artık vince'i bile şaşırtacak bir derinliğe ulaşıyor. bu nüve öyle genişliyor ki, ilk sezonundan altın küre alan yapım için şu an hollywood yazarlar derneği ne vereceğini şaşırıyor. tek sezonluk anlaşma yapan yapımcılar, dizinin yeni yapımcılarını pişmanlıklarla kıskanıyor. reynaldo villalobos gidiyor, michael slovis geliyor ve bu yapımda yaratıcılığı zirve yapacak ne kadar sinema işçisi varsa, bir şekilde diziyi daha ileriye taşıyacak fırsatı buluyor. başlangıçta sadece ilginç olan hikaye, tek başına kimsenin öngöremeyeceği bir hal alıyor. ve biliyoruz ki, iyi ki sonuna kadar yazmamış hikayeyi vince. iyi ki zamanla evriliyor. iyi ki kaç sezon olacağı, kimlerin yöneteceği, kimlerin misafir oyuncu olarak belirip kaybolacağı, kimlerin bir tuğla daha koyacağı, kimlerin parasını vereceği ve kimlerin yayınlayacağı belli değilmiş.

oyuncu seçimi, müziği ve ışığını da tek bir kümede anmak istiyorum. meksika sınırına yakın new mexico'da geçen hikayeye yakışır turuncu tonlar, doğal ışık kullanmaya özen gösterilmesi.. çöl ve sinematografik duygusu.. hispanik oyuncular.. sliding tekniğiyle icra edilmiş, paris texas'ı anımsatan tema müziği..karakterlerdeki derinlik, psikolojilerinde zamanla belirmeyen tutarsızlık..

üstelik çok fazla orjinal şey de koydu ortaya, klişelere çok az bulaştı. mesela hangimiz unutabiliriz ki, kaplumbağa sırtında çölde yürüyen kesik başı, bu sahnenin nasıl çekildiğini. tarantino'nun da rodrigues'in de kıskandığına eminim bu orjinali..

ya ana karakterlerin orjinalliği? "bettercallsaul" nasıl orjinal bir adam. bob odenkirk, zaten bir sit-com komedyeni gerçekte de. saul'un avukat oluşu bir yana, bütün o bağlantıları, olaylara bakışı, süper çıkarcı ve süprizlerle dolu oluşu.. hatta sadece ofisi bile acayip sıradışı değil mi? yani bundan daha yavşak bir karakter gördünüz mü yahu hayatınızda? izleyicide "şu adamdan uzak durun, iş yapmayın şununla, kurtulun şundan" gibi otomatik reaksiyonlara neden olsa da, kriminal olmanın çağırdığı yeni sosyal yapıyı nasıl da varlığıyla sürekli özetliyor.

dut yemiş bülbül kardeşler? shiny twins..tuco'nun ikiz kuzenleri salamanco kardeşler. 70'lerin western filmlerinden fırlamışcasına nasıl da orjinaller. tarantino'nun abartmaktan bokunu çıkardığı geyik karakterler gibi, ama aksine inanılmaz ciddiler. parlak kuzenler diyorum onlara ben en başından beri. düşünün, parlak metalik gri bir mercedes clk ile çıktılar karşımıza. aracın kapısı açılıp toprağa basan kovboy çizmeleri parlak ve göz alıcıydı. her zaman parlak takım elbiseleri oldu üzerlerinde. hatta kazıttıkları kafaları bile yeterince parlaktı. uzatılabilir; mesela bir süre yanlarında taşıdıkları balta..

los pollos'un mütevazi görünümlü supervisor'ı gus fring? ilk kez boy gösterdiği sıralarda yarattığı karizmayı hafif sallasa da, başlı başına bir simge. yüzünden hiç bir duygunun okunamadığı, o pespaye ve rutin hayatının arkasında, insanın kanını donduracak bir etki bırakabiliyor. giancarlo esposito'yu bu karakterden sonra, fazlasıyla yeni işlerde de göreceğimize eminim.

marie ve skyler kardeşlerin arasındaki rekabet, iletişimsizlik, güvensizlik.. hank gibi her zaman güçlü görünen; en başarılı ve en eğlenceli olmak zorunda olan bir adamın eşinin marie gibi bir karakter olması tesadüf mü?

yasaları simgeleyen hank? her zaman güçlü görünmeye çalışan hank.. öyle ki; artık korktuğunda, korkabiliyor olması bile onu tekrar tekrar korkutur olmuş hank..bütün çıkmazları, zorunlulukları, zaaflarıyla.. en sevdiğim, en çok etkilendiğim, mükemmel adam hank.. harkulade bir iş çıkarıyor dean norris!!

skyler? kariyerinden vazgeçip özürlü bir çocuk yetiştirmiş ve hayallerinden çok uzakta bir hayat yaşamış skyler'ın sınırlarını yeniden gözden geçirmesi, öcünü ancak ahlaki aşırılıklarla alabileceğini sanması çok mu garip? skyler'ın da iki yüzlülüğünden sıyrılıp, "ahlakın" tanımını yeniden yapacağını ilerleyen günlerde göreceğiz.

ve tabi ki sınırlar. söyleyeceklerimizin sınırları..yapabileceklerimizin sınırları..yasalar..ahlak..sosyal baskılar..tabular..ölmek üzere olduğunuzu öğrendiğinizde farkettiğiniz, insan ömrünün sınırları..pasif, sessizce, herşeye sabreden olmanın sınırları.. ve walt; artık hazırladığı sandviçlerin bile sınırlarını kesiyor..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...