Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

amfi satın alma rehberi


Donita

Öne çıkan mesajlar

Kaliteli bir tube amfi alabilirsen al imkanın yetiyorsa, onun dışında Ibanez'in toneblaster modellerini denedim de, Marshall'ın ev amfilerine taş çıkartır, zamanında MG30DFX kullanmıştım ki pek kaliteli değildi toneblaster'lara kıyaslarsak, enazından ben öyle algılamış olabilirim. Fender Blues Junior'a iyi diyorlardı lambalı amfilerden, bir bak istersen ona da.

Edit : Ve amfiden sağlam distortion bekleme, mutlaka sağlam bir analog pedal al bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

MADBOY said:
Kaliteli bir tube amfi alabilirsen al imkanın yetiyorsa, onun dışında Ibanez'in toneblaster modellerini denedim de, Marshall'ın ev amfilerine taş çıkartır, zamanında MG30DFX kullanmıştım ki pek kaliteli değildi toneblaster'lara kıyaslarsak, enazından ben öyle algılamış olabilirim. Fender Blues Junior'a iyi diyorlardı lambalı amfilerden, bir bak istersen ona da.

Edit : Ve amfiden sağlam distortion bekleme, mutlaka sağlam bir analog pedal al bence.

AGA ADAM EV İÇİN UCUZ AMFİ İSTİYOR EN DANDİK TÜPLÜ AMFİ 1 MİLYAR.
Kaliteli amfilerin driveları iyidir ayrıca.
Mesa ve marshalların özellikle.
Ayrıca tüplü amfilerden verim almak için uzun süre yüksek volümde çalmak lazım.
Apartmanda çok zor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

dijital amfi yoktur abicim, tuplu ya da transistorlu vardir bir de preampi tuplu olan hybridler var.

bende 50 wattlik marshall av 50 vardi, valvestate serisinden. cok da guzeldi normal kanallari ama efekt bagladigin anda siciyodu.

iyi olarak sayilan amfilerin hicbirini zaten apartmanda kullanamazsin, sesi alman icin belli bi seviyede acman gerekir. ayrica ev icin tuplu amfi de zor is ac kapa falan.

ayrica, yeni baslayan biri amfiden de gitardan da anlamaz. paranin yettigini alirsin gene ayni sesi verir, olayi seviyosan mutlu olursun baya bi sure. 10 wattlik amfiye distortion pedali almanin tek sebebi de foot switch sahibi olmamasidir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

pwnbot said:
preamfi ve kabin simulatorleriyle o ses de eskisi gibi cangil cungul gelmez.


Preamfi ve kabin simülatörü dediğiniz şeyler sansamp gt2 ve behringer ultra-g den ibaret değil biliyorsunuz sanırım? Şuan dünyada çoğu gitarist kayıtlarda ve canlı performansta kabin simülatörleri kullanır. Palmer PGA serisi, PDI serisi.. bunlara bakabilirsiniz. Efeckt harici konuşuyorum, preamp -> power amp -> palmer PDI-03 -> direk sistem. Bu basit seri sinyal bağlantısıyla bile alıcağınız tonlara inanamazsınız. Ayrıca kabin mikrofonlarken çektiğiniz işkenceleri de çekmemiş olursunuz.

Bazıları lambalı amfi evde kullanılmaz demiş. Gayette kullanılır çokta güzel olur. Sadece ihtiyacınız olan bir adet "atteunator". Marka örneği vermek gerekirse THD'nin HotPlate diye güzel bir serisi vardır. Basit olarak bu aleti kullanırken speakerlar ile power amp arasına bağlarsınız, amfinizdeki lambalara güzelce yüklenirsiniz, cihaz üzerinden master volume ü kısarsınız. Sinyalin istediğiniz kısmı speakerlara gider geri kalanı ısıya çevrilir. Tabi ikinci alternatif yine Palmer gibi speaker simülatörlerdir. Üzerinde dahili loadbox olduğundan power sinyalini direk bu alete verip XLR veya Line bağlantı ile miksere veya ses kartına girip kulaklıkla bile rahatça cranck ettiğiniz lambalarınız sesini duyabilirsiniz. Yani sonuç olarak evde lambalı amfi kullanmak dert değildir.

Dijital modelleme konusunda diyebileceğim çok ilerlemiş olduğu ve kesinlikle tercih edilebilir olduğu. Dinamikleri yansıtması olsun, harmoniklere tepkisi olsun gayet iyi permormansı olan processorler var.

Ben yeni başlayanlara genel olarak Roland cube serisini tavsiye ederim. Hem tonları fena değil hem de üzerinde bikaçtane efekt var bir süre rahatça idare edebilir. Ama düşük seri marshall amfiler (hatta orta ve orta-üstü bazı serilerde bence) gerçekten açık sözlü olmak gerekirse kötüler. Bunun yanında processor alternatifide göz ardı edilmemeli. Eğer parametrelere hakimseniz gerçekten iyi tonlar alabilirsiniz kaliteli bir processor ile. (mesela line6 pod pro) Ama yeni başlayan birisi için processorler zararlı olabilir tuşe gelişimi açısından. Compressor'e abanıp çalmaya alışıranız sonra birgün direk amfiye girdiğinizde işin gerçek yüzünü görmeniz olası. Ama tatmin açısından bakarsanız bir processor ile yeni başlayan birisi, biraz ton yazmayı öğrendiğinde çok mutlu olabilir. O yüzden tercih meselesi biraz. Ben egzersizlerimi olabildiğince dry tonda yapıcam sadece takılmak istediğimde her türlü efekti açarım diye kendinize söz verebiliyorsanız o zaman processorlerde iyi bir alternatif.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

e ben de onu dedim? ama abarttigin kadar basarili oldugu konusunda katilmiyorum kesinlikle. kayit studyomda da var bir modelleyici, kisitli iyi ton alabiliyorum ama cok fazla opsiyon sunmuyor. line 6'in modelleyicili amfisiyle de caldim, taklit gercegin yerini tutmuyor daha.

Bazıları lambalı amfi evde kullanılmaz demiş. Gayette kullanılır çokta güzel olur. Sadece ihtiyacınız olan bir adet "atteunator"

buna da yapma etme diyorum, lambalara yazik amfiyi eskittigine yazik. evet mumkun ama yazik.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bleeding said:
power amp dediğin ne ? Pre amp de mesela gt8 in pre amp ı olur mu


Mesela basit bir amfi düşün. Bu amfiyi basit olarak 3 parçada inceleyebilirsin. Preamp, power amp, speaker. (Gitarı direk girdiğinizi varsayıyorum) Preamp gitar sinyalinin ilk şekillendiği yer. Preamp distortion'ı dediğimiz drive olayını sinyal ilk burda kazanıyor ve preamp e göre değişsede pre ve post equalizationdan geçiyor. Sonra bu sinyal power amp'e aktarılıyor. Power ampin genel amacı sesi yükseltmek ama lambalı power amp kullandığında tüplere yüklenip sese power amp distortion'ı dediğimiz şeyi katıyorsun Yani ses sadece yükselmiyor aynı zamanda ekstra distortion ve karakter kazanıyor. (Transistörlü power katları daha transparandır.) Sonra bu sinyal speakarlarına gidiyor ve speaker distortion'ı ve havadan kulağına kadar gelirken 4. distortion'ı da kazanıp sana ulaşıyor. Basitçe sinyalin izlediğin yol ve ismi geçen parçaların özelliği bu.

GT8 ve diğer modelleme yapan processorlerdeki olay preamp katının simüle edilmesi. Aynı şekilde üzerinde speaker simulationda bulunmakta. İşte çoğu processorün kulağımıza aslında ne kadar iyi ayarlanırsa ayarlansın az doğal gelmesnin bir sebebide bu. Benim yukarda bahsettiğim 4 distortion tipinden sadece 2sine sahip olabiliyorsun bir processor kullancısıysan. Ayrıca poweramp distortion'ı cidden çok önemli birşey bundan hiç yararlanamıyorsun.

pwnbot said:
e ben de onu dedim? ama abarttigin kadar basarili oldugu konusunda katilmiyorum kesinlikle. kayit studyomda da var bir modelleyici, kisitli iyi ton alabiliyorum ama cok fazla opsiyon sunmuyor. line 6'in modelleyicili amfisiyle de caldim, taklit gercegin yerini tutmuyor daha.

Bazıları lambalı amfi evde kullanılmaz demiş. Gayette kullanılır çokta güzel olur. Sadece ihtiyacınız olan bir adet "atteunator"

buna da yapma etme diyorum, lambalara yazik amfiyi eskittigine yazik. evet mumkun ama yazik.


İyi de zaten lambalı amfileri tüplere yüklenmek için almıyor muyuz? Ayrıca atteunatorlar amfinin ömründen yemez. Evet lambanın ömründen yer ama işte başa dönücem yine lambalı amfi almamızdaki amaç zaten bu değil mi? Tüpleri cranck edip alıyoruz o sıcak dolgun tonları. Sen power amp katına yüklenmezsen nasıl preamp sinyalini power map distortion'ına sokucaksın ki? Adamlar onun için yapıyor o aletleri zaten. Neden yapmıym şimdi? :) Dünyada çoğu insan böyle kullanıyor head amfilerini, rack sistemlerini..

Modelleme konusunda haklısın elbette taklidinin yerini tutması söz konusu bile değil. Ama belli bir noktaya kadar cidden tatmin edici bence. Yani fiyat/performans olayını baz aldığımızda (ki yazarken aklımda o vardı) gayet iyi bir opsiyon hala. Line6'in sanırım çıkardığı her processor modelini (yeni çıkan X3 hariç) detaylı inceleme şansım oldu, Eski Pod serisi cidden piyasadaki en başırılı modellemeyi sunuyor gibi. Ama işte bir yere kadar..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Korax said:

Buarada marshall kalitesiz hakkaten.Potans'ları bukadar çabuk bozulan bi amfi daha yoktur heralde.


mod ağzından çıkan sırf bu cümleden ötürü yazıyorum :)
şu ana kadar marshall olarak, baba yadigarı bir jcm 600 kafa, jmp-1 pre amp, el 84 20/20 power amp, marshall valvstate 100 kafa ve çeşitli marshall switch pedallarına sahibim/sahip oldum. aşşağı yukarı 7 senedir de aktif olarak sahnede de kullanıyorum bunları ve şu ana kadar hiç birinin potansları ve ya switchleri ile ilgli,diğer amfilerimden farklı bir problem yaşamadım.Hatta rahatlıkla fenderlerden daha çok çektim diyebilirim. Mg serileri hakkında hiç bir fikrimin olmamasına rağmen, şu an Türkiye'den temin edilebilecek amfiler içinde en çok güvendiğim markaların başında Marshall var.

Yazamadan edemedim,sivrilik yapmak değil amacım,kimse kızmasın,alınmasın :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

pwnbot said:
eskisi yenisi yok ki bu isin, verdigin paraya gore hepsi asagi yukari ayni kalitede. belli basli markalar da marshall fender turkiyede.


Eski serilerde üretilen amfiler,malzemesinden,tasarımından görünüşüne kadar farklı.Marshall'ın eski amfileri gerçekten çok iyi evet,ama bugun hala fiyat olarak çok pahalı,o parayı haketmiyo bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
Elektrik gitar amplifikasyonunu oluşturan üç temel öğeden söz edebiliriz: Preampli, power ampli ve hoparlör/kabin. Preampli tonu işleyip şekillendirir, power ampli tona güç vererek onu ses haline dönüştürür, hoparlör ise sesi yayar.

Ampli dendiğinde çoğumuzun ilk aklına gelen aşağı yukarı bir televizyon boyutlarında genellikle bir hoparlörü, ton, gain, volume düğmeleri, jack giriş çıkışları vs bulunan "combo"lar gelir. Bir combo yukarıda saydığımız pre ve power ampli katlarıyla hoparlör gibi elemanları aynı kasa içinde barındırır.

Bir "Stack" ise; bir kafa (head), bir ya da birkaç kabinden oluşur. "Kafa", 15-20 yıl once anne ve babalarımızın televizyon yokken Arkası Yarın'ları dinledikleri eski radyolara yakın büyüklüktedir. Kabinden ayrı olarak taşınabilir. İçinde preampli ve powerampliyi barındırır. Combodaki gibi volume, ton potları, jack giriş-çıkışları da kafanın üzerinde yer alır. Kabin ise kafaya bağlı olarak çalışan, fonksiyonu kafada işlenip oluşmuş, canlanmış sesi yaymak olan içinde bir, iki veya dört tane hoparlör olan tahta bir kasadan ibarettir. Kabinleri müzik setlerimizin ayrılabilen kolonlarına benzetebiliriz. Stacklerin ortaya çıkış sebebi sanırım taşımayla ilgili sorunlardır. 8 adet 12 inçlik çapa sahip hoparlörü, pre ve power katlarını da içeren dev bir buzdolabı büyüklüğündeki gitar amplisini taşıyabilir miydiniz? Böyle bir sistemi üçe ayırmışlar. Kafa ve iki adet 4x12" kabin (full stack). Herbiri ayrı ayrı taşınabilir ve gerektiğinde üst üste koyarak etkili ve kullanışlı dizaynı elde edebilirsiniz. Birçok baba gitarist iyi bir ton elde edebilmenin amplifikasyon açısından temel koşulunun en az bir full stack kullanmak olduğunu belirtiyor. Stadyum konserlerinde adeta amplilerden oluşan duvarlar görüyoruz. O koca sahnede ton elde etmek ve duyabilmek için bu babalar aynı anda 5-10 arası full-stack kullanıyorlar.

Bir grupta iki gitarist, bir basçı olduğunu düşünün ve bunu da üç ile çarpın. Aynı sahnede çalışır durumda 150-200 tane 12" lik hoparlör eder. Etkileyici değil mi?

"Rack" sistemlerde ise preampli, powerampli ve hoparlör unsurlarının üçü de ayrılmış, birbirinden bağımsız çalışabilen ve belki de farklı markalarda bir elektrik gitar preamplisi (Marshall JMP-1, ADA MP-1, MP-2 vs) ve özellikle elektrik gitar için dizayn edilmiş bir powerampli (Marshall 9100, 9200, VHT 2150 vs) ve istenirse çeşitli efektler ya da processorler rack adı verilen yaylı bir kasanın içine yerleştirilerek birlikte kullanılabilir. Böyle bir sistem için yine daha önce sözü geçen kabinler kullanılacaktır.

Gitar için preampli ve powerampli imalatında tranzistörün yanısıra başka bütün sektörlerde kullanımı sona ermiş olan lambalar kullanılıyor. Hani şu kafa büyüklüğündeki eski radyolarda ya da yine eski TV lerde kullanılan lambalar. Bu eski teknolojinin gitar amplifikasyonunda hala kullanılmasının sebebi lambalı amplilerden daha iyi tonlar elde edilebilmesidir. Gerçi "iyi ton" sonuç olarak göreceli bir kavram, ancak tranzistörlü bir ampliyi lambalıya tercih eden çok az kişi vardır sanırım. Zaten overdrive, distortion olayının ortaya çıkışı da lambalı ampliler sayesindedir. Eski Beatles, The Shadows, Rolling Stones albümlerindeki gitar tonları büyük ölçüde temiz ama yeni yeni distortion yapmaya başlayan tonlardır. O zaman üretilmiş ilk gitar amplilerinden VOX AC serisinde belki de Gain (Drive) potu bile yoktu. Sadece volume, overdrive diye birşey yok.

Ancak davul ve PA'den gelen vocal arasında duyulmaya çalışan guitarist gittikçe daha yüksek volümlü çalmak hem istedi hem zorunda kaldı. Böylece zorlanan "sürülen" ampliden çıkan ses bozulmaya, çatlamaya, distortion yapmaya başladı ve bu ton benimsendi. Rock müziğine damgasını vurdu. Ama bu şekilde distortion elde etmek için çok yüksek volumde çalmak gerekiyordu (hala komple lambalı amplilerde preamplinin yanında powerampliyi de sürerek mükemmel bir ton elde etmek için evdeki odalarımıza göre oldukça yüksek sayılabilecek bir volum ile çalışmak gerek). Ve distortion pedalı imdadımıza yetişti, reverb, chorus, delay, processor darken bugünlere ulaştık.

Tranzistörlü amplilerin de lambalılara üstün geldiği bazı noktalar var. Tranzistörlüler lambalıların aksine çok yüksek volumlerda bile yeterince clean (overdrivesız) tonlar çıkarabilirler. Lambalılar kadar narin değillerdir, kolay zarar görmezler. Ayrıca düşük volumlarda distortion elde etmek mümkündür.

Preampli ve powerampli özelliklerinin yanısıra hoparlörler de önemlidir. Gitar amplifikasyonu için 8", 10", 12" ve 15" çaplarında hoparlörler kullanılabilir. En yaygın kullanılan ve standart olarak kabul edilen ölçü 12"tir. Hoparlör çapı ve sayısı arttıkça ton güçlenir, cılızlıktan uzaklaşır. Küçük kasalı, küçük hoparlörlü ampliler daha tiz ve mid karakterlidirler. Bu tiz ve midlik bazen tonun tamamen cılızlaşmasına, çiğleşmesine sebep olabilir. Küçük amplilerin (hem fiziksel olarak hem de güç açısından küçük olan amplilerin) de üstünlükleri vardır. 100 Watt'lık bir kafa ve 4x12 kabinden oluşan bir halfstack'i volume açarak zorlayıp, doğal ve tatminkar bir overdrive'a ulaşmak kolay değildir. Hele evde hiç mümkün değildir. Ancak 30 Watt'lık lambalı bir comboyu çok yüksek volume seviyelerine çıkmaya gerek olmadan rahatlıkla ısıtıp, sürebilir ve doğal distortion elde edebilirsiniz.

Ben evde Transistörlü Laney LX12 kullanıyorum.100 YTL'ye alabilirsin. Tavsiye ederim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...