Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

1923 öncesine dönüyoruz mütemadiyen


fedaykin

Öne çıkan mesajlar

Dün akşam bir kitap okurken İsmet İnönünün bir mektubuna denk geldim. Kitap Vahdettin ile ilgili filan değil. Deniz Gezmişi anlatıyor. İnönünün mektubu ise Deniz Gezmişin yazdığı bir mektuba karşılık yazılmış bir mektupdur. ( Deniz gezmiş ile İnönü arasında bir mektuplaşma yok yanlış anlaşılmasın)

Belirtmek istediğim yani İnönü bile hiç çekinmeden Vahdettine karşı savaştıklarını söyliyebilmektedir. Şimdi mektubun tamamını buraya yazıyorum lütfen Deniz Gezmişe kaymasın konu.

CHP Genel Başkanı İsmet İnönünün Mektubu:

Herkesib dilinle bir ''Bağımsız Türkiye'' ve ''İkinci Kurtuluş Savaşı'' var. Kurtuluş Savaşı'nı öyle her babayiğidin sabah kalktığında icad edebileceği bir meydan muharebesi zannederler. Kurtuluş savaşı bir defa olmuştur. Millet, yedi düvele karşı, onlarla birlikte olan padişaha karşı, o padişahın emriyle idam fetvası veren Şeyhülislam'a karşı memleketi kurtarmaya muvaffak olmuştur. Atatürk öncülüğünü yapmıştır. Şimdi 25 yaşında delikanlı nereden, nasıl bir kuvetle ve hangi anlayışla tahriklere alet olarak kurtuluş savaşı yağtığını ilan edebiliyor? Türk milleti bağrından Mustafa Kemaller çıkacaktır. Daima bağımsız kalacaktır. Büyük kabiliyetler, istitadlar çıkacaktır. Ama her gün böylesi çıkacak? Tabiat bu kadar zengin değildir.''

Tekrardan söylüyeyim mektubun tamamını koymakdaki amacım. Yani bir devlet büyüğünün hiç çekinmeden farklı bir konu arasında bile Vahdettine karşı savaştıklarını vurgulamak istemesidir.


Lütfen mektubun konumuza ilgilendiren kısımlarına yopunlaşalım diğer kısımları boşverin kafanıza takılam varsa da özel mesaj atın oradan tartışalım veya farklı topik açın. Bu topik sadce Vahdettinde kalsın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yani siz diyosunuz ki Anadolu halkı, hem padişaha hem hilafete hem de şeyhülislama karşı birlik olup savaştı, öyle mi? hiç düşmanla savaşmak için fetva falan verilmedi yani? kurtuluş savaşı sırasında saltanatın yıkılıp cumhuriyetin kurulacağını da biliyo muydu savaşmakta olan halk?

hmmmmm...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

vahdettin hain miydi deilmiydi, kendi tarih bilgimle bu konuda bir sonuca varamam ama aklımda bazı sorular var
çökmekte olan bir imparatorluğun son adamı için ne düşünebiliriz ki o gitse ondan sonraki padişah topraklarını mı savunabilecekti ondan daha iyisi mi olacaktı
canını, koltuğunu, ülkesinden daha önemli gördü demeden önce ülkeyi satmamamk için yapabileceklerini zorladı mı yoksa ben rahat yaşayayım zaten ülke gg mi dedi

ikincisi Atatürk'ün insanları yeni kurulacak devlete inandırabilmesi, sahiplendirmesi için osmanlı yı, halkın kafasında tamamen bitirmeliydi, bunun için osmanlının tüm unsurlarından yararlandı, başka türlü de olamazdı zaten
bu stratejiyi devleti direk laik olarak kurmamakta da görebilrisiniz, halifelik, şeyhulislam kaldırılmadan bir sonraki adıma geçmedi.
yepyeni bir devlet, cumhuriyet kurmak için yapılması gerekn herşeyi yaptı geriye halkın adaptasyonu kaldı, hala tartıştığımız çözüm bulamadığımız sorunlar dışında da bu sağlandı sanırım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yalan, atatürk güç toplayana kadar imanı gevredi bir kere senin dediğin şey olmuş olsa hiç zorlanmadan istediği gücü toplardı ama kongreler zamanında hala padişaha bağlı valilerce bazı bölgelerden dışlanmıştır atatürk. savaş sırasında da ülkenin dört bir yanında isyanlarla boğuştular. öte yandan şeyhülislam "bu asilerin katli vaciptir" diye fetva verdi ve bu fetvalar yunan uçaklarıyla türk mevzilerine yağdırıldı bunun sonucunda bir sürü firar eden oldu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Arkadaşlar bakın konu sapıyor gidiyor.
Öncelikle Atatürk Samsuna çıktığında ''Hadi düşmanı, padişahı devirip, cumhuriyet kuralım.'' demedi.

Halka şuan ki padişahın yani Vahdettinin düşmanla işbirliği içinde olduğunu halkını sattığını söyledi ve halkda düşmanla birlikde padişah Vahdettine karşıda savaştı. Ama büyük bir çoğunlık Vahdettini devirdikden sonra daha iyi bir Padişahın başa geçiceğini bilerek savaştı.

Şimdi biri çıkar'' Yani Atatürk halkı kandırdı''der bende kafamı duvara cama vururum artık.

Birde orada bir arkadaş şey demiş: Atatürk elindeki kağıdı gösteriyormuş herkese bakın beni Padişah gönderdi diye demiş.

Atatürkü Samsuna Padişahın gönderdiği doğru ama Milli Mücadeleyi önlemesi için gönderdi. Halk düşmana karşı savaşmasın diye gönderdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 2 hafta sonra ...
ümmetçilerin işine gelmiyor osmanlının aslen türk e düşman geri kalmış bir devlet olduğu.

o yüzden hazinesini yurt dışına kaçırıp ingilizlere,fransızlara peşkeş çekmiş,üstüne yüzsüzlük yapıp Ankara'dan af istemiş vatan haininin tekidir vahdettin.

size önerim bir kitap vardı ismini hatırlayamıyorum vahonun ingilizlerle yaptığı mekktupları yazıyordu içerisinde.Atatürk'e ve Türk birliğine karşı hakaret içeren çok sayıda cümle var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Atatürk kurtuluş savaşını başlattığında fikirlerini en yakın arkadaşlarından bile gizli tuttu. Ancak kurtuluş savaşının sonlarına doğru mutlaki yönetimi kaldırmakla ilgili fikirlerini açıkladığında bile ona karşı çıkan ve bunu beklemeyen insanlar vardı. Özellikle bölgesel dini lider(ya da otorilerin) hiç beklemediği bir çıkıştı bu en çok onlar bozuldu zaten bu fikirlerine. Neyse vahdettinin falan bilmem ama, akp'nin öğretim alanında kadrolaştığını düşünüyorum ben de ve akpye karşı olmamın en büyük sebeplerinden biri de bu. Akademik alanda herkesin politik bir görüşü olabilir ama akademik havuzun tek bir yöne doğru biraz bile kayması tehlikeli. Görüldüğü gibi akp'nin seçilmesi ile şımaran insanlar kendilerini göstermeye başlamış bile.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bilmiyorum, evrime inanmayan insanların genetik ve moleküler biyolojide öğrenci ve öğretmen olması bana biraz dengelerin bozulduğunu ve hatta taştığını düşündürttürüyor (gördüğümüz derslerin çoğundan temel olarak kullanılan çok faydalı bir teori bu türleri geçtim, moleküler boyutta evrimden bahsediyorum). Öyle insanlar akademisyen olmasın demiyorum ama prensiplerine ters düşen bir alanda akademisyen olmaları/olmak istemeleri beni düşündürttürüyor. Onun dışında daha sağlıklı bir analiz için tüm bölümler genelinde bakmak lazım tabi olaya belki de. tabi eskiden akademik havuz nasıldı bilemem, lisedeyken falan üniversiteler hakkında bilgilerim asgari derecedeydi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918'de İstanbul'a geldi. Aynı gün, itilaf devletleri donanması da İstanbul'a gelmişti. Mustafa Kemal, Haydarpaşa'dan karşıya geçerken Boğazdaki düşman gemilerini göstererek yanındaki yaverine "Geldikleri gibi giderler!" diyordu.
Mustafa Kemal, İstanbul'da bulunduğu günlerde sürekli, yurdun nasıl kurtarılabileceği arayışları içindeydi. Sivil ve asker yöneticilerle görüştüğü gibi Padişah Vahdettin'le de görüşmüştü. Mustafa Kemal, yapmış olduğu görüşmelerle ilgili olarak şöyle bir sonuca varmıştı:
"İstanbul'un yurtsever kişilerince, çeşitli isimler altında programlar ve cemiyetler kurulmak suretiyle kurtuluş çaresi aranmakta idi. Bunların her birini ayrı ayrı inceledim. Hiç biri temelli bir kuvvete dayanmıyordu. Bunun üzerine elbirliği yapmaktan bir netice bekledim. Temel kuvvetin doğrudan doğruya millet olacağı inancı bende pek kuvvetli idi. İstanbul'da geçen olaylardan, yapılan işlerden hele durumun ağırlığından ve kötülüğünden milletin haberi yoktu. İstanbul'da oturup milleti haberdar etmek imkanı da kalmamıştı. Yapılacak işin, İstanbul'dan çıkıp milletin içine girmek ve orada çalışmak olduğuna karar verdim."


Kaynak : Enver Ziya Karal, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Ankara, 1978, s.19
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

o konuda da haklısın, amerikada bile böyle bağnaz tipler var zaten evrimi derslerde okutmayı reddeden.

benim bahsettiğim "tek yönde"lik daha çok yakın tarihimizle ilgili. hani 1915'te başlayıp 1938'de şak diye kesilen. öncesi ve sonrası katiyyen anlatılmayan tarih. "resmi" tarih. sonra "aa kürt sorunu nerden çıktı, aa ermeni sorunu nerden çıktı" diyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu işin tek formülü var.Sen gerçek islamiyeti sisteme oturtucaksın.Böylece hem din konseptinden dolayı dinciler mutlu olacak hem de kişisel hak ve özgürlükleri koruyup bilim ve teknikte çağdaşlaşmayı hedeflediği için solcular mutlu olacak, aha siz tartışa durun akşama kadar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Razien said:
Bu işin tek formülü var.Sen gerçek islamiyeti sisteme oturtucaksın.Böylece hem din konseptinden dolayı dinciler mutlu olacak hem de kişisel hak ve özgürlükleri koruyup bilim ve teknikte çağdaşlaşmayı hedeflediği için solcular mutlu olacak, aha siz tartışa durun akşama kadar.

sorun şu ki din"Cİ" lerin işine gelmez bu durum.yaşar nuri ye her fırsatta çamur atılan bir memleketteyiz
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yok abicim bunun tek çözümü var
şamanist olalım hepimiz
topluca türkiye olarak
düşünseize ne kadar karzima
dnüyada resmi dini şamanizm olan tek ülke oluruz
baya klas olur
hem trafik kazalarındaki ölümleride azaltır bu olay
heal fln basılır olmnadı res atılır
gerçi oda çözüm değil
illa bikaç bebe çıakr ben şaman olmam illa paladin der
ibiş allaince işte...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...