Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Aselsan ölümleri bize ne anlatıyor?


ombakkombak

Öne çıkan mesajlar

Belki hatırlayacaksınız geçtiğimiz yıl gazetelerde pek de önemsenmeyen bazı haberler çıkmıştı.
Bir iki gazete bu haberi büyütmek istedi.
Sonra ''olağan'' bularak kabul edip takipten vazgeçti.
Oysa olay ASELSAN'da çalışan 3 mühendisin ölümüyle ilgiliydi.
İlginç olan şuydu:
Anlaşılmayan bir şekilde peşi sıra ölen bu genç insanların ölümleri toplumda infial yaratmamıştı. Kuşku bile duyulmamıştı!..
Üstelik kurumlarıda suskundu...
Çünkü resmi raporlar ''hepsine intihar'' demişti...
***
Doğrusu geçen yıl, yapılan birkaç başvuru karşısında biraz soruşturma yapmıştım.
Yetkililer gençlik sorunları, insan psikolojisi gibi mantıklı bazı açıklamalarda bulunmuş, beni ikna etmişlerdi.
İntihar olarak algılamış, olayın arkasını bırakmıştım.
Geçenlerde birlikte olduğum Ankara'da önemli bir odanın yöneticisi olan yakın dostum Suna Altıntaş bu konuyla ilgili bir gelişme olduğunu söyledi.
Heyecanla '' Aselsan'daki sır çözüldü '' diye ilave etti.
Bilgilerini sizinle paylaşmak istedim...
***
F-16 üretim merkezi TAİ'de, uçakların ''dost-düşman tanımlamasını yapan elektronik sistem'' özel bir bölümde üretilirmiş. Bu sistem bizim tarafımızdan bilinmediği gibi üretim esnasında hiçbir Türk mühendisi de bu bölüme giremezmiş...
Bu sistem, Türk F-16'sı için çok önemli. Çünkü bir uçak ile karşılaştığında karşıdakinin dost mu düşman mı olduğunu pilota iletiyor...
TAİ'de üretilenlerde bir sorun var...
Bir Türk F-16'sı, ABD, İngiliz veya Yunan uçaklarından biri ile karşılaştığında tıpkı kendi arkadaşı gibi onlarıda DOST olarak algılıyor!..
Bu da bir savaş halinde, bu ülkelerin uçaklarının bizi avlayabilmesi anlamını taşıyor...Bu durum anlaşıldıktan sonra, Aselsan mühendisleri 6 ay gibi kısa bir sürede, ABD tarafından bize uygulatılan bu ''kasıtlı'' uçak tanıma sistemini lehimize çevirmeyi başardı.
ABD'nin yıllarca önce ''art niyetle'' kurduğu tezgah ''genç mühendisler'' tarafından kısa bir zamanda bertaraf edildi.
ABD sadece bu sistemle bizi elinde tutmuyormuş meğer...
Uzun, yoğun ve gizli çalışmalar sonucunda ABD'nin başka bir oyunu daha ortaya çıkarılmış.
ABD daha vahim ve önemli bir kozu elinde tutuyormuş:
Herhangi bir saval veya askeri operasyon sırasında ABD tarafından satılmış veya modernize edilmiş elektronik sisteme sahip uçak, helikopter, tank, zırhlı birliklerin izleme sistemleri gibi hayati araçlarını ''UYDUSUNDAN VERDİĞİ BİR EMİR İLE SAFDIŞI BIRAKABİLİYOR''
Yani, kendi yaptığı bu elektronik sistemler istendiği anda uzaktan kumanda misali uydulardan kontrol edilebiliyor.
Böylece istediklerini kazandırıp, istediklerini kaybettieme gücünü elinde tutuyor!..
***
Altıntaş diyor ki:
Bu mühendisler ölümü istemedi, öldürüldü!..
Çünkü;
ASELSAN mühendislerinin ''uçak tanıma sistemlerinin'' MİLLİLEŞTİRİLMESİ konusundaki başarısından sonra, benzer bir başarıyı bu ABD güdümlü ''elektronik sistemleri devre dışı bırakan uydu müdahelesini bertaraf edecek'' yeni elektronik sistemleride geliştirmiş olmaları.
Böylece silahlı gücümüzün dış müdahelelerden uzak olması için çalışıyorlardı.
***
Bu çalışmaları yapan 3 gencimiz nedeni belirsiz bir şekilde öldü.
İntihar diyerek üstü kapatıldı.
Faillerin kadim dostlarımız (!) olduğu konusunda hiç şüphemiz yok...
Aksini yetkililer açıklamalı.
Ve en azından ailelerini ve arkadaşlarını ikna etmelidir. Yoksa ''faili meçhul'' bir olay olarak kalacaktır...
İçinde yaşadığımız ''feci'' durumu bu bilgiler içinde yeniden değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum.
''Öfkeyi'' bir kenara atarak daha çok şeyi sordulamalıyız...

Fikri Sağlar
Birgün Gazetes 3.sayfa 2 Kasım 2007
[email protected]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu yazdığın yazıyı bana 08.May.2007 09:56 tarihinde aselsanda çalışan bir arkadaşım gönderdi.hatta lan ne tesadüf patide de açılmış demiştim.adım gibi eminim.fekat aradım lakin şimdi bulamadım o yuzden şaşkınlıklar içerisindeyim.


aha bana gelen mailde budur.



asd

**ASELSAN'DAKİ SIR ÇÖZÜLDÜ ( 3 intiharın sırrı )**

Bundan bir kaç yıl öncesine kadar F-16 üretim merkezi TAI de uçakların
dost-düşman tanımlamasını yapan elektronik sistemi, bir
tane dahi Türk mühendisin bile giremediği bir bölümde üretiliyordu. * *Bu
sistem Türk F-16 sının bir uçak ile karşılaştığında
karşıdakinin dost mu düşman mı olduğunu pilota iletiyordu. Yalnız burada
bir sorun vardı.Bir Türk F-16 sı stratejik kadim
dostlarımızdan (!) ABD, İngiliz veya Yunan uçaklarından biri ile
karşılaştığında onları DOST görüyordu. Bu da bir savaş halinde Bu
kadim dostlarımızın (!) bizi sinek avlar gibi avlayabilmesi anlamını
taşıyordu. ASELSAN mühendisleri 6 ay gibi kısa bir sürede ABD
tarafından bize güdülen bu uçak tanıma
sisteminin hakimiyetini lehimize çevirmeyi başardı. ABD'nin yıllarca
çalışarak kurduğu tezgah, dahi Türk mühendisleri tarafından
kısa bir zamanda bertaraf edilmişti.

**Peki dahi mühendislerimiz şimdi ne ile uğraşıyorlardı?**Kadim dostumuz
(!) ABD, sadece uçak tanıma sistemini elinde tutma kozunu elinde
bulundurmuyordu. Bundan daha vahim ve önemli bir kozu var:* *ABD,
herhangi bir savaş veya askeri operasyon sırasında ABD tarafından satılmış
veya modernize edilmiş elektronik sisteme sahip
uçak,helikopter,tank, zırhlı birlikler, izleme sistemleri gibi hayati
araçları **UYDUSUNDAN VERDİĞİ BİR EMİR İLE SAF DIŞI
BIRAKABİLİYOR.* *Yani, kendi yaptığı bu elektronik sistemler istendiği
anda uzaktan kumanda misali uydulardan kontrol
edilebiliyor. Bu Türk Ordusunun savaş başlamadan yenilgisi anlamına
geliyor. **İşte 3 dahi mühendisin katlinin nedeni :**ASELSAN
mühendisleri, uçak tanıma sistemlerinin MİLLİLEŞTİRİLMESİ konusundaki
başarısından sonra, benzer bir başarıyı bu ABD güdümlü
elektronik sistemlerinin kontrol dışı bırakılması, uydu müdahalesini
bertaraf edecek yeni elektronik sistemlerin geliştirilerek
silahlı gücümüzün MİLLİLEŞTİRİLMESİ için çalışıyorlardı. Bunlardan 3
gencimiz kadim dostumuz (!) tarafından ŞEHİT edildi.
**Dostumuz bu sistemi EŞREF BİTLİS PAŞA'NIN ŞEHİT EDİLMESİNDE DE içinde
bulunduğu helikopterde kullanmıştı.

Kimden : Adnan KOSA
(P.Kd.Ütğm.(1998-184))
>> Tarih : 21 Mart 11:47
>> Konu : İLET : [Teknolojimize sahip çıkalım....]

*Tarih: 7 Ağustos 2006*
*Yer: Pursaklar-Ayancık Yolu(Ankara)* Aselsan'da çok önemli projolere imza
atan 31 yaşındaki makine mühendisi Hüseyin Başbilen bir
aracın içinde ölü bulunuyor. ODTÜ mezunu mühendisin sol el bileğinde ve
boynunda kesik izleri var. Otopsi sonucu "intihar
etmiştir"deniliyor.

*Tarih: 16 Ocak 2007*
*Yer: Gölbaşı(Ankara)* Aselsan'da çalışan ODTÜ mezunu elektrik mühendisi
30 yaşındaki Ali Ünsem Ünal aracının içinde tabancayla
intihar ediyor.3 yıldır Aselsan'da çalışan mühendis ölüyor.

*Tarih: 26 Ocak 2007*
*Yer: Batıkent(Ankara)* 26 yaşındaki ODTÜ mezunu elektrik mühendisi Evrim
Yançeken evinde intihar ediyor. 2 yıldır ASELSAN'da
görev yapan 26 yaşındaki Evrim Yançeken, 7. kattaki evinin pencerisinden
atlıyor. Genç mühendis ölüyor.

Yüksek lisans yapan genç mühendisin, uzun süredir tez için çalıştığı ve bu
nedenle psikolojisinin bozulduğu iddia edildi. Bir de
intihar notu bırakmış: "Artık *dayanamıyorum. Psikolojim çok bozuldu.
Yüksek lisans tezimle ilgili büyük sıkıntılar yaşıyorum.
İntiharımdan kimse sorumlu değil. Ailemin üzülmesini istemiyorum.* ***7
Ağustos'taki ilk intiharda şüpheler vardı. Mühendis
Hüseyin Başbilen'in vücudundaki kesikler için "kendi yaptı" dendi.

***Gölbaşı'ndaki 2. intihar da mühendis Ali Ünsem Ünal,aracının içinde
başından vurulmuş bulundu. "İntihar etti" dendi.

***Batıkent'teki 3. intiharda ise Evrim Yançeken intihar notunu yazıp 7.
kattan kendini attı.
Dikkat ederseniz 3 ölüm de farklı biçimde gerçekleşiyor. 3 farklı intihar
metodunu uyguluyor mühendisler. İntiharlar son 6 aya
sıkışmış. İlginç. Aselsan, TSK'nın dışa bağımlılığını azaltmak için
kurulmuş bir şirket. En önemli özelliği aviyonik bakımından
bunu büyük ölçüde başarmış olması. Bu aviyonik meselesi çok önemli. 650
milyon dolara F-16'larımızı ABD modernize edecek ya, işte
o uçaklarda bizimkilerin yapamadığı tek şey aviyonik sistemler. Dışa
bağımlılık o yüzden. Türkiye'nin en parlak üniversitesinden
mezun olmuş 3 parlak mühendis. Türkiye'nin en parlak kuruluşlarından
birinde iş buluyorlar. Türkiye standartlarına göre hayli iyi
maaş alıyorlar. Ve "yüksek lisans tezi sıkıntısı" onları intihara
sürüklüyor. Yüksek lisans neden yapılır? Daha iyi maaş, daha iyi
mevkii için. Adam zaten 26 yaşında bunu başarmış. Diğerleri de...

Aselsan'ın internet sayfasına giriyorum,intiharlarla ilgili tek açıklama
yok. Türkiye'nin en gözde kurumunun 3 mühendisi intihar
ediyor, herkes "sus-pus". Ölenler Aselsan'ın çalışanı değil yalnızca, Bu
ülkenin yetiştirdiği beyinler, Olay sadece "ruhsal
sıkıntı" ise, ilk intiharın ardından çalışanlarına yönelik tedbir almayan
Aselsan yönetimi yine kusurlu sayılır. Türkiye'nin en
gözde mühendisleri bu ölümleri görünce Aselsan'da çalışmak ister mi?
Kurum, adeta içine kapanarak kendi bacağına kurşun sıkmış
olmuyor mu? Yanıtı gizlidir ama yine soralım: Bu mühendisler hangi proje
üzeride çalışıyorlardı? Geleceklerini garanti altına
almış 3 kişinin ard arda intihar etmesini "yüksek lisans" notu açıklamaya
yetmiyor.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Yüksek lisans yapan genç mühendisin, uzun süredir tez için çalıştığı ve bu
nedenle psikolojisinin bozulduğu iddia edildi. Bir de
intihar notu bırakmış: "Artık *dayanamıyorum. Psikolojim çok bozuldu.
Yüksek lisans tezimle ilgili büyük sıkıntılar yaşıyorum.
İntiharımdan kimse sorumlu değil. Ailemin üzülmesini istemiyorum.


böyle intihar notu mu olur lan?yüksek lisans tezini vermeyen adam intihar eder mi?hey allam ya madem sahte intihar notu yazıyosunuz 10 yaşındaki çocuk aklıyla yazmayın
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

O mühendislerin intihar etmediği herkesin bildiği ama söyleyemediği bir şey zaten. Ne tür bir proje yüzünden öldürüldüklerini bilmek de imkansız bana göre, hayal gücü var biraz. Ama aşağı yukarı böyle bir şey olduğu söylenebilir tabi. Sonuç? Tabiki hiçbir şey.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu konu acayip baydı, sürekli biri çıkıyo bişi bilmeden ne zaman aselsanda çalışıp, ne zaman intihar ettiğini dahi bilmeden, AMERİKAN'ın işi deyip kaçıyor, bin tane teori var ortada.

Aselsan'ın kamuoyu açıklaması okuyun arkadaşlar.



1. yazılı ve görsel basında yer alan aselsan’da ard arda üç intihar olduğu haberleri, kurumumuzun toplumsal imajını yıpratmakta ve basın yolu ile kamuoyuna yanlış mesajlar verilmektedir.

2.
04 ağustos 2006 tarihinde hüseyin başbilen ve 24 ocak 2007 tarihinde evrim yançeken adlı çalışanlarımız vefat etmişlerdir.

3.
16 ocak 2007 tarihinde vefat eden halim ünsem ünal personelimiz olmamasına rağmen haberlerde bu şekilde yer almıştır. kurumumuzda mühendis olarak sadece 6 ay görev yapan ünal, 31 aralık 2000 tarihinde (7 yıl önce) istifa etmiştir.

4.
olaylar hakkında adli makamlar tarafından gerekli tüm soruşturmalar gerçekleştirilmiştir. yapılan araştırmalarda ölüm nedenlerinin intihar olduğu belirlenmiş ve olaylar arasında bir ilişki tespit edilmemiştir.

5. anılan personelin psikolojik tedavi gördükleri aileleri tarafından açıklanmış olup bu husustaki raporlar ilgili hastanelerde bulunmaktadır.

6. intihar olayları ile ilgili aselsan’ın doğrudan veya dolaylı bir ilgisi bulunmamaktadır.

7. ayrıca basında yer alan ve bu olayların arkasında kirli ve karanlık güçlerin olduğuna dair tüm ifadeler ise asılsız haberlerdir.

8. vefat eden personelin ailelerini ve çalışma arkadaşlarını üzmemek, yaralarını tekrar deşmemek için konu ilgililer dışındakiler ile paylaşılmamıştır. ancak çalışanlarımızın isimlerinin gerçekle ilişkisi bulunmayan spekülasyonlar ile anılmaya başlanması tüm aselsan ailesini üzmüş ve konu ile ilgili açıklama yapılması gereği doğmuştur.

kamuoyuna saygılarımızla duyururuz.









Ayrıca



halim ünsem ünal mikes'te çalışmaktaydı ve aselsanda da yaklaşık olarak 7 sene önce görev yapmıştı. henüz kleransı gelmediği için gizlilik dereceli bir görevi yoktu. son zamanlarda çok iyi görünmüyordu ve bildiğim kadarıyla tedavi görüyordu.
olay günü o ve iş yerinden bir kaç arkadaş daha seminere katılacaktık. seminer başladığında onu göremedik. bir süre sonra otel görevlileri de bize ünsem'i sordular, babası aramış. babasının aramış olması durumunu garipsemekle birlikte bunu sağlığıyla ilgili bir durum olduğunu düşündüm. asıl sebebi ise önceki gün ünsem'in babasının silahını almış olması idi, bu yüzden endişelenen babası önce şirketi aramış, sonra da seminere gittiğimiz oteli.
ünsem ölmeden önce arkadaşlarına mesaj çekmiş, veda etmişti. gölbaşı civarında bir ağacın altında babasının silahıyla ölü olarak bulundu, üzerinden fazla zaman geçmemişti.

onu az da olsa tanıma fırsatı bulan biri olarak ismini doğru yazacak kadar bile araştırmadan (ör: alim ünsal) "dan dan dan! aselsanda 3. mühendis ölümü!" tarzı spekülatif haberlere konu olmasından rahatsızlık duyuyorum. bilmeyenler hararetli bir şekilde komplo teorileri üretirken haberciliğin vardığı noktaya dehşetle, yeni duyduğum her habere de şüpheyle yaklaşıyorum.




edit: typ
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi şey dicem, "radar" diye bişey yok mu? hangi uçağın nerden kalkıp hangi rotayı çizdiği, ne zaman nerden geçeceği belli değil mi? uçakta böyle bi "tanıma" sisteminin bulunması ve uzaktan hacklenmiş olması acaip saçma geldi bana nedense..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ticari filoya ait bir uçağın nerden ne zaman geçeceği bellidir tabii ki ama askeri amaçlar için uçan bir uçağın nerede ne zaman olacağını bilememen gerekir. "gördüğün zaman tanımalısın" mantığı 2. dünya savaşı yıllarında kaldı. e günümüz teknolojisi ile 20 km den ısı ya da radar güdümlü füze atabildiğini dikkate alsak; dost uçağa senin hiç bir şekilde silahlarını kitleyememen gerektiğinden yola çıksak...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

F-16 pilotu olan bir vatandaş bir akşam bize misafir olmuştu (arkadaşımın arkadaşı olması vasitası ile). Anlattıklarının yarısı bile doğru olsa amerikaya F-16 larda göbekten bağlı olduğumuz sonucu çıkar. Daha önce bir arkadaşının bahsi geçen şekilde ege üzerinde amerikalılara fazla yaklaşması sonucu ortak tatbikatta düşürüldüğünü söylemişti. Tabii ki bu olay teknik arıza idi vs. vs.

Ayrıca bu sorunu sadece biz yaşamıyoruz. Bir füzeden bahsetmişti şu an ismini hatırlamıyorum. Havadan karaya atılan bu füzeyi isabetli yollamak için mach altı hızlarda uçmanız gerekiyor. Ülkemiz ordusu gibi Alman ordusunda da bolca bulunan bu füzeleri amerikalılar mach üstü hızda tatbikatlarda çatır çatır vurunca Almanlar bozuk olan füzelerinin değiştirilmesini istemiş ancak ABD bunu reddetmiş. Sorunun pilotlarda olduğunu iddia etmiş. Salak türk ve alman pilotları mach üstü hızlarda kahraman amerikalıların yanına bile yaklaşamıyor. Eğitim şart :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Vericisi değil alıcısı olması gerekir ki F-16'da sayısız alıcı vardır. Bunlardan birisinin içine gömdüğün şeyi şayet yazılımsal olarak sen bilmiyorsan biraz zor sökersin zira nerde olduğunu bile bulamazın.

oper said:
bi de şu geldi aklıma, bu aleti uydudan yönetiyolarsa, aletin bi vericisi vardır di mi bi yerde. onu çıkarırsın o cihazdan, olur biter galiba?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

herşey yazılımda biter. adamın en iyi ihtimal yapabileceği şey kullandığı donanımda çiplerin seri numarasını sana vermemek için çipin üzerine epoksi dökmektir. yoksa işi bilen elektronikçi zaten kartı 1 saat çıplak gözle incelese neyin ne olduğunu sana söyleyebilir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kinaye mode on diye yazmayı unutmuşum yine. Orada bizimkilere salak muamelesi çeken amerikalılar demek istemiştim. Füzelerinde iki değişik yazılım kullandıklarını kabul etmiyorlar, siz beceremiyorsunuz diyorlar. Oysa Almanlar'da Türkler'de durumun bu olmadığını bal gibi biliyor.

oper said:
Salak lafı hoş olmamış be aga.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

huun said:
herşey yazılımda biter. adamın en iyi ihtimal yapabileceği şey kullandığı donanımda çiplerin seri numarasını sana vermemek için çipin üzerine epoksi dökmektir. yoksa işi bilen elektronikçi zaten kartı 1 saat çıplak gözle incelese neyin ne olduğunu sana söyleyebilir.



ee gotursunler bizim mahalledeki elektrikçiyi yapsın yav :)

Koskoca almanya turkiye roketin problemini cozemiyor iş bilene elektronikçi yapacak..

Niye kuruldu bu roketsan lar aselsan lar taı ler mahalle arasında f16 yapabiliyorsak..

Biraz kafanızı çalıştırın..

Yok verici vardık sökeriz olur biter..
yok radar var uydudan yönlendirmeye ne gerek var..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...