Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Abdullah Gül Resmi Olarak Yeniden Cumhurbaşkanı Adayı


eagle_dnz

Öne çıkan mesajlar

said:
cok komiksiniz ya

chp eksenli muhalefet saplantisini gectim ota boka chp olsa farklimi yapicakti demek cok komik

gunahim kadar sevmesemde baykal ne dedi secimelrden once

meclisin disindan herkesin kabul edicegi bir aday secelim sandiktan ne cikarsa ciksin dedi

bushbakan ise emclis varken disardanmi secicez ama bu defa biz secilirsek uzlasi arayip ortak bir aday cikaririz dedi

niye unutuluyor bunlar?

unutuluyor, çünkü akp'liler baykal düşmanlığı yaparak kendi günahlarını hasır altı etmeye çabalıyorlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Cihan haber ajansı 30bin yanlış okumadınız 30bin kişi çalıştırdı seçim için. Sandıklardan sonuçlar (Resmi Olmayan) ciddi bir telefon ve internet ağıyla sistemlere girildi. Ve medya Cihan Haber ajansından satın aldı bilgileri.

Yani süper bakın sonunda birileri çalıştı ve iyi birşeyler yaptı demek yerine nem kapıyorsunuz ilginç.

Zamanında refah partisi döneminde, hileli oy pusulaları kullanıldıysa,
ben o haber ajansının "Cihan" isminden bile şüphelenirim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
4. madde degistirilemez diye bir hukum yok ki.
4. maddeyi kaldirirlar kilifina uydurup, sonra boylece ilk 3 maddeyi de degistirebilirler.

Evet cok dalavere de, insanlaarin dini duygulariyla bi yerlere gelmis insanlardan her sey beklenir zaten.


bug abuse...

zaten tayyip'i de başbakanlık koltuğuna bug abuse ederek getirdiler...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bide herşeyden öte şöle birşey sölemek istiyorum.

Türkiye Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanı'nın, sanık statüsündeki bir insan olması ve, cumhurbaşkanı olduktan sonra hakkında dava açılırsa, mahkeme salonuna, "sanık Abdullah Gül ! "diye çağırılırsa, sizce bu Yüce Türk Milleti için nasıl bir tablo olur ve yurtdışında nasıl gösterilir.
biraz etik değeriniz olsun, egemenlik kayıtsız şartsız allahındır diyen siyaysi yasaklı adamıda başbakan yaptı bu halk, şimdi de birsürü davası bulunan cumhurbaşkanı geliyor.

Bir Türk olarak, böyle bir olaydan dolayı utanıyorum kendimden.

[ Mesaj 15 Ağustos 2007, Çarşamba - 10:14 tarihinde, wildpervert tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bu arada hangi sandıktan ne kadar oy çıktığı da açıklanmıyor kamuoyuna. Önceki seçimlerde de aynı iş yapılmıştı. Madem bu kadar rahat bir şekilde halkın önemli bir kesminin kendilerini desteklediklerini söyleyebiliyorlar, hangi sandıktan ne kadar oy çıktığını açıklamak neden bu kadar zor? Ha yine dağılımda en büyük payı AKP almış olabilir. Ama böyle bir skandal çıksın istiyorum açıkçası.

RTE'nin nasıl bu kadar güvenle C.başkanımız budur diyebiliyor anlamıyorum, aynı şekilde TBMM başkanını nasıl bu kadar rahat işaret edebiliyor. Başbakanın bu kadar yetkiye sahip olması komik değil midir? Peki bu partinin üyeleri nasıl koyun olmayı bu kadar rahat kabullenebiliyor, para için şerefini satmak bu kadar kolay mı? Siyaset değil bu, tamam partinin politikası, belirli bir yolu vardır bütün üyelerinin takip etmesi gereken fakat her haltta çobanı dinlersen sen beni değil yine o malum kişiyi temsil ediyorsun. İçeri girimde ne olursa olsun. Ki bu kesim dinden ahlaktan bahseden insanlar. İnsanlar bu ikiyüzlülüğü nasıl görmüyorlar anlayamıyorum.

Joker arkadaşımız objektiflikten bahsetmiş, çok doğru söylemiş. Ama seni direkt veya dolaylı yoldan ilgilendirmeyen bir konuda objektif olabilirsin tabi, belirli bir yaşa gelmiş ve siyasete ilgi duyan, takip eden herhangi bir insanın kendine yakın bulduğu, düşüncelerini yansıttığını düşündüğü bir parti, oluşum vardır. Bu konuda objektif olabilecek durumda değiliz, olamayız da. Oy veriyoruz ne objektifliği? Bu seçimi "objektif" olarak kendi içinde vicdanında yaparsın. Başkalarına objektif olarak anlatman yine pek mümkün değil, sonuçta bu partinin önemli bir konumunda değilsen ne oluyor ne bitiyor tam olarak farkında olamazsın.

Görünen köy kılavuz istemez Melih Gökçek hatalıdır, suçludur. Hatta yargılanmalıdır, savcının kendisine verilen yetkileri kötü ve yanlış yönde kullanmaktan kamu davası açması gerekmektedir. Herkes hata yapabilir fakat her hatanın bir cezası olur, O ise milletle adeta dalga geçiyor, Japonya'da meslektaşları toplumu ciddi biçimde etkileyen hatalarından utanıp intahar ederken. Yıllarca uyarılmış, çözüm üretilmeye çalışılmışken bunun önüne geçen, imkanlarını saçma sapan şeylere(metro yol gibi ulaşım olanakları sağlamak çok önemlidir bunlardan bahsetmiyorum fıskiyeler gibi şeylerden bahsediyorum). harcıyorsan SUÇLUSUN.

Anayasa'nın maddelerinin değiştirilmesine gerek yok, yeni bir anayasa da hazırlanabilir. Ha darbenin kralını o zaman görürüz işte. İnşallah denesinler derim şu an.

Neyse malesef bizim konuşarak halledebileceğimiz bir konu değil. Sokaktaki taksici bak 2 senedir kaldırımları değiştirmiyorlar AKP çok mesafe aldı çok rahatladık diyor. Kız arkadaşlarımızla dışarı çıkıyoruz başka taksici(bu adamlar her şeyi biliyor) bana kızlar neden türban takmıyor diyor(kızlar muhatap değil çünkü), sanane abi diyince kafirlik yapma çocuğum, kıyamet gününde o saçlar boynuna sarılıp boğacak diyor(Kur'an okumadım varsa vardır böyle bir ayet, ama yine kendisine sanane demeden geçemeyeceğim). Çevreye anlatmakla da olmuyor yani.

Bu halka önce ahlak sonra eğitim lazım. Ahlaktan kastım, Kur'an'da anlatılanlar değil, genel, üniversel bir ahlak(felsefi tartışmasına girmeden, iş ahlakı, toplum ahlakı gibi ahlakın alt konularında) anlayışı yerleştirilse(çok isterim Japonya - Almanya gibi bir yerden alınmasını). Bizim dinimiz sağolsun her şeyini doğrusunu gösteriyor diyebilirsiniz, olmuyor abi gördük derim malesef. Bunu onlardan almak Hrıstiyanlık değil, çağdaşlık olur bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

http://www.yenisafak.com.tr/yazarlar/?i=6462&y=HakanAlbayrak

Halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı

Abdullah Gül'ün yerinde olsaydım şöyle bir konuşma yapardım:

"Başta Atatürkçü Düşünce Derneği olmak üzere, bütün cumhuriyet mitingleri organizatörlerine, Cumhuriyet Halk Partisi'ne, 27 Nisan muhtıracılarına, Anayasa Mahkemesi'ne, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği'ne, darbeci yazar-çizer takımına ve tabii ki cumhurbaşkanı seçimini boykot eden Anavatan Partisi/Doğru Yol Partisi milletvekillerine şükranlarımı sunarım.

Onların engellemeleri olmasaydı ve geçen Mayıs ayında cumhurbaşkanı seçilseydim, 'millî iradeyi temsil kabiliyeti olmayan bir Meclis'te, 'arkasındaki halk desteği azalmış bir parti'nin oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı olarak kocaman bir yumuşak karına sahip olacaktım. Bu muhterem zevat sayesinde cumhurbaşkanı adaylığım millete mal olmuş, partimin oyları yüzde 35'ten yüzde 47'ye yükselmiş, millî iradenin Meclis'teki temsil oranı da yüzde 90'a yaklaşmış ve müstakbel cumhurbaşkanlığımın meşruiyetiyle ilgili bir tartışmaya zerre kadar mahal kalmamıştır. Tekrar tekrar teşekkür eder, hepsinin gözlerinden öperim."

Millet raconu kesmiş, AK Parti yönetimi de bunun gereğini nihayet yapmıştır. Abdullah Gül'ün yeniden cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesi, millî iradeye çakılan bir selam hükmündedir. Bu süreçte Cenab-ı Hakk'tan bir mâni çıkmadığı takdirde, Abdullah Gül, bir bakıma, halkın seçtiği ilk cumhurbaşkanı olacaktır.

Dilden dile dolaşan bir soru:

"Bazı çevreler cumhurbaşkanlığı resepsiyonlarını 'rövanşist' duygularla boykot edebilirler mi?" Sanmıyorum. Cumhurun 'dayattığı' cumhurbaşkanını boykot, cumhuru boykot anlamına gelir. Buna cüret edenin de cumhuriyette yeri yoktur!
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

boykot? demişken
ahmet necdet sezer, eşinin başı örtülü milletvekillerini boykot ediyordu, akp yine de davetlere katılıyordu, yeterli gücü olmadığı için taviz veriyordu, gerilimi arttıracak açıklamaları fazla yapmıyordu bu konularda

şimdi durum değişti hem akp güçlendi hem de önceden yapılan yanlışlıkları düzeltme vakti geldi, yani yerler değişti

bu arada "birinin içi yüzüne yansır, diğerinin yüzü içine"
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...