Cuce Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 keyiflenince ben canlı ve cansız varlıklar arasında pek farkkalmıyor mesela benım için, herşeyin ruhu var hacı negzel diyorum, ruzgarı dinle dağlarla konuş falan keyifli şeyler bunlar, salıyorum cayıra cimene kendimi ohhh keyif yağmurun şemsiye actığımda üzülebilicek olması benı mutlu ediyo super yanı, dünya enden sadece gercek şeylerden iabret olsunki, hayal ettiğimiz şeylerde olmadıkları halde var olsunlar dünyad işte ne güzel iss. peki bir dinmidir bu, inancımmılar, yanı neden inanc demiyelimki bunlara veya neden inanc demey aksalımki neyse yanı böle durumlarda var. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Marl0_on Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Aslinda canli ve cansiz yanlis oldu sanirim. Ozgur iradeye sahip bizler (bu ozellige sahip olan varsa bizim disimizdaki diger canlilar) olmamamiz halinde demek daha dogru sanirim. not: determizim burda bitmeli gibi ayrica, konuyu dagitiyoruz sanirim. gerekirse yeni konu acariz. =p [ Mesaj 19 Temmuz 2007, Perşembe - 22:12 tarihinde, Marl0_on tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
taz Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 ekşide bir yazarın determinizm hakkındaki bir tanımı. çok hoşuma gitmişti okuduğumda. benim düşündüklerimin neredeyse %99 aynısını yazmış adam. http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=8786067 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 bide neden şu anla yetinmiyoruz sorusuna cevap evriyim, cunki gelecek benı haycanlandırıyo hayal kruamyi seviyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Antimodes52 Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Cuce, söylemek istediğin şeyi çok iyi anladım yanlız, bana da oluyor aslında. Ancak bu yani benim hoşuma giden bir ruh hali. Kendi iç dünyamı dış dünyadaki canlı/cansız her şeye dökmeye bayılıyorum. Serbest çağrışımlar içinde kaybolurken etrafımdaki her şeyin bir şeyler anımsatması, her birinin kendine has bir rengi, bir kokusu, bir duyusu, o renge, o kokuya, o duyuya dayalı hissettiklerim, aslında evren benim oyun bahçem ve etrafımdaki her şey bana bir şeyler anlatıyor, dış dünyanın iç dünyamdan pek de bir farkı yok hissi. Doğru anlamış mıyım acep?:) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 bilmem, ben anlamadım pek senin dediklerini, ama öledir muhtemelen. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Söylediklerin bende Blake'in bir şiirini çağrıştırdı Cüce. Aşağıda: Tyger Tyger, burning bright, In the forests of the night; What immortal hand or eye, Could frame thy fearful symmetry? In what distant deeps or skies. Burnt the fire of thine eyes? On what wings dare he aspire? What the hand, dare seize the fire? And what shoulder, & what art, Could twist the sinews of thy heart? And when thy heart began to beat, What dread hand? & what dread feet? What the hammer? what the chain, In what furnace was thy brain? What the anvil? what dread grasp, Dare its deadly terrors clasp! When the stars threw down their spears And water'd heaven with their tears: Did he smile his work to see? Did he who made the Lamb make thee? Tyger Tyger burning bright, In the forests of the night: What immortal hand or eye, Dare frame thy fearful symmetry? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Antimodes52 Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 evet, anlatamamışım. neyse önemli değil, ben senin dediğini anladım ben de ondan evet diyorum geçiyorum :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
huun Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 bırak şimdi antismontanenes, anlatamıyorsan anladığını nasıl anlayacağız? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Aslında ben dünyaya epey mistik bakıyorum(anlamışsınızdır zaten). Tanrılar olmasını gerçekten istiyorum. Bakın ama tanrılar dedim, çoğul. Çok tanrılı eski dinlerin gerçek olmasını çok isterdim. İslam'a inanmayı da isterdim aslında. Fakat beceremiyorum. Kolay bir kaçış yolu gibi görünüyor bana. Ahret'i reddetmenin nasıl bir şey olduğunu inananlar anlayamaz. Ama bu reddediş nedeniyle hiç bir varlığa her hangi bir kötülük yapmam mümkün değil. Benim için yaşam inananlara olduğundan daha kutsal bence.(etimolojiye takılmayın) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 yok ben seni anlıyorum. var öyle bi kaç arkadaşım. konuşmalarımızın en son takılıp kaldığı yerlerden biri de budur. onun "inan kurtul oh ne güzel. ben daha zor yaşıyorum buna rağmen iyi bi insan olduğum için daha erdemli olduğumu düşünüyorum" demesi, ve benim de karışık kuruşuk bişiler dememle sonlanmıştı. ama bi cümleyle özetlemek gerekirse, bir şeyin zor olması, onu değerli kılmaz. bazı insanlar japonların çizimlerine hayretler içinde bakarken, ben enayiymiş derim mesela :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 horace pis adam sen "picassoda soyut sanatta önce bilmem kaç evre gecirmiş neler cizmiş etmiş ilk işlerine bakın" dememişmiydin, nıt nıt nıt. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ombakkombak Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Herşey var bu dünyada.. Cennette var, cehennem de.. Ölüm de var bu dünyada, Dogum da.. Umut da burada.. Çaresizlik ve yoksulluk da.. Korku da var, cesaret de.. Huriler her yerde, Gilmanlar da öyle inanan neye inanyor? Belli degil! Gizem bunun neresinde? Oyunlar oynaniyor, Gözlerimizin önünde. Şeytan da kol gezmekte, Bu dünyada.. Melekler ve zebaniler de.. Öte dünyaya ne gerek var! Herşey gözlerimizin önünde.. istereseniz inanmayin ama... Herşey var bu dünyada. Allah bile.... Daha dün gördüm Onu, Arada bir ugradigim meyhanede.. Selam verdim, Kabul etti, durdu, Konuştu biraz benimle.. Fazla zaman yoktu.. Cenazeye mi gidecekti ne? Yine de dinledi beni, istekle.. Birbirimizi yadrgamayz, Severiz Eskiye gider dostluumuz. Çok, çok eski günlere, Çocukluk dönemlerime. Sitem ederim Arada bir, Anlayiş gösterir Dün de öyle oldu işte. Neden, dedim, Neden verdin bu can bana? Yüzün suyu hürmetine. Hem istedigimi inanir yaparim, dersin, Övünürsün. Hem de atarim inanmayan, Cehennemime Utandi.. Cevap veremedi, Belki de yaşadim dünyanin, Benim için cehennem oldugunu, ifşa etmek istemedi. Allah da var bu dünyada.. Şeytan da.. Melekler fazla degil belki ama, Zebaniler her yerde.. Allah'i utandirdim bugün... Gerçegi itiraf ettirdim Ona. Her şey var dedi ama, Yalniz bu dünyada.. inanmayin dedi. inanmayin sakin, Öte dünya yalanina.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 bu arada, gerge düşünmek güzel, aramak araştırmak güzel ama, iyi bi taban yapıp araştırmak lazım. insanın gelişimindeki en büyük engel, kibirdir. ki nietzcheyi sevdiğini hatırlıyorum, onun da kamil insanına en uzak şeydir. yani insan kendini taraf tutmamalı. ondan sonra takıl mis. estetik anlayışı, insanı genel olarak rönesansa ve antik yunana götürür. hatta genel olarak değil belki geleneksel olarak demek lazım. onların ilhamı da kendi mitolojileri ve tanrılarıydı. o yüzden, bunları düşünmen normal. fakat kafamızdaki çoğu şey gibi, yerleştirilmiş düşünceler. bilinç altı düzeyde olsa bile. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 cüce, derdim. hatta onun için saygı duyuyorum, o şekilde kendini bana (ihtiyacı olmasa da) ispatladığı için önyargımı kırıp bakabiliyorum işlerime. ama fotorealistik çalışan adamlar, taklit etmeye gayret ettikçe başarısızlığa ve ümitsizliğe düşüyor. gottfried helnwein denen adam bile, metrelerce duvarlara tuvallere hiperrealist şeyler çizip duruyor böyle. boşa uğraş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 lakin zamanında zanaatada hakkını vermek gerek diyende sendin.. niyse bende senden fakrlı düşünmüyrum bu konuda, soyutlama stalize etmektede referans noktalarıdan birinin fotorealism olması gerektiğini düşünüyorum aslında. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 evet. burda da öyle. aşık, gerçek aşka götürdüğü için kıymetlidir. ^_^ Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sensible Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 said: artist olm artist sanatci duygusal bole sarki felan yaziyo mesela bi gul war dalindan koparilmis bakip bakip agliyo ole b yapisi war gergenin off sandalyeden düşücem şimdi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
horacegoesskiing Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 yannız bi dakka ya, analoji süper oturdu ha. dini soyut(kübist, expresyonist, empresyonist vs. fotogerçekçi olmayan) resim gibi düşünsek. anlamayana anlatmak zor. anlamayanın orjinali ve sahtesi, samimisi ve yalancısı arasındaki farkı anlaması zor. ikisinde de anlamayanın anlamadığını itiraf etmesi çok zor. ikisi de akılcı bir dönemden geçiyor. ikisinde de algısaldan algı ötesine doğru bir arayış var. ama birini anlamayınca cehenneme gidiyosun.. ahah. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 anlamadığım resmi yakarım desek belki gene aynı sona gelir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Ama aynı şeyi bende kendi inançlarım için söyleyebilirim :) En azında akılcı dönem kısmı için. Ben de aniden bu sonuçlara varmadım yani. Benim dine olan anarşist bakışım da soyut resim olarak yorumlanabilir ama daha çok Dali vari bir sürrealizm sanırım. Zaten sanat algı ötesine bir arayış ama cehennem yok bunda - ama kendi cehennemini yanında getirdiği de söylenebilir belki... Dediğim gibi o kadar da farklı değiliz özde. [ Mesaj 19 Temmuz 2007, Perşembe - 23:00 tarihinde, GERGE tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Apache Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 bu sıcakta bu dusunceler yakar abı beynınızı dusa falan gırın Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Szasstam Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 said: Tamam ancak, yine araştırıp okuduğuma göre, sünni inancı Muhammed'in Ayşe'yle dokuz yaşında beraber olduğunu kabul etmiş, ancak Ayşe'nin o yaşta adet gördüğünü iddia etmişti. Doğru hatırlıyor muyum? said: evet @Taz : Burada zaten horasda kabul etmektedir antinin dediğini :=) Sunni olmak zorunda değilsiniz. Müslüman olmanın şartı değildir. Ama sunniyseniz bu hadisleri kabul ediyorsunuz. Zaten zamanında çok yanlış yorumlara yol açıcağını ileri gördüğü için Muhammed bu sözlerin yazılmamasını istemiştir , hayatı boyuncada yazılmamıştır. Fakat bugün sunnilerin çok büyük bir kısmı Ayet ve Hadislerin farkını , neyin hadis neyin ayet olduğunu bile bilmemektedir. Bu bilgisizlik Hacı Hocalar tarafından kullanılmaktadır. (Hacı hocadan kastım , dini özümsemiş din adamları değil , bildiğimiz argo manadaki haco hocadır. Hakaret yoktur. ) Kendisi okuyup öğreneceğine hala neyin doğru olduğunu beyaz uzun sakallı bir adamın dizinin dibinde oturarak arayanlar var bu çağda... İşte zaten bu bağnaz ve bence yok edilmesi gereken adamlar yüzünden Sonsuza kadar cehennemde yanıcağı belirtilen intihar kavramı Şehitlik olarak algılanabilmektedir. Halbuki en basitinden hangi ana ayet ve kurallara karşıdır. 1) kendine zarar vermek 2) Kendi canını almak 3) Masumların canını yakmak. 4) KUL hakkı almak. Ve bu adam müslüman olan kör olmayan herkesin söyleyebileceği gibi cehennemde sonsuza kadar yanacaktır. fakat ak sakallı hoca şehit olursun cihat dediği için gidip pimi çekmektedir. uçağı çarpmaktadır. Müslümanlar ne yazıkki dünya genelinde cahil kalmış ( Görüşüm ağırlıkla osmanlının suçudur ) ve bunu acısını çekmektedir. Neyse konuyu kaydırdım biracık ;=) uzadıkçada koptu gibi oldu olduğu kadarı ile idare ediniz lütfen :=) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ombakkombak Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 http://www.turandursun.com/index.php Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Konuyu açan Genel Yönetici Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 19, 2007 Sormak istediğim bir şey var: İslam'ın kadınlara olan yaklaşımı hakkında ne düşünüyorsunuz. İslam ile aramdaki en büyük sorundur bu belki de. Kadınların ikinci sınıflığı. Hem Kuran'da böyle hem de Buhara'da. İkisini de okudum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar