zarek Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 @riglous: karşıdaki seviyeli, mantıklı ve makul olduğu sürece ben de aynı şekilde yaklaşıyorum. bir görüşümün, fikrimin yanlışlığı ispatlanırsa ya da bir şekilde insanlar bana yanlışımı gösterirse özür dilemesini de billirim ancak aynı samimiyeti gösteremeyen insanların varlığı hak ettikleri muameleyi görmelerine sebep oluyor. daha önce de yazdığım gibi saygı hak edene...
zarek Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 said: @zarek: neo-faşizmle çözülcekse herşey yaşasın yemek yemek. başkalarını sığ olmakla suçlarken sen kendin herşeyin en ilkel ve barbarca yöntemlerle çözülebileceğine inanıyorsun, "kafasını ezmek" falan. ne ki bu? politika böyle mi yapılmalı? ülkenin çıkarları böyle mi korunmalı? geç. üslubun hakkında konuşmaya bile başlamak istemiyorum, zaten zeka seviyeni ve olgunluğunu ortaya koyuyosun ve bu yüzden de bu forumun en aklı başında ve seviyeli insanları tarafından bile kaale alınmıyorsun. üstelik bunu anlayıp üslubunu yumuşatacağın yerde gidip daha da sertleştiriyosun. hayatta başarılar. o halde bölge halkının seçerek başa getirdiği pkk ölülerini gömerken her zaman en ön saflarda yer alan belediye başkanlarına bir zahmet biz de eşlik edelim ? çünkü insan hakları savunuculuğu bunu gerektirir değil mi ? avrupa birliğinin pompaladığı safsatadan ibaret söylemlerin terörle mücadele esnasında uygulanmasını beklersek her gün şehit cenazeleri haberleri görmeye devam ederiz. bu insanların (belediye başkanları, hadepliler, zana ve bilimum kımıl zararlıları)samimiyetine inananların aklından şüphe etmeyenin aklından şüphe ederim. hele bir de bu konudaki görüşlerini savunmaya kalkanlar faşistlikle suçlanıyor artık bu devirde. çok güzel uyutulmuş halk. vallahi bravo uyutana da uyuyana da.
dasaaa Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 doğrusu "sözüm ona hümanist [insancıl] geçinen insan" olması gerek başlık. sözüm ona ayrı yazılır, hümanist ise ü ile yazılmalıdır. misal, sözüm ona makinist geçinen insan hümanist söylemli ancak ırkçı dayanaklı analizler (çözümlemeler) gibi. ________ bu arada çok boş şeyler için içten yanmalı motor gibin yanmanız, parlamanız pek ilginç gerçekten.. onion rings ile değil de kahvaltı ile izliyorum ben de... Colesseum gibin vallah!
elvyn Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 zarek insanların fikirlerine saldırmaktansa kendi savundugun fikri soylesene, sence ne yapalım yani boyle bir durumda onu soyle
sir Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 @zarek :))))) tartışmayı hemen kutuplaşmaya götürmek ve "benim gibi düşünmüyosan onlardansın" diyip yaftayı yapıştırmak ne kadar da kolay. bu mu senin zeka parıltın? 22 yıldır var pkk, 22 yıldır savaşıyoruz, ve hala şehit cenazeleri gelmeye devam ediyo, ve biz savaşmaya devam ettikçe ve oradaki şartlar da değişmedikçe pkk da beslenmeye ve destek görmeye devam edecek, 2 x 2 = 4. istersen bikaç nükleer bomba atalım bölgeye, bütün canlıları yok edelim, o zaman kesin çözülür pkk sorunu di mi? ben oradaki yaşam standartının yükseltilmesi gerektiğini ve bölge halkının isteklerine (pkk'nın istekleri değil) kulak verilmesini (bak kayıtsız şartsız kabul etmek değil, kulak vermek) savunduğumda ya uyutulmuş oluyorum ya da vatan haini.
xueshen Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 http://www.yildizsozluk.com/sozluk.php?do=word&q=zarek
Xhunarion Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Olm bir kalktım adam hala burada lan. Zarek kimsenin seninle bir sorunu yok burada. Neden kimse cevap veya karşılık vermiyor biliyor musun? O kadar çok dalda saçmalıyorsun ki herbirine cevap yetiştirmeye üşeniyoruz. Senin bir topic'ine atacağım tek ciddi mesaj budur. [ Mesaj 01 Temmuz 2007, Pazar - 12:27 tarihinde, Xhunarion tarafından güncellenmiştir ]
Queen Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 zarek bişey söyliyeceğim de, forumlarda attığın cevaba "post","yanıt","mesaj" gibi şeyler deniyor "ayar" değil. Ayar, daha çok laf sokmak gibi bir şey, ha ekşi accountu olmayıp oraya özenenler de çok kullanıyor internette o ayrı. Kimseye ayar verdiğin yok. Forum ahalisinin tepesini attırma bence, çünkü bir gün birisi gidip aynı yayinevinden çıkmış bütün Freud kitaplarını okuyup rezil eder seni burada. Not: Bu günlerde deli gibi Death Note seyrettiğim için söylüyorum, hiç bi zaman sakinliğini kaybetmeyin Light'ın, L'in hamlesinden sonra masaya vurduğu an gibi olursun. Bir de konu da çok saçma, ister terörist ister katil olsun, herkesin düşünce özgürlüğü vardır. Eğer devleti alttan yiyorlarsa bizim suçumuz bu. Ayrıca evet öğrendiğimiz şeyler makalelerden ve köşe yazılarından, savaş muhabiri, gazeteci falan olmadığımıza göre oralardan fikir sahibi olacağız. Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok. Ha senin kaynağın ForumTR olabilir. Ne kadar seviyesiz olursa olsun oradakilerin de düşünce özgürlüğü var. Belli ki düşünce özgürlüğü karşıtı olduğuna göre faşistsin, senin düşüncene göre biz çoğunlukta olsuğumuz için seni öldürmek, dövmek falan gerekli. (Hiç faşist olduğumu söylemedim deme, sen buradaki insanları, söylemedikleri şeyleri analiz yaparak buluyosan, biz de bunu anlayabiliyoruz) Senin de düşünceyi ifade özgürlüğün var tabi. Ama bu toplumun insanları seni istemezse ForumTR toplumunda devam edersin özgürlüğüne. Yanıtın paticiğin serverlarında kaybolmaması dileğiyle. Bir de dahi anlamına gelen deler birleşik yazılmıyor, unutma bunu.
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Genel Yönetici Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Platon'a göre bilgi gerçeğin ve inancın birleştiği yerdedir. Kendi yorumlarıma dayanan bir serbest çağrışımlar kümesi ile devam edeceğim. (serbest çağrışımlarım genelde deli şaçmasına benzer ama sanırım anlayacak olanlar anlayacaktır ama senin anlayabileceğinden süpheliyim.) Evet; Platon'a göre bilgi gerçeğin ve inancın birleştiği yerdedir, hatta buna bilginin klasik tanımı denir, 18. yüzyıl fransiz romantizmi de buna dayanır aslında. Faşizm de bunun çarpıtılmış bir şekline dayanır. Onlar inanırlar, öyle ise gerçekler de inançlarına göre şekillenmelidir ki kendi doğrularını kurabilsinler. Jung'un kolektif bilinçsizliğine dayanarak sende atalarının ve daha çok çevrenin neden olduğu bir apopheniadan kaynaklanan bazı nevrotik sorunlar olduğunu söyleyebilirim belki. Ama Nabakov vari bir deli olabilecek bir kaliteye sahip değilsin, maalesef soluk küller içinde yüzebiliyorsun ancak. Bilinçsel bir pareidolia yasıyorsun belki de. Rorschach testine vereceğin tepkileri gerçekten çok merak ediyorum. Festinger okumanı şiddetle tavsiye edeceğim, çok faydasını görürsün - okulunun kütüphanesinde bulabilirsin, ne de olsa tıp okuyordun sanırım. Unutma ama: Bir çelişki grubunun önemindeki kayma, o grupdaki sıradanlığa olan baskıyı arttıracaktır daima. Ama eğer birey, yönetici bireylerden aşırı uzaklaşmış ise çelişkiler kümesini küçültme eğilimi güçlenir. Bu da bence bir bastırma duygular kümesi ile birleşerek faşizmi ve onla birlikte gelen çok tehlikeli kolektif bilinçsizlikler kümesini doğurur. Platon'a dönecek olursak: Varlık kavramı geliyor aklıma. Eğer bilgi gerçeğin ve inancın birleşimi ise ve çoğu zaman gerçek inançlar uğruna bükülüyor ise gerçek varlık bilgisi ne? Varlık kavramı! Sanki bu kavram kelimenin etimolojisinde önceden mevcut en sıradan emprik kaynağı gösteriyor izlenimi veriyor. Çünkü temeldeki/dipteki esse “nefes almak” anlamına gelir: eğer insan onu başka herşey için kullanırsa, kendi soluduğu ve bir metafor vasıtasıyla, yani, mantıkdışı birşey vasıtasıyla nefes aldığı ve yaşadığı inancını diğer şeylere transfer eder ve onların varlıklarını insani benzerliklerine göre soluyan şeyler olarak anlar. Bu durumda kelimenin özgün anlamı hemen unutulur; ancak geriye kalan, insanın diğer şeylerin varlığını kendi varoluşuna benzerliklerine göre, dolayısıyla antropomorfik tarzda ve bir bakıma, mantıkdışı transfer vasıtasıyla kavramasıdır. ''Nedir hakikat o zaman?'', demiş Nietzsche; - Bir mobil metaforlar, metonimler, antropomo ordusu kısaca poetik ve retorik olarak dile getirilen, nakledilen, tezyin edilen, uzun bir kullanım süresini müteakip sabitleşen, bir halk için yasal ve bağlayıcı hale gelen insani ilişkilerin toplamı: - Hakikatler, illizyonlar olduklarını unuttuğumuz illizyonlar; - Duyulara hitabetme güçlerini kaybetmiş metaforlar; - Resimleri silinmiş ve şimdi yalnızca metal haline gelmiş, artık para değeri bulunmayan madeni paralardır . Determinizm'e karşı özgürlük? Mantık'a karşı tutku? Realizm'e karşı romantizm? Komünizm'e karşı faşizm? Bu metamorfozlar sapkınlığı ne zaman gerçekleşti? Böcek nerede? Nerde cezalandırıldık? Özgürlük nasıl oldu da önce romantizm sonra faşizm oldu? Bu kadar basitleştirebilir miyiz ki? Ama ne olursa olsun Tammuz hala öykülerden özgür bir biçimde, andan bağımsız koşuyor, diyebilir miyiz? Yoksa, ''Pan öldü, büyük Pan öldü.'' diye çığırmalı mıyız? Hangi bastırılmış duyguna dayanarak Platon'un bilgi tanımını tekrar belirliyorsun? [ Mesaj 01 Temmuz 2007, Pazar - 17:20 tarihinde, GERGE tarafından güncellenmiştir ]
ShadowFury Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 pek anlamadım ama sanırım bu noktada "owned" demem gerekiyo:)
Arthur_HellsFire Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 hakikatin ortaya konulmasının veya ortaya konulan hakikat olduğu düşünülen şeyin olduğu gibi algılanmasının mümkün olmadığı gibi birşeyler söylüyor sanrıım gerge :)
riglous Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 GERGE fistik atti... Benim bildigim zarek cok rahat kacar bundan @zarek, anladim zaten saygiya saygiyla cevap verdigini. Boyle davranmak senin secimindir, karisilmaz. Her firsatta soyluyosun bunu. Ama bu hala benim yazdigim seyin gercekligini degistirmedi; tartisilan konuya yonelik konusmaktansa, konusana yonelik mesaj atiyosun. Ortada tartisilacak bir sey kalmiyor. Bunun sonucu da ortada...
druenler Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 "art of the forum trolling" diye bi kitap okudum superdi. neyse konuya donersek. zarek bilmiyorum nereden gordun bu tarz "entry" seklinde topic acarak ortaya laf atip kendi kendine sidik yaristirmayi ama burasi yeri degil. sozlukte yazar degilsin onun acisini mi cikariyorsun yoksa ordan bu isi yazan birkac gerzekten mi ozenerek yapiyorsun belli degil. paticik gordugun gibi forum. hakaret vs.. gibi foruma uygun olmayan seyler haricinde istedigini yazma ve istedigin sekilde yazma ozgurlugun var. abes bir konu secip fikrini & yorumunu belirtmeden direk alintiyi yazip laf yarisina girip, farkli formatta cevaplar beklemen sonucunda yazdiklarin art niyetli gosteriyor seni. mesela sunu sozlukte yazsan kimse "ee?" diye bir cevap veremez, ama belirttigim gibi burasi forum. adam "ee?" der ve diyor. ortaya yem atip yarim yamalak seyler yazip direk gardini aliyorsun.
Genel Yönetici GERGE Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Genel Yönetici Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 riglous haklı. Ad hominem denir senin bu yaptığına, oku da öğren biraz.
Bleda Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 @GERGE: I kneel before you. @zarek: kendi çapında takıl sen, ancak cidden tıp okuyorsan bundan sonra türk doktorlarına asla güvenmeyecegim demektir. ps: Okan Üniversitesinde Tıp varmıydı? [ Mesaj 01 Temmuz 2007, Pazar - 21:48 tarihinde, Bleda tarafından güncellenmiştir ]
zarek Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 said: Platon'a göre bilgi gerçeğin ve inancın birleştiği yerdedir. Kendi yorumlarıma dayanan bir serbest çağrışımlar kümesi ile devam edeceğim. (serbest çağrışımlarım genelde deli şaçmasına benzer ama sanırım anlayacak olanlar anlayacaktır ama senin anlayabileceğinden süpheliyim.) platon'dan başlamışsın, sanki platon bundan sonra yazacaklarını desteklermiş gibi bir hava vermeye çalışarak kendine ait kendi deyiminle deli saçmasına benzer yazılarını belirli bir koruma altına sokmaya çalışmışsın ama biraz dikkat edenin bunun böyle olmadığını görmemesi imkansız. tabi senin bunun farkında olmadığından şüphe duymaya gerek yok. said: Evet; Platon'a göre bilgi gerçeğin ve inancın birleştiği yerdedir, hatta buna bilginin klasik tanımı denir, 18. yüzyıl fransiz romantizmi de buna dayanır aslında. 20 ve 21. yüzyılda yoğunlaşan pkk terörü sorunun ve bunun avrupalı fikirlere kapılarak destekleyen insanların temelini 18. yüzyıl fransasına bağlamalıyız sanırım. yoksa bunun konumuzla bir alakası olmadığı gayet açık. said: Faşizm de bunun çarpıtılmış bir şekline dayanır. Onlar inanırlar, öyle ise gerçekler de inançlarına göre şekillenmelidir ki kendi doğrularını kurabilsinler. Jung'un kolektif bilinçsizliğine dayanarak sende atalarının ve daha çok çevrenin neden olduğu bir apopheniadan kaynaklanan bazı nevrotik sorunlar olduğunu söyleyebilirim belki. karşıdaki ile birebir diyalog kurmaksızın, tanımaksızın, platon ile alakalı bir iki yazı okuyarak, sadece kısıtlı bir 18. yüzyıl fransası romantizmini kollektif bilinçsizlik ve faşistlikle, nevrotik sorunlarla bağdaştıran bir kişide ne tür bir travmadan kaynaklı sorun olduğunu söylemek sanıyorum hem beni hem de bir çok psikiyatrı aşacaktır. üzgünüm sendeki sorunu söylemediğim için ama bu bir sorun olmadığı anlamına gelmiyor. said: Ama Nabakov vari bir deli olabilecek bir kaliteye sahip değilsin, maalesef soluk küller içinde yüzebiliyorsun ancak. Bilinçsel bir pareidolia yasıyorsun belki de. Rorschach testine vereceğin tepkileri gerçekten çok merak ediyorum. Festinger okumanı şiddetle tavsiye edeceğim, çok faydasını görürsün - okulunun kütüphanesinde bulabilirsin, ne de olsa tıp okuyordun sanırım. Unutma ama: Bir çelişki grubunun önemindeki kayma, o grupdaki sıradanlığa olan baskıyı arttıracaktır daima. Ama eğer birey, yönetici bireylerden aşırı uzaklaşmış ise çelişkiler kümesini küçültme eğilimi güçlenir. Bu da bence bir bastırma duygular kümesi ile birleşerek faşizmi ve onla birlikte gelen çok tehlikeli kolektif bilinçsizlikler kümesini doğurur. afili tanımlar kullanarak söylediklerinin kalite ve etkisini olduğundan fazla göstererek haklı çıkma gayretleri içine girmişsin. ancak hali hazırda haklı olan biri, gerçeklik payından yoksun fikirlerini alakasız örnekler ve konu üzerinde karşıdakinin sahip olduğundan çok daha az akademik bilgiye sahip olduğu halde savunarak komik duruma düşmezdi. yönetici bireylere gelince, ne olduğu muallakta kalmış. forum yöneticilerini kast ediyorsan merak etme onlar yıllardır bu işle uğraşıyorlar ve forumun nasıl yönetilmesi gerektiğini senden öğreneceklerini sanmıyorum. ülke yönetimini kast ediyorsan konunun en başındaki mesaj da hedef alınanların yöneticiler olmadığını görürsün. kollektiflikten bahsetmişsin ortada bireysel bir tepki varken sırf afili konuşabilmek adına laf olsun diye araya sokuşturduğunu kabul etmekten başka bir çare bırakmıyorsun bana. said: Platon'a dönecek olursak: Varlık kavramı geliyor aklıma. Eğer bilgi gerçeğin ve inancın birleşimi ise ve çoğu zaman gerçek inançlar uğruna bükülüyor ise gerçek varlık bilgisi ne? Varlık kavramı! Sanki bu kavram kelimenin etimolojisinde önceden mevcut en sıradan emprik kaynağı gösteriyor izlenimi veriyor. Çünkü temeldeki/dipteki esse “nefes almak” anlamına gelir: eğer insan onu başka herşey için kullanırsa, kendi soluduğu ve bir metafor vasıtasıyla, yani, mantıkdışı birşey vasıtasıyla nefes aldığı ve yaşadığı inancını diğer şeylere transfer eder ve onların varlıklarını insani benzerliklerine göre soluyan şeyler olarak anlar. varlık kavramı ile ünlü kişi rene descartes'dır "düşünüyorum öyleyse varım" sözünü, düşünerek her şeyden şüphe ederim varlığımdan bile, ancak tek bir şeyden şüphe etmem, şüphe ettiğimden ve düşündüğümden buradan yola çıkarak düşünüyorum öyleyse varım demiştir. platon denilince akla gelen şey, varlıktan ziyade idealardır, devlet, iktidar güç kavramlarıdır. zaten platon'un öğrencisi olduğu sokrates'tan fazlasıyla etkilendiği ve onun gölgesinde kaldığı inkar edilemez bir gerçektir. tabi yarım yamalak bilgilerinin zaten yazının geri kalanı içn yeterince bilgi sağlıyor. maalesef iki yanlış bir doğru etmiyor araya her telden bir şeyler sokuşturmak yazdıklarının fikirsel ve düşünsel anlamda yetersizliğini fazlasıyla öne sermiş. said: Bu durumda kelimenin özgün anlamı hemen unutulur; ancak geriye kalan, insanın diğer şeylerin varlığını kendi varoluşuna benzerliklerine göre, dolayısıyla antropomorfik tarzda ve bir bakıma, mantıkdışı transfer vasıtasıyla kavramasıdır. sanıyorum yazının şimdiye kadar incelediğim kısmında fazlasıyla antropomorfik tarzda mantıkdışı transfer vasıtasıyla kendi kendini kavramayı başarmışsın tebrikler. said: ''Nedir hakikat o zaman?'', demiş Nietzsche; - Bir mobil metaforlar, metonimler, antropomo ordusu kısaca poetik ve retorik olarak dile getirilen, nakledilen, tezyin edilen, uzun bir kullanım süresini müteakip sabitleşen, bir halk için yasal ve bağlayıcı hale gelen insani ilişkilerin toplamı: - Hakikatler, illizyonlar olduklarını unuttuğumuz illizyonlar; - Duyulara hitabetme güçlerini kaybetmiş metaforlar; - Resimleri silinmiş ve şimdi yalnızca metal haline gelmiş, artık para değeri bulunmayan madeni paralardır . konuyu nereye bağlayacağını merak ettim. yazıyı tamamen heba etmişsin. alakasız bir para ekolünü sokarak insanların dikkatini konuyla alakasız öğelerle dağıtarak vay be kesin çok önemli bir şey yazdı hissiyatından faydalanmak için harcanmış beyhude çabalar toplamı. said: Determinizm'e karşı özgürlük? Mantık'a karşı tutku? Realizm'e karşı romantizm? Komünizm'e karşı faşizm? determizm gerçekçilik demektir. gerçekçiliğe karşı özgürlük mü ? gerçekler ve özgürlükler neden karşı karşıya gelsin anlayan varsa beri gelsin. mantık ile tutku gayet bağdaşabilir senin mantık ve tutkudan anladığın her neyse sanırım doğru olmadığı açık. realizm'e karşı romantizm ? hadi bakalım patlıcan vs bisiklet ???? ancak bu kadar mantıklısın. komünizm ile faşizm'in ise birbirinin karşısında yer aldığını söylebilmen tamamiye mortal kombatvar finish him animality gibi bir şey olmuş. hani faşizm vs cumhuriyet ya da kapitalizm vs komünizm diyecek birikimin yok ama gülünecek gibi değil acınacak bir durum bu. inan üzüldüm. said: Bu metamorfozlar sapkınlığı ne zaman gerçekleşti? Böcek nerede? Nerde cezalandırıldık? Özgürlük nasıl oldu da önce romantizm sonra faşizm oldu? Bu kadar basitleştirebilir miyiz ki? bu metaforlar sapkınlığı senin karşı karşıya getirdiğin kavramların aslında karşı karşıya olmamasından ileri geliyor. tam da başta belirttiğin gibi bir deli saçmasına ait sapkınlığın altına imza atmışsın. said: Ama ne olursa olsun Tammuz hala öykülerden özgür bir biçimde, andan bağımsız koşuyor, diyebilir miyiz? Yoksa, ''Pan öldü, büyük Pan öldü.'' diye çığırmalı mıyız? Hangi bastırılmış duyguna dayanarak Platon'un bilgi tanımını tekrar belirliyorsun? öykülerle mevsimleri mi karşı karşıya getirdin yine neyse yavaş yavaş tarzındaki absürtlüğe alıştı insanlar garip ama sıradan. platon'dan yola çıkıp, platon'un toz haline dönüşmüş kemiklerini dahi sızlatacak çıkarımlardan sonra bir de bana hala gerçekle bağlantısız sorular mı soruyorsun ?
forgiver Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 [ Mesaj 01 Temmuz 2007, Pazar - 22:02 tarihinde, forgiver tarafından güncellenmiştir ]
zarek Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 bilgi araştırma kabiliyetinden yoksun insanlar için fazlasıyla pahalı bir lükstür. gerge'yi yine de tebrik ediyorum cevap vermeye değer mesaj yazan ender patilerden. "şüphesiz ki biz size onu (aklınızı), kullanın diye verdik." akıl suresi ayet 1.
Bleda Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 bilgi, (virgül) , madem o kadar araştırmacısın virgül kullanmanın inceliklerini araştırmanı tavsiye ederim.
zarek Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 1, 2007 "ey pati, onlarla (seviye yoksunları) tartışma, bil ki (onlar) seni kendi seviyelerine çeker ve tecrübeleriyle yenerler." ayar suresi ayet 5. "bil ki, onlar tartışma adabına inanmazlar ve (seviyelerine) çekmek için her yolu deneyeceklerdir." ayar suresi ayet 6. "(tartışma adabına) inanmayanlara de ki, sizin fikriniz size, benimki banadır." ayar suresi ayet 7. "şüphesiz ki, şikayet butonu (tartışma adabına) inanmayanlardan sakınmanız için kodlanmıştır." ayar suresi ayet 8. [ Mesaj 01 Temmuz 2007, Pazar - 22:12 tarihinde, zarek tarafından güncellenmiştir ]
Öne çıkan mesajlar