Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Genelkurmay Bildirisi (Tam metin)


fedaykin

Öne çıkan mesajlar

Çeşitli konularda Genelkurmay'ın bildirisinin konusu olup duruyor. Yok yetki dışındaymış, yok şuymuş yok buymuş. Önce bir okuyun metni, aşağıda kalan yorumlarımı ve bu konuyu neden açtığımı bulacaksınız.

---------------------------------------------------------

Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde artırdıkları müşahede edilmektedir. Uygun ortamlarda ilgili makamların, sürekli dikkatine sunulmakta olan bu faaliyetler; temel değerlerin sorgulanarak yeniden tanımlanması isteklerinden, devletimizin bağımsızlığı ile ulusumuzun birlik ve beraberliğinin simgesi olan milli bayramlarımıza alternatif kutlamalar tertip etmeye kadar değişen geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.

Bu faaliyetlere girişenler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten çekinmemekte, devlete açık bir meydan okumaya dönüşen bu çabaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl amaçlarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Özellikle kadınların ve küçük çocukların bu tür faaliyetlerde ön plana çıkarılması, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne karşı yürütülen yıkıcı ve bölücü eylemlerle şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır.


Bu bağlamda;

Ankara'da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde kuran okuma yarışması tertiplenmiş, ancak duyarlı medya ve kamuoyu baskıları sonucu bu faaliyet iptal edilmiştir.

22 Nisan 2007 tarihinde Şanlıurfa'da; Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır illerinden gelen bazı grupların da katılımı ile, o saatte yataklarında olması gereken ve yaşları ile uygun olmayan çağ dışı kıyafetler giydirilmiş küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya ilahiler okutulmuş, bu sırada Atatürk resimleri ve Türk bayraklarının indirilmesine teşebbüs edilerek geceyi tertipleyenlerin gerçek amaç ve niyetleri açıkça ortaya konulmuştur.

Ayrıca, Ankara'nın Altındağ ilçesinde 'Kutlu Doğum Şöleni' için ilçede bulunan tüm okul müdürlerine katılım emri verildiği, Denizli'de İl Müftülüğü ile bir siyasi partinin ortaklaşa düzenlediği etkinlikte ilköğretim okulu öğrencilerinin başları kapalı olarak ilahiler söylediği, Denizli'nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer beldesinde dört cami bulunmasına rağmen, Atatürk İlköğretim Okulunda kadınlara yönelik vaaz ve dini söyleşi yapıldığı yolunda haberler de kaygıyla izlenmiştir.

Okullarda kutlanacak etkinlikler, Milli Eğitim Bakanlığı'nın ilgili yönergelerinde belirtilmiştir. Ancak, bu tür kutlamaların yönerge dışı talimatlarla yerine getirildiği tespit edilmiş ve Genelkurmay Başkanlığınca yetkili kurumlar bilgilendirilmesine rağmen herhangi bir önleyici tedbir alınmadığı gözlenmiştir.

Anılan faaliyetlerin önemli bir kısmının bu tür olaylara müdahale etmesi ve engel olması gereken mülki makamların müsaadesi ile ve bilgisi dahilinde yapılmış olması meseleyi daha da vahim hale getirmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.

Cumhuriyet karşıtı olan ve devletimizin temel niteliklerini aşındırmaktan başka amaç taşımayan bu irticai anlayış, son günlerdeki bazı gelişmeler ve söylemlerden de cesaret almakta ve faaliyetlerinin kapsamını genişletmektedir.

Bölgemizdeki gelişmeler, din ile oynamanın ve inancın siyasi bir söyleme ve amaca alet edilmesinin yol açabileceği felaketlerin ibret alınması gereken örnekleri ile doludur. Kutsal bir inancın üzerine yüklenmeye çalışılan siyasi bir söylem veya ideolojinin inancı ortadan kaldırarak, başka bir şeye dönüştüğü, ülkemizde ve ülke dışında görülebilmektedir. Malatya'da ortaya çıkan olayın bunun çarpıcı bir örneği olduğu ifade edilebilir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin çağdaş bir demokrasi olarak, huzur ve istikrar içinde yaşamasının tek şartının, devletin Anayasamızda belirlenmiş olan temel niteliklerine sahip çıkmaktan geçtiği şüphesizdir.

Bu tür davranış ve uygulamaların, Sn. Genelkurmay Başkanı'nın 12 Nisan 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısında ifade ettiği ''Cumhuriyet rejimine sözde değil özde bağlı olmak ve bunu davranışlarına yansıtmak'' ilkesi ile tamamen çeliştiği ve Anayasanın temel nitelikleri ile hükümlerini ihlal ettiği açık bir gerçektir.

Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.

Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün, ''Ne mutlu Türküm diyene!'' anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.

Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

---------------------------------------------------------

Yukarıdaki metni ben gerekli, yetki sınırları içinde ve tam zamanında yapılmış bir açıklama olarak görüyorum ve altına imzamı atıyorum.

[ Mesaj 04 Mayıs 2007, Cuma - 17:07 tarihinde, fedaykin tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Afedersin, amacim agresif davranmak degil ama bende belli bir cercevede herkese kufredebilirim, yazimda tek kufur goremessin ama cok agir bir yazi yazarim.. Olay kelimeler degil, o kelimelerin kastettigidir..

edit: zaten yetkisi disinda bir sey yazamaz ki, tabii ki yetki siniri icinde yazabilmesinden bu gucu alir. Yani AB ye karsiyiz, IMF den son dilimi almayalim, Ruslarla petrol isbirligine girelim demez tabii, birincisi derse zaten kimse sallamaz, ustune sempati kaybeder, antipati toplar..

Ama yetkisi var diyede olduk olmadik yerde kullanilmaz bu guc, polisin zor kullanma yetkisi vardir o zaman 1 Mayis'da ki davranisi dogrudur deriz bizde..

Demokrasi yolunda ilerlerken yara alabilirsin, ama bu yaralar senin daha dikkatli davranmana, nerede dusup kalkicagini daha iyi kavramana yardimci olur. Adimini daha dikkatli atarsin bu surecte.. Ama biri gelipde arkadan seni iterse zarardan baska hic bir yarari olmaz..

[ Mesaj 04 Mayıs 2007, Cuma - 17:10 tarihinde, nedanko tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk'ün, ''Ne mutlu Türküm diyene!'' anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti'nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.


Özet gayet açık. süper oldu bu.

[ Mesaj 04 Mayıs 2007, Cuma - 17:12 tarihinde, Fistan tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yazıklar olsun hayatında darbe dahi görmemiş ama darbe darbe diye korku içinde büyütülen gençlere. Vatanı dahi bölün ama derbe gelmesin çünkü Tyyip amca darbe kötü dedi veya solcu bi amca darbe kötü dedi. O darbe keşke daha erken gelseydi de yüzlerce gencecik insan sokaklarda boku bokuna ölmeseydi. O gün gençleri biribirini öldürmeye yollayanlar bugün bir elleri yağda bir elleri balda gene gençleri dolduruyor ,ölüme birbirini kırdırmaya hazırlanıyor. Çok değil 2 sene içinde birbirimizi boğazlamaya, cafeleri yakmaya veya taş ile kafalarımızı kırmaya başlarak o zaman çok geç olur bazı şeyler için.

[ Mesaj 04 Mayıs 2007, Cuma - 17:18 tarihinde, Absolut tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

darbe gördük abso, zaten içinde yaşadığımız ülkenin dünyanın en kuvvetli ordularından birine sahip olduğu halde bugün "aman şeriat gelecek" diye tirtir titremesinin sebebi demokrasi geleneğinin ve anlayışının olgunlaşmasına sekte vurmuş olan darbelerdir. grip hastasına kortizon vuruyoruz halen.

ekleme:
said:
Yazıklar olsun şeriatçılara ve şakşakçılarına...

buna da katılıyorum başlıkla alakasız olsa dahi.

[ Mesaj 04 Mayıs 2007, Cuma - 17:20 tarihinde, Sam tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

e o zaman sen kanser görmemişsin abso. :p iç savaş yaşamadı türkiye, abartmayalım bu kadar.

valla "şeriat gelecek" diye tank top çağıran kesimler "tirtir titreme" tasvirine daha uygun. hamamböceğine böcek ilacı var, bomba atmanın gereği yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bu da bir kere o eli indir açıklaması, hükümetin

''dün genelkurmay başkanlığı tarafından çeşitli konulardaki görüşlerini ifade eden bir açıklama basın yayın organlarına gece yarısı verilmiş ve genelkurmay başkanlığının internet sitesinde yayınlanmıştır.

bu açıklama hükümete karşı bir tutum olarak algılanmıştır.

kuşkusuz, demokratik bir düzende bunun düşünülmesi dahi yadırgatıcıdır.

öncelikle söylemek isteriz ki, başbakana bağlı bir kurum olan genelkurmay başkanlığının herhangi bir konuda hükümete karşı bir ifade kullanması demokratik bir hukuk devletinde düşünülemez.

genelkurmay başkanlığı, hükümetin emrinde, görevleri anayasa ve ilgili yasalarla tayin edilmiş bir kurumdur. anayasamıza göre, genelkurmay başkanı görev ve yetkilerinden dolayı başbakana karşı sorumludur.

bu metnin basın yayın organlarına verilmesi ve genelkurmay’ın internet sitesinde yayınlanmasındaki zamanlama manidardır. öncelikle, devletimizin yüce makamı olan cumhurbaşkanlığına 11. cumhurbaşkanını seçme sürecinde böyle bir metnin, hem de geceyarısı ortaya çıkması son derece dikkat çekicidir.

bunun, bu hassas dönemde, anayasa mahkemesi eksenli tartışmalar yapılırken ortaya çıkması, yüce yargıyı etkilemeye yönelik bir girişim olarak algılanacaktır..

herkes şunu açıkça bilmelidir ki, hükümetimiz, devletimizin anayasa’nın 1,2 ve 3. maddelerindeki temel ve vazgeçilmez ortak değerleri, ülkemizin birlik ve bütünlüğü, milletimizin saygınlığı, türkiye’nin laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devleti olma niteliği konusunda herkesten daha fazla taraftır ve hassastır.

türkiye’nin milli birlik ve bütünlüğü ve türk milletinin esenliği bu değerlerin korunması ile mümkündür.

cumhuriyetimizin temel niteliklerine, anayasa ve yasalara aykırı, gerçek ve tüzel kişiler tarafından zaman zaman ortaya konan hiçbir tutum ve davranışı tasvip etmek mümkün değildir.

bu durumlarda zaten başta cumhuriyet savcıları olmak üzere, soruşturma makamları hiç kimseden izin almadan gerekli soruşturmaları yapma yetkisine sahiptirler. bu konularda gereğini yapmak vazifeleridir.

ayrıca hükümetimizin ve bağlı birimlerin gerek basın yoluyla duyulan, gerekse çeşitli ortamlarda dile getirilen, devletimizin temel değerleri ile çelişen uygulamalar konusunda duyarsız kalması sözkonusu olamaz.

bu nedenle ilgili metinde genel kurmay başkanlığı’nın hükümetle ilişkileri bakımından son derece yanlış ifadelerin yer alması üzücü olmuştur. devletimizin tüm temel kurumlarının bu konularda daha özenli ve dikkatli olması gerektiği, türkiye’nin güçlenme, modernleşme ve demokratik standartlarını yükseltme sürecinin sağlıklı yürümesi bakımından zorunludur. aksi halde devletimizin güçlenmesine, ülkemizin huzur ve refahına telafi edilemez zararlar verilmiş olacaktır.

devletimizin temel değerlerini koruma konusunda birincil görev hükümetindir, hükümet bu konuda tavizsiz bir şekilde taraf olduğu için, hükümete bağlı tüm kurumların da bu doğrultuda taraf olmaları zaten eşyanın tabiatı gereğidir.

türkiye’nin her sorunu hukuk kuralları ve demokrasi içinde çözülecektir. aksi bir düşünce ve tutum asla kabul edilemez. herkese ve her kuruma düşen görev, bu sürecin işlemesini kolaylaştırmaktır. bunun dışındaki arayışların ülkemize ve milletimize ne kadar zarar verdiği geçmişte yeteri kadar, acı biçimde tecrübe edilmiştir.

hükümetimiz, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan cumhuriyetimizi daha da güçlendirmek ve demokrasimizi zedeletmemek konusunda tam bir kararlılık içindedir.

cumhuriyetimiz ve demokrasimiz vazgeçilmez, geri döndürülemez bir kazanımdır. bugün devletimizin temel niteliklerini korumak konusunda hepimiz el ve gönül birliği içinde geleceğe nasıl daha güçlü yürürüz onun mücadelesini vermeliyiz. enerjimizi iç tartışmalarla tüketmek yerine ülkemizi küresel rekabette daha güçlü hale getirmeye ve milletimizin refah ve mutluluğunu arttırmaya sarfetmeliyiz.

bu bağlamda, bazı iyi niyetli olmayanların hükümetimizle türk silahlı kuvvetlerimizi karşı karşıya getirme çabalarını boşa çıkarmalıyız.

türkiye’nin uluslararası toplumda itibarını zedeleyen, çağdaş dünyadaki konumumuza zarar veren, türk ekonomisinin istikrarını tehdit eden, demokrasiye aykırı ve türk milletinin vicdanında yara açan davranışlardan tüm sorumluluk sahiplerinin kaçınması gereklidir.

güven ve istikrarı zedeleyenler, ülkemizin ve milletimizin ali menfaatleri bakımından doğuracağı olumsuz sonuçların sorumluluğunu da yükleneceklerini bilmelidirler."
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben 200.000 kişi hesapladım ama sorun deil madem 4 milyon kişi diyorsunuz
şunu anlamanız gerekiyor ama x sayıda insan kalabalığının bişeye karşı çıkması, karşı çıkılan şeyi hiçkimsenin desteklemediği anlamnına gelmez
kimse memnun olduğu bişey için eylem yapma ihtiyacı duymadı diye triplere girmenin anlamı yok
2 milyon tandoğan, 4 milyon çağlayan, 50 milyon da mitinglere katılamayan ama tüm kalbiyle mitingleri destkleyen insan var zaten, seçimde var yakında, eee daha neyi bekliyorsunuz bir de orda görelim

akp yüzde 35 aldı(yerel seçimlerde yüzde 40 bu arada), geriye kalan herkes akpye karşı zaten, seçmen olup olmaması da önemli deil, boş oy atmış, oy kullanmamış, oy vermemeyi becerememiş oyu geçersiz sayılmış farketmiyor
ülke nüfüsü x %65= akp karşıtı direk, güldürüyorsnuz

[ Mesaj 04 Mayıs 2007, Cuma - 17:47 tarihinde, forgiver tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Darbe yapılması gerekiyorsa yapılır. Darbe karşıtları acaba neyden korkuyorlar. Ülke ekonomisi darbe yapılınca kötüye gidecek diye mi? Yoksa asker gelip tayyib ve tayfasına tüfekleri sokacak diye mi?

[ Mesaj 04 Mayıs 2007, Cuma - 17:58 tarihinde, Brigand tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya darbe karsitlari darbe diyince 12 eylul u hatirliyor genellikle

12 eylulde olan olaylar insanliga yakismiyordu yapan kisi sagolsun ne diyelim

60 da olan ihtilalle gelen turkiyenin en demokratik yasasini cope atip bugunki baskici anayasayi getirdiler
62 anayasasi gunah kecisi yapildi cok ozgurluk iyi degildir denildi bize bu yasalar bol gelir denildi

80 ihtilalinin ulkeyi goru goturme nedeni ihtilal olmasi degil demokratik anayasanin yerine baskici bugun kullandigimiz anayasanin gelmesidir

onu kavriyamiyor cogu
kimi gene asker milelte iskence edicek asip kesicek kitap yakicak saniyor

asker darbe yapmaz bugun yaparsa bu adamalri toplar partileri kapatir adil bi sekidle yargilayip tikar iceri

adam avina cikmaaz 80 de oldugu gibi
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

60 ihtilali değil özgürlüklerin çiğnenmesi Türkiye'nin gelmiş geçmiş en özgürlükçü anayasasının yürürlüğe sokulmasını sağlamıştır.

97'deki ise darbe filan değildir. İleride cumhuriyet düşmanları ve onların bilinçli-bilinçsiz işbirlikçileri 2007 darbesi diye de ağlamaya başlarlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...