MrLevie Mesaj tarihi: Nisan 29, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 29, 2007 Deve ve muhtıra... AJANS haberine göre; malum dinci gazete bir deve hazırladı, Ahmet Necdet Sezer Çankaya’dan indiği gün kesmek üzere. Deveyi süslediler. Deve de sanıyor ki iyi bir şey olacak. Ama Abdullah Gül yukarı çıkıp da Sezer oradan ayrıldığı an, yatırıp kesecekler deveyi. Deve her şeyden habersiz. Arkadaşlarda bu alışkanlık vardır, uçak uçsun diye deve kestikleri gibi, şimdi de Abdullah Gül yukarı uçsun diye deveye gereksinim duyuyorlar. Deve süslü süslü oturuyor. Kuyruğunu sallamakta. * Yani cuma akşamı Genelkurmay’ın "muhtırası" deveyi yakından ilgilendiriyor. Elbette demokrasimiz, rejimimiz, AKP iktidarı, dini siyasete alet edenler ile de ilgili ama deve ile de ilgili. "Muhtıranın" özünde bir anlayış farklılığı yatıyor. Çağdaş-uygar bir yaşam biçimine ulaşmak isteyenler, ilkel ortaçağ yaşam biçimine dönmek isteyenlere engel olmak istiyorlar. "Muhtıranın" özü bu... Şimdi "Pekiiii... Deveyi bu rejimsel olayın neresine sokacaksın?" diyeceksiniz. Deve tam ortada bir yerde. Laik sistem kaybedip de Çankaya dinci sistemin eline geçtiğinde, deve gidiyor. Ama o süslendikçe sanıyor ki iyi olacak. * "Muhtıranın" görünen yanı; asker Çankaya’yı asla ve asla dincilere bırakmayacak. Çünkü orayı Atatürk’ün makamı ve Başkomutanlık sayıyor... Aksini ise Atatürkçülüğe ihanet kabul ediyorlar. Beş yıla yakın AKP iktidarına seslerini çıkartmayıp, sıra Çankaya seçimlerine gelince "muhtıra" vermeleri bu yüzden. Dönüyorum deveye: Süslenince sandı ki bu iyi bir şey. Ama Abdullah Gül cumhurbaşkanı olup da Çankaya dincilere geçtiği an deve gidiyordu. "Muhtıra" tam bu sıraya denk gelmekte. Literatüründe "Beni bu eşeklerin peşinde gitmek öldürür" gibi bir özeleştiri olan deve yine kurtuldu sayılır. Ve kuyruğunu sallamakta... 29.4.2007 tarihli Hürriyet gazetesinde yazılan köşeyazısıdır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Nisan 29, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 29, 2007 bekir coşkun'u seviyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horrible Mesaj tarihi: Nisan 29, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 29, 2007 said: bekir coşkun'u seviyorum. bende :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Nisan 29, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 29, 2007 İçtima... Hâlâ deniyor ki... Bundan sonraki adım ne olur? Bundan sonraki adım, tank olur. Gücüm var diye dayatırsan... Gücü olan sana dayatır. Kaçınılmaz gerçek, budur. O, şunu demiş. O, bunu demiş. Boşverin... Detaydır. İlgili arkadaşların "takkesini önüne koyarak" düşünmesi gereken "büyük manzara" şudur... Milli Nizam Partisi? Anayasa Mahkemesi kapattı. Milli Selamet Partisi? Garnizon duvarına çarptı. Refah Partisi? Anayasa Mahkemesi kapattı. Fazilet Partisi? Anayasa Mahkemesi kapattı. AKP? Sebep farklı. Adres aynı. Yine, Anayasa Mahkemesi. Yine, muhtıra. Milli Görüş'ün dümensuyundan çıkamayan AKP, bir çuval inciri berbat etti. İktidara oy vermeyen yüzde 75'in beş yıldır gösterdiği demokratik hoşgörü, yanlış anlaşıldı... Balıkçıyla istişare edildi, 25 milyon kişiden oy alan partiler "yok" sayıldı. Çünkü... Yalaka medya korosu ve şakşakçı işdünyası, "padişahım çok yaşa" naralarıyla, havaya soktu, siyasi körlük yarattı. Gümbür gümbür gelen, görülemedi. "Erken seçim" kesmez artık. Acilen seçim. Acilen. Yılmaz Özdil Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar