Ardeth Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 durum şunu az önce bahsettiğim çağdaki bilim adamları bir çok ana yol açtı, şimdiki bilim adamları ise o ana yolların ara sokaklarını kazmakla uğraşıyor. yeni bir anayol açmaya çalışan bilim adamları dünyadaki bilim adamları kütlesinin çok azını oluşturuyor. zaman zaman hatta nobel ödülü alan insanlar bile var olan bir teori'nin bir detayında bir noktayı ilerletmekten dolayı nobel alıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 icat edilebilecek hersey icat edildi agalar kasmayin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 çağımızda bilim kirliliği olduğu kesin. akademisyenlik ve bilim adamı olmak artık bir meslek oldu malesef. bilimde, "azcık ben de ucundan bi parça hamur ekleyim", "yükün ucundan azcık ben de tutayım destek olayım" mentalitesini sevmiyorum açıkçası, en azından akademisyen olmuş insanlar için. büyük hedefler doğrultusunda ortaya çıkmamış bilimsel makalelerin faydadan ziyade bilim kirliliği oluşturduğunu düşünüyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
byzasz Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 bilimdeki postulatların saytsı artığı ve artık kökten çözümden çok yakın sonuçlar dahi elde etmenin önem kaznmasından dolayı artık ana yollar açılamıyor.. Zaten bu gün doğruluğu kanıtlanmamış okadar fazla prensip teori varki( bazılarının doğruluğu hatta yanlışlığı dahi kanıtlanamıyor), sadece bunların dahi bir temele orturtulması bir nesil yer.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
byzasz Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 Ardeth said: çağımızda bilim kirliliği olduğu kesin. akademisyenlik ve bilim adamı olmak artık bir meslek oldu malesef. bilimde, "azcık ben de ucundan bi parça hamur ekleyim", "yükün ucundan azcık ben de tutayım destek olayım" mentalitesini sevmiyorum açıkçası, en azından akademisyen olmuş insanlar için. büyük hedefler doğrultusunda ortaya çıkmamış bilimsel makalelerin faydadan ziyade bilim kirliliği oluşturduğunu düşünüyorum.bununla ilglili itü lü bir bir porf onun bir lafı vardı( kendisi büyük adamdır ismini unuttum) türkiyeyi maviye boyadınız( kedni çalışmasından esinlenerek yapılan doktora ve doç makalelerine atıfta bulunarak).. mevcut bir çalışmadaki bir noktadan yola çıkmak tabiki en kolay yoldur çokm az dahi ileri götürsen bu bir yayın olur, ve senin mevcut yayınlarının sayısına göre itibar kaznaır sonrada ünvan kaznırsın.. seninde dediğin gibi bilim adamlığı bir meslek olunca tabiki en kısa yoldan ünvan ve para zanmanın yoluda böle saçma sapan iişler yapmaktır... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Othranx Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 aquila said: senden buyuk zeus var. zeustan büyük saskeee var:S Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 saskeden büyük narto var, gün gelcek azını burnunu kırcak bu bi gercek! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 23, 2008 onlardan da büyük helm var bilim teknik bölümündesiniz hatırlatayım da Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Nisan 25, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 25, 2008 I'm the best, alayına rest.. Yok yok ben demedim, yok hayır, olamaz diyemem bunu :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Lexius Mesaj tarihi: Nisan 26, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 26, 2008 avatar izleyin olm orda kontrol ediyolar Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Quibble Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Mayıs 1, 2008 peki kontrol nedir ?? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Karag8z Mesaj tarihi: Haziran 9, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 9, 2008 bilen adam ; Kontrolsüz güç, güç değildir! karag8z ; Peki nedir? elinin tersiyle sana şöle bir vursa hala güç olmadığını mı düşüncen. bilen adam ; aa bak kuş (bu sırada arkasına sakladığı sopa ile karag8zün beyin pekmezini akıtır) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
KillJoy Mesaj tarihi: Haziran 10, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 10, 2008 hayal gücü mü o ne lan yeni mi çıktı :) hyr öyle bi güç yokki yani çok garip olmuş :Daksdjakdjas Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
KillJoy Mesaj tarihi: Haziran 10, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 10, 2008 Lexius said: avatar izleyin olm orda kontrol ediyolar :D bu da ii Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-Cleglaw- Mesaj tarihi: Haziran 10, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 10, 2008 Bence önemli bir konu. Bu konuda ilerleme sağlanabilir mi merak ediyorum... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Zebilith Mesaj tarihi: Haziran 10, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 10, 2008 Hayal bir güçtür. İnsana harekete geçebilme enerjisi verir. Ve kontrol edilebilir; bkz. tv'nin, bilgisayar oyunlarının, şarkıların, kliplerin.. zihinleri yağmalayarak yarattığı gençlik. Kendilerini bu dizilerin filmlerin vb.'nin yarattığı sanal sınıflara, kültürlere ait gören gençlikten ve daha nicelerinden bahsediyorum. Kendi kendine "live for nothing.. or die for something" , "get rich or die trying" vd vs. binlerce çarpık dünya görüşüne ister istemez sahip olmuş gençler ve daha niceleri.. ki bir kurtlar vadisi bile çocuklarımızı ne hale getirdi. ilkokul çocukları artık mafyacılık oynuyor oldu okullarında. Ne derseniz diyin, bu tamemen hayal gücünün etki altına alınmasıdır ve pek tabii bütün insanlar hayalleri doğrultusunda yaşantısını sürdürür. Hayal gücü insanın varlığını varedebilmesi için ihtiyaç duyduğu bir yaşam enerjisidir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-Cleglaw- Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 11, 2008 Yalnız birşeylerin burda yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Hayal gücünün güç sayılıp sayılmamasını fizik çatısı altında konuşmamız gerekir; bilimsel boyutu budur. İşin edebiyat kısmına girecek olursak konu farklı yönlere kayar. Hoş, çoktan kaydı da zaten. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Zebilith Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 said: Materyalizm ve İspritizm İnsanoğlu ölçüp tespit edebildiklerine fiziksel/maddesel, ölçümünü ve tespitini yapamadıklarına "ruhsal" veya "doğaüstü" diyerek işin içinden kolayca sıyrılma eğiliminde olmuştur daima. Çıplak gözle görülemeyen elektrik, radyo dalgaları, x ışınları vb nin çeşitli cihazlarla ölçümünü ve tespitini yapabildiklerinde maddesel olduğuna kanaat getirebildikleri gibi, örneğin nihayet varlıkların auraları için aynı şekilde, çeşitli cihazlarla gerçekliğini tespit edebildiklerinde ( bkz. kirlian fotoğrafçılığı ) deneyleyip deneyimleyebildiklerinde maddesel olduğunu, yani "doğaüstü" bir olgu olmadığını ancak kabul edebildi birçokları. Bunun yanısıra geçmişte telepatinin, telekinezinin, durugörünün vd. nin tezahürlerinin "doğaüstü" diye adlandırılması ve şimdilerde parapsikoloji laboratuvarlarında yapılan deney ve gözlemlere konu olan bu olayların üzerlerinde kontrol sağlanabilmesi sayesinde, "doğaüstü" olmadığı; belli yasalara / sistemlere dayalı çalıştığı anlaşılabildi. Bir de bu pencereden bakınız, insanlığın geçmişte; "lanet" , "tanrıların gazabı" vb şekillerde nitelendirdikleri olaylara. Düşününüz !.. Hiçbirinin "mucize" falan olmadığı, aksine tamamının mantıksal olduğu / madde aleminin kanunlarına bağlı olduğu apaçık gözler önündedir günümüzde. Ve gelecekte de dönüp bugüne baktığımızda hemen hemen aynı tabloyu göreceğiz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mr_Hand Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 4Ever said: Merhaba arkadaşlar, Böyle bişi mümkünmü acaba, gecen bir yerde okudum kontrol altına alınamayan 2 gücten bir tanesi Yıldırım diğeride Hayel gücüymüş. bakalım bu konuda neler yapılabilir. -one point twenty one gigawatts?! one point twenty one gigawatts??!!! how could I be so careless... -what's a gigawatt? :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
PassivE_KesH Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 12, 2008 eheh geleceğe dönüş müydü :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sakaryali Mesaj tarihi: Haziran 15, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 15, 2008 Bencede hayal bir güçtür; insanın potansiyel enerjisini kullanmaya yönelten bir güç mesela bir mühendis, proje yapmadan evvel kafasında olayı canladırır, hayal eder, sonra fiili olarak harekete gecer ,projrsini tamamlar bu proje ile üretim yapılır bu sebepten dolayı hayal bir güçtür şu an gözümüzle gördüğümüz teknoloji adına her şey daha önceden kafalarda hayal edilmiş ,sonra mühendis elinde proje haline gelmiş, sonra işçilerin elinde imal edilmiş üretilmiştir. Bundan anlaşiliyorki hayal, yani tahayyul insanı harekete geçiren ,insanın bir şeyler yapmasını sağlayan büyük bir güçtür. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
EponymouS Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Nikola Tesla'nın bununla ilgili çalışmaları vardı sanırım :S Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 23, 2008 teslanın varmı bilmiyorum ama Dr. Emit Brown'ın başarılı olduğu deneyler var. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kojiroh Mesaj tarihi: Haziran 25, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Haziran 25, 2008 Hayali nasıl tanımlıyosunuz da ona güç diyosunuz anlamadım ki. Hayal dediğin soyut bi kavram, gücü (fiziksel) nasıl olsun. Ortada bi güç varsa, beynin gücüdür ki o da telekinezi falan öyle şeyler değil. Bulunduğu duruma göre karar verme, verimli sonuçlar üretmedir. Hayal ile ilgili konuştuğumuza göre de, elindeki verilere göre sanal bi gerçeklik yaratma ve bu sefer bunun üzerinde yoğunlaşmadır beynin gücü. Yıldırımın izlediği yol hakkında kesin bi görüş yoktu diye biliyorum. Kimileri rastgele bi yol izler diyodu, kimileri de bildiğimiz elektrik gibi, "en çok isteyene" (terimi bulamadım ya, elektriksellik midir nedir o :P) gider diyodu sanki. Eğer 2. söylediğim gibiyse, artık nanoteknolojinin de baya bi gelişmiş olmasıyla, enerji isteği çok fazla olan bi şey, bi madde, bi karışım, bi alaşım üretilebilir. Yıldırım düşmesi istenen yer bu maddeyle kaplanır, yıldırım da önce orayı seçer falan filan. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Suark Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Temmuz 3, 2008 yaparlar aslında ama kar edilemiyecek bir şekilde oluyorsa yapmıyorlar dır. Şimdi şöle bişi var, bu yıldırım dediğin dc olsa gerek. Evet evet öyle olmalı,ac dogal degıl cunku. Kocaman kapasitöre - kondansatör işte - doldurma fikri olmas, olmamalı dc ile nası şarj edicen. Zamanla değişebilen bişi olmalı. Şimdi aklıma telefonlar geldi, meretler charge edilebiliyorlar ki o adaptörler dc veriyor. bilemedim şimdi unutmuşum lan abo Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar