Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Filmlerden Unutulmaz Anlar (spoiler olabilir, doğal olarak)


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
güzelmiş.

The Godfather - 1972 - Francis Ford Coppola
Yatakta elemanın görünmesiyle başlayan sahne. bilahare kendini rahatsız eden şeyin ne olduğunu merak eder. ve öğrenir.[signature][hline]unity100, 18 Temmuz 2004 22:05 tarihinde demiş ki:
bababababababa ba. ahelogg ahelog hele hele helelehlelelee.
Mesaj tarihi:
Dirty Harry - 1971 - Don Siegel
şu repliğin geçtiği sahne. iki sahne var gerçi. asıl önemli olan quote burda ama, kült olmuş artık yazmasak ayıp.

Harry Callahan: I know what you're thinking. Did he fire six shots or only five? Well, to tell you the truth, in all this excitement, I've kinda lost track myself. But being as this is a .44 Magnum, the most powerful handgun in the world, and would blow your head clean off, you've got to ask yourself one question: Do I feel lucky? Well, do ya punk?[signature][hline]unity100, 18 Temmuz 2004 22:05 tarihinde demiş ki:
bababababababa ba. ahelogg ahelog hele hele helelehlelelee.
Mesaj tarihi:
Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb - 1964 - Stanley Kubrick

hangi sahnesi unutulur ki? peter sellers'ın dr strangelove olarak eliyle boğuşması, "bodily fluids" konuşmaları... ama en hatıralarda kalan sahne şüphesiz ki atom bombasındaki rodeo sahnesidir.

şu da güzeldir:
President Merkin Muffley: Gentlemen, you can't fight in here! This is the War Room.[signature][hline]unity100, 18 Temmuz 2004 22:05 tarihinde demiş ki:
bababababababa ba. ahelogg ahelog hele hele helelehlelelee.
Mesaj tarihi:
The Lost Highway - 1997 - David Lynch

Bill Pullman'ın barda şeytan gibi herifle karşılaştığı sahne. Baya tırsınçtı hakkaten. Robert Blake de dünyanın en korkunç adamıdır heralde. Özellikle bu filmde.

Replik:

Mystery Man: We've met before, haven't we.
Fred Madison: I don't think so. Where was it you think we met?
Mystery Man: At your house. Don't you remember?
Fred Madison: No. No, I don't. Are you sure?
Mystery Man: Of course. As a matter of fact, I'm there right now.
Fred Madison: What do you mean? You're where right now?
Mystery Man: At your house.
Fred Madison: That's fucking crazy, man.
Mystery Man: Call me. Dial your number. Go ahead.

arar. ordadır.[signature][hline]unity100, 18 Temmuz 2004 22:05 tarihinde demiş ki:
bababababababa ba. ahelogg ahelog hele hele helelehlelelee.
Mesaj tarihi:
The Truman Show

teknenin burnunun duvara girdiği sahne. bütün film boyunca artan gerilim o anda boşalıyor. daha önce yapmadığım, yapmaya alışık olmadığım şeyleri yapmaya korkar oldum. hani ekip hazırlıksızdır da, birdenbire dışarı çıkıveririm diye.

evet, yeni izledim, etkisindeyim.[signature][hline]"computer games don't affect kids; i mean if pac-man affected us as kids, we'd all be running around in darkened rooms munching magic pills and listening to repetitive electronic music..."-kristian wilson, nintendo inc, 1989-

[Bu mesaj Zed tarafından 04 Ağustos 2004 06:16 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
Ying xiong - Hero

imparatorun kılıç sanatının özünü anlayıp anlattığı sahne. filmin yarısı boyunca gizli gizli anlatılan şey bir anda ortaya çıkınca sersemliyo insan.

imparatorun, kimsenin kendisini anlamadığını, ama kendisini öldürmeye çalışıp vazgeçen suikastçinin sözlerini duyunca "asla tahmin edemezdim; beni gerçekten anlayabilecek tek kişinin en büyük düşmanım olduğunu" demesi.

imparatora yapılan suikast anlatılırken yeşil perdelerin (bez?) yerlere doğru düşmesi. hikayede, ay ölürken, uçan karın elinde kılıçla sarıdan kırmızıya dönüşen yaprakların ortasında durması. renk olayları süper film boyunca da, bunlar en dikkat çekenleri.

[Bu mesaj Zed tarafından 04 Ağustos 2004 06:38 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
Contact

filmin başlarında, ellie küçükken, babasının ilaçlarını almak için banyoya doğru koşması. orda pek cici bi kamera olayı var, dikkatli izleyin.

şu bıyıklı gıcık herif (adını hatırlayamadım ve bulamadım) arrowayin yerine alete binmeye hazırlanırken geçen diyalog (hatırladığım kadarıyla):

- üzgünüm ellie. keşke dünya daha adil bir yer olsaydı.
- içinde yaşayanlar adil olduğu zaman dünyanın da adil bir yer olacağına inanırdım.

daha sonra ellie'nin, aletin dışına bakıp bilinçli bi uygarlığın yaptığı yapıları görüp "they're alive" demesi. ("they exist" falan da olabilir)[signature][hline]"computer games don't affect kids; i mean if pac-man affected us as kids, we'd all be running around in darkened rooms munching magic pills and listening to repetitive electronic music..."-kristian wilson, nintendo inc, 1989-

[Bu mesaj Zed tarafından 04 Ağustos 2004 06:35 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
The Good , The Bad and The Ugly 1966

Çirkinin altınları bulmak için delidanalar gibi mezarlıkta (5000 den fazla mezar var orda ) koşması ve bu arada çalan Ecstasy of Gold müziği.[signature][hline]Lil'Alur for Shar
Mesaj tarihi:
Terminator 2: Judgment Day - James Cameron (1991)

terminator'un self-destruction sahnesi.

ilk yazdığımın yeterince unutulmaz sayılamayacağına karar verdim, zira filmin unutabildiğim bir yeri yok.. :)
[signature][hline]Cleaning Man at Flophouse: Hey, buddy. You got a dead cat in there, or what?

The Terminator: Fuck you, asshole.


[Bu mesaj Sam tarafından 04 Ağustos 2004 14:45 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
The Blues Brothers - John Landis (1980)

filmin başından beri jake'i öldürmeye çalışan kadın nihayet jake'i çamur içinde dizleri üzerine çökmüşken burnuna makineliyi dayamak suretiyle ölümle yüzyüze getirmiştir. jake'in kadını evlilik törenlerinde terkettiğini öğreniriz ancak jake masum olduğunu kanıtlayabilir..

Mystery Woman: You miserable slug! You think you can talk your way out of this? You betrayed me.
Jake: No I didn't. Honest... I ran out of gas. I, I had a flat tire. I didn't have enough money for cab fare. My tux didn't come back from the cleaners. An old friend came in from out of town. Someone stole my car. There was an earthquake. A terrible flood. Locusts. IT WASN'T MY FAULT, I SWEAR TO GOD.[signature][hline]Cleaning Man at Flophouse: Hey, buddy. You got a dead cat in there, or what?

The Terminator: Fuck you, asshole.


[Bu mesaj Sam tarafından 04 Ağustos 2004 14:37 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
For a Few Dollars More - Sergio Leone (1965)

açılış sahnesi, uzaklardaki atlı yavaş yavaş yolunda ilerlerken bir silahın doldurulmasını dolduranın ıslığı eşliğinde dinleriz, kim olduğu görülmez. sakin ve kayıtsızca devam eden ıslık bir tüfek sesi eşliğinde atlının atından düşmesiyle son bulur..

colonel mortimer'in filmin başındaki macerası ve manco ile aralarındaki şapka düellosu..[signature][hline]Cleaning Man at Flophouse: Hey, buddy. You got a dead cat in there, or what?

The Terminator: Fuck you, asshole.


[Bu mesaj Sam tarafından 04 Ağustos 2004 14:42 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
Indiana Jones - The Raiders of the Lost Ark

Indy'nin pazarda kaçırılan kızı araken karşısına çıkıp kılıçla binbir şebeklik yapan siyahlar içindeki savaşçıyı 10-15 saniye seyrettikten sonra pis pis sırıtıp silahını çekip vurması.[signature][hline]rtc
Mesaj tarihi:
Full Metal Jacket - Stanley Kubrick 1987
Marine Corps başı Hartman durmadan Private Pyle'a emirler verirken Pyle, elindeki tüfeği Hartman'a doğrultur ve öldürür. Arkasından da intahar eder.[signature][hline]"Mph Rmph !!"
Mesaj tarihi:
Ghost in the Shell - 1996

Major Motoko Kusunagi puppet master'ın peşinden tek başına gitmiştir ama onu kaçıran adamlar puppet master'ı bir örümcek tankla korumaktadır. Motoko'nun tank ile çatıştığı ve tankın üstünde parçalandığı sahne... mmm... leziz :)

The Dolls - 2002 - Takeshi Kitano

Zamanında taşradan sevgilisini bırakıp ayrılan genç yıllar sonra bir yakuza olarak taşraya geri gelir. Taşrada bıraktığı sevgilisini geri döndüğünde aynı yerde bulan yakuza şaşkınlık ve aşkı beraber yaşar, fakat pek uzun sürmeyecektir, dönüş yolunda vurulur ölüm sahnesi gösterilmez silahın ateşlenmesi ile sahne değişir ve bir çiçeğin nehre zarifçe düşüşü görülür... ühühüh

Brother - Takeshi Kitano

Çok fazla unutulmaz an ile dolu bir film daha :) aklımda en çok kalanı yazayım gerisini sam doldurur.
Japonyadan yeni gelmiş olan yakuza amca sokakta bir zenciye çarpar, zenci elindeki şarabi düşürür, şarap şişesi kırılınca zenci arkadaş bu şarabın ne kadar "değerli" olduğunu anlatmaya başlar. Bir kelime ingilizce bilmeyen yakuzamız herifin dırdırından sıkılınca çözümü kırık şişeyi zencinin yüzüne sokmakta bulur... dumur :)[signature][hline]Do you mind if i always love you?
Mesaj tarihi:
Fight Club - David Fincher (1999)

birçok efsane sahnesi vardır tabii ki ..
ama belli başlı iki tanesinden ilki: Edward'ın karakterinin (adı Jack değil) bileğinin Tyler Durden tarafından asitle yakılması ve bu sırada kendi kendisiyle yüzleşmesi.

ikincisi de şizofreni hastalığının farkına vardığı an.[signature][hline]Remember Sammy Jankis ..
Mesaj tarihi:
Memento - Christopher Nolan -2000

Leonard Shelby'ın hafızasının silindiği her sahne sinema tarihine geçecek güzellikte
hatırladığım iki tanesi:
-kendini korumak için elinde tuttuğu içki şişesiyle tuvalete giriyor ve klozetin üstünde otururken uyuya kalıyor. uyandığında elindeki şişeyi görüyor ve sarhoş olduğunu sanıyor ..

-bi tanesi de kovalamaca sahnesi. tam bir adamdan kaçarken hafızası gidiyor .. adamı kovaladığını zannediyor ama onun peşinden geldiğini görünce kaçmaya başlıyor.[signature][hline]Remember Sammy Jankis ..
Mesaj tarihi:
A Clockwork Orange - Stanley Kubrick (1971)

tabii ki süt barındaki giriş sahnesi ..

ayrıca Alex Delarge ve arkadaşlarının muzurluk yaparak içeri girdikleri ve yaşlı adamı döverek karısına tecavüz ederken Alex'in bir yandan Singin' In The Rain'i çığırması unutulmazlar arasındadır.[signature][hline]Remember Sammy Jankis ..
Mesaj tarihi:
Barry Lydon - Stanley Kubrick

Barry ve evlatlık oğlunun duello yaptığı sahne, Barry affedilmeyi beklerken kurşunu yer.

Dr. Strangelove - Stanley Kubrick

(sanerixx'e teşekkürlerimizi gönderiyoruz)
"gentleman this is the war room you cannot fight in here"
eh işte kubrick mizahı :)[signature][hline]Do you mind if i always love you?

[Bu mesaj OutTrader tarafından 04 Ağustos 2004 23:52 tarihinde değiştirilmiştir]
Mesaj tarihi:
Platoon - Oliver Stone (1986)

Kumandan Elias'ın (Willem Dafoe) vurulduktan sora diz üstüne çöktüğü tam ölmeden önceki sahne.[signature][hline]Remember Sammy Jankis ..
Mesaj tarihi:
terminator 2

- Artık neden ağladıgınızı anlayabiliyorum (/biliyorum)...

The Matrix

-Tell me mr.Anderson ,What good is a phone call if you unable to speak . (aksanda super yazen) ...

Face off

* Nicolas Cage in filmin basındaki pardosü sahnesi (ruzgar falan) ...

*Filmin sonlarındaki cenazedeki kapısmadan az once
"Bugun ne olusa olsun sean archer seni bir daha rahatsız etmeyecek" ...[signature][hline]Vampire Hunter Delucian ...
Türküm Doğruyum Calışkanım ...
Mesaj tarihi:
Shining, the - Stanley Kubrick - 1980

jack'in karısının peşinden tuvalete gelip baltayla kapıyı kırdığı sahne. Here's Johnny!!!!!

Kadının jack'in yazdığı yazılara baktığı sahne.. "All work and no play makes Jack a dull boy"

Filmin son sahnesinden jack'in kameraya bir hayvan edasi ile baktığı sahne. Bu bakışı clockwork orange'dan ve full metal jacket'tan da hatırlayabilirsiniz :)

Eee birde meşhur REDRUM REDRUM var, küçük çocuğun parmağı babasının delireceğini anlar ve sinyal vermeye başlar (ee iğrenç anlattım!!), ve yandaki kırmızı kapılı odaya doğru ilerler.. redrum, redrum, murder, murder[signature][hline]Do you mind if i always love you?
×
×
  • Yeni Oluştur...